Belucistan... İran- Pakistan sınırında çalkantılı bir bölge

İran’ın hava saldırısı düzenlediği Pakistan’ın güneybatısındaki Belucistan eyaletinde yer alan Kooh Sabz bölgesinde bir kadın el arabasıyla su bidonları taşıyor (AFP)
İran’ın hava saldırısı düzenlediği Pakistan’ın güneybatısındaki Belucistan eyaletinde yer alan Kooh Sabz bölgesinde bir kadın el arabasıyla su bidonları taşıyor (AFP)
TT

Belucistan... İran- Pakistan sınırında çalkantılı bir bölge

İran’ın hava saldırısı düzenlediği Pakistan’ın güneybatısındaki Belucistan eyaletinde yer alan Kooh Sabz bölgesinde bir kadın el arabasıyla su bidonları taşıyor (AFP)
İran’ın hava saldırısı düzenlediği Pakistan’ın güneybatısındaki Belucistan eyaletinde yer alan Kooh Sabz bölgesinde bir kadın el arabasıyla su bidonları taşıyor (AFP)

Belucistan, İran- Pakistan sınırında istikrarsız bir bölge ve güvenlik güçleri ile her iki ülkenin de ‘terörist ve radikal’ olarak tanımladığı muhalif gruplar arasında yıllardır çatışmalara sahne oluyor.

İran’ın güneydoğusundaki Sistan-Belucistan eyaleti ve Pakistan’ın batısındaki Belucistan eyaleti, iki ülkenin en fakir bölgeleri arasında yer alıyor. Buralar, yüksek işsizlik oranlarının yanı sıra sürekli kuraklıkla mücadele eden iki büyük bölge.

Belucistan, toplam sayısının on milyon olduğu tahmin edilen Beluc grubuna ev sahipliği yapıyor. Bunların çoğunluğu Sind eyaleti de dahil olmak üzere Pakistan’da yaşıyor. İran’da bir buçuk milyon ile üç milyon arasında, Afganistan’da ise çok daha küçük bir azınlık bulunuyor.

İran ve Pakistan, yaklaşık bin kilometrelik (620 mil) bir sınırı paylaşıyor. Bu sınır, doğasından dolayı başta akaryakıt olmak üzere birçok kaçakçılık operasyonuna sahne oluyor.

Sınırın her iki tarafında da gerginlik her zaman arttı, ama şu an olduğu gibi nadiren alevleniyor. Öyle ki hem İran hem de Pakistan, söz konusu iki bölgede terörist olarak adlandırdıkları hedefleri vuruyor.

Pakistan’da durum

Pakistan güçleri, Beluç ayrılıkçı isyanıyla yaklaşık yirmi yıldır mücadele ediyor. Söz konusu isyanda güvenlik güçlerini, hükümet çalışanlarını ve Beluç vatandaşı olmayan sivilleri hedef alan saldırılarda yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti.  

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, Beluç ayrılıkçılar ve insan hakları grupları, ordunun isyana yönelik baskısının ‘yaygın kayıpları ve keyfi cinayetleri de içerdiğini’ belirtti.

2014 yılından bu yana ayrılıkçılar, 58 milyar dolarlık bir proje olan Çin- Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) ile bağlantılı projeleri de hedef alıyor. CPEC, büyük bir kısmı maden zengini Belucistan’dan geçen Pekin’in Bir Kuşak Bir Yol Girişimi’nin bir parçası.

Ancak Pakistan’ın geniş bölgesini üs olarak kullanan tek grup Beluç milisleri değil. Batılı hükümetler, daha önce Pakistan’ı Taliban liderlerinin Belucistan’daki güvenli bölgeyi kullanmalarına izin vermekle suçlamıştı.

Pakistan tarafındaki Beluciler, haklarından mahrum bırakıldıklarından ve doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin yerel yönetim ve sosyal ihtiyaçlara yeterince harcanmadığından şikayetçi.

İran’daki güvenlik tehdidi nedir?

İran’ın terör örgütleri listesine aldığı muhalif Ceyş el-Adl (Adalet Ordusu) örgütü, son aylarda İran’da saldırılar gerçekleştiriyor.

Beluç muhalif grubu Ceyş el-Adl, daha önce Belucistan eyaletinde son yıllarda güvenlik personelini ve sivilleri hedef alan operasyonların sorumluluğunu üstlenmişti.

10 Ocak’ta İran’ın güneydoğusundaki Belucistan Eyaleti’nin Rasek şehrinde silahlı Beluç milisleri ile İran polis güçleri arasında çıkan silahlı çatışmalarda bir İranlı polis memuru öldürüldü. Bu, Beluci muhalefet grubu Ceyş el-Adl’ın sınır kenti Rasek’teki polis merkezine düzenlediği ikinci saldırıydı. Daha önce de Pakistan ve Afganistan ile olan bu sınır bölgesinde 11 İranlı polis öldürülmüştü.

Saldırı, Belucistan eyaletinin ticaret merkezi Kirman kentinde düzenlenen iki intihar saldırısından birkaç gün sonra gerçekleşti. Saldırıyı, DEAŞ- Horasan örgütü üstlendi. Yetkililer, yaptıkları açıklamada, “İntihar bombacılarından biri Tacik uyrukluydu ve ülkeye Afgan topraklarından girdi” dedi.

Devrim Muhafızları, Suriye ve Irak’a yönelik füze saldırılarının ardından daha önce benzeri görülmemiş bir adımla Belucistan eyaletindeki saldırılarla DEAŞ saldırıları arasında bir bağlantı olduğunu açıklamıştı.

İran devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir video, İran’ın Belucistan eyaletindeki sınır köyü Seravan’da füze saldırısı alanında toplanan insanları gösteriyor (EPA)
İran devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir video, İran’ın Belucistan eyaletindeki sınır köyü Seravan’da füze saldırısı alanında toplanan insanları gösteriyor (EPA)

Muhalif Beluç milisler, İran’ın güneydoğusunda faaliyet gösteriyor ve yetkililer onları ‘terörist’ veya ‘devrim karşıtı’ olarak sınıflandırıyor. İran hükümet medyası ise Beluci muhaliflerin faaliyetlerine ilişkin ideolojik açıklamalar yapmakta ısrar ediyor. Bölgedeki partilerin çoğu, Beluci milliyetçiliğinin haklarını savunduklarını söylüyor ve yetkilileri, ‘demografik değişim ve kimliğin bozulması’ politikası uygulamakla suçluyor.

Yıllarca İran güvenlik güçlerine yönelik saldırılar düzenleyen benzer bir örgüt olan Cundullah’ın (Allah’ın Ordusu) dağılması üzerine yaklaşık 10 yıl önce kuruldu. İran’ın 2010 yılında örgüt lideri Abdülmelik Rigi’yi tutuklaması ve daha sonra idam etmesinin ardından Cundullah’ın saldırıları azalmıştı.

Resmi İran basınında çıkan haberlere göre, Abdülmelik Rigi, Şubat 2010’da İran savaş uçaklarının Kırgızistan’a gitmekte olan bir yolcu uçağını İran’a inmeye zorladığı operasyonda tutuklanmıştı. Haziran 2010’da asılarak idam edildi.

Mahsa Amini protestoları

Beluçlar, İran’ın Belucistan eyaletinin 2022’de istikrarsızlıkla karşı karşıya olmasından şikayetçi. Öyle ki eyalet sakinleri, Kürt Mahsa Amini’nin (22 yaşında) başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafından tutuklanmasının ve hayatını kaybetmesinin ardından İran genelinde patlak veren protesto hareketlerine katıldı.

O dönemde bir polis şefinin genç bir kadını taciz etmekle suçlanması üzerine halkın hoşnutsuzluğu, Belucistan eyaletindeki protestoların yoğunluğunu artırdı.

Özel bir etki yaratan protestolar, ülkede hakim olan öfkeyi yansıtırken, güvenlik güçleri de protestoları bastırdı.

Uluslararası Af Örgütü’ne göre, Kanlı Cuma olarak adlandırılan 30 Eylül 2022’de, güvenlik güçlerinin Belucistan’ın yönetim şehri Zahidan’daki bir eylemi hedef alması sonucu 90’dan fazla kişi öldürüldü.

Geçen yılki protestolarda hayatını kaybeden 500’den fazla kişiden en az 130’u eyalette öldürüldü. Zahidan halkı, 30 Eylül’de göstericilere ateş açanlardan hesap sorulmasını talep etmek için hâlâ her cuma günü sessiz yürüyüşler düzenliyor.

Etnik ve dini ayrımcılık

Aktivistler, uzun süredir bölgenin, başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere çeşitli suçlamalarla çok sayıda Beluç’u idam eden İranlı yetkililer tarafından ekonomik ve siyasi ayrımcılığa maruz kaldığından şikayetçiydi.

Belucistan, ülkenin en fakir vilayeti ve nüfusunun çoğunluğu Beluç Sünnilerden oluşuyor. Bölge halkının etnik ve dini ayrımcılık politikalarından şikayetçi olduğu biliniyor.

Bölgede hüküm süren yoksulluğun bir yansıması olarak çok sayıda Beluç, akaryakıt sevkiyatında çalışıyor. Bunlar, sınırdan daha yüksek fiyata satış yapabilecekleri Pakistan’a yakıt kaçırıyorlar. Aktivistlere göre, İran güvenlik güçleri, son yıllarda onlarca Beluç’u öldürdü.

İran’daki infazları izleyen Oslo merkezli İran İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre, Belucistan Eyaleti, infazlar açısından 31 ili içeren bir listede yer alıyor.

Uluslararası Af Örgütü, İran’da 2021 yılında eyalette yaşanan 19 infaz vakasının Beluç bireylere karşı gerçekleştiğini belirtti.



Netanyahu, oğlunun adını hatırlayamayınca ter döktü

 Netanyahu, gafını hızlıca geçiştirmeye çalıştı (@Tz4H1e_r1g4t/Twitter)
Netanyahu, gafını hızlıca geçiştirmeye çalıştı (@Tz4H1e_r1g4t/Twitter)
TT

Netanyahu, oğlunun adını hatırlayamayınca ter döktü

 Netanyahu, gafını hızlıca geçiştirmeye çalıştı (@Tz4H1e_r1g4t/Twitter)
Netanyahu, gafını hızlıca geçiştirmeye çalıştı (@Tz4H1e_r1g4t/Twitter)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, katıldığı bir yarışmada oğlunun adını unutunca zor duruma düştü.

Netanyahu, İsrail’in Bağımsızlık Günü münasebetiyle 1 Mayıs’ta konuşma yaptığı Kitabı Mukaddes bilgi yarışmasında oğlunun adını hatırlayamayınca ter döktü.

İsrail Başbakanı, müsabakada yaptığı konuşmada en küçük oğlunun da yıllar önce yarışmaya katıldığını anlatırken Avner’in adını karıştırıp onu “Avraham” diye andı.

Merhum kayınpederi Shmuel Ben-Artzi'nin Kitabı Mukaddes sevgisine dikkat çeken Başbakan, "Ondan etkilenen insanlardan, öğrencilerden biri de torunu Avraham'dı" sözleriyle konuşmasına devam etti.

Ancak bir anda oğlunun adının yanlış söylediğini fark edince kendi kendine “Avraham dedim” ifadelerini kullandı. Bunun ardından seyircilere dönerek “Adı neydi?” diye sordu. İzleyicilerden birinin yanıtı üzerine “Avner, evet, teşekkürler” dedi.

Netanyahu, durumu şaka yollu geçiştirmeye çalışarak seyircilere “Sizi test ediyordum” dedi.

Times of Israel’in aktardığına göre, 75 yaşındaki Netanyahu’nun programdaki konuşması İsrail Başbakanlığı’nın resmi YouTube sayfasında yayımlanırken mevzubahis bölüm kesildi.

Netanyahu ve eşi Sara’nın pazartesi günü katıldığı Holokost anma töreninde yapılan gaf da gündem olmuştu. Başbakan, konuşmasında “Bugüne kadar 196 rehineyi geri getirdik, bunlardan 147'si canlıydı. Geriye yaklaşık 24 canlı rehine kaldı" demişti.

Bu sırada eşinin hemen yanında oturan Sara’nın Netanyahu’ya eğilerek canlı rehine sayısı için “daha az” dediği duyulmuştu. Netanyahu ise tören katılımcılarına dönerek “yaklaşık 24” ifadesini kullandığını söylemişti.

Netanyahu ailesinin gafı, rehine yakınlarından tepki toplamıştı. Rehineler ve Kayıp Kişilerin Ailesi Forumu, “Son duruma dair yeni bir istihbarat ya da bilgi varsa bizimle paylaşılmasını istiyoruz” açıklamasını yapmıştı. İsrail ordusunun rakamlarına göre Gazze’de 24’ü canlı 59 rehine var.

Independent Türkçe, Times of Israel, CNN