Prenslerden sanatçılara siyasetçilerden Mossad'a uzanan ifşaatlar: Milyarder Epstein dosyası

Epstein davasının dosyalarında, Uluslararası Adalet Divanında İsrail'i savunması planlanan Alan Dershowitz de yer alıyor

(AA)
(AA)
TT

Prenslerden sanatçılara siyasetçilerden Mossad'a uzanan ifşaatlar: Milyarder Epstein dosyası

(AA)
(AA)

Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein ve bağlantılı olduğu insanların suçları, kamuoyuna yeni açıklanan dava dosyaları ile ortaya çıkarken, Epstein'in İsrail Dış İstihbarat Teşkilatı Mossad'a çalıştığı da iddialar arasında yer alıyor.

En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan ve gözaltında tutulurken hapishanede ölü bulunan Epstein'in dava dosyaları, olaylara ilişkin detayları ortaya koyuyor.

Dosyalar, Epstein'in fuhuş ağına, Ghislaine Maxwell, Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'i savunması planlanan avukat Alan Dershowitz, modellik ajansı sahibi Jean Luc Brunel, Prens Andrew, bilim insanı Stephen Hawking ve birçok önemli şahsın dahil olduğunu ve Epstein'in cinsel istismar suçlarına ortak olduklarını gösteriyor.

Epstein davası nasıl başladı?

Jeffrey Epstein, 2005'te ABD'nin Florida eyaletinde, 14 yaşında bir kızla cinsel ilişkiye girmek için para verdiği iddiasıyla gözaltına alındı.

Reşit olmayan birçok kız Epstein'in ve arkadaşlarının kendilerini cinsel istismara maruz bıraktığını iddia etse de mahkeme Epstein'i 2008'de tek bir kişiye cinsel istismar uygulamaktan suçlu buldu.

Milyarder, suçlu bulunmasının ardından 13 aylık bir ceza aldı.

New York savcılarının Epstein'i 2019'da fuhuş ağı oluşturmaktan suçlu bulmasının ardından, milyarder gözaltında tutulurken hapishanede ölü bulundu.

(AA)

Ghislaine Maxwell'in davadaki konumu

Epstein'in eski kız arkadaşı Ghislaine Maxwell, 2021'de Manhattan başsavcısı tarafından Epstein'a ve arkadaşlarına cinsel ilişkiye girmek için reşit olmayan kızlar sağlamakla suçlu bulunmasının ardından, 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Maxwell, Epstein davası boyunca, olayın mağdurlarından biri olan ve Epstein'e karşı ana davacı olan Virginia Giuffre'nin arkadaşlarına, mağduru haksız çıkaracak bilgiler paylaşması için para teklif etmek, mağdurların ifadelerini yalanlamak ve olaya dahil olan insanların masumiyetini savunmak için çeşitli faaliyetlerde bulunmak gibi bir çok eyleme başvurdu.

Dava dosyaları

Maxwell'in 2015'teki davası kapsamında açıklanması kararı alınan dava dosyaları, ABD Bölge Hakimi Loretta Preska'nın kararının ardından kamuoyuna açıklanmıştı.

Giuffre'nin, Maxwell'e açtığı dava 2017'de sonuçlanmış ancak dava dosyaları ilk 2 bin sayfası 2019'da olmak üzere, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında halka açılmıştı.

Preska'nın kararıyla 2023'te açıklanan dosyalar ise, daha öncesinde mağdurlar ve suçlanan kişilerin gizlilik hakları sebebiyle saklanmıştı.

Dava dosyaları, olaya karışmış insanlar hakkında detayları kamuoyuna sunuyor

Olaylara dahil olan ve ABD Bölge Hakimi Loretta Preska'nın kamuoyuna açıklanmasına karar verdiği dava dosyalarında çok kez ismi geçen İngiltere Kralı 3. Charles'ın kardeşi Prens Andrew ise, söz konusu dosyalarda mağdurlardan Johanna Sjoberg tarafından cinsel tacizle suçlandı.

Prens Andrew, Sjoberg'ün 2001 yılında Epstein'in Manhattan'daki dairesinde Prens tarafından taciz edildiğine ilişkin verdiği ifadenin doğruluğunu reddetmişti.

Dosyada, davacı ve mağdur Virginia Giuffre, 17 yaşındayken eski ABD Başkanı Doland Trump'ın spa salonundaki işinden ayrılıp, Epstein'in masözü olması için kandırıldığını ve Epstein'in kendisi ve diğer birçok reşit olmayan kişiyi Florida, New York, Virgin Island ve New Mexico gibi çeşitli yerlerde taciz ettiğini öne sürdü.

Dosyalarda adı geçen bir başka isim de eski Harward Hukuk Profesörü Alan Dershowitz olurken, kendisi Virginia Roberts (Giuffre) tarafından cinsel tacizle suçlandı.

Dershowitz ve Maxwell söz konusu ifadeyi yalanladı.

Epstein'in kendisini çevresindeki insanlarla cinsel ilişkiye girmeye zorladığını belirten Giuffre, 2022'de Epstein'in eski avukatı Dershowitz hakkında yaptığı suçlamaları geri çekti.

Giuffre'nin Prens Andrew ile olan davası da aynı yıl sonlandırıldı.

Dava dosyalarında yer alan ifadesinde, Giuffre, kendisinin Dershowitz, 2022'de gözaltı sırasında Paris Hapishanesi'nde ölü bulunan Jean Luc Brunel, bir başbakan, ABD'li politikacılar ve dünya liderleriyle ilişkiye girmeye zorlandığını aktardı.

Giuffre ayrıca, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore ve eski Başkan Barack Obama döneminde senatörlük yapmış George Mitchell'in Epstein'in arkadaşları olduğunu ve New York'taki evini sıkça ziyaret ettiğini belirtti.

Dava dosyalarında ayrıca, Epstein'in Maxwell'e, bilim insanı Stephen Hawking'in cinsel istismar faaliyetlerini izlediği iddialarının yalanlanması için Giuffre’nin ailesi ve arkadaşlarına para teklif etmesini istediği bir elektronik posta da yer aldı.

Giuffre'nin Clinton iddiaları

Dosyalardaki ifadelerden birinde, eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın Vanity Fair dergisini, Epstein'in fuhuş ağı oluşturduğuna yönelik bir yazının yayımlanmaması konusunda tehdit ettiği iddiası da yer aldı.

Aynı dosyada davacı Giuffre, Clinton'ın Epstein'in yürüttüğü fuhuş ağından detaylı olarak haberdar olduğunu ve bu isimle birçok kez seyahat ettiğini de öne sürdü.

Clinton'ın temsilcileri de eski Başkan'ın, Epstein'in suçları hakkında bilgi sahibi olmadığını savunmuştu.

"Prens Andrew haftalarca bizimle kalırdı"

Epstein'in eski çalışanı Juan Alessi, Prens Andrew'un, Epstein'in Florida'daki evini sıkça ziyaret ettiğini belirterek, "Prens Andrew haftalarca bizimle kalırdı." ifadesini kullandı.

Andrew'un eşi Sarah Ferguson'ın da evi ziyaret ettiğini aktaran Alessi, Prens'in her gün masaj servisi aldığını aktardı.

Alessi, Trump hakkında soru sorulduğunda ise, evi ziyaret ettiğini ancak yatılı kalmadığını ve masaj servisi almadığını belirtti.

Dava dosyalarında bu isimlerin yanı sıra, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, The Simpsons'ın yaratıcısı Matt Groening, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, eski New Mexico Valisi Bill Richardson gibi ünlü isimler de yer aldı.

Açıklanan dosyalarda, Bill Clinton’ın genç kadınlardan hoşlandığı gündeme gelmiş, ayrıca Epstein'in New Jersey'deki mekanlarına gitmeden önce Trump'la iletişime geçtiği öne sürülmüştü.

Epstein'in Mossad ajanı olduğu iddiası

RT International'a 2020'de konuşan eski İsrail istihbarat görevlisi Ari Ben-Menashe, Ghislaine Maxwell'in babası Robert Maxwell ve Epstein'in İsrail ajanları olduğunu ve bu skandalların hepsinin Mossad'ın bilgi toplaması ve ünlü isimlere şantaj uygulaması için yapıldığını iddia etmişti.

Menashe ayrıca, Prens Andrew'un ünlü isimleri Epstein'e getirmek için kandırılıp kullanıldığını öne sürmenin yanı sıra eski İsrail Başbakanı Barak'ın olaylardan haberdar olduğunu da ileri sürmüştü.

Eski Çalışma Bakanı Alexander Acosta'nın, Epstein'in istihbarat için çalıştığını söylediğini anımsatan Ben-Menashe, bu istihbaratın İsrail için olduğunu belirtmişti.

Ben-Menashe son olarak, kendisinin daha önce Epstein'in kaldığı tesiste bulunduğunu ve orada birinin kendini öldürmesinin imkansıza yakın olduğunu öne sürmüştü.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.