Likud milletvekili Saada: İsraillilerin çoğunluğu Gazze halkını yok etmek istiyor

İsrailli iki bakan, Gazze Şeridi halkının Kongo’ya taşınması çağrısında bulundu.

İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentindeki en-Nahhal ailesinin evine düzenlediği saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentindeki en-Nahhal ailesinin evine düzenlediği saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
TT

Likud milletvekili Saada: İsraillilerin çoğunluğu Gazze halkını yok etmek istiyor

İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentindeki en-Nahhal ailesinin evine düzenlediği saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentindeki en-Nahhal ailesinin evine düzenlediği saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)

ABD’nin İsrailli iki bakanın açıklamalarını kınamasının ardından iktidardaki Likud Partisi’nden milletvekili Moşe Saada daha tehlikeli bir açıklama yaparak, kendisinin ve çoğu İsraillinin Gazze halkının ‘yok edilmesini’ istediğini söyledi. İki İsrailli bakan, yaptıkları açıklamada savaşın bitiminden sonra Yahudi yerleşimcilerin Gazze’ye geri dönmesi ve Filistinlilerin ‘Gazze Şeridi’nden Kongo ve diğer ülkelere göç etmeleri’ yönünde teşvik edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Saada, Başbakan Binyamin Netanyahu’yu destekleyen sağcı Kanal 14’e verdiği röportajda şunları söyledi:

Nasıl ki bugün Filistin devletinin kurulmasına karşı hakkın dürüst ve doğru bir duruş sergilediği herkesçe netleştiyse, basit bir konu da onların yok edilmesidir. Bugün nereye giderseniz gidin size ‘Onları yok edin’ diyorlar. Savcılıkta birlikte görev yaptığım yoldaşlarım, hatta kibbutzlarda bile herkes bana ‘Moşe, herkes onları yok etmek istiyor’ diyorlar.

Ancak Likud milletvekilinin açıklamalarına yönelik eleştirilerin gelmesinin ardından hukukçular, Saada’yı ‘bir halkın yok edilmesi çağrısında bulunduğu ve bunun savaş suçları kategorisine girdiği’ konusunda uyardı. Bunun ardından Moşe Saada geri adım atarak, ‘sadece Hamas’ın yok edilmesini’ kastettiğini iddia ederek açıklamalarını düzeltmeye çalıştı. Ancak açıklamaları, sosyal medyada geniş çapta yayılarak, tepkiye yol açtı.

Sağ kanat desteği

Times of Israel gazetesinin dün yayınlanan haberine göre mini kabineden üst düzey bir kaynak, İsrail’in Gazze Şeridi’nden göçmen kabul etmek için Kongo ve diğer ülkelerle görüşmelerde bulunduğunu belirtirken, İsrailli bir bakan da Gazzelilerin Şerid dışına yerleştirilmesi yönündeki talebini yineledi.

Kaynak, “Kongo göçmen almaya hazır olacak. Diğer ülkelerle de görüşme halindeyiz” dedi. İsrail’in bu konuda görüştüğü diğer ülkelerden ise söz etmedi.

Aynı şekilde gazeteye göre İsrail İstihbarat Bakanı Gila Gamliel de geçen salı günü Knesset’te yaptığı konuşmada “Savaşın sonunda Hamas yönetimi çökecek, belediye yetkilileri kalmayacak ve sivil halk tamamen insani yardıma bağlı kalacak. İş olmayacak. Gazze’deki tarım arazilerinin yüzde 60’ı güvenli tampon bölgelerine dönüşecek” dedi.

dsve
Filistinli aileler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarından kaçmak için Refah’a sığındı. (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller geçen salı günü Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in 7 Ekim saldırısının cezası olarak ‘Gazze halkının, topraklarından sınır dışı edilmesi’ çağrısı da dahil, ırkçı saldırıları eleştirdi. Miller, “ABD, İsrailli Bakanlar Smotrich ve Ben Gvir’in Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesi çağrısında bulunan son açıklamalarını reddediyor” derken, bu açıklamaların sorumsuz olduğunu dile getirdi.

dww
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanında yaralanan Filistinli kadın, çarşamba günü Refah’taki bir hastaneye nakledildi. (AP)

Ancak Miller, “Başbakan Binyamin Netanyahu’nun da aralarında bulunduğu İsrail hükümeti, bu açıklamaların İsrail hükümetinin tutumunu yansıtmadığını defalarca bize bildirdi” diyerek ABD’nin Gazze’yi Filistin toprağı olarak gördüğünü ve Gazze’nin Filistin toprağı olarak kalacağını vurguladı.

Ben Gvir, ABD’ye meydan okudu

Hem Ben Gvir hem de Smotrich, ABD’li yetkiliye, sözlerini tamamen reddederek yanıt verdi. Öyle ki Ben Gvir, “ABD’yi çok takdir ediyorum. Kusura bakmayın, biz Amerikan bayrağındaki başka bir yıldız değiliz. Önce İsrail'in çıkarına olanı yaparız” diyerek, bir kez daha Gazzelilerin göçünü teşvik eden bir çözümü yineledi. Bakan, “Çünkü Gazze Şeridi çevresinde yaşayan İsraillilerin güvenliğini sağlamak ve onları savaşın başından beri boşaltmak zorunda kaldıkları kasabalara geri döndürmek tek çözümdür” dedi.

Diğer yandan Smotrich ise bugün İsraillilerin yüzde 70’inden fazlasının, ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden kendilerini kabul edecek ülkelere gönüllü göçünü amaçlayan insani bir çözümü’ desteklediğini savundu. Ayrıca dünyanın, ‘İsrail’in, kendisini yok etmek isteyen düşmanlarını şehirlerinden dört dakika uzakta ​​tutmaya devam edemeyeceğini’ anladığını iddia etti. İsrailli Bakan, bu gerçeğin böyle devam edemeyeceğini ve bunu değiştirmek için dostlarının da kendilerine katılması gerektiğini vurguladı.

Smotrich, Gazze’deki Yahudi yerleşim birimlerinin yeniden kurulması arzusunu gizlemezken, “Filistinlilerin Gazze’den çıkışı, aynı zamanda orada Yahudi yerleşim birimlerinin yeniden kurulmasının da önünü açacaktır” dedi.

dffd
Gazze Şehri, İsrail bombardımanları nedeniyle yıkıma sahne oldu. (AP)

İsrailli sağcı yerleşimciler, yerinden edilmeyi desteklemenin gerekliliği konusunda halkı ikna etmek için büyük bir kampanya yürütüyor. Sağ eğilimli Makor Rishon gazetesi, İsrailli yazar ve tarihçi Yoav Sorek’e ‘Gazze halkının yerinden edilmesi konusunu dikkat skalasının en üstüne koyması’ çağrısında bulundu.

Sağ eğilimli partilerin otoritelerinden biri olarak kabul edilen Sorek, savaşın ertesi gününü barış gününe çevirecek tek çıkış yolu olarak, Gazze’den kitlesel bir göçü zorlamaya çalışan birkaç grubun üyesi.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze halkının gönüllü göçünü teşvik etme fikrini incelemek üzere bir çalışma grubu kurma sözü vermişti. Geçtiğimiz ekim ayında İsrail medyası, savaşın başlamasından bir hafta sonra İstihbarat Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ‘Gazze nüfusunun tamamen nakledilmesinin uygulanmasını’ tavsiye eden bir belge ortaya koydu.

Belgeye göre İsrail’in, savaş sırasında Gazze halkını Sina’ya tahliye etmesi ve sınır dışı edilen Gazzeliler için kuzey Sina’da çadır kentler ve yeni şehirler kurması gerekiyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre daha sonra, Mısır’ın içerisinde birkaç kilometre uzunluğunda bir tampon bölge oluşturması ve Gazze sakinlerinin geri dönüp İsrail sınırlarına yakın bir alanda faaliyet göstermesine veya yaşamasına izin vermesi planlanıyor.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”