ChatGPT'nin yaratıcısı: Teknoloji sektöründeki Müslümanlar konuşmaktan korkuyor

Altman, teknoloji sektörünü meslektaşlarıyla empati yapmaya çağırdı

Sam Altman geçen aylarda istifa ettiğini görevine 4 gün sonra geri dönmüştü (Reuters)
Sam Altman geçen aylarda istifa ettiğini görevine 4 gün sonra geri dönmüştü (Reuters)
TT

ChatGPT'nin yaratıcısı: Teknoloji sektöründeki Müslümanlar konuşmaktan korkuyor

Sam Altman geçen aylarda istifa ettiğini görevine 4 gün sonra geri dönmüştü (Reuters)
Sam Altman geçen aylarda istifa ettiğini görevine 4 gün sonra geri dönmüştü (Reuters)

OpenAI CEO'su Sam Altman, perşembe günü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda teknoloji sektöründeki Müslüman ve Arapların konuşmaktan çekindiklerini söyledi.

Altman paylaşımında, "Teknoloji sektöründeki Müslüman ve Arap (özellikle Filistinli) meslektaşlarım, son dönemde yaşadıkları tecrübelerle ilgili konuşmaktan rahatsız oluyor. Genellikle misillemelere hedef olmaktan ve kariyerlerinin zarar görmesinden korkuyorlar" ifadelerini kullandı.

ChatGPT'nin yaratıcısı, teknoloji sektöründe çalışanlara meslektaşlarına empatiyle yaklaşma çağrısı yaptı.

Paylaşımının ardından bir Twitter kullanıcısı Altman'a, Yahudi toplumunun deneyimleriyle ilgili ne hissettiğini sordu.

Altman verdiği yanıtta, "Ben Yahudiyim. Yahudi karşıtlığının dünyada büyüyen ve önemli bir problem olduğunu düşünüyorum. Sektörde birçok kişi bana destek oluyor ve bunu takdir ediyorum. Ancak Müslümanlara bunun çok daha azı sunuluyor" ifadelerini kullandı.

Birçok insan hakkı örgütüne göre, 7 Ekim'deki Hamas saldırılarını takip eden Gazze savaşının ardından ABD ve diğer ülkelerde hem anti semitizm hem de İslamofobi yükselişe geçti.

Amerikan İslami İlişkiler Konseyi geçen ay yaptığı açıklamada, ABD'de İslamofobi kaynaklı olayların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 172 arttığını belirtmişti.

New York merkezli İftira ve İnkârla Mücadele Birliği de geçen ay yaptığı açıklamada, 7 Ekim-7 Aralık periyodunda ABD'deki Yahudi karşıtı olayların yüzde 337 arttığını bildirmişti.

Independent Türkçe, Reuters, Forbes



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.