İngiltere Kralı'nın kardeşinin adının istismar ve pedofili dosyalarında geçmesini ülke basını ilk sırada gördü

(AA)
(AA)
TT

İngiltere Kralı'nın kardeşinin adının istismar ve pedofili dosyalarında geçmesini ülke basını ilk sırada gördü

(AA)
(AA)

ABD'de kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmaktan gözaltında tutulurken ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein'ın davasına ilişkin dosyalarda İngiltere Kralı 3. Charles'ın kardeşi Prens Andrew'un adının reşit olmayan çocuklarla alakalı taciz iddialarında geçmesini Londra basını ana sayfadan gördü.

İngiltere medyasındaki haberlere göre, dava dosyaları arasında 2001'de 20 yaşındayken Epstein'ın New York'taki evinde Prens Andrew'un kendisini dokunarak taciz ettiğini öne süren Johanna Sjoberg'in ifadeleri de yer aldı.

Sjoberg, ifadesinde Prens Andrew'un kendisine dokunduğu esnada fotoğraf çekildiklerini öne sürdü.

Prens Andrew ile 17 yaşındayken ilişkiye girmeye zorlandığını iddia eden Virginia Giuffre isimli kadınla ilgili ifadeler de kullanan Sjoberg, söz konusu fotoğraf çekilirken Giuffre'nin de orada olduğunu kaydetti.

Fotoğraf çekildikten sonra oradan ayrıldığını belirten Sjoberg, bu sırada Giuffre'ye herhangi bir cinsel ilişki talimatı verildiğini duymadığını bildirdi.

Öte yandan Epstein ile işbirliği içinde olduğu için 2021'de hapis cezasına çarptırılan kız arkadaşı Ghislaine Maxwell'in de ifadeleri belgelerde yer aldı. Epstein'ın fuhuş ve pedofili suçlarını işlediği öne sürülen ABD Virjin Adaları'nda bulunan adacıkla ilgili soruları da yanıtlayan Maxwell, Prens Andrew'un burayı ziyaret ettiğini doğruladı.

Ziyaretin yalnızca bir kere gerçekleştiğini ancak adada çalışan kadınların dışında başka bir kadın ya da reşit olmayan kızın orada bulunmadığını savunan Maxwell, Giuffre'yi birisiyle ilişkiye girmeye zorladığı iddialarını reddetti.

Reşit olmayan çocuğa 3 farklı yerde istismar iddiası

Dosyalarda "Jane Doe 3" adı verilen kadının da henüz reşit değilken Prens Andrew ile Londra, New York ve ABD Virjin Adaları'nda ilişkiye girmeye zorlandığı iddiası paylaşıldı.

"Jane Doe 3"e ilişkin bölümlerde Epstein'ın genç kadından istismarla ilgili detayları öğrenmeye çalıştığı ifade edildi.

Mağdurun 15 yaşındayken Maxwell tarafından bulunduğu iddia edilen dosyada, Maxwell hakkında "Epstein'a reşit olmayan kızlar bulan kişilerden biri" ifadesi kullanıldı.

Dosyalarda Epstein'ın "Jane Doe 3"ü siyasilerin istismarına da zorladığı iddiası yer aldı.

Londra medyasında gündem Prens Andrew

Epstein'ın davasına ilişkin dosyaların açıklanması, İngiliz medyasının da ana gündemi oldu.

İngiliz kamu yayıncısı BBC, haberi "Jeffrey Epstein: Prens Andrew ve Bill Clinton'ın adı dava dosyalarında" başlığını kullanarak okuyucularıyla paylaşırken Prens Andrew dışındaki ünlü isimlere ilişkin iddialara da yer verdi.

Sky News ise internet sitesinde haberi ifadelerde geçen Prens Andrew kuklasıyla fotoğraf çekilme olayı ve eski ABD Başkanı Bill Clinton'a ilişkin iddialar üzerinden verdi.

The Guardian gazetesinin internet sitesindeki haberde cinsel suçlamalar yöneltilen kişilere ilişkin detayların ortaya çıktığı ifade edildi.

The Telegraph gazetesinin internet sitesindeki haberde, "Prens, Başkanlar, Popun Kralı: Jeffrey Epstein belgelerinde adı geçenler" başlığını kullandı. Haberde Prens Andrew'un yanı sıra eski ABD Başkanları Clinton ile Donald Trump, şarkıcı Michael Jackson, bilim insanı Stephen Hawking ve illüzyonist David Copperfield'ın adının belgelerde geçtiği belirtildi.

Prens Andrew, Giuffre'ye tazminat ödemişti

Giuffre, 17 yaşındayken üç farklı yerde cinsel istismara uğradığı iddiasıyla 2021'de ABD'de dava açmış ancak Prens Andrew bu iddiaları reddetmişti.

ABD'de 2022'de görülen duruşmada mahkeme, tarafların uzlaştığını belirtmiş ve yapılan açıklamada, "Prens Andrew, hiçbir suçla ilgili sorumluluk üstlenmedi." ifadesi kullanılmıştı.

Prens Andrew'un Giuffre'ye ödeyeceği tazminatla uzlaşacakları kaydedilen açıklamada, ödenecek miktara ilişkin detay paylaşılmamıştı.

Buckingham Sarayı, Prens Andrew'la ilgili iddialara yönelik soruları, Andrew'un artık resmi unvanlarının bulunmadığı gerekçesiyle yanıtlamazken Prens, 2019'de iddialar gündemdeyken BBC'de bir yayına katılmıştı.

Prens Andrew, bu yayında birlikte gözüktükleri fotoğraf bulunmasına rağmen Giuffre'yle tanıştığını hiç hatırlamadığını söylemiş, istismar suçlamasına yönelik ise "Böyle bir şey olmadı. Size kesin ve net olarak bunun olmadığını söyleyebilirim. Bu hanımla tanıştığımı hiç ama hiç hatırlamıyorum." ifadelerini kullanmıştı.

O dönem İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in en büyük ikinci oğlu olan Prens Andrew, tahtın 9. sıradaki varisiyken ABD'deki dava nedeniyle kraliyet unvanlarından ve resmi görevlerinden feragat etmişti.

Buckingham Sarayı'ndan 13 Ocak 2022'de yapılan açıklamada Prens Andrew'un tüm askeri ve kraliyet görevlerini Kraliçe'ye iade ettiği, artık hiçbir kamu görevinde yer almayacağı ve sade vatandaş olarak yaşayacağı duyurulmuştu.



Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri tırmanışı ve Hamas'ın buna nitelikli operasyonlarla karşılık vermesi, bir süredir durmuş olan ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı derinleştirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan Mısırlı resmi bir kaynak, “İki taraf (İsrail ve Hamas) arasında ateşkese varmak için yapılan dolaylı görüşmeler, sahadaki gerilim nedeniyle şu anda durmuş durumda. Ancak arabulucular, görüşmeleri yeniden başlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırıdan bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan Taylandlı esir Pinta Nattapong’un cesedine ulaştığını söyledi.

Tayland vatandaşı Nattapong, 7 Ekim 2023'te Kibbutz Nir Oz'da Hamas mensupları tarafından esir alınmıştı. Taylandlılar, Hamas tarafından esir alınan en fazla sayıda yabancıyı oluşturuyor.

Bu olay, ABD vatandaşlığına sahip iki İsrailli esirin cesedine ulaşılmasından iki gün sonra gerçekleşti. Gazze Şeridi'nde halen 55 esir tutuluyor ve İsrail bunların yarısından fazlasının öldüğünü iddia ediyor.

sdfgyjuı
Gazze Şeridi'nde ilerleyen bir İsrail tankı (Reuters)

İsrail ordusu, Hamas'ın geçen ayın sonunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ateşkes önerisine verdiği -ilkeleri kabul ettiği ancak bazı şartlar sunduğu- yanıtı fırsat bilerek geniş çaplı bir saldırı başlattı. İsrail ordusu, hava ve topçu bombardımanını iki katına çıkararak, vatandaşları kuzeyden güneye ve güneyden orta kesimlere sürerek tam ölçekli bir tırmanışa geçti.

Mısırlı resmi kaynak şunları söyledi: “Söz konusu tırmanışın bir sonucu olarak durum çok zor ve şu ana kadar durumun çözümüne dair yeni bir şey yok. Müzakereler durmuş durumda ama birkaç gün içinde yeniden başlaması için çaba sarf ediliyor. Çünkü özellikle Kahire izlediği bilgiler ışığında herkesin pozisyonunu gözden geçiriyor.”

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için müzakereler yürütüyor. Kaynağa göre Mısır'ın pozisyon okuması şöyle: “İsrail savaşı mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmeye çalışıyor. Zira ABD ile İran arasındaki müzakerelerin başarısız olmasını ve İran'a askeri bir darbe vurulmasını istiyor ki Hamas yalnız kaldığını hissetsin ve Gazze Şeridi'ni terk etmek istesin.”

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini devretmesi konusuna hiç ikna olmuş değil. Çünkü İsrail’e göre Hamas esirleri elinde tuttuğu ve Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin müzakereleri yürüttüğü sürece Gazze Şeridi'ndeki askeri varlığını güçlendirecek şeyleri kabul edecek. Tel Aviv'in istemediği de bu. Hamas ise esirleri teslim etmesi halinde İsrail'in herhangi bir anlaşmaya uyacağına artık güvenmiyor ve özellikle de ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ı bir iyi niyet jesti olarak teslim etmesine rağmen Washington'un bunu takdir etmemesi ve Witkoff'un önerisinin gelmesinin ardından artık ABD'ye güvenmiyor.”

ıo90
Refah'ta Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından sağlanan gıda yardımını taşıyan Filistinliler (AP)

Kaynak ayrıca, ‘ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes kararını veto etmesinin ortalığı karıştırdığını ve Washington'un bu dosyadaki ciddiyetine ve arabuluculuğuna gölge düşürdüğünü’ belirtti. Kaynağa göre, tüm bunlara rağmen Kahire, uluslararası kamuoyunu harekete geçirerek Tel Aviv ile Washington'a müzakereleri yeniden başlatmaları ve bir çözüme ulaşmaları için baskı yapmak amacıyla uluslararası temaslarını yoğunlaştırıyor. Kahire, savaş ne kadar sürerse sürsün durması gerektiğine, özellikle de Mısır'ın ulusal güvenliğinin bu savaşın uzaması nedeniyle tehdit altında olduğuna inanıyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı dün, Bakan Bedr Abdulati'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve ikilinin ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve insani yardımın ulaşması için gösterdiği çabaları’ ele aldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre iki bakan, ‘bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek üzere bölgedeki gerilimin azaltılması için koordinasyonun sürdürülmesi gerektiği’ konusunda mutabık kaldı.

Filistin meseleleri konusunda uzman Mısırlı gazeteci Eşref Ebu’l Hul, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi: “Ortamın karmaşıklığına ve sahadaki gerilim nedeniyle artan uçuruma rağmen, arabulucular müzakereleri yeniden başlatmak ve İsrail ile Hamas'a koşullarını hafifletmeleri ve ateşkes için bir uzlaşmaya varmaları yönünde baskı yapmak için büyük çaba sarf ediyor. Çünkü sahadaki insani durum vahim bir hal aldı.”

Ebu’l Hul, ‘İsrail'in esirlerin cesetlerini kurtararak sahada elde ettiğini düşündüğü başarıların Hamas'ı bazı koşullardan geri adım atmaya itebileceğini, zaten Hamas'ın Witkoff'un önerisini reddetmediğini, sadece Tel Aviv'in varılacak herhangi bir anlaşmaya bağlı kalacağını garanti eden bir taahhüt istediğini, Kahire ve Doha'daki arabulucuların da Washington'la birlikte bunun üzerinde çalıştığını defalarca teyit ettiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Munir el-Cağub ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘müzakerelerin durmasına rağmen çıkmaza gireceğine inanmadığını, çünkü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun mevcut stratejisinin savaşla müzakere olduğunu’ söyledi. El-Cağub, ‘savaşın devam etmesinin Tel Aviv'in esirlerin hayatlarını önemsemediğini ve bu nedenle artık esir meselesinin Hamas'ın elinde bir güç kartı olmadığını doğruladığını’ düşünüyor.

Hamas dün bir açıklama yayınlayarak uluslararası toplumu, Arap ve İslam ülkelerini işgalcilerin Gazze Şeridi'nde işlediği suçları durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

ABD ve uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, “Washington, Hamas'ı Witkoff önerisini çekincesiz kabul etmeye ikna etmek için özellikle Kahire ve Doha ile temaslarını yoğunlaştırıyor. Söz konusu öneri, pek çok kişinin gözünde sadece İsrail'in isteklerini yerine getiren kötü bir öneri. Bu da Mısır ve Katar'daki arabulucular ile Hamas'ı zor durumda bırakıyor” dedi.