İsrail'in 3 ayda Gazze'de katlettiği gazeteci sayısı dünyada iki yılda öldürülenden fazla

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısının 2021 ve 2022'de dünya genelinde öldürülenlerden daha fazla olması dikkati çekiyor

Dünyada 2021-2022'de 109 gazeteci öldürülürken 7 Ekim'den bu yana Gazze'de bu sayı 112 oldu (AA)
Dünyada 2021-2022'de 109 gazeteci öldürülürken 7 Ekim'den bu yana Gazze'de bu sayı 112 oldu (AA)
TT

İsrail'in 3 ayda Gazze'de katlettiği gazeteci sayısı dünyada iki yılda öldürülenden fazla

Dünyada 2021-2022'de 109 gazeteci öldürülürken 7 Ekim'den bu yana Gazze'de bu sayı 112 oldu (AA)
Dünyada 2021-2022'de 109 gazeteci öldürülürken 7 Ekim'den bu yana Gazze'de bu sayı 112 oldu (AA)

Kara, hava ve denizden Gazze'yi 3 ayı aşkın süredir bombalayan İsrail ordusu, saldırılarda sivillerin yanı sıra çok sayıda gazeteciyi öldürdü.

Yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze'de, İsrail saldırılarında 23 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti, 59 bine yakın kişi de yaralandı. Öldürülenlerin en az 10 bini çocuk, 7 binini de kadınlar oluşturuyor.

İsrail saldırılarında, sivillerin yanı sıra uluslararası kurallarla dokunulmazlığı olan gazeteciler de hedef alındı.

Uluslararası kuruluşların verilerine göre, 2021 ve 2022'de dünya genelinde 109 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü.

Gazze'deki hükümete bağlı basın ofisinden yapılan açıklamaya göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden medya çalışanı sayısı 112'ye ulaştı. Bu da İsrail'in 3 ayda Gazze'de katlettiği gazeteci sayısının 2021 ve 2022'de dünya genelinde öldürülenden fazla olduğunu gözler önüne seriyor.

Gazetecilikten adanmışlığa geçiş

İsrail, gazetecileri, ailelerini ve çalışma ofislerini vurmaktan geri durmazken, Gazze'deki basın mensupları bölgedeki saldırıları dünyaya duyurmak için canlarını ortaya koyuyor.

Saldırılara rağmen Gazze'deki gazeteciler, İsrail'in saldırılarını duyurmak için adanmışlık içerisinde, mesleklerinden öte bir görev ifa ediyor.

İsrail saldırılarının yanı sıra elektrik ve internet erişimine de zorlanan Gazzeli gazeteciler, yaşananları aktarabilmek için büyük mücadele veriyor.

AA kameramanı Savvaf, Gazze'de yaşananları aktarmak için hayatını feda etti

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında öldürdüğü gazetecilerden biri de Anadolu Ajansının (AA) serbest habercisi olarak görev yapan kameraman Muntasır es-Savvaf oldu.

Savvaf, 18 Kasım 2023'te düzenlenen saldırıda gazeteci olan babası Mustafa es-Savvaf, annesi, iki erkek kardeşi ve onların çocukları dahil 45 akrabasını kaybetti, kendisi de yaralandı. Buna rağmen Gazze'nin kuzeyinde kalmaya devam eden Savvaf, kendisini bölgede yaşananları aktarmaya ve dünyaya duyurmaya adadı.

Yakıt olmadığı için bisikletiyle Gazze'nin kuzeyinde seyahat eden Savvaf, Endonezya ve Şifa hastaneleri başta olmak üzere İsrail'in bölgedeki saldırılarının boyutunu gösteren önemli görselleri kayda aldı.

Savvaf, 1 Aralık'ta İsrail'in düzenlediği hava saldırısında kardeşi Mervan ve bazı akrabalarıyla evlerinin önünde öldürüldü.

Al Jazeera muhabiri Dahduh sembol isimlerden biri oldu

İsrail'in saldırılarında her şeye rağmen görevlerini yapmaya devam eden Gazzeli gazeteciler dünyada sembol isimler haline geldi. O isimlerden biri de Al Jazeera muhabiri Vail ed-Dahduh oldu. Deneyimli gazeteci Dahduh, ilk olarak 25 Ekim'de Gazze'nin kuzeyindeki saldırıda eşi, oğlu ve kızı dahil ailesinden çok sayıda kişiyi kaybetti.

Eşi ve çocuklarının öldürüldüğü saldırının üzerinden saatler geçmesine rağmen Dahduh, görevine devam ederek bölgedeki saldırıları aktarmayı sürdürdü.

Dahduh, 15 Aralık'ta Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta düzenlenen saldırıda elinden ve karnından yaralandı, kameramanı Samir Ebu Dakka yaşamını yitirdi.

Yaralı olmasına rağmen görevine devam eden Dahduh, 7 Ocak'ta Han Yunus'ta bir araca düzenlenen saldırıda kendisi gibi gazeteci olan oğlu Hamza ed-Dahduh'u kaybetti.

Dahduh, oğlu Hamza'nın öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, bedeli ne olursa olsun Gazze'de yaşananları dünyaya duyurmayı sürdüreceklerini söyledi.

Saldırıların başından bu yana fotoğraf makinesini elinden bırakmadı

Gazze'deki saldırılarda sembol haline gelen isimlerden biri de AA foto muhabiri Ali Cadallah oldu. Cadallah, 11 Ekim'de Gazze'nin kuzeyindeki evlerine düzenlenen saldırıda babası ve 4 kardeşi dahil ailesinden birçok kişiyi kaybetti.

Devam eden İsrail saldırıları nedeniyle cenaze aracı ve ambulans bulamadığı için babasının cenazesini arabasının arka koltuğuna koyarak defnetmeye gittiği anlarla hafızalara kazınan Cadallah, bölgede yaşananları aktarmak için kamerasını hiç elinden bırakmadı.

Kendisini İsrail saldırılarını dünyaya aktarmaya adayan Cadallah, hayatını ortaya koyarak bölgede yaşanan insanlık dramını dünyaya duyurmak için bölgede çalışmayı sürdürüyor.

Gazetecilerin aileleri de İsrail'in hedefinde

Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 112 basın çalışanını öldüren İsrail, çok sayıda gazetecinin ailesini de hedef aldı. Gazetecilerin, aile üyelerinin öldürüldüğü haberini görevleri başında aldığı anlar hafızalara kazındı.

İsrail'in ailelerini hedef aldığı gazetecilerden biri de AA kameramanı Muhammed el-Alul oldu. Alul, İsrail'in 5 Kasım'daki saldırılarında 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetti.

Filistinli gazeteciden canlı yayında isyan

İsrail'in saldırılarında kasım ayı başında Filistin TV muhabiri Muhammed Ebu Hatab ve ailesinden 11 kişi öldürüldü.

Canlı yayında meslektaşı ve ailesinin öldürüldüğünü göz yaşları içinde aktaran Filistin TV muhabiri Selman Beşir de saldırıya çelik yeleği ve kaskını çıkararak tepki göstermişti.

Beşir, "Hiçbir şeyin dokunulmazlığı yok. Bu yeleklerin, kaskların koruyuculuğu yok." ifadesini kullanmıştı.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.