İran’ın Ortadoğu’daki saldırıları ne anlama geliyor?

Tahran, nükleer üzerinden de olsa ‘sahne ışığını’ geri kazanmaya hevesli

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 18 Ocak’ta Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşma yaparken (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 18 Ocak’ta Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşma yaparken (AFP)
TT

İran’ın Ortadoğu’daki saldırıları ne anlama geliyor?

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 18 Ocak’ta Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşma yaparken (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 18 Ocak’ta Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşma yaparken (AFP)

Hüsam İtani

16 Ocak’ta İran Devrim Muhafızları’na bağlı hava sahası gücü, Pakistan’da, Suriye’de ve Irak Kürdistan Özerk Bölgesi’nde birbirlerine binlerce kilometre uzaklıktaki hedeflere füze saldırıları düzenledi. İranlılar, bu saldırılar için çeşitli gerekçeler öne sürdü, ancak bunların çoğu ikna edici değildi ya da bölgedeki mevcut durumun bağlamı dışındaydı.

İran’ın hedef aldığını söylediği ‘düşmanlar’ listesinde, Kürdistan bölgesinin Erbil kentindeki İsrail dış istihbarat servisi MOSSAD da yer alıyor. MOSSAD, yaklaşık iki hafta önce Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani suikastı anısına düzenlenen tören için toplanılan Kirman’daki patlamada gizemli bir rol oynamıştı. İranlılar, DEAŞ-Horasan mevzileri hakkında da DEAŞ-Horasan örgütünün Kirman’daki iki patlamadan sorumlu olduğunu ve Heyet-i Tahrir-i Şam’ın (HTŞ) da (Doğu) Türkistan İslam Partisi’nin (TİP) yanı sıra DEAŞ-Horasan’a da ev sahipliği yaptığını söyledi. Medya, Şincan (Xinjiang) bölgesinin Çin’den ayrılmasını talep eden Uygurlara mensup savaşçılar içeren Türkistan İslam Partisi’nin, HTŞ’nin kontrol ettiği bölgelerdeki varlığına dair çeşitli göstergelere işaret etti. Üçüncü ‘düşman’ ise Adalet Ordusu (Ceyşu’l-Adl) adlı örgüt. Beluç unsurlar içeren ve İran’dan ayrılık çağrısı yapan Ceyşu’l Adl, geçtiğimiz aralık ayında İran’ın Sistan-Belucistan eyaletindeki Rasak kasabasına saldırı düzenleyerek, 11 İranlı polisin ölümüne sebep oldu.  

Bu varsayılan düşmanların ortak yanı, İran’a karşı terörist saldırılar düzenlemiş olmaları. Buna göre Tahran sözcülerinin vurguladığı gibi İran da bu saldırılara karşı ‘nefsi müdafaa’ hakkını kullandı. MOSSAD’ın Suriye’de yıllar boyunca HTŞ ile DEAŞ arasında savaşlar yaşanmış olmasına rağmen DEAŞ-Horasan unsurlarını Kirman’daki patlamayı gerçekleştirmek üzere Pakistan’a geçirmek için HTŞ ile hazırlık yapmayı neden kabul ettiğine dair İran anlatısında tutarsızlıklar var. Bunlar bir yana, İran basınında çarşamba gecesi gerçekleşen saldırıya ilişkin sıralanan sebepler de durumun tam resmini sunmuyor.  

Aralık ayına dönersek, Arap (Umman) Denizi’nde Hindistan kıyılarına yaklaşık iki yüz deniz mili mesafede İsrailli bir iş insanının sahip (ya da hissedarı) olduğu bir geminin bir insansız hava aracının saldırısına uğradığını görürüz. Bu silahlı insansız hava aracının (SİHA) Yemen’deki Husiler tarafından gönderilmiş olmasını pek mümkün görmeyen uzmanlar, failin İran olduğu kanaatine vardı. O gün Tahran’ın, Gazze’deki savaş çerçevesinde ve Lübnan’daki sınır çatışması, Irak’tan yapılan füze saldırıları ve Suriye’den yapılan füze ve İHA saldırılarıyla devam eden çatışmalara doğrudan dahil olmaya karar verip vermediğine dair sorular soruldu.

Burada, Hamas hareketinin 7 Ekim’de İsrail’de Gazze’nin etrafındaki bölgeye düzenlediği saldırısından bu yana İran’ın tutumunu tanımlayan birkaç nokta üzerinde durmamız gerekiyor:

İran’ın saldırının ilk gününden itibaren yaşadığı kafa karışıklığı, bu saldırıda parmağı olmadığını iddia etme ve sorumluluğu üstlenmeme konusunda sergilediği katı tutumla gözler önüne serildi. Birkaç hafta sonra İran rejiminin lideri Rehber Ali Hamaney’in, kendisini Tahran’da ziyaret eden Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye, Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonundan İran’ı önceden haberdar etmemesi sebebiyle, Lübnan Hizbullah’ı Lübnan’dan İsrail’e karşı geniş çaplı bir savaşa sevk etmeye ilişkin itirazını bildirdiği iddia edildi. Tahran’ın rakipleri ve düşmanları da dahil olmak üzere bölgenin başkentlerine akın eden elçileri ve dışişleri bakanlarını gören İranlılar, özellikle de kendilerini saldırının sorumluluğundan bu tür haberler yayarak uzak tuttuktan sonra yalnız hissetmiş olmalılar. Zira ne arabulucu ne de taraf olarak, hiçbir önem ifade etmiyorlar.

Aralık ayında Tahran’ın Gazze’deki savaş ve yan cepheler çerçevesinde devam eden çatışmalara doğrudan dahil olmaya karar verip vermediğine dair sorular sorulmaya başladı

Bu, bazı Devrim Muhafızları subaylarının, Aksa Tufanı Operasyonu’nun aslında Kasım Süleymani suikastının intikamını almak üzere İran’ın talimatıyla yapıldığı yönündeki açıklamalarına kısmen açıklık getiriyor. Çünkü İranlılar, Iraklı Haşd-i Şabi’nin (Halk Seferberlik Güçleri) İsrail’e birkaç SİHA göndermesinin yanı sıra, aldığı ağır kayıplara rağmen Lübnan’ın güneyinde çatışmalara katılan Hizbullah üzerinden elde ettiği sınırlı sonuçlardan sonra bir rol arayışında. İran’ın siyasi tutumu, İsrail’e yönelik kanlı saldırıyla herhangi bir bağlantıyı ısrarla inkâr etmek ile gittikçe gerginleşen durumdan siyasi fayda devşirmeye çalışmak arasında bocalıyor.

Husilerin Kızıldeniz’den geçen gemilere karşı başlattığı savaş, İran’ın diplomatik çabalarını daha da karmaşık hale getirdi. Nitekim Batı, Husileri saldırıları durdurmaya ikna etmesi için İranlılarla temasa geçme teşebbüsünde bulunmadı. Bunun yerine ABD, Husilerin bulunduğu noktalara saldırılar düzenleyecek bir askerî koalisyon kurma yoluna girdi. Amerikalılar için Yemen kumlarına dalma ihtimali varsa da İranlılar, oradaki oyunun efendisi değiller ve oradaki çatışmaya yaptıkları yatırımların çok az sonuç vermesine sebep olacak onlarca faktör ve veri var.  

Foto: 18 Ocak’ta İsrail bombardımanının ardından Lübnan’ın güneyindeki el-Udeyse kasabasında yükselen dumanlar (AFP)
18 Ocak’ta İsrail bombardımanının ardından Lübnan’ın güneyindeki el-Udeyse kasabasında yükselen dumanlar (AFP)

Durum ne olursa olsun, İran’ın Pakistan’ı bombalamasına ilişkin büyük bir soru işareti varlığını sürdürüyor. Şöyle ki İran’ın ileri sürdüğü gerekçe, yani Adalet Ordusu’na mensup ayrılıkçıların Rasak’a yönelik saldırısı, bir aydan fazla bir süre önce gerçekleşti. Şu aşamada Tahran-İslamabad ilişkilerinde kayda değer bir gerginlik söz konusu değil. Beluç ayrılıkçılar meselesi ise iki ülkenin ortak sorunu. Zira Pakistan Dışişleri Bakanlığı ve Ordu sözcülerinin açıklamasına göre Pakistan da ayrılıkçı Beluç örgütlerin İran topraklarında yoğunlaşmasından rahatsız.

Belki de bahsedilen olayların tamamı, Gazze’deki savaştan kaynaklanmıyordur. Gerginliğin Hindistan kıyılarına ve Belucistan kırsalına kadar uzanması, Filistin-İsrail çatışmasına doğrudan bir yol bulamayabilir. Bunun İran’da olup bitenlerle bağlantılı olduğuna ise şüphe yok.

Buraya eklenecek birkaç değerlendirme var:

Birincisi: Vekalet yaklaşımının, İran’ın çıkarlarını demir bir yumrukla koruyan ve burada Ebu Takva, orada Nuceba’nın arkasına saklanmayan bir güç olarak Tahran’ın imajını zedelemesinden sonra İran, vekillerine verdiği görevleri geri almaya karar verdi. Düşmanlarını füzelerle vuruyor ve bunu korkusuzca ilan ediyor. Pakistan savaş uçaklarının İran toprakları üzerindeki bazı hedefleri vurmasında olduğu gibi, bedel ödemekten de kaçmıyor.

İkincisi: İran, ciddi anlamda huzursuz. Zira bir yandan Kürdistan bölgesi yetkililerini İranlı Kürt partilerin ortak sınırdan uzaklaştırılmasına ilişkin anlaşmaya uymamakla suçlarken, diğer yandan MOSSAD’ın Erbil’de büyük karargâhlar kurduğunu iddia ediyor. Suriye’deki DEAŞ-Horasan mevzilerinin bombalanmasına ilişkin açıklamasında da ısrarla Türkistan İslam Partisi’nin adını zikrediyor. Bununla sanki Çin’e, Uygur ayrılıkçıları vurarak kendisine bir iyilik yaptığı mesajını vermek istiyor.

Vekalet yaklaşımının, İran’ın çıkarlarını demir yumrukla koruyan ve burada Ebu Takva’nın, orada Nüceba’nın arkasına saklanmayan bir güç olarak Tahran’ın imajını zedelemesinden sonra İran, vekillerine verdiği görevleri geri almaya karar verdi

Üçüncü değerlendirme, Pakistan’la ilgili. İran’ın haksız bombardımanına rağmen oldukça sakin görünen Pakistan’ın açıklamalarında da ifade edildiği üzere Pakistan, eski ve dost bir komşu olmakla birlikte nükleer bir ülkedir ve Çin’in önde gelen dostlarından biri olarak Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında önemli görevler ifa etmektedir. Dolayısıyla İran’ın Pakistan topraklarını bombalamasının çeşitli sebepleri ve düzeyleri var gibi görünüyor.

Foto: 17 Ocak’ta İran’ın Erbil’e yönelik bombardımanıyla yıkılan bir binanın enkazı üzerinde duran kurtarma ekipleri (AFP)
17 Ocak’ta İran’ın Erbil’e yönelik bombardımanıyla yıkılan bir binanın enkazı üzerinde duran kurtarma ekipleri (AFP)

En az önemli olan şeyse şüphesiz Beluç ayrılıkçıların vurulmasıdır. İran’ın davranışlarına, Tahran’ın deyim yerindeyse ‘sahne ışıklarını’ üzerine çevirmek için kullandığı kartların çoğunu kaybettikten sonra uluslararası ilgiye yeniden mazhar olmak için yaşadığı can sıkıntısı halini, kafa karışıklığını ve eski kartları karıştırma telaşını değerlendirme penceresinden bakılmalıdır.

Söz konusu kartlardan en önemlilerinden biri, İran’ın nükleer programı. Joe Biden yönetiminin kendisini dünya barışının mimarı olarak pazarlamasına yardımcı olacak bir atılım gerçekleştirmeye çalıştığı dönem sona erdi. Zira Ukrayna savaşına boğazına kadar daldı, sonra da Gazze’yi acımasızca yıkması için İsrail’e sınırsız destek verdi. Yönetimin İran dosyasından sorumlu yetkilisi Rob Malley’nin güvenlik izninin geri çekilmesi de ABD’nin tutumunu desteklemedi. Hatta olay, Biden’ı, İran’la anlaşarak bir başarı elde etme uğrunda ABD’nin ulusal güvenliğini riske atmakla suçlamak için kullanıldı.

Böylece nükleer dosya, tedavülden kalktı ve İran, cazibe unsurunu kaybetti. İran’ın düşünce tarzına hâkim olan karmaşık yol göz önüne alındığında, İran nükleer dosyasını Pakistan üzerinden canlandırma düşüncesinin varlığı, ihtimal dışı değil. Nükleer silahını, kendisi de nükleer olan Hindistan’a karşı caydırma amacına tahsis eden İslamabad, İran için pusuda bir düşman gibi görünmeyebilir. Ancak Pakistan ile İran arasında gerilime yol açabilecek pek çok faktör bulunabilir: Belucistan ayrılıkçıları bunlardan biri. Ayrıca İslamabadlı yetkililer, Tahran’ın su anlaşmazlıkları ve nehir sularının paylaşımı yüzünden kendisine yönelik düşmanlığı karşısında Afganistan’da Taliban’ı destekliyor. Üstelik bu iki büyük ülkede Sünniler ile Şiiler arasında da mezhep ayrılığı söz konusu. Pakistan’da büyük bir Şii azınlığın olduğu doğru. Ama bu azınlık daima, Sünni silahlı örgütlere mensup radikallerin saldırılarına ve neredeyse dönemsel olarak bombalamalara maruz kalıyor.  

Bazıları son paragrafta yazılanları son derece hayali ve akıldışı bulabilir. Ama günümüz dünyasındaki savaşlarda ve politikalarda ne makul ki zaten?

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir



Afganistan'daki sellerde 200'den fazla kişi hayatını kaybetti

Samangan ile Mezar-ı Şerif arasındaki bölgede çamurun içindeki Afganlar, (AFP)
Samangan ile Mezar-ı Şerif arasındaki bölgede çamurun içindeki Afganlar, (AFP)
TT

Afganistan'daki sellerde 200'den fazla kişi hayatını kaybetti

Samangan ile Mezar-ı Şerif arasındaki bölgede çamurun içindeki Afganlar, (AFP)
Samangan ile Mezar-ı Şerif arasındaki bölgede çamurun içindeki Afganlar, (AFP)

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) bugün (Cumartesi), Kuzey Afganistan'ı vuran sellerin yalnızca Baghlan eyaletinde 200'den fazla kişinin ölümüne yol açtığını duyurdu.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre bir BM yetkilisi, dün (Cuma) iki ilçede 2 binden fazla evin yıkılmasına yol açan sel sonucu, "Baghlan vilayetinde yüzden fazla kişi öldü", Baraka vilayetinde ise "yüz kişi hayatını kaybetti" dedi. Örgüt, Afgan Ulusal Doğal Afet Yönetimi Kurumu'nun rakamlarına göre altı ilde daha çok sayıda ölümün kaydedildiğine dikkat çekti. Yerel yetkililer cuma gecesi toplam ölü sayısının 62 kişi olduğunu bildirerek, bu sayının artabileceği uyarısında bulundu.

Görsel kaldırıldı.

Baghlan vilayetindeki evinden çıkarmayı başardığı bazı eşyalarını taşıyan bir Afgan, (AFP)

Bu yıl ortalamanın üzerinde gerçekleşen bahar yağmurlarının ardından meydana gelen seller, Ghor (batı) ve Badakhshan (kuzeydoğu) başta olmak üzere, iklim değişikliğine karşı oldukça hassas olan ülkenin diğer vilayetlerini de etkileyerek önemli maddi kayıplara yol açtı.

Taliban hükümet sözcüsü Zabihullah Mücahid, bu sabahı AFP'ye yaptığı açıklamada bazı vilayetlerde "düzinelerce ölüm" kaydedildiğini doğruladı.


Ukrayna, asker kaçaklarının peşinde: Banka hesaplarını dondurma ve haciz gündemde

Kiev yönetimi, ülkenin farklı noktalarındaki reklam panolarında askerlik afişleri yayımlıyor (Reuters)
Kiev yönetimi, ülkenin farklı noktalarındaki reklam panolarında askerlik afişleri yayımlıyor (Reuters)
TT

Ukrayna, asker kaçaklarının peşinde: Banka hesaplarını dondurma ve haciz gündemde

Kiev yönetimi, ülkenin farklı noktalarındaki reklam panolarında askerlik afişleri yayımlıyor (Reuters)
Kiev yönetimi, ülkenin farklı noktalarındaki reklam panolarında askerlik afişleri yayımlıyor (Reuters)

Ukrayna'nın asker kaçaklarının banka hesaplarını dondurabileceği bildirildi.

Muhalefetteki Ses Partisi'nden (Holos) parlamenter Andrey Osadçiyuk, perşembe günü yaptığı açıklamada, asker kaçaklarının ödemesi gereken para cezalarıyla ilişkili olarak banka hesaplarının dondurulmasına yönelik adım atılabileceğini söyledi.

Aynı gün parlamentoda yapılan oylamada, asker kaçaklarının ödemesi gereken para cezası 17 bin Ukrayna Grivnası'ndan 20 bine (yaklaşık 13 bin 900 TL'den 16 bin 350 TL'ye) çıkarılmıştı. 

Osadçiyuk, bunun başkent Kiev ve diğer büyük şehirlerde yaşayanlar için halihazırda yüksek bir miktar olduğunu, dolayısıyla kasaba ve köydekilerin cezaları hiç ödeyemeyebileceğini söyledi.

Parlamenter, ödeme yapmayanlara yönelik bir prosedürü devreye sokacaklarını, bu kapsamda söz konusu kişilerin banka hesaplarının bloke edileceğini ve mülklerine haciz getirilebileceğini belirtti. 

Osadçiyuk, asker kaçaklarının banka hesaplarına erişiminin kısıtlanmasına yönelik bu uygulamanın, geçen yıl parlamentoya sunulan seferberlik yasasına dahil edildiğini hatırlattı. Ancak parlamento, uygulamayı Anayasa'ya aykırı bularak kabul etmemişti. 

Tasarıdan çıkarılan prosedürün, asker kaçaklarının hesaplarının yasal yollardan bloke edilmesini sağlayacak şekilde devreye sokulmasının planlandığı belirtildi. Osadçiyuk, bunun 10 Nisan'da parlamentoda kabul edilen sıkılaştırılmış seferberlik yasasına bağlı olarak geliştirileceğini söyledi.

Söz konusu yasa 351 milletvekilinden 283'ünün oyuyla kabul edilmişti. Yasa kapsamında 18 ila 60 yaşındaki Ukraynalı erkeklerin her zaman yanlarında bir askerlik kayıt belgesi taşımaları zorunlu hale getirilmişti. Yurtdışında yaşayan ve bu belgeye sahip olmayan kişilerin yeni pasaport alamayacağı bildirilmişti. 

Bu yaş aralığında askerlik hizmetinden sorumlu kişiler, sadece askerlik sicil bilgilerini güncellemeleri halinde Ukrayna'nın yabancı diplomatik kurumlarında konsolosluk hizmeti alabilecek. Yasa 18 Mayıs'ta yürürlüğe girecek.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, parlamentonun kabul ettiği seferberlik yaşının 27'den 25'e düşürülmesiyle ilgili yasayı da 2 Nisan'da onaylamıştı.

Independent Türkçe, RT, Reuters


İsrail istihbaratı: Hamas'ın Gazze'deki lideri Sinvar, Refah'ta saklanmıyor

IDF, Sinvar'a ait olduğunu savunduğu görüntülerde, Hamas'ın Gazze'deki liderinin Aksa Tufanı başladıktan sonra ailesiyle saklanmaya gittiğini öne sürmüştü (AFP)
IDF, Sinvar'a ait olduğunu savunduğu görüntülerde, Hamas'ın Gazze'deki liderinin Aksa Tufanı başladıktan sonra ailesiyle saklanmaya gittiğini öne sürmüştü (AFP)
TT

İsrail istihbaratı: Hamas'ın Gazze'deki lideri Sinvar, Refah'ta saklanmıyor

IDF, Sinvar'a ait olduğunu savunduğu görüntülerde, Hamas'ın Gazze'deki liderinin Aksa Tufanı başladıktan sonra ailesiyle saklanmaya gittiğini öne sürmüştü (AFP)
IDF, Sinvar'a ait olduğunu savunduğu görüntülerde, Hamas'ın Gazze'deki liderinin Aksa Tufanı başladıktan sonra ailesiyle saklanmaya gittiğini öne sürmüştü (AFP)

İsrail ordusu Refah'ın doğusunda kara harekatını sürdürürken, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar'ın Han Yunus'taki yeraltı tünellerinde saklandığı öne sürüldü.

Kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen iki yetkili, Times of Israel'e (TOI) Sinvar'ın Refah'ta değil Han Yunus'ta saklandığına dair istihbarat alındığını söyledi.

Yetkililer, Sinvar'ın tam yerinin bilinmediğini fakat Refah'ın 5 kilometre kuzeyindeki Han Yunus'ta bulunan yeraltı tünellerinde saklandığının düşünüldüğünü belirtti.

İsrailli bir başka yetkili de Sinvar'ın halen Gazze'de saklandığını doğruladı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin doğusuna 6 Mayıs akşamı kara harekatı başlatmıştı. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) dün paylaştığı bilgilere göre bölgeden 150 bin sivil tahliye edildi. Refah sınır kapısının Gazze tarafı da İsrail ordusunun kontrolü altında. 

Tel Aviv yönetimi, Hamas'ın kalan 6 taburundan 4'ünün Refah'ta konuşlandırıldığını, örgütün lider kadrosunun da burada saklandığını savunuyor. Gazze savaşında Sinvar'ın öldürülmesi, İsrail'in öncelikli hedeflerinden biri.

IDF, 13 Şubat'ta Sinvar'a ait olduğunu öne sürdüğü görüntüler paylaşmıştı. Videonun Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı operasyonundan üç gün sonra kaydedildiği savunulmuştu. 

Hamas'ın tünellere kurduğu kamera sistemiyle çekildiği belirtilen videoda, Sinvar'ın eşi, çocukları ve kardeşiyle Han Yunus'taki tünellerde görüntülendiği iddia edilmişti. 

IDF'den perşembe günü yapılan açıklamada, Refah'ın doğusunda süren kara harekatında 50 Hamas militanının öldürüldüğü ve bölgede 10 yeraltı tüneli tespit edildiği ileri sürülmüştü. 
 

Görsel kaldırıldı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 943'e çıkarken, yaralı sayısı da 78 bin 572'ye yükseldi (AFP)​​​​​


ABD ise Refah'a kapsamlı operasyona başından beri karşı çıkıyor. Washington, Tel Aviv'e iki tip ağır bombanın yanı sıra bunları güdümlü hale getiren Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı'nın (JDAM) satışının askıya alındığını salı günü duyurmuştu.

Ayrıca ABD Başkanı Joe Biden, çarşamba günü yaptığı açıklamada İsrail ordusunun Refah'a kapsamlı saldırı düzenlemesi halinde silah ve mühimmat sevkıyatını tamamen askıya alacaklarını belirtmişti.

Diğer yandan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK), Filistin'in BM üyeliğinin yeniden değerlendirilmesi ve Filistin'e daha geniş yetki ve ayrıcalıklar tanıyan tasarıyı dün kabul etti.

193 üyeden oluşan BMGK'deki oturumda 143 ülke lehte oy kullandı. 9 ülke ret ve 25 ülke de çekimser oy verdi. 


Independent Türkçe, Times of Israel, Reuters


Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki çatışmalardan yüzlerce kişi kaçtı

Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki Vovchansk kasabasından tahliye edilmeyi bekleyen siviller (Reuters)
Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki Vovchansk kasabasından tahliye edilmeyi bekleyen siviller (Reuters)
TT

Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki çatışmalardan yüzlerce kişi kaçtı

Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki Vovchansk kasabasından tahliye edilmeyi bekleyen siviller (Reuters)
Ukrayna'nın Harkiv bölgesindeki Vovchansk kasabasından tahliye edilmeyi bekleyen siviller (Reuters)

Bölge valisi Oleg Sinigubov bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Moskova'nın kara harekâtı başlatmasının ardından Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Harkiv bölgesinde Rusya sınırına yakın yerlerden yüzlerce kişinin tahliye edildiğini söyledi.

AFP'nin aktardığına göre Sinigubov sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Toplam 1,775 kişinin tahliye edildi" diyen Sinigubov, topçu ve havan topu saldırılarının son 24 saat içinde bölgedeki 30 kasabayı hedef aldığını belirtti.

Ukraynalı üst düzey bir askeri yetkili, Rus kuvvetlerinin Ukrayna'ya doğru bir kilometre ilerlediğini, burada Rusya topraklarına yönelik saldırıları önlemek için Harkiv ve komşu Sumy bölgesinde "tampon bölge oluşturmaya" çalıştıklarını söyledi.

Kiev'deki yetkililer haftalardır Moskova'nın kuzeydoğu sınır bölgelerine saldırı girişiminde bulunabileceği konusunda uyarıyor ve Ukrayna'nın Batı yardımının geciktiği ve asker sıkıntısı çektiği bir dönemde Moskova'nın üstünlüğüne işaret ediyordu.

Rusya'nın Harkiv bölgesini bombalaması sonucu çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Reuters)

Rusya'nın Harkiv bölgesini bombalaması sonucu çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Reuters)

Ukrayna ordusu daha fazla asker konuşlandırdığını belirtirken, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy cuma akşamı yaptığı açıklamada, kuvvetlerinin Rus ilerleyişine karşı koymak için topçu ve zırhlı araçlar kullandığını belirterek, "Bu cephe bölgesindeki savunmayı güçlendirmek için yedek birlikler konuşlandırıldı" dedi.

Ukrayna Kara Kuvvetleri Komutanı General Oleksandr Pavlyuk, Moskova'nın, Kiev'e silah sevkiyatındaki gecikmelerden faydalanmaya çalışması nedeniyle Rusya ile 26 aydır süren savaşın önümüzdeki iki ay içinde belirleyici bir aşamaya girmesini beklediğini söyledi.

İngiliz The Economist dergisine verdiği mülakatta "Rusya, bir ya da iki ay içinde yeterince silah alırsak durumun kendi aleyhlerine dönebileceğini biliyor" ifadelerini kullandı.

Başkan Joe Biden'ın önerdiği yardım paketi geçen ayın sonlarında kabul edilmeden önce Kongre'deki anlaşmazlıklar nedeniyle bekletilirken, ABD silah tedariki birkaç aydır yavaşlatıldı. Pavlyuk, Ukrayna'nın hala daha fazla hava savunmasına ihtiyacı olduğunu ve bir grup F-16 savaş uçağı almasının beklendiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Savaş Araştırmaları Enstitüsü cuma günü Rusya'nın " önemli taktiksel kazanımlar" elde ettiğini açıkladı.

ABD merkezli enstitü, operasyonun temel amacının "Ukrayna'nın insan gücünü ve teçhizatını doğu Ukrayna'daki cephede yer alan önemli mevzilerden çekmek" olduğunu ve bunun, "Harkiv'i kuşatmak ve ele geçirmeye yönelik geniş çaplı bir saldırı" gibi görünmediğini belirtti.


İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda en az 4 askerin öldüğünü açıkladı

 İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda en az 4 askerin öldüğünü açıkladı

 İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)

Alman Haber Ajsansı’nın (DPA) haberine göre İsrail ordusu dün (Cuma) Gazze Şeridi'nin kuzeyinde devam eden çatışmalarda en az dört İsrail askerinin öldürüldüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Radyosu’ndan aktardığına göre ölenlerin hepsi çavuş rütbesinde ve "Nahal Tugayı'nın 931. Taburuna mensup.

Radyo, aynı olayda taburdan iki savaşçının, 401. Tugay'a bağlı 9. Tabur'dan ise altı kişinin olmak üzere toplam sekiz kişinin ağır yaralandığını bildirdi.

İsrail radyosu olayın tam zamanı hakkında daha fazla ayrıntı vermedi.


Zelenskiy cephedeki "şiddetli çatışmalardan" söz ediyor, ABD ise Ukrayna ordusuna güveniyor

 Ukraynalı gönüllüler, Harkiv şehrinin kuzeyindeki bölgelerde yerel sakinlerin evlerini tahliye etmelerine yardımcı oluyor (AFP)
Ukraynalı gönüllüler, Harkiv şehrinin kuzeyindeki bölgelerde yerel sakinlerin evlerini tahliye etmelerine yardımcı oluyor (AFP)
TT

Zelenskiy cephedeki "şiddetli çatışmalardan" söz ediyor, ABD ise Ukrayna ordusuna güveniyor

 Ukraynalı gönüllüler, Harkiv şehrinin kuzeyindeki bölgelerde yerel sakinlerin evlerini tahliye etmelerine yardımcı oluyor (AFP)
Ukraynalı gönüllüler, Harkiv şehrinin kuzeyindeki bölgelerde yerel sakinlerin evlerini tahliye etmelerine yardımcı oluyor (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün Cuma), Moskova'nın Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Harkiv bölgesinde kara harekâtı başlatması üzerine "cephe hattı" boyunca "şiddetli çatışmalardan" söz etti.

Zelenskiy, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Yüksek Komutanı ile görüştükten sonra sosyal medyadan yaptığı paylaşımda: "Cephe hattında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Savunma önlemlerini ve Harkiv bölgesindeki konumumuzu güçlendirmeyi görüştük” ifadelerini kullandı.

Ukrayna'nın sahadaki durumu Washington'da da yankı buldu; Joe Biden yönetimi Rusya'nın yeni saldırısını tırmandırmasını beklese de Ukrayna ordusuna olan güvenini dile getirdi ve Moskova'nın önemli bir ilerleme kaydedebileceğinden şüphe duyduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby; "Rusya önümüzdeki haftalarda daha fazla ilerleme kaydedebilir, ancak büyük bir atılım beklemiyoruz. Ukrayna zaman içinde ABD'nin yardım akışıyla birlikte bu saldırılara 2024 yılının sonuna kadar dayanabilecektir" değerlendirmesinde bulundu.


Beyaz Saray: Gazze'de ateşkes konusunda anlaşmaya varmak hâlâ mümkün

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby (AP)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby (AP)
TT

Beyaz Saray: Gazze'de ateşkes konusunda anlaşmaya varmak hâlâ mümkün

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby (AP)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby (AP)

Beyaz Saray dün (Cuma) yaptığı açıklamada, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında Gazze'de ateşkes sağlanmasına yönelik yüz yüze görüşmelerin anlaşmaya varılmadan sona erdiğini bildirdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby basın toplantısında "Amerika Birleşik Devletleri kalan boşlukların hala doldurulabileceğine inanıyor" dedi.

ABD'nin, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği operasyonu endişeyle izlediğini ve Refah sınır kapısının derhal yeniden açılmasını istediğini belirtti.

İsrail, geçtiğimiz pazartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta askeri bir operasyon başlattı ve Refah sınır kapısının Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdi. Bu gelişme geçişin kapanmasına, insanların ve yardım kamyonlarının hareketlerinin durmasına yol açtı.

İsrail bölgede faaliyet gösteren dört Hamas tugayını ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Refah'ın doğusundaki bölgelerde çeşitli Filistinli gruplarla İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi kabul etti

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi kabul etti

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.


İsrail'in kara harekatı: Refah'ta 100 binden fazla kişi yerinden edildi

İsrail, Refah'a kara harekatının sınırlı tutulacağını söylemesine rağmen BM yetkilileri çatışmanın yayılabileceğini savunuyor (AFP)
İsrail, Refah'a kara harekatının sınırlı tutulacağını söylemesine rağmen BM yetkilileri çatışmanın yayılabileceğini savunuyor (AFP)
TT

İsrail'in kara harekatı: Refah'ta 100 binden fazla kişi yerinden edildi

İsrail, Refah'a kara harekatının sınırlı tutulacağını söylemesine rağmen BM yetkilileri çatışmanın yayılabileceğini savunuyor (AFP)
İsrail, Refah'a kara harekatının sınırlı tutulacağını söylemesine rağmen BM yetkilileri çatışmanın yayılabileceğini savunuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM), 100 binden fazla kişinin Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki Refah kentinden kaçtığını bildirdi.

BM'den dün yapılan açıklamada, bunun aylardır Gazze'de görülen en büyük kitlesel yerinden edilme olduğu belirtildi.

İsrail bombardımanları nedeniyle yaklaşık 1,5 milyon kişinin sığındığı bölgede yerinden edilenlerin sayısının birkaç gün içinde 300 bini geçebileceği aktarıldı.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir BM yetkilisi, Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'a Refah'taki kaosu şöyle anlattı: 

Çok fazla korku ve endişe var. Otomobiller, eşek arabaları, el arabaları, kamyonetler ve binlerce insan yolları tıkıyor. Bazıları daha önce birçok kez yerinden edilmiş ve gittikleri yerde barınak kurmak için yanlarında malzeme götürüyor. Bunları taşımak kolay değil. Bazı kişilerse ilk kez evinden kaçmak zorunda kalıyor.

İsrail ordusu, pazartesi akşamı Refah'ın doğusuna kara harekatı başlatmıştı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), bölgeden 100 bin sivilin Mavasi "insani bölgesine" tahliyesi için çalışıldığını bildirmiş, Refah sınır kapısının Gazze tarafının ele geçirildiğini duyurmuştu. 

BM yetkilisi, bu sınır kapısının Gazze'ye yardım tedariki için kullanıldığını hatırlatarak, yakıt ve gıda sevkıyatının durma noktasına geldiğini, kalan malzemelerin ancak 48 saat yeteceğini söyledi.

Diğer yandan Tel Aviv, İsrail-Gazze arasındaki Kerem Şalom kapısından yardımların girmesine izin verildiğini bildirmişti. Fakat BM yetkilileri, sınır kapısı civarındaki çatışmalar ve personel eksikliği gibi sorunlar nedeniyle yardımlara ulaşılamadığını belirtiyor. 

Refah'ın doğusundaki Ebu Yusuf Neccar Hastanesi de kara operasyonunun ardından salı günü tamamen tahliye edilmişti.

Diğer yandan Hamas ve İsrail arasında Mısır'ın başkenti Kahire'de yapılan ateşkes görüşmelerinden henüz sonuç çıkmadı. Hamas, heyetin bugün Katar'ın başkenti Doha'ya geçtiğini ve müzakereleri sürdüreceklerini bildirdi. Mısır yönetiminden yapılan açıklamada, anlaşmaya varılması için her iki tarafın da esnek davranması gerektiği belirtildi. 

Müzakereleri takip eden ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen üç yetkili, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e, Hamas'ın 12 haftalık ateşkes talebinin Kahire'deki görüşmeyi tıkayan önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi. 

Hamas ilk etapta 6 haftalık ateşkesi içeren anlaşmayı kabul ettiğini söylemiş fakat İsrail, müzakere metnindeki bazı maddelerin uygun olmadığını belirterek bunu onaylamamıştı. Tel Aviv yönetimi, bunun ardından Refah'ın doğusuna operasyon başlatmıştı. Aynı süreçte Hamas'ın, bir karşı teklif yaparak çatışmaların 6 yerine 12 hafta boyunca durdurulmasını istediği, İsrail'inse buna yanaşmadığı savunuldu.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, CNN


Biden'ın Refah ültimatomu: ABD ve İsrail tarihi krize doğru gidiyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgelerde tanklarını hazır tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgelerde tanklarını hazır tutuyor (AFP)
TT

Biden'ın Refah ültimatomu: ABD ve İsrail tarihi krize doğru gidiyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgelerde tanklarını hazır tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgelerde tanklarını hazır tutuyor (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın, Gazze Şeridi'ndeki Refah kentine geniş kapsamlı kara harekatı başlatılması halinde silah tedarikini durduracağını söylemesi, İsrail'de alarma neden oldu.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), silah sevkıyatının durdurulmasına yönelik açıklamanın, "İsrail-ABD ilişkilerinde şimdiye kadarki en kötü krizlerden birini tetikleyebileceğini" yazdı. ABD'nin en son böyle bir uygulamayı 1982'de eski Başkan Ronald Reagan döneminde yaptığı hatırlatıldı. 

WSJ'nin aktardığına göre İsrailli ve ABD'li istihbarat yetkilileri, Refah'a kapsamlı kara operasyonu düzenlense bile Hamas'ın Gazze'de tamamen yok edilmesinin mümkün olmadığını öne sürüyor. 

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, Biden'ın İsrail'e silah tedarikini kısıtlaması için hem kamuoyundan hem de Demokrat Parti'den büyük baskı gördüğünü yazdı. Analizde, ABD'nin desteği olmadan Gazze savaşında İsrail'in elinin zayıflayacağı savunuldu. 

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari, dünkü açıklamasında Refah'a düzenlenecek kapsamlı bir kara harekatı için yeterli sayıda silah ve mühimmata sahip olduklarını ileri sürmüştü.

Biden, silah tedarikini durduracağına dair açıklamayı çarşamba günü CNN'e yapmıştı. Bunun ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Biden'a tepki göstererek "Tek başımıza savaşmamız gerekirse öyle yaparız. Gerekirse tırnaklarımızla savaşırız" demişti.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da "Hem dostlarımıza hem de düşmanlarımıza söylüyorum: İsrail devletine boyun eğdiremezsiniz" ifadelerini kullanmıştı.

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Tel Aviv yönetiminden gelen açıklamaların "ABD ve İsrail arasındaki anlaşmazlıkların derinleştiğini gösterdiğini" yazdı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin doğusuna pazartesi akşamı kara harekatı başlatmıştı. IDF, bölgeden 100 bin sivilin tahliyesi için çalışıldığını bildirmiş, Refah sınır kapısının Gazze tarafının ele geçirildiğini duyurmuştu. BM'nin son rakamlarına göre 100 binden fazla kişi Refah'tan kaçtı. 

Tel Aviv yönetimi, Hamas'ın kalan 6 taburundan 4'ünün Refah'ta konuşlandırıldığını, örgütün lider kadrosunun da burada saklandığını savunuyor. IDF'den dün yapılan açıklamada, kara harekatında 50 Hamas militanının öldürüldüğü ve bölgede 10 yeraltı tüneli tespit edildiği savunuldu.

Washington ise Refah'a kapsamlı operasyona başından beri karşı çıkıyor. ABD, İsrail'e iki tip ağır bombanın yanı sıra bunları güdümlü hale getiren Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı'nın (JDAM) satışının askıya alındığını salı günü duyurmuştu.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, CNN, New York Times