Brexit'in Birleşik Krallık'a maliyeti "300 milyar sterlini aşacak"

Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, raporda ortaya konan muazzam hasarın "Brexit'in işe yaramadığını açıkça" gösterdiğini söylüyor

(Reuters)
(Reuters)
TT

Brexit'in Birleşik Krallık'a maliyeti "300 milyar sterlini aşacak"

(Reuters)
(Reuters)

Üst düzey ekonomistlerin hazırladığı yeni bir rapora göre önümüzdeki 10 yılın ortasına gelindiğinde Brexit, Britanya ekonomisini 311 milyar sterlin (yaklaşık 12 trilyon TL) zarara uğratacak.

Cambridge Econometrics'in sarsıcı çalışması, Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma kararının Birleşik Krallık'a (BK) halihazırda 140 milyar sterline (yaklaşık 5 trilyon TL) mal olduğunu ortaya koydu.

Şoke edici bulgular zararın boyutunu, Brexit'in ekonomide 33 milyar sterlinlik (yaklaşık 1 trilyon TL) kayba yol açtığını belirten bağımsız ekonomistlerin önceki uyarılarından çok daha yüksek bir seviyeye taşıdı.

Yeni rapor blok dışında kalması sonucu Britanya'da, gelecek 10 yıl içinde daha düşük yatırım, daha zayıf ticaret ve daha az istihdam olmaya devam edeceği uyarısında bulundu.

Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan'ın yaptırdığı Cambridge çalışmasında 2035'e gelindiğinde ülkede istihdam edilenlerin sayısının, AB'de kalsaydı sahip olacağından üç milyon daha az olacağı belirtiliyor.

Ekonomistler aynı tarihe gelindiğinde Brexit'in Britanya'nın gayrisafi katma değerine (GSKD; mal ve hizmetlerin toplam değeri) yüzde 10'luk devasa bir darbe vuracağını tahmin ediyor.

BK Bütçe Sorumluluk Ofisi verilerini ve kurumun verilerine dayanan tahminleri kullanan rapor, BK'nin GSKD'sinin 2035'e gelindiğinde 2 trilyon 771 milyar sterline (yaklaşık 106 trilyon TL) ulaşacağını öngörüyor.

Ancak bu rakam, ülkenin AB'den ayrılmaya karar vermeseydi ulaşacağı 3 trilyon 82 milyar sterlinlik (yaklaşık 118 trilyon TL) GSKD'den 311 milyar sterlin (yaklaşık 12 trilyon TL) daha düşük.

Ekonomistler modellemelerinde "Brexit etkisini", Kovid ve Ukrayna savaşı gibi diğer faktörlerden ayırmaya çalıştı.

Gelecek 10 yılın ortasına gelindiğinde Britanya'nın, Brexit'in olmadığı duruma kıyasla yüzde 32 daha düşük yatırıma sahip olacağını ve yüzde 16 daha düşük ithalat, yüzde 5 de daha düşük ihracat yapacağını tespit ettiler.

Çalışma ayrıca Brexit'in başkentle ülkenin geri kalanı arasındaki üretkenlik farkını daha da açacağını ortaya koydu.

Cambridge Econometrics Baş Ekonomisti Shyamoli Patel, şöyle diyor:

Çalışmamız, Brexit gerçekleşmeseydi Londra ekonomisinin daha hızlı büyüyeceğini ortaya koyuyor. İleriye baktığımızda, Brexit'in orta vadede BK ve Londra ekonomileri üzerinde etkili olmaya devam edeceğini öngörüyoruz.

Londra'nın İşçi Partili Belediye Başkanı bulguların "Brexit'in işe yaramadığını artık açıkça" gösterdiğini söyledi.

Perşembe akşamı Mansion House'da (Londra Belediye Başkanı'nın resmi konutu -çn.) yaptığı konuşmada Khan şöyle dedi:

Brexit krizinin maliyeti ancak olgun bir yaklaşım sergileyip Avrupalı komşularımızla ticaret düzenlemelerimizi geliştirmeye açık olursak çözülebilir.

AB tek pazarına yeniden katılmanın tartışılması çağrısında bulunan Khan "AB'yle acilen daha yakın bir ilişki kurmamız gerektiğini söyleyen Gölge Dışişleri Bakanı'na [David Lammy] katılıyorum" diye ekledi.

Öte yandan İşçi Partisi, 2024 genel seçiminde iktidara gelmesi halinde Britanya'yı tek pazar ve gümrük birliğinin dışında tutacağında ısrar ediyor.

İşçi Partisi lideri Sör Keir Starmer, mevcut ticari sürtüşmeleri hafifletmek için yeni bir veterinerlik anlaşması arayışına gireceği ve 2025'te gözden geçirilme zamanı geldiğinde Boris Johnson'ın ticaret anlaşmasını inceleyeceğine dair belirsiz bir vaatte bulunuyor.

Opinium'un en son anketinin gösterdiği üzere, seçmenlerin yüzde 60'ından fazlası Brexit'in dükkanlardaki fiyatları kötü etkilediğini düşündüğünü ve yüzde 53'ü de BK'nin göçü kontrol etme becerisine ket vurduğunu söyledi.

Independent Türkçe



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC