Rusya Afrika’da Çin ile çatışacak mı?

Rusya, güvenlik krizi ve ekonomik krizle karşı karşıya olan Afrika'da Çin ile çatışacak mı?

Çin'in Cibuti'de askeri ve güvenlik varlığını tahsis ettiği bir askeri üssü bulunuyor (AFP)
Çin'in Cibuti'de askeri ve güvenlik varlığını tahsis ettiği bir askeri üssü bulunuyor (AFP)
TT

Rusya Afrika’da Çin ile çatışacak mı?

Çin'in Cibuti'de askeri ve güvenlik varlığını tahsis ettiği bir askeri üssü bulunuyor (AFP)
Çin'in Cibuti'de askeri ve güvenlik varlığını tahsis ettiği bir askeri üssü bulunuyor (AFP)

Çin, son aylarda Afrika'daki özel güvenlik şirketlerine yaptığı yatırımı güçlendirdi. Pekin’in bu konudaki motivasyonu, özellikle de ABD liderliğindeki Batı'nın Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi ülkelerden çekilmesinde gizemini koruyor. Bu ülkeler, özellikle Rusya'nın özel bir etki alanı haline geldi. Bu durum Pekin'in Afrika kıtasındaki güvenlik şirketlerine yatırım yapma stratejisinin, Moskova ile bir çatışmaya mı yol açacağı ya da Batılı başkentlerle mücadelede ön saflarda yer alan iki müttefik (Moskova ve Pekin) arasında anlaşma ve düzenlemelerin yapılmasına mı yol açacağı konusunda soruları gündeme getiriyor. 

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) tarafından yayınlanan Afrika Savunma Platformu dergisi, Çin'in Afrika kıtasında büyüyen Çin çıkarlarını korumak da dahil olmak üzere çeşitli amaçlarla faaliyet gösteren altı ila sekiz özel güvenlik şirketine sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Çatışma yok

Fransa müttefiki rejimleri deviren darbelerden bu yana Rusya, Sahel ülkelerine kendisini Batılı güçlere alternatif olarak sunmaya çalıştı. İlgili ülkeler bunu sıcak karşıladı ve memnuniyetlerini ifade ettiler. Nijer ile görüşmelerin yapıldığı bir dönemde Moskova'nın, komşuları Mali ve Burkina Faso'da tutunma noktası var. Bu durum, özellikle iki ülkenin (Rusya-Çin) yıllardır ittifak içinde olması nedeniyle, Pekin'in güvenlik varlığının Rus nüfuzuna bir tehdit mi oluşturacağı yoksa onu tamamlayacak bir unsur mu olduğu konusunda soruları gündeme getiriyor.

Çadlı siyasi araştırmacı Yamingay Batinbaye, “Çin ile Rusya arasında Afrika'da bir nüfuz çatışması hipotezi pek olası görünmüyor. İki ülke bu kıtada klasik ve geleneksel bir ittifak içinde. Birbirlerinden farklı bir yaklaşıma güvenerek Afrika kıtasındaki varlıklarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Çin'in nüfuzu büyük bir esneklikle sağlanırken Rusya ise daha birleşik ve saldırgan bir yaklaşıma güveniyor.”

Çin, Afrika'da daha fazla askeri ve güvenlik faaliyeti tehdidinde bulunuyor (AP)
Çin artık Afrika'daki ekonomik ve askeri hedeflerini gizlemiyor (AFP).

Öyle görünüyor ki, vatandaşlarının ölümüne neden olan saldırılardan etkilenen Çin, geçtiğimiz yıllarda Afrika’da büyük ölçüde güçlenen çıkarlarını korumayı amaçlıyor. Çin, baraj inşası ve diğer yatırımlar için en az 20 milyar doları Afrika'ya akıttı.

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 2023 yılının Mart ayında silahlı kişilerin mayınla düzenlediği saldırıda 9 Çinli öldürüldü ve hiçbir taraf bu saldırının sorumluluğunu üstlenmedi.

Battenbay, “Bana göre Çin'in Afrika kıtasındaki güvenlik varlığı, çıkarlarını ve geçtiğimiz yıllarda başlatılan projelerde çalışan kişileri korumakla sınırlı olacaktır."

Askeri-ekonomik müdahale

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping daha önce yaptığı açıklamada özel güvenlik şirketlerinin faaliyetlerinin gelecekte Afrika kıtasında artacağını öngörmüştü. Cinping, “Güvenliği yurtdışına yayma ve Çin vatandaşlarının ve Çin tüzel kişiliklerinin yurtdışındaki meşru hak ve çıkarlarını koruma yeteneğimizi geliştireceğiz.” dedi.

Afrika meseleleri araştırmacısı Sultan Alban, “Çin yatırımlarının çokluğu, özellikle ekonomik çıkarları korumaya yönelik askeri varlığın ortaya çıkmasına yol açtı. Örneğin, Çin'in Cibuti ülkesindeki askeri varlığı esas olarak Kızıldeniz'deki ticari gemilerini korumaya yöneliktir ve aynı zamanda bu varlık Çin'e Afrika Boynuzu bölgesinde askeri esneklik de sağlamaktadır.” dedi.

Çin, Afrika'da daha fazla askeri ve güvenlik faaliyeti tehdidinde bulunuyor (AP)
Çin, Afrika'da daha fazla askeri ve güvenlik faaliyeti tehdidinde bulunuyor (AP)

Alban sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bu esnek taraf, silah satışı ve Çin özel güvenlik şirketlerinin yoğun faaliyetleriyle ilgili hayati askeri boyutu göz ardı etmiyor. Çin özel güvenlik şirketleri havalimanları, yollar, barajlar vb. gibi madencilik ve altyapı alanında çalışan firmalara hizmet veriyor. Çin, 2015-2019 yılları arasında Afrika kıtasına silah tedarikinde yaklaşık yüzde 20 ile Rusya'nın ardından ikinci sırada yer aldı. Dolayısıyla Çin'in Afrika'daki askeri faaliyetleri arasında askeri-ekonomik bir örtüşme var. Çin yatırımlarının olduğu her yerde askeri hareketlilik de vardır. Ancak Çin'in Afrika kıtasındaki askeri varlığı, iki ülke arasındaki çıkar farklılığı nedeniyle Rusya için bir tehdit oluşturmuyor. Ayrıca kıtanın doğusunda Çin askeri varlığı, batısında ise Rus askeri varlığı yoğunlaşıyor.”

Olası çatışma

Rus paramiliter grubu Wagner’in elde ettiği başarıların Çin'i de aynı yolu izlemeye teşvik edebileceğini söyleyen gözlemciler, ancak bu durumun da aralarındaki güçlü ilişkilere rağmen Pekin ile Moskova’yı en nihayetinde bir çatışmaya sürükleyebileceğini ifade ettiler.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Uluslararası İlişkiler Uzmanı Muhammed Salih el-Ubeydi konuya ilişkin şunları söyledi: “Çin güvenlik şirketlerinin rolü ve bu rolü genişletme olasılığı hakkındaki tartışma kamuoyuna açık hale geldiğinden dolayı, doğrudan bir çatışma hipotezi göz ardı edilemez.  Bu durum, bahse konu faaliyetleri tekeline alan ve kendisine çeşitli avantajlar sağlayan Rusya'yı kaçınılmaz olarak rahatsız edecektir. Söz konusu avantajlardan en önemlisi, devletin bu özel şirketlerin eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmemesidir. Wagner Grubu'nun geri çekilme sürecinde olduğundan bahsetmiyorum bile. Bu geri çekilme, Çin'in bu grubun bırakabileceği boşluğu doldurma konusunda harekete geçmesine neden olacak. Ama bir yandan da Rusya'nın 'Afrika Kolordusu' diye bir oluşum kurma ihtimalinden bahsediliyor ki bu da bizi iki dünya gücü arasında çıkar çatışmasına sürükleyebilir.”



Wagner'in Mali'den çekilmesi ne anlama geliyor?

Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
TT

Wagner'in Mali'den çekilmesi ne anlama geliyor?

Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)
Gece saatlerinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesinin ardından Gao'da yıkılmış bir binanın yanında duran Malili askerler, 13 Kasım 2018 (AFP)

Rabia Abdusselam

Mali’de son günlerde dramatik gelişmeler yaşandı. Rus özel askeri grup Wagner, ‘3,5 yıl boyunca bölgede savaştıktan ve buradaki görevini tamamladıktan sonra Mali'den ayrılacağını’ açıkladı. Söz konusu gelişmelerin en önemlilerinden biri ise Rus Lejyonu’nun bölgede kalacağını açıklamasıydı.

Wagner'in misyonunun sona erdiği gerekçesiyle aldığı çekilme kararı, mantıklı cevaplar arayan temel sorularla karşı karşıya. Bu sorulardan ilki, özellikle bu kararın Mali'de ordu ile silahlı gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaşmasıyla aynı zamana denk gelmesinden dolayı arkasındaki nedenler ve Bamako'daki geçici askeri yetkililer ile tüm bölge üzerindeki etkileriyle ilgili. Bu çatışmalardan biri olarak Mali ordusu ile yaklaşık bir hafta önce düzenlediği saldırıda insansız hava araçları (İHA) kullandığını ve bu sayede Mali ordusuna ait çok amaçlı askeri teçhizatı ele geçirdiğini açıklayan Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (CNIM) arasındaki gerginlikten bahsedilebilir.

İkinci soru, özellikle Wagner'in Afrika Lejyonu olarak yoluna devam edeceğinden söz edildiği bir dönemde Rusya’nın bölgedeki varlığının niteliğiyle ilgili. Bu varlık, diyalog ve karşılıklı güven yoluyla toplumsal uyumu korumayı savunan Cezayir'in yaklaşımıyla uyumlu mu? Afrika ülkelerindeki çatışmaların ve anlaşmazlıkların sona erdirilmesinde yabancı müdahaleyi reddeden Cezayir, bu tutumunu sık sık yineliyor.  Mali ve Libya örneklerinde yabancı müdahalesi birçok kez tekrar etmişti. Son olarak ise Rusya ve Cezayir arasında Sahel bölgesindeki gelişmelerle ilgili tartışmaların niteliği ve olası sonuçları ile bu aşamanın Cezayir sürecinden doğan barış ve uzlaşı anlaşmasının uygulanması için ‘yeni bir fırsat’ olup olmadığı konusunda üçüncü bir soru gündeme geliyor.

Arka planlar

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Wagner’in Mali'den çekilme kararının arkasındaki nedenler arasında Cezayir'in doğrudan baskısı da yer alıyor. Burada, iki önemli gelişmeye dikkati çekilebilir. Bunlardan ilki, ABD ile askeri iş birliğinin geçtiğimiz ocak ayında Cezayir'in başkenti Cezayir'de ABD Afrika Kuvvetleri (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley ve Cezayir Genelkurmay Başkanı General Said Şangariha tarafından imzalanan iş birliği mutabakatı ile güçlendirilmesidir.

Sahadaki durum ve Wagner’in aldığı ağır darbeler ve çalışmalarının dağınık hale gelmesi de Rus paralı asker grubunun Mali'den çekilmesinin nedenleri arasında sayılabilir.

İkinci gelişme ise Cezayir'in Moskova'ya Wagner güçlerinin varlığını kesin olarak reddettiğini belirten bir mesaj iletmesiyle ilgili. Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf, geçtiğimiz ocak ayında düzenlenen bir basın toplantısında bunu açıkça ifade etti. Attaf, “Rus dostlarımıza, (Mali'nin kuzeyindeki Azavad hareketlere atıfla), siyasi hareketlerin terörist gruplar gibi muamele görmesine izin vermeyeceğimizi ve kabul etmeyeceğimizi bildirdik. Ayrıca, Afrika'nın Sahel bölgesindeki sorunların çözümünde Cezayir'in öncü deneyimini onlara sunduk ve askeri operasyonların tek başına kalıcı barışa yol açmayacağını belirttik” ifadelerini kullandı.

f0p
Fransız ordusu tarafından dağıtılan, ancak tarih verilmeyen fotoğrafta, Mali'nin kuzeyinde bir helikoptere binen Rus paralı askerler görülüyor (AP)

Sahadaki durum ve Wagner’in aldığı ağır darbeler ve çalışmalarının dağınık hale gelmesi de Rus paralı asker grubunun Mali'den çekilmesinin nedenleri arasında sayılabilir. Bu konuda güvenlik uzmanı Ekrem Harif, Al Majalla’ya yaptığı değerlendirmede Wagner'in Mali'nin engebeli tepeler ve dağlarla başa çıkmakta büyük zorluk çektiğini söyledi. Wagner'in Bölgenin doğasını ve engebeli arazisini iyi bilen yerel halk karşısında başarısız olduğunu ve yerel halkın bu sayede Wagner’e büyük yenilgiler yaşattığını belirten Harif, geçtiğimiz yıl temmuz ayında yaşanan çatışmaların buna bir örnek olarak gösterilebileceğini vurguladı. Ayrıca, Mali'nin kuzeyindeki Tuareg halkı, bu özel askeri oluşumların kendilerine uyguladığı ihlallere ve şiddete karşı koymak için ittifak kurdu. Cezayir, daha önce Wagner’e atıfla özel askeri oluşumları takip etmek için uluslararası olarak harekete geçilmesi çağrısında bulunmuştu. Geçtiğimiz yıl 27 Ağustos'ta Cezayir'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ammar bin Cami, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda Cezayir’in Mali sınırı yakınlarındaki köyleri bombalamak için insansız hava araçları (İHA) kullanan tarafların hesap vermesi gerektiğini söyledi. Cezayirli yetkili, “Bu saldırılar için düğmeye basanlar hiçbir tarafa karşı sorumlu değil” diye ekledi.

Jeopolitik durum, Kremlin'i Afrika Lejyonu olarak da bilinen ve esasen özel bir şirket olan Wagner’in yönetimini devralmaya yönelik taktiksel değişiklikler yapmaya itti.

Cezayir, son aylarda dikkat çekici bir diplomatik hareketlilik yaşadı. Rusya Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı ve Cezayir-Rusya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Yuri Valyaev, üst düzey bir heyetle birlikte Cezayir'i ziyaret etti. Valyaev ve heyeti burada Cezayir Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri General Muhammed Salah Bin Bişe tarafından karşılandı.

Cezayir Genelkurmay Başkanı General Şangariha, geçtiğimiz yıl kasım ayında Rusya Savunma Bakan Yardımcısı General Aleksandr Fomin'i kabul etti. Ardından, Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Johannesburg'da düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın oturum aralarında bir araya geldi. Görüşmede, ‘çatışmaların uluslararası hukukun kabul görmüş ilkelerine dayanan siyasi ve diplomatik yollarla hızlı bir şekilde çözülmesi için dış politikada yakın iş birliği yapılması’ vurgulandı. Geçtiğimiz aralık ayında, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Rusya Devlet Başkanı'nın Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov Cezayir'i ziyaret etti. Ziyaret, Moskova ile Cezayir arasında, Wagner'in Mali'deki varlığı ve faaliyetleri nedeniyle gizli bir gerginlik olduğuna dair bazı işaretlerin ortaya çıkmasıyla aynı döneme denk geldi.

Rusya'nın Afrika kıyılarındaki nüfuzuna ne olacak?

Bugün jeopolitik durumun Kremlin'i, Afrika Lejyonu olarak da bilinen ve esasen özel bir şirket olan Wagner’in yönetimini devralmaya yönelik taktiksel değişiklikler yapmaya ittiği kesin. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından kurulan ve Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-bek Yevkurov tarafından yönetilen Afrika Lejyonu, Wagner ile karşılaştırıldığında, Libya, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde Rusya'ya yakın yerel hükümetlerle isyanla mücadelede askeri destek, eğitim ve iş birliği sağlama yönüyle öne çıkıyor.

Basında yer alan haberler, Wagner üyelerinin çoğunun yarı askeri bir hükümet oluşumuna yeniden dahil edilerek kuzeyde, özellikle Cezayir sınırındaki Kidal bölgesinde tutulacağına dair eğilimi ortaya koydu.

Bu değişiklik, Moskova'nın Afrika kıyılarında yeni bir politika izleme arzusunu açıkça ortaya koyuyor. Güvenlik uzmanı Ekrem Harif, bununla ilgili değerlendirmesinde Wagner'in bölgeden ayrılmasının olumlu bir gelişme olduğunu, çünkü milislerin kontrol altında olmadığını ve Bamako'nun emirlerine tabi olduğunu, bu emirlerin çoğunun kuzeydeki nüfusun çoğunluğunun terörist olarak değerlendirilmesi gerektiğini öngördüğünü söyledi. Ancak bu değişikliğin, siyasi meselelere yönelik askeri çözümlerin tamamen sona erdiği anlamına gelmediğini belirten Harif, “Afrika Lejyonu’nun görevlerinin sadece danışmanlıkla sınırlı kalacağını sanmıyorum, terörle mücadele için sahaya da gireceği kesin. Bu da Cezayir'in istediği şeyle tamamen çelişiyor” yorumunda bulundu.

kıo
Bamako'daki Cezayir Büyükelçiliği önünde düzenlenen protesto gösterisinde ‘Cezayir = Terör’ yazılı bir pankart taşıyan bir protestocu, 8 Nisan 2025 (AFP)

Basında yer alan ve diplomatik bir kaynaktan bilgiler aktaran haberler, Wagner üyelerinin çoğunun yarı askeri bir hükümet oluşumuna yeniden dahil edilerek kuzeyde, özellikle Cezayir sınırındaki Mali'nin en az gelişmiş bölgesi olan Kidal bölgesinde tutulmasının planlandığına işaret etti. Bu da, geçici askeri yetkililerin bu ülkedeki zulmüne kurumsal bir nitelik kazandırma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Bu eğilim, Malili askeri bir kaynağın Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada ortaya çıktı. Kaynak, Wagner ve diğer kuruluşlarla Rusya ile askeri iş birliğinin devam edeceğini ve Moskova'nın Bamako'nun askeri iş birliği alanında stratejik ortağı olmaya devam edeceğini vurguladı.

Aynı eğilimi, ‘her stratejik dönüşümü egemenlik kararı olarak gerekçelendirmeyi’ reddeden Azavad Kurtuluş Cephesi (FLA) de benimsedi. Wagner’le ilgili açıklamayı ‘medya oyunu ve içerikte değil, biçimde bir değişiklik’ olarak nitelendiren FLA, bunun ‘silahlı bir terör örgütünün başka bir terör örgütüyle değiştirilmesi, yani Wagner’den Afrika Lejyonu’na geçilmesinden ibaret’ olduğunu belirtti. Yaklaşık bir yıldır Mali’nin kuzey halkını temsil eden ve çıkarlarını savunan tek bir çatı altında birleşen örgüt liderlerine göre bu çekilme bir kopuş değil, baskıya dayalı bir modelin, sistematik insan hakları ihlallerinin ve yerel halkın aşağılanmasının devamı niteliğinde. Bu uygulamaların ‘belgelenmiş ve yaygın olarak kınanmış’ olduğunu belirten örgüt liderleri, söz konusu adımın ‘hiçbir şekilde siyasi veya askeri bir dönüm noktası olmadığını, aksine içeride yetersiz ve uluslararası alanda aşağılanmış, güvenliği sağlayamayan ve temsil ettiğini iddia ettiği halklara hizmet edecek en ufak bir kalkınma vizyonu olmayan askeri yönetimin içinde bulunduğu çıkmazı ortaya koyduğunu’ vurguladılar.