Hollanda'da ırkçı ve İslam karşıtı lider Wilders'in koalisyon süreci tıkandı

Hollanda'daki koalisyon görüşmelerinden Omtzigt'in lideri olduğu Yeni Sosyal Sözleşme Partisinin (NSC) çekilmesinin ardından, İslam karşıtı ve aşırı sağcı Özgürlük Partisinin (PVV) lideri Geert Wilders'in koalisyon süreci tıkandı

Geert Wilders (AA)
Geert Wilders (AA)
TT

Hollanda'da ırkçı ve İslam karşıtı lider Wilders'in koalisyon süreci tıkandı

Geert Wilders (AA)
Geert Wilders (AA)

Görüşmelere devam eden, PVV, Dilan Yeşilgöz-Zegerius liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) ve Caroline van der Plas'ın lideri olduğu Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB) koalisyon formülleri arayışlarını sürdürüyor.

Bugün 3 partinin yaptığı koalisyon görüşmesi sonrasında yerel basına açıklamada bulunan Wilders, görüşmeye yarın da devam edeceklerini belirterek, "Çözüm var mı göreceğiz ama bu konuda daha fazla bir şey söyleyemem." dedi.

Omtzigt'i görüşmelere katılmak için davet ettiklerini söyleyen Yeşilgöz-Zegerius da "Geri döneceğini umut ediyorum." ifadesini kullandı.

NSC’nin koalisyon görüşmelerinden çekilme kararı

NSC partisi, 6 Şubat'ta yaptığı yazılı açıklamada, koalisyon görüşmelerinden çekilme kararı aldıklarını duyurmuştu.

Açıklamada, bunun nedeninin ülkedeki kamu maliyesindeki gidişatın iç açıcı olmadığını öğrendiklerini ve bu nedenle partinin kabinede sorumluluk almak istemediği kaydedilmişti.

Wilders, NSC’nin koalisyon görüşmelerinden çekilmesinin ardından sosyal medya hesabından, bunun "inanılmaz" ve "hayal kırıklığı" olduğunu paylaşmıştı.

Wilders paylaşımında, "Hollanda bu kabineyi istiyor ama bu zamana kadar görüşmeler yaparken Omtzigt havluyu attı. Hiçbir şey anlamadım bundan." ifadelerini kullanmıştı.

Yeşilgöz-Zegerius da paylaşımında çok şaşırdığını belirterek, "Umarım yakın zamanda bir arada oturup burada neler olup bittiğini öğreniriz." ifadelerine yer vermişti.

Van der Plas da "Pieter Omtzigt'in masadan kalkıp konuşmayı bırakmaya karar vermesi bizim için tam bir sürpriz oldu." paylaşımında bulunmuştu.

Üç partinin lideri, yerel basına yaptıkları açıklamada, Omtzigt'i koalisyon görüşmelere katılması için davet etmeye devam edeceklerini bildirmişti.

Hollanda'da "sağ" koalisyon hükümetinin kurulması tavsiye edildi

Ülkede 22 Kasım'da yapılan erken genel seçimlerde yüzde 23,5 oyla 37 sandalye kazanan Wilders, 24 sandalye ile üçüncü sırayı alan VVD, 20 sandalye ile dördüncü sıraya yerleşen NSC ve 7 sandalye ile altıncı sırayı alan BBB ile dahil olduğu sağ koalisyon kurmak istediğini açıklamıştı.

Hollanda'da seçimlerin ardından koalisyon olasılıklarını araştırmakla görevlendirilen eski içişleri bakanlarından Ronald Plasterk'in hazırladığı nihai raporda PVV, VVD, NSC ve BBB'nin bulunduğu dörtlü "sağ" koalisyon hükümetinin kurulması için görüşme ve araştırmalar yapılması tavsiye edilmişti.

PVV Milletvekili Martin Bosma, Temsilciler Meclisi Başkanlığına seçilmişti.



Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor
TT

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Beyaz Saray'da ağırlarken İsrailli yetkililer, ABD'nin arabuluculuğunda Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin sağlanması için Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) ile dolaylı görüşmeler yaptı.

Trump’ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiğini açıklayan Netanyahu, Beyaz Saray'da düzenlenen toplantıda milyarder Cumhuriyetçi Başkan’a ödül komitesine gönderdiği adaylık mektubunun bir kopyasını sundu. Netanyahu, Beyaz Saray'da Trump ile yediği akşam yemeğinde, ABD Başkanı’nın ‘şu anda bir ülkeden diğerine, bir bölgeden diğerine barışı tesis ettiğini’ söyledi. Trump ise sık sık Norveç’teki Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin Hindistan ile Pakistan ve Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabalarını görmezden gelmesinden şikayet etti.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını istediğine inandığını belirten Trump, Beyaz Saray'da gazetecilerin İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmaların, taraflar arasında sürmekte olan ateşkes görüşmelerini engelleyip engellemeyeceği sorusuna verdiği yanıtta “Hamas görüşmek ve ateşkes istiyor” dedi.

Öte yandan Filistinlilerle barış istediğini söyleyen Netanyahu, ancak gelecekte kurulacak herhangi bir bağımsız Filistin devletinin İsrail'i yok etmek için bir platform olacağını belirterek, güvenlik konusunda egemenliğin İsrail'in elinde kalması gerektiğini savundu.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Filistinlilerin kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum, ancak bizi tehdit edecek hiçbir yetkiye sahip olmamalılar. Bu, genel güvenlik gibi egemenlik yetkilerinin her zaman bizim elimizde kalacağı anlamına geliyor.”

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“7 Ekim'den sonra insanlar Filistinlilerin bir devleti olduğunu, Gazze'de Hamas devleti olduğunu söylediler ve bakın ne yaptılar. Onlar bunu inşa etmediler. Onlar bunu sığınaklarda, terör tünellerinde inşa ettiler ve sonra halkımızı katlettiler, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafalarını kestiler, şehirlerimizi, kasabalarımızı ve çiftliklerimizi işgal ettiler. İkinci Dünya Savaşı ve Nazilerin işlediği Holokost’tan bu yana görmediğimiz korkunç katliamlar işlediler.”

İsrail Başbakanı, şöyle devam etti:

“Filistinli komşularımızla, bizi yok etmek istemeyenlerle barışa ulaşmak için çalışacağız ve güvenliğimizin ve egemenliğimizin her zaman bizim elimizde kalacağı bir barışa ulaşmak için çalışacağız. Şimdi insanlar, ‘Bu tam bir devlet değil, bir devlet bile değil’ diyecekler. Umurumuzda değil. Bunu bir daha asla tekrarlamayacağımıza söz verdik. Bir daha asla ve asla olmayacak.”

Diğer taraftan İran'a uygulanan sert yaptırımları uygun zamanda kaldırmak istediğini söyleyen Trump, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının Şam'ın ilerlemesine yardımcı olacağını belirtti. İran'ın da benzer bir adım atmasını umduğunu ifade eden Trump, “Uygun zamanda bu yaptırımları kaldırmak ve onlara yeniden inşa fırsatı vermek istiyorum. Çünkü İran'ın barışçıl bir şekilde yeniden inşa olmasını istiyorum, eskisi gibi ‘Amerika'ya ölüm, İsrail'e ölüm’ gibi sloganlar atmaktan çekinmemesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Beyaz Saray'ın geçtiğimiz hafta Kiev'e bazı silah sevkiyatlarını durdurduğunu açıklamasının ardından, ABD'nin Ukrayna'ya ‘daha fazla savunma silahı’ göndereceğini duyuran Trump, “Öncelikle savunma silahları olmak üzere daha fazla silah göndermemiz gerekecek” diyerek, barışa yanaşmaması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den duyduğu ‘memnuniyetsizliğini’ bir kez daha yineledi.

Trump, 1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan ABD gümrük vergilerinin kesin tarihi olup olmadığı sorulduğunda, “Kesin diyebilirim ama yüzde 100 kesin değil. Bizi arayıp farklı bir şekilde bir şeyler yapmak istediklerini söylerlerse, buna açık olacağız” dedi. Trump pazartesi günü, Japonya ve Güney Kore gibi büyük tedarikçilerden küçük ülkelere kadar ticari ortaklarına, ABD'nin yüksek gümrük vergilerinin 1 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini bildirmeye başladı. Bu durum, ABD Başkanı’nın bu yılın başlarında başlattığı ticaret savaşında yeni bir aşamayı temsil ediyor.

Trump ve Netanyahu, başkanın genellikle önemli ziyaretçileri kabul ettiği Oval Ofis'te resmi görüşmeler yapmak yerine özel bir akşam yemeğinde bir araya geldi. Trump'ın bu kez Netanyahu'yu resmi olmayan bir şekilde kabul etmesinin nedeni henüz belli değil. Netanyahu, dün gece Washington'a gelmesinin ardından Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelerek Trump ile yapacağı görüşmelere hazırlandı.

Netanyahu, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana Beyaz Saray'a üçüncü kez yaptığı ziyaret Trump’ın geçtiğimiz ay İsrail'in hava saldırılarını desteklemek için İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlenmesi emrini vermesinin ardından bir ilki temsil ediyor. ABD Başkanı, önce İran’ın nükleer tesislerinin bombalanması emri vermiş, daha sonra 12 gün süren İsrail-İran savaşında ateşkesin sağlanmasına yardımcı olmuştu.