İsviçre'den İsrail-Filistin meselesinde kalıcı barış için "iki devletli çözüm" vurgusu

İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, "(İsrail ile Filistin arasında) Kalıcı bir barışın temeli iki devletli çözümün sağlanması olmaya devam ediyor. İsrailliler ile Filistinlilere barış ve güvenlik içinde yaşama umudunu verecek çözüm budur" dedi

Ignazio Cassis (AA)
Ignazio Cassis (AA)
TT

İsviçre'den İsrail-Filistin meselesinde kalıcı barış için "iki devletli çözüm" vurgusu

Ignazio Cassis (AA)
Ignazio Cassis (AA)

Cassis, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde düzenlenen üst düzey katılımlı Filistin oturumunda konuştu.

Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarını kınayan Cassis, Hamas'ın elinde tuttuğu tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Cassis, Orta Doğu'da aşırı derecede nefret ve acı noktasına ulaşıldığını vurgulayarak, İsrail'in Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddetin sınırının olmadığını belirtti.

BM Genel Kurulunun 7 Ekim sonrasında Gazze konusunda iki önemli karar aldığını hatırlatan Cassis, bunları hayata geçiremediklerini de kaydetti.

Cassis, çatışmalarda sivillerin mağduriyeti ve uluslararası insancıl hukukunun sürekli ihlalinin devam ettiğini söyledi.

İsrail-Filistin meselesine çözüm bulma konusunda birlikte çalışmanın önemine değinen Cassis, "Kalıcı bir barışın temeli iki devletli çözümün sağlanması olmaya devam ediyor. İsrailliler ile Filistinlilere barış ve güvenlik içinde yaşama umudunu verecek çözüm budur. Artık bu çatışmayı yönetmeye gücümüz yetmiyor. Gazze'deki mevcut çıkmaz bunun kanıtıdır. Bir kritik eşiğe ulaştık. Çok sayıda insanın hayatına mal olan bu çatışmanın siyasi çözümüne yönelik daha somut adımlar atmalıyız." dedi.

Cassis, geri kalan rehinelerin serbest bırakılması, insani ateşkes, insani yardıma engelsiz erişim ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi çağrısında bulunurken, tüm bunların "siyasi bir çözüm zemininde" olması gerektiğini savundu.

İsraillilerle, Filistinlilerle ve bölge ülkeleriyle birlikte olduklarını belirten Cassis, İsviçre'nin barışa yönelik bu zorlu ancak hayati süreçte üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu sözlerine ekledi.



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.