Batı, Sahel'deki darbeciler üzerindeki baskısını kaybediyor

Batı’nın bölgedeki gücü ECOWAS'ın dağılmasının ardından azaldı.

Fransa ve müttefiklerine; özellikle de Afrika Sahel'indeki bölgesel örgütlere yönelik düşmanlık artıyor. (AFP)
Fransa ve müttefiklerine; özellikle de Afrika Sahel'indeki bölgesel örgütlere yönelik düşmanlık artıyor. (AFP)
TT

Batı, Sahel'deki darbeciler üzerindeki baskısını kaybediyor

Fransa ve müttefiklerine; özellikle de Afrika Sahel'indeki bölgesel örgütlere yönelik düşmanlık artıyor. (AFP)
Fransa ve müttefiklerine; özellikle de Afrika Sahel'indeki bölgesel örgütlere yönelik düşmanlık artıyor. (AFP)

Sagir el-Haydari

Mali'den sonra Burkina Faso ve Nijer’in, ECOWAS olarak bilinen Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'ndan, adeta yıkıcı bir darbe gibi görünen bir şekilde çekilmeleri üzerine söz konusu bölgesel bloğun kaderi konusunda belirsizlik hakim oldu. Bu grup, geniş bir kesim tarafından, devasa bir zenginlik içinde yüzen Afrika Kıtası’nda, nüfuz düzeylerinin azalmasıyla karşı karşıya kalan Fransa'nın ve Batılı güçlerin bir aracı olarak görülüyordu. Bu durum Batı başkentlerinde ECOWAS'ın dağılmasıyla ilgili endişeleri artırıyor.

sdev
ECOWAS, askeri darbelere tanık olan bazı ülkelerde askeri müdahaleyi konusunda katı pozisyonlar aldı. (AFP)

ECOWAS, Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi askeri darbelere tanık olan bazı ülkelere askeri müdahale imasına varan çok aşırı pozisyonlar almıştı. Bu ülkeler darbelerin ardından Fransa ile bağlarını hızla kopardılar. Batı, Sahel’deki askeri rejimler üzerindeki en önemli baskı araçlarından birini mi kaybetti?

Olası kayıp

Nijer darbesinin ardından tamamen ilgi odağı haline gelen ECOWAS, çekildiğini açıklayan Mali, Burkina Faso ve Nijer başta olmak üzere 15 ülkeden oluşuyor. Söz konusu ülkelerin çekilme kararı almaları, Fransa'nın bölgede üstünlük sağladığı geçmişin kalıntıları üzerinde yeni bir bölgesel manzara yaratmada ilerleme konusundaki kararlılıklarının bir göstergesidir.

Yıllarca Fransa, terör ve aşırı grupların yoğun faaliyetleri karşısında güvenlik ve istikrarın sağlanamamasından yararlanarak bölgede kendine yer edinmiş, ancak darbeler meydana gelir gelmez Paris, ECOWAS kararlarını teşvik ederek, terör örgütlerine sert yaptırımlar getirmiştir. Darbelere tanık olan ülkelere askeri müdahale tehdidinde bulunmuştu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Mali politikalarına ilişkin çalışmalar yürüten analist Hamdi Cevara, ‘üç ülkenin çekilmesinin ECOWAS'ın sonu ve dağılması anlamına gelmediğine, bu bölgesel bloğun özellikle de uluslararası alanda sorumlu bir kurum olarak tanındığına ve siyasi ve ekonomik bir role sahip olduğuna’ inanıyor.

Cevara, Independent Arabia ile gerçekleştirdiği yaptığı röportajda şunları söyledi:

Fakat bu ülkelerin ayrılışının grubun zayıflamasına katkıda bulunacağı kesindir, özellikle de Togo gibi ülkelerin ECOWAS'tan çekilme ve Mali, Burkina Faso ve Nijer'i bir araya getiren yeni üçlü ittifaka katılma çabalarına dair haberler var. Çad'ın da bunu düşündüğüne dair başka haberler de bulunuyor. Bu meseleler ECOWAS'ın hayatta kalıp kalmayacağını yeni üçlü ittifakın başarısına ve güvenlik kaosunun ağırlığı altında inleyen bu ülkelerin güvenlik sorunlarını çözebilme yeteneğine bağlı olacak. Bu konular, özellikle de resmi para birimi olarak Fransız frangına olan bağımlılığın da durdurulması durumunda, ECOWAS'ı gerçekten riske atabilir. Bu gerçekleşirse, Fransa bölgedeki en büyük politika ve baskı araçlarından birini kaybedebilir.

erbge4tbh
ECOWAS, üç nüfuzlu ülkenin çekilmesinin ardından dağılma yolunda. (AFP)

Fransa'nın varlığı, üç askeri darbeden bu yana önemli ölçüde azaldı. Buna, Fransız yetkililerin yıllar önce gösterdiği çabalara rağmen, Paris'in önerilerini ve güvenlik ve istikrardan yoksun bir bölgedeki politikalarını reddeden popüler bir ruh hali eşlik etti.

Batı etkisi azalıyor

Batılı güçlerden herhangi biri, Mali, Burkina Faso ve Nijer üçlüsünün ECOWAS'tan çekilmesi kararına ilişkin sessizliğini henüz bozmadı. Ancak dikkat çekici olan, Fransa'nın aylar önce bu grubu ‘Nijerya darbesini engellemek’ için harekete geçmeye teşvik etmesidir. Ancak grup bu misyonunda başarısız oldu ve bugün üç ülkenin verdiği çekilme kararıyla etkisini daha da kaybediyor.

Fransız siyasi araştırmacı ve Sahel'de Güvenlik Üzerine Stratejik Düşünce Ağı'nın kurucu ortağı Benny Jerome şunları söyledi:

ECOWAS'ın dağıldığını doğrulamak için henüz çok erken çünkü çekilme kararı bile henüz sahada uygulanmadı. Fakat bu ülkelerin geleneksel ortaklarından ayrılmaya yönelik gerçek ve dizginsiz bir arzuyu sahip olduklarını fark edebiliyoruz. Bu arzu yalnızca Fransa veya Batılı güçlerle sınırlı değil, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu gibi bölgesel blokları da kapsayan bir arzudur. Şu var ki, Afrika'daki Batı etkisi azalmak eğiliminde. Her şeyden önce Kuzey ile Güney, Afrika ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkilerin yeniden formüle edilmesinde tarihi bir dönüm noktasının olduğu inkar edilemez.  Fransız yanlısı rejimler ve onlara yakın olan ECOWAS gibi örgütler domino taşı gibi yıkılırken, Fransa'nın eski pozisyonlarına geri dönmenin bir yolunu bulup bulamayacağı belli değil. Bu durum, güvenlik, ekonomik ve diğer düzeylerde bu anı yakalayıp Paris'in yerini almaya çalışan diğer güçlerle kendisi arasında yoğun bir rekabetin konusu haline geldi.



İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
TT

İsrail: Hizbullah’ın deniz projesi İmad Emhez’in itiraflarıyla deşifre oldu

Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.
Lübnan’daki Telegram gruplarında dolaşıma giren kimlik kartının, İmad Amez Fadil’e ait olduğu öne sürülüyor.

İsrail ordusu, Lübnan Hizbullahı’nın kıyı savunma füze birimi 7900’de kritik konumda yer alan ve yaklaşık bir yıl önce İsrail’e getirilerek sorgulanan İmad Emhez’in, soruşturma sırasında Hizbullah’ın gizli deniz dosyasına dair önemli bilgiler verdiğini açıkladı.

İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü Avichay Adraee’nin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, “İsrail Deniz Komandoları Birliği 13’e bağlı askerler, yaklaşık bir yıl önce askeri istihbarat deniz biriminin yönlendirmesiyle, Lübnan’ın kuzeyindeki Batrun kasabasında, sınırın yaklaşık 140 kilometre uzağında gerçekleştiren operasyonla Emhez’i yakalayıp İsrail’e götürdü.”

Açıklamada, Emhez’in İran ve Lübnan’da askeri eğitim aldığı ve Hizbullah’ın kıyı füze biriminde yürüttüğü görev kapsamında geniş bir denizcilik tecrübesi edindiği belirtildi. Ayrıca, Lübnan’daki sivil denizcilik akademisi “Marasti”de eğitim aldığı, bunun da “Hizbullah’ın sivil kurumları terör faaliyetleri için kullanmasına” örnek teşkil ettiği ifade edildi.

Adraee, Emhez’in soruşturma sırasında Hizbullah’ın en gizli projelerinden biri olan deniz dosyasında merkezi bir görev yürüttüğünü kabul ettiğini belirtti. Emhez’in sunduğu bilgilerin, örgütün deniz faaliyetlerini sivil kisve altında örgütleyerek İsrail ve uluslararası hedeflere saldırı planlarını içerdiği aktarıldı.

İsrail ordusu sözcüsü, söz konusu gizli deniz projesinin, öldürüldükleri belirtilen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah tarafından doğrudan yönetildiğini, askeri lider Fuat Şükr ile deniz dosyasının sorumlusu Ali Abdülhasan Nuriddin’in de süreçte yer aldığını iddia etti.

Açıklamada, Emhez’in verdiği bilgiler ve söz konusu lider kadronun etkisiz hâle getirilmesi sayesinde gizli deniz dosyasının ilerlemesinin kritik bir aşamada durdurulduğu bildirildi.

İsrail ordusu, Hizbullah’ın deniz yapılanması ile diğer deniz birimlerinin İran’ın maddi ve ideolojik desteğiyle geliştirildiğini öne sürerek, “Bu devasa kaynaklar Lübnan’ın kalkınması için kullanılmak yerine Hizbullah’ın terör faaliyetlerine aktarılıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, vatandaşlarına yöneldiğini belirttiği tehditleri ortadan kaldırmak için “tüm cephelerde gerekli adımların atılmaya devam edeceğini” duyurdu.


Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
TT

Trump: Netanyahu ile Florida'da büyük olasılıkla görüşeceğim

Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)
Temmuz 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında gerçekleşen görüşmeden (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme ayarlamadığını, ancak Netanyahu'nun kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten konuşan Trump, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının uygulanması için baskı yaparken, Noel tatili sırasında Florida'da Netanyahu ile "büyük olasılıkla" görüşeceğini ifade etti.

Bugün Mar-a-Lago tatil beldesine giderken gazetecilere konuşan Trump, "Evet, büyük olasılıkla Florida'da beni ziyaret edecek," dedi. "Benimle görüşmek istiyor. Henüz resmiyet kazanmadı ama benimle görüşmek istiyor."

Wittkoff, Miami'de arabulucularla görüşecek

İlgili bir gelişmede, Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray'dan bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin bir sonraki aşamasını görüşmek üzere bugün Florida, Miami'de Katar, Mısır ve Türk yetkililerle bir araya geleceğini söyledi.

Son zamanlarda, iki yıldır süren savaşla harap olmuş Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin arabulucuları ve garantörleri olan Katar ve Mısır, özellikle İsrail güçlerinin çekilmesini ve uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını içeren ABD Başkanı Donald Trump'ın planına dayalı olarak anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi çağrısında bulundu.

Plan ayrıca, uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen, Gazze Şeridi'nde geçici bir Filistin teknokrat yönetiminin kurulmasını öngörüyor.

İsrail ve Hamas arasında Gazze'deki ateşkes kırılganlığını koruyor; her iki taraf da birbirini ihlallerle suçlarken, harap olmuş bölgedeki insani durum kötüleşmeye devam ediyor.


Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump, göçmenler için düzenlenen Yeşil Kart çekiliş programını askıya aldı

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Brown Üniversitesi ve MIT saldırılarının şüphelisinin ABD'ye girişine olanak sağlayan "yeşil kart" çekiliş programını askıya aldı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, X sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, Trump'ın talimatıyla ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri'ne Çeşitlilik Vizesi programını geçici olarak durdurma emri verdiğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Çeşitlilik Vizesi programı, her yıl çekiliş sistemiyle ABD'de yeterince temsil edilmeyen ülkelerden, çoğunluğu Afrika'dan olan kişilere 50 bine kadar "yeşil kart" sağlıyor.

Noem, X platformundaki bir paylaşımında, "Bu iğrenç şahsın ülkemize girmesine asla izin verilmemeliydi" ifadelerini kullandı.