Macron: Filistin devletinin tanınması Fransa için tabu değil

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin devletinin tanınmasının ülkesi için "tabu olmadığını" söyledi

Emmanuel Macron (AA)
Emmanuel Macron (AA)
TT

Macron: Filistin devletinin tanınması Fransa için tabu değil

Emmanuel Macron (AA)
Emmanuel Macron (AA)

Paris'te Elysee Sarayı'nda bir araya gelen Macron ve Ürdün Kralı 2. Abdullah ortak basın açıklaması yaptı.

Macron, Orta Doğu'da iki devletli çözümün ve Filistin devletinin kurulmasının bölge için tek çare olduğu değerlendirmesinde bulunarak, "Filistin devletinin tanınması Fransa için tabu değil." dedi.

Emmanuel Macron, önceliklerinin bölgede ateşkesi sağlayacak bir anlaşmaya varılması olduğunu ifade etti.

Bu ateşkesle sivillerin güvenliğinin güvence altına alınması ve insani yardımların Gazze'ye girmesi gerektiğini söyleyen Macron, Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarının neden olduğu yüksek can kaybının kabul edilemez olduğunu belirtti.

Macron, "İsrail'in Refah'a saldırısı eşi benzeri görülmemiş bir insani felakete yol açabilir ve bu, çatışmada bir dönüm noktası olur." ifadesini kullandı.

Gazzelilerin zorla yerlerinden edilmelerinin uluslararası hukuka aykırı olacağını dile getiren Macron, tıpkı Mısır ve Ürdün gibi bölge halkının yerinden edilmesi riskinden endişe duyduklarını kaydetti.

Macron, Gazzelilere yardım etmenin öncelikleri olduğunu ve sahadaki ihtiyaca bakıldığında insani yardım geçiş noktalarının yetersiz kaldığını belirtti.

"Bugün Gazze'de siviller açlık ve hastalıktan dolayı ölüyor." diyen Fransa Cumhurbaşkanı, bölgeye insani yardımların ulaştırılması kapsamında Usdud (Aşdod) Limanı'nın açılmasını istedi.



İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)
TT

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

zdfgth
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.