Rusya, Hamas tarafından tutulan esirlerin serbest bırakılması için arabuluculuk yapıyor

Hamas onayını bildirdi ve "Paris Anlaşması"nın uygulanması için garanti talep etti, İsrail Moskova'nın çabalarını takdir ediyor

Yakınları ve destekçileri, 7 Ekim saldırılarından bu yana Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin fotoğraflarını taşıyan pankartlar kaldırıyor (AFP)
Yakınları ve destekçileri, 7 Ekim saldırılarından bu yana Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin fotoğraflarını taşıyan pankartlar kaldırıyor (AFP)
TT

Rusya, Hamas tarafından tutulan esirlerin serbest bırakılması için arabuluculuk yapıyor

Yakınları ve destekçileri, 7 Ekim saldırılarından bu yana Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin fotoğraflarını taşıyan pankartlar kaldırıyor (AFP)
Yakınları ve destekçileri, 7 Ekim saldırılarından bu yana Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin fotoğraflarını taşıyan pankartlar kaldırıyor (AFP)

Rusya ve İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler gerilimli olmasına rağmen, Moskova, Tel Aviv ve Hamas arasındaki arabuluculuk rolünü üstlenerek, Gazze'de Hamas'ın elinde tuttuğu esirlerin serbest bırakılması için diplomatik çabaları yoğunlaştırıyor.

Ayrıca, "Paris Anlaşması"nın uygulanması yönünde ilerleme kaydedilmesini sağlayarak bölgede ateşkes sağlanmasını amaçlıyor.

Rusya'nın çatışma tarafları arasında arabuluculuk yapmaya başladığı,Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 9 Şubat Cuma günü yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.

Putin, "Rusya, rehin alınan kişilere yardım etmek için elinden geleni yapıyor, Hamas'ın siyasi kanadıyla iletişim halindeyiz" ifadelerini kullandı.

Putin, diplomatik yollarla esirlerin serbest bırakılması konusunda önemli sonuçlar elde ettiklerini belirterek, "Görüşmeleri, Hamas'ın siyasi kanadıyla yürütüyoruz. Özellikle Holokost'tan kurtulan İsraillilere yardım etmeye çalışıyoruz ve aynı zamanda bir Filistin devletinin kurulmasını destekliyoruz" dedi.

Aslında, Putin bu sözleriyle, 7 Ekim'deki saldırıları ilk kez "Holokost" olarak nitelendirmesi dikkat çekiciydi.

Putin, saldırıyı o zaman kınamış olmasına rağmen, Filistin-İsrail çatışmasına dair dengeli bir dil kullanmıştı.

Moskova ve Tel Aviv 

Bu açıklamalar, Moskova ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerin zaten savaşın başlangıcından bu yana gergin olduğu bir dönemde, ilişkilerin daha da gerildiği bir zamana denk geldi.

Rusya'nın Gazze'deki Hamas hareketine desteği nedeniyle ilişkiler zora girmişti.

Siyasi gözlemciler, Putin'in bu açıklamalarının, Rusya ile İsrail arasındaki gergin diplomatik ilişkileri iyileştirmeye yönelik bir girişim olduğu ve Rusya'nın, Hamas ile iyi ilişkileri sayesinde sahada somut başarılar elde edebilecek bir arabulucu rolü oynamaya çalıştığını düşünüyor.

Putin'in açıklamalarından önce, İsrail ve Rusya arasında, Rusya Dışişleri Bakanlığının Tel Aviv Büyükelçisi Simona Halperin'i çağırmasına neden olan ciddi anlaşmazlıklar yaşanmıştı.

Halperin, Rusya'nın Hamas ile "aşırı dostane" bir şekilde ilişki kurduğunu ve "7 Ekim'deki Holokost'u hafife aldığını" söylemişti.

Buna karşılık, Rusya'nın İsrail Büyükelçisi Anatoly Viktorov, Rusya'nın Hamas ile insani meselelerin çözümü ve esirlerin serbest bırakılması konusunda İsrail'in çıkarlarını gözeten iletişim kurduğunu belirtti.

Viktorov, "Bu konudaki çalışmalarımız hiçbir zaman durmadı ve devam edecek, İsrailliler yaptığımız tüm çabaları biliyor" dedi.

Putin, Rusya ile İsrail arasındaki bu anlaşmazlığı çözmek için Moskova'daki Yahudi liderlerle bir toplantı düzenleyerek esirlerin serbest bırakılması yönünde diplomatik çabalarında önemli sonuçlar elde edildiğini belirtti.

Siyasi gözlemciler, Rusya Devlet Başkanı'nın bu adımlarının, iki ülke arasındaki farklılıkların üstesinden gelmeye ve Tel Aviv ile ilişkileri iyileştirmeye yönelik olduğunu düşünüyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, "Hamas liderliğinin acil çağrılarımıza olumlu cevao vermesinden dolayı minnettarız" dedi.

Bu açıklamanın ardından Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne, sivillere yönelik şiddeti ve tüm terör eylemlerini kınayan ve insani ateşkes çağrısında bulunan bir karar tasarısı önerisinde bulundu.

Ancak, Amerika Birleşmiş Devletleri bu tasarıya veto hakkını kullanarak karşı çıktı.

İsrail ile yaşanan gerilimin doğası

Bu gelişmeler, Tel Aviv ile olan ilişkilerde gerilime yol açtı.

Bu gerilimin sonuçlarından biri, Putin'in Hamas'ın İsrail'e saldırısından sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması gereken telefon görüşmesini yaklaşık 10 gün geciktirmesi ve savaş başladığından bu yana sadece bir kez daha aramasıydı.

Ayrıca, İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, Moskova'yı, "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri saldırısından dünyanın dikkatini dağıtmaya çalıştığını, bu konuda İsrail'e ahlak dersi verebilecek son ülke olduğunu" söyleyerek eleştirdi.

Esirlerin serbest bırakılması için müzakereler

Bu gerilim, Rusya devlet başkanının esirlerin serbest bırakılması için müdahalede bulunacağını açıklamasıyla azalmaya başladı.

Bu açıklamanın ardından, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, "Esirlerin serbest bırakılması için çaba sarf ediyoruz ancak İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir ateşkes sağlanması için daha fazla esneklik göstermesi gerekiyor" dedi.

Bogdanov, "Moskova, İsrail ve Hamas arasında esir takası konusunda müzakereler için bir platform sağlamaya hazır. Kimseye bir şey dayatmıyoruz, müzakereler için rahat bir ortam sağlamaya ve bir platform sunmaya hazırız" ifadelerini kullandı.

Rusya'nın Katar Büyükelçisi Dmitry Dogadkin, "Hamas'ın siyasi kanadıyla Doha'daki Rus diplomatik misyonu aracılığıyla Gazze'de tutulan diğer esirlerin serbest bırakılması için düzenli olarak diyalog yürütüyoruz" dedi.

Tel Aviv'in tepkisi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rusya'nın İsrail vatandaşlarının serbest bırakılması için gösterdiği çabalara değer verdiğini belirterek, "Tel Aviv, tüm esirlerin serbest bırakılması için siyasi ve askeri tüm araçları kullanacak" dedi.

Hamas ise Rusya'nın "Paris Anlaşması"nın uygulanmasını garanti altına alacak ülkelerden biri olmasını kabul etti. Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa ebu Merzuk, "Moskova'yı dost bir ülke olarak görüyoruz. Rus teklifine müzakere platformu sağlama konusunda büyük ilgi gösteriyoruz" dedi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Vagonda uyuyan kadının ateşe verildiği olayla ilgili tüm bilinenler

NYT, Zapeta-Calil'in birkaç hafta içinde tekrar mahkemeye çıkarılacağını yazıyor, duruşma tarihiyse henüz belli değil (AP)
NYT, Zapeta-Calil'in birkaç hafta içinde tekrar mahkemeye çıkarılacağını yazıyor, duruşma tarihiyse henüz belli değil (AP)
TT

Vagonda uyuyan kadının ateşe verildiği olayla ilgili tüm bilinenler

NYT, Zapeta-Calil'in birkaç hafta içinde tekrar mahkemeye çıkarılacağını yazıyor, duruşma tarihiyse henüz belli değil (AP)
NYT, Zapeta-Calil'in birkaç hafta içinde tekrar mahkemeye çıkarılacağını yazıyor, duruşma tarihiyse henüz belli değil (AP)

ABD'nin New York kentindeki metroda, bir kadının ateşe verilerek öldürüldüğü korkunç olayın yankıları sürüyor. 

New York'un Brooklyn bölgesindeki Coney Adası'nda pazar günü yaşanan olayda öldürülen kadının kimliği henüz açıklanmadı. 

New York Polis Teşkilatı'ndan (NYPD) dün yapılan açıklamada, olayla ilgili Sebastian Zapeta-Calil adlı şüphelinin gözaltına alındığı bildirildi.

Zapeta-Calil'in pazar sabahı metroya bindikten sonra çakmağını çıkarıp kadının kıyafetlerini yaktığı ifade ediliyor. Daha sonra da geri çekilip kadının yanarak can verişini izlediği belirtiliyor. Polis, yangın söndürme tüpüyle olaya müdahale etse bile kadın kurtarılamadı.  

Diğer yandan olay yerindeki polislerin ifadelerinde, şüphelinin "alevleri gömleğiyle harladığı" öne sürülüyor. 

New York Times'ın (NYT) aktardığına göre 33 yaşındaki Zapeta-Calil, Guatemalalı kayıtdışı bir göçmen. Şüphelinin 2018'de sınır dışı edildikten sonra tekrar ülkeye kaçak yollardan girdiği belirtiliyor.

ABD'den atıldıktan sonra ülkeye nereden ve ne zaman tekrar girdiği bilinmiyor. Son adresi, Brooklyn'de psikolojik sorunlar ve madde bağımlılığından muzdarip evsizlere bakım veren Samaritan Village Forbell adlı merkezde kayıtlıydı. 

Zapeta-Calil hakkında pazartesi günü cinayet ve kundaklama suçlarından hukuki işlem başlatıldığı aktarılıyor. NYT, şüphelinin avukatı Andrew Friedman'ın yorum taleplerine yanıt vermediğini bildiriyor. 

Bakım evinde zanlıyla aynı odayı paylaşan Jose Acosta, Zapeta-Calil'in inşaatta çalıştığını ve karısıyla iki kızına destek olmak için her hafta Guatemala'ya para gönderdiğini söylüyor. 

Zapeta-Calil'in işten geldikten sonra genellikle ailesini aradığını anlatan Acosta, oda arkadaşını cinayetten önceki birkaç gün içinde görmediğini ve nereye gittiği hakkında hiçbir fikri olmadığını ifade ediyor:

Aklım almıyor. Gerçekten yaşananlara çok üzülüyorum.

27 yaşındaki Luis Caraballo ise şüpheliyle ilgili daha farklı bir profil çiziyor. Caraballo, Zapeta-Calil'in kimseyle konuşmadığını ve bazen bakım evine çok sarhoş geldiğini belirtiyor. 

Barınakta kalan diğer evsizlerden Ivan Goden, Zapeta-Calil'in genellikle kendi bakımına özen gösterdiğini fakat son birkaç haftadır daha dağınık göründüğünü söylüyor. 

Zapeta-Calil'in oda arkadaşlarından Raymond Robinson ise şüphelinin, K2 ve bonzai olarak da bilinen sentetik kannabinoid kullandığını, madde etkisi altındayken kendi kendine konuştuğunu fakat kimseye zarar vermediğini belirtiyor. 

NYT'ye konuşan ve kimliğinin açıklanmamasını isteyen bir güvenlik görevlisi, hayatını kaybeden kadının da evsiz olduğunu belirtiyor. Zapeta-Calil trene bindiğinde kadının vagonda uyuduğunu aktarıyor.

Independent Türkçe, New York Times, CNN, New York Post, AP