Hindistan devasa askeri bütçesiyle dünyada kaçıncı sırada?

Bütçesini ve birliklerinin hazırlığını artırdı ve ABD, Japonya ve Avustralya ile savunma ortaklıkları kurdu

Hindistan Savunma Bakanlığı'nın 2023-2024 mali yılında bütçesi yüzde 13 arttı (AFP)
Hindistan Savunma Bakanlığı'nın 2023-2024 mali yılında bütçesi yüzde 13 arttı (AFP)
TT

Hindistan devasa askeri bütçesiyle dünyada kaçıncı sırada?

Hindistan Savunma Bakanlığı'nın 2023-2024 mali yılında bütçesi yüzde 13 arttı (AFP)
Hindistan Savunma Bakanlığı'nın 2023-2024 mali yılında bütçesi yüzde 13 arttı (AFP)

Hindistan'ın son yıllarda, askeri harcamaların artırılması ve dünyanın çeşitli ülkeleriyle savunma ve askeri ortaklıklar kurulması üzerinde çalışıyor. İstatistiklere göre personel sayısı açısından 1 milyon 450 bin kişiyle Çin'den sonra dünyanın ikinci büyük ordusuna sahip.

Hindistan Savunma Bakanlığı, 2023-2024 mali yılındaki bütçesinin bir önceki yıla göre yüzde 13 artarak yaklaşık 73 milyar dolara ulaştığını açıkladı.

Maliye Bakanı Nirmala Sitharaman, yeni silahlar, uçaklar, savaş gemileri ve diğer askeri teçhizatı içerecek şekilde savunma sermayesi harcamaları için 1,63 trilyon rupi (19,6 milyar dolar) ayırdı. Bu devasa bütçe, Hindistan'ı ABD ve Çin'den sonra askeri harcamalarda dünyanın üçüncü büyük ülkesi haline getiriyor.

Dünya çapında üçüncü

Hindistan basınında çıkan haberler, askeri bütçenin 2024-2025 mali yılında yüzde 6 arttığını doğruladı. Ancak henüz orduya, donanmaya veya hava kuvvetlerine savunma tahsisini açıklamadı. Maliye Bakanı Nirmala Sitharaman, derin teknolojiye uzun vadeli krediler sağlamak için gençlere veya teknoloji alanında başarılı şirketlere yaklaşık 13 milyar dolar tahsis edileceğini duyurdu. Ayrıca, savunma sektöründe yenilik ivmesi kazandırmayı hedefleyen yeni girişimler için vergi avantajları da sağlanacak.

Tahminlere göre, Hindistan'ın savunma bütçesi 2013'ten geçen yıla kadar iki katına çıktı. 2013'te askeri harcamaların bütçesi yaklaşık 30 milyar dolar iken, 2023-2024 bütçesinde 73 milyar dolara ulaştı.

Hindistan, 2023-2024 zaman diliminde çoğunlukla yerel savunma yüklenicileri aracılığıyla satın alınan yeni silah ve platformların satın alınmasına yaklaşık 19,6 milyar dolar tahsis etti. Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Bu artış, hükümetin modernizasyon ve savunma hizmetleri altyapısının geliştirilmesi alanında sürdürülebilir bir artışa yönelik kararlılığının bir yansımasıdır" ifadelerine yer verildi.

Bu, silah sistemleri ve platformlar, gemiler, uçaklar ve bunlarla ilgili lojistik hizmetler gibi ihtiyaçları karşılayacak ve filo hizmetlerini güçlendirecek. Acil mühimmat ve kritik yedek parça alımları da bunun içinde yer alacak. Ayrıca, gerektiğinde yetenek boşluklarını gidermek için uzman yeteneklerin satın alınması ve kullanılması da yapılacak. Savunma Bakanlığı, diğer şeylerin yanı sıra askeri rezervlerin stoklanması ve ileri savunmanın güçlendirilmesi konusunda ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Ancak bazı analizler, harcama bütçesinin yüzde 50'den fazlasının personel ve emekli maaşlarına harcandığını, bu durumun da savunma satın alma ve modernizasyon kapsamını sınırladığını gösteriyor.

Yüksek askeri harcamalar

Stockholm Barış Araştırmaları Örgütü'nün raporu, askeri harcamaların küresel düzeyde arttığını, savunma ve askeri harcamaların ise son birkaç yılda küresel olarak arttığını ortaya koydu. Raporda ayrıca Hindistan'daki askeri harcamalardaki artışın, Hindistan'ın bir yanda Çin, diğer yanda komşu Pakistan ile yaşadığı sınır gerilimlerinin ortasında gerçekleştiği de belirtildi. Bu da Yeni Delhi'yi silahlı kuvvetlerinin modernizasyonuna ve silah üretiminde kendine güvenmeye öncelik vermeye itti.

Ülkenin savunma harcamalarının 2024 ile 2028 arasındaki dönemde 445,7 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu miktarın, satın alma bütçesinin payı yaklaşık yüzde 28'e, yani 123,2 milyar dolara denk geleceği tahmin ediliyor. Bu bilgiler, veri ve analiz şirketi olan Global Data'nın tahminlerine dayanıyor.

Finansman engelleri

Şarku’l Avsat’ın Hint medyasından aktardığı habere göre Hindistan'ın savunma teknolojisi alanında küresel bir lider olma hedefinin finansman açısından bir engel ile karşılaştığını belirtiyor. Son parlamento komitesi raporuna göre, Hindistan'daki araştırma finansmanı, gelişmiş ülkelerin finansmanıyla karşılaştırıldığında sınırlıdır. Komite, mevcut tahsisin getirdiği kısıtlamalara dikkat çekerken, bu oranın kendi kendine yeterlilik ve savunmayı sağlamak için yeterli olduğunu ancak Hindistan'ın küresel liderlik hedeflerini karşılamadığını vurguluyor.

Öte yandan, Hindistan, kuzey ve batı sınırlarında ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğundan, gelecekteki savaş stratejilerinin titiz bir şekilde değerlendirilmesini gerektiriyor. Seçim coşkusuyla birlikte, bölgesel caydırıcılık amaçları için deniz gücünün güçlendirilmesi, büyük ölçüde orduyu modernize etme eğilimiyle uyumlu bir şekilde geliyor. Bu durum, savunma bütçesinin büyük ölçüde desteklenmesini gerektiriyor. Hindistan'ın savunma bütçesi, yerel savunma üretim tesislerinin genişlemesini kolaylaştırmak için gelecek nesil teknolojilere erişim sağlama ihtiyacıyla belirleniyor.

Ayrıca, silahlı kuvvetlerin ekipmanlarının güncellenmesine odaklanmanın yanı sıra hızla değişen bölgesel güvenlik senaryolarına karşı bütünleşik savaş grupları oluşturulmasının beklentisi, Hindistan'ın savunma sektörüne olan yatırımlarını artırmasına yol açabilir.

Güçlendirilmiş sınır altyapısına duyulan ihtiyacın farkına varan bütçe, bu kaleme bir önceki yıla göre yüzde 30 artış ayırırken, Sahil Güvenlik'in yeteneklerini gelişmiş elektronik gözetleme sistemleri ve silahlarla güçlendirdi. Savunma Araştırma ve Geliştirme Örgütü (DRDO), temel araştırma ve teknoloji geliştirmeye odaklanarak bütçesinde bir artışa tanık olurken, uzun vadeli krediler almak ve savunma sektöründe inovasyonu teşvik etmek için önemli bir grup Deep Tech'e tahsis edildi.

Savunma anlaşmaları

Hindistan, askeri harcamalarını artırmanın yanı sıra, başta Batılı ülkeler veya Dörtlü müttefikleri olmak üzere dünyanın çeşitli ülkeleriyle daha derin ve güçlü savunma bağları geliştirme yönünde istikrarlı adımlar atıyor.

ABD Savunma Bakanı'nın geçen Kasım ayında Hindistan'a yaptığı ziyaret sırasında, ülkeler arasında Pasifik ve Hint Okyanusu bölgelerindeki güvenlik ve savunma işbirliğini geliştirmek için askeri ilişkilerin ve stratejik ittifakın güçlendirilmesi konusunda anlaşıldı. Bu, bölgedeki Çin'den gelen askeri güç artışına karşı bir yanıt olarak gerçekleşti. Ayrıca, ABD Savunma Bakanı, Hindistan'a MQ-9B modeli 31 insansız hava aracının teslimatını hızlandırmak için devam eden girişimlere işaret etti.

Geçen yıl, Hindistan ve ABD, General Electric (GE) Havacılık şirketi ile Hindistan Havacılık Endüstrisi Limited (HAL) arasında GE F-414 model jet motorlarının Hindistan'da üretimi için bir anlaşma imzaladı. Bu adım, iki ülke arasındaki savunma sanayi ilişkilerini gelecek yıllarda geliştirmeye yönelik olduklarını teyit ediyor.

Öte yandan, son zamanlarda Hindistan ve Japonya arasındaki savunma ilişkileri, özellikle QUAD (Quadrilateral Güvenlik Diyalogu) ittifakı çerçevesinde, derinleşti. Geçen yıl Tokyo ve Yeni Delhi, savunma ilişkilerini uzay ve Siber güvenlik gibi yeni alanları kapsayacak şekilde çeşitlendirmeyi kabul ettiler. Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida, geçen yıl G20 Zirvesi'ne katılımı sırasında Hindistan'ı Hint ve Pasifik Okyanusu bölgesinde vazgeçilmez bir ortak olarak nitelendirerek bölgedeki deniz güvenliğini sağlamak için daha derin savunma işbirliği geliştirmeye yönelik bir kararlılık ifade etti.

Hindistan ve Fransa, geçen ay Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi arasında gerçekleşen görüşmelerin ardından savunma endüstrilerinde işbirliğini güçlendirmek için ‘Savunma Sanayi Haritası’nın başlatılacağını duyurdular. Ayrıca, uzay alanında işbirliğini de kapsayan anlaşmalar imzalandı. Planlanan anlaşma gereğince, Hindistan ve Fransa, helikopterler ve denizaltılar gibi askeri teçhizatların üretimi konusunda birlikte çalışacaklar. Fransa, Hindistan'ın Rusya'dan sonra en büyük silah tedarikçisi konumundadır.

Geçen Ocak ayında, Hindistan ve İngiltere Savunma Bakanları Rajnath Singh ve İngiliz mevkidaşı Grant Shapps arasındaki ikili görüşmelerin ardından, savunma araştırma ve geliştirme alanında işbirliği hakkında bir LoA (Letter of Arrangement) imzalandı. Yeni anlaşma, İngiltere ile Hindistan arasındaki askeri işbirliğini artırmaya ve iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin gelişmesine olanak tanıyacak. Bu, Batı'nın Hint ve Pasifik bölgelerine artan ilgisine ve bölgedeki Çin etkisini durdurma çabalarına paralel olarak gerçekleşiyor.

Geçen Kasım ayında, Hindistan ve Avustralya arasında, Çin'in artan etkisine karşı geniş Hint ve Pasifik bölgelerinde güvenlik ve işbirliğini artırmaya odaklanan kritik konularda askeri işbirliğini derinleştirmeye yönelik görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler, denizaltı karşıtı savaş, hava yakıt ikmali, geniş Hint ve Pasifik Okyanusu bölgesinin güvenliği, hidrografik işbirliği ve stratejik mineraller, uzay, eğitim, bilim ve teknoloji gibi alanlarda ilişkileri güçlendirme konularını kapsıyordu.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times