Britanyalıların çoğu Brexit'in ekonomiye kötü yansıdığını düşünüyor

Ankete katılanların çoğu AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık'ın sınırlarını kontrol etmesine yardımcı olacağı vaadine rağmen göçü kontrol etme gücünü engellediğini söyledi

Brexit destekçileri 2016'daki AB referandumunun sonuçlarını sevinçle karşılarken, Britanya halkı bunun ekonomi için kötü bir hamle olduğunu söylüyor (AFP)
Brexit destekçileri 2016'daki AB referandumunun sonuçlarını sevinçle karşılarken, Britanya halkı bunun ekonomi için kötü bir hamle olduğunu söylüyor (AFP)
TT

Britanyalıların çoğu Brexit'in ekonomiye kötü yansıdığını düşünüyor

Brexit destekçileri 2016'daki AB referandumunun sonuçlarını sevinçle karşılarken, Britanya halkı bunun ekonomi için kötü bir hamle olduğunu söylüyor (AFP)
Brexit destekçileri 2016'daki AB referandumunun sonuçlarını sevinçle karşılarken, Britanya halkı bunun ekonomi için kötü bir hamle olduğunu söylüyor (AFP)

Nigel Farage'ın yorgun ve dağınık bir halde medyaya Brexit zaferini ilan eden konuşmasını yaparak "bu gerçek halk için zafer olacak" demesinin üzerinden 7 yıldan fazla zaman geçti.

Ancak Birleşik Krallık'ın (BK) artık dükkanlarda artan fiyatlarla karşı karşıya olması ve hükümetinin göçü kontrol etmekte zorlanmasıyla birlikte yeni bir anket Britanya halkının çoğunluğunun AB'den ayrılmanın ülke ekonomisi için kötü olduğuna inandığını ortaya koydu.

Birleşik Krallık'ın AB tek pazarı ve gümrük birliğinden ayrılmasının üçüncü yıldönümünde The Observer için Opinium'un 2 bin Britanyalı seçmenle yaptığı anket, halkın yarısından fazlasının Brexit'in BK ekonomisine zarar verdiğini düşündüğünü gösterdi.

Yüzde 60'tan fazlası Brexit'in dükkanlardaki fiyatları kötü etkilediğini düşünürken, yüzde 53'ü Birleşik Krallık'ın göçü kontrol etme gücünü engellediğini söyledi.

Brexit'in Birleşik Krallık üzerindeki genel etkisi açısından bakıldığında ankete katılanların yüzde 50'sinden biraz azı olumsuz olduğunu söylerken, yüzde 22'den biraz fazlası olumlu olduğuna inanıyor.

Brexit kampanyasının resmi partisi Vote Leave, seçmenlere AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık'ı kendi sınırlarından sorumlu kılacağını ve ülkeye Avrupalı yargıçların müdahelesi olmadan kimin gireceğine dair seçim hakkı vereceğini vaat etmişti.

Ayrıca Avustralya ve Brezilya gibi ülkelerle yapılacak yeni ticaret anlaşmaları sayesinde daha fazla istihdam yaratılacağını ve AB'den ayrılmanın ülkeye haftada 350 milyon sterlin (yaklaşık 13 milyar TL) tasarruf sağlayacağını, bunun da okullara ve Ulusal Sağlık Servisi'ne (NHS) harcanabileceğini belirtmişti.

Ancak bu yıl kasımda NHS, bekleme listelerindeki en yüksek kişi sayısını kaydetti ve gıda bankaları son 6 ay içinde rekor sayıda acil durum paketi dağıttığını bildirmesiyle enflasyon da dükkanlardaki fiyatların yükselmesine neden oldu.

Hükümet ayrıca 2023'te 30 bin mülteciye yaklaşan Kanal yoluyla yapılan göçle mücadele etmekte zorlanıyor. Bu yıl, Rishi Sunak'ın "göçmen botlarını durdurma" vaadiyle başlamıştı.

Opinium'un Politika ve Kamu İşleri Başkanı James Crouch şunları söyledi:

Brexit'in hükümet tarafından nasıl ele alındığına dair kamuoyundaki hoşnutsuzluk devam ediyor ve daha önce AB'den ayrılmanın potansiyel bir faydası diye görülen alanlar bile başarısızlık olarak algılanıyor. AB'den çıkılmasından yana seçmenlerin yarısından fazlası (yüzde 53) artık Brexit'in Birleşik Krallık'ın göçü kontrol etme gücü açısından kötü olduğunu düşünüyor ve bu da hükümetin zayıf olduğu bir meselede daha da fazla baskı yaratıyor. Buna rağmen Brexit'in bir sonraki seçimde seçmenler için açık bir öncelik olan ekonominin durumu ve NHS'ye kıyasla ikincil bir konu olması muhtemel.

Independent Türkçe



Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel