Suriye ve Irak'taki hedefleri vuran İran, "tehditleri caydırmak için yasal hakkını" kullandığını savundu

İran, dün gece Irak ve Suriye'deki hedeflere Devrim Muhafızları Ordusu tarafından düzenlenen balistik füze saldırılarının, "İran'ın egemenliğinin ve güvenliğinin teröristlere karşı hukuki savunulması çerçevesinde gerçekleştirildiğini" savundu

Nasır Kenani (AA)
Nasır Kenani (AA)
TT

Suriye ve Irak'taki hedefleri vuran İran, "tehditleri caydırmak için yasal hakkını" kullandığını savundu

Nasır Kenani (AA)
Nasır Kenani (AA)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, ülkesinin Suriye ve Irak'taki hedeflere düzenlediği balistik füze saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, saldırıları "İran'ın ulusal güvenliğine karşı hareket edenlere yönelik bir tepki" olarak nitelendiren Kenani, Tahran'ın diğer ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu ancak aynı zamanda "ulusal güvenlik tehditlerini caydırmak için meşru ve yasal hakkını" kullandığını ifade etti.

Kenani, saldırıların, "İran'ın egemenliğinin ve güvenliğinin teröristlere karşı hukuki savunulması çerçevesinde gerçekleştirildiğini" kaydetti.

İran'dan Suriye ve Irak'ın Erbil kentindeki hedeflere balistik füze saldırıları

İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan dün gece yapılan açıklamada, Suriye topraklarındaki terör örgütü DEAŞ'a ait hedeflerin yanı sıra Erbil'de İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad'a ait olduğu iddia edilen bir binanın balistik füzelerle hedef alındığı bildirilmişti.

Açıklamada, İsrail'in, Devrim Muhafızları ve İran destekli milis grupların komutanlarının öldürülmesine karşı düzenlendiği belirtilen saldırılarda, "İran'daki casusluk faaliyetlerinin ve terör eylemlerinin planlanmasının merkezi olan Mossad'ın Erbil'deki ana casusluk karargahlarından birinin imha edildiği" aktarılmıştı.

Saldırıların, terör örgütü DEAŞ'ın üstlendiği Kirman'daki canlı bomba saldırısı, Rask kentinde güvenlik güçlerini hedef alan saldırı ile Suriye'de Devrim Muhafızları Ordusunun üst düzey komutanlarından Razi Musevi'nin öldürüldüğü saldırılara karşı gerçekleştirildiği belirtilmişti.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Güvenlik Konseyi'nin konuyla ilgili açıklamasında ise İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun Erbil'deki birçok sivil yerleşim birimine çok sayıda balistik füze saldırısı gerçekleştirdiği ve saldırılarda 4 sivilin hayatını kaybettiği, 6 kişinin de yaralandığı açıklanmıştı.

Irak Dışişleri Bakanlığı da saldırılara tepki olarak İran'ın Bağdat'taki Maslahatgüzarını bakanlığa çağırarak Tahran'a protesto notası vermişti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24