Tucker Carlson: Boris Johnson röportaj için 1 milyon dolar talep etti

ABD'li gazeteci eski Birleşik Krallık liderini sert sözlerle eleştirdi

59 yaşındaki Johnson, 2019-2022'de Birleşik Krallık Başbakanı olarak görev yapmıştı (Reuters)
59 yaşındaki Johnson, 2019-2022'de Birleşik Krallık Başbakanı olarak görev yapmıştı (Reuters)
TT

Tucker Carlson: Boris Johnson röportaj için 1 milyon dolar talep etti

59 yaşındaki Johnson, 2019-2022'de Birleşik Krallık Başbakanı olarak görev yapmıştı (Reuters)
59 yaşındaki Johnson, 2019-2022'de Birleşik Krallık Başbakanı olarak görev yapmıştı (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı röportajla gündeme gelen ABD'li gazeteci Tucker Carlson, Boris Johnson'ın röportaj için kendisinden 1 milyon dolar istediğini öne sürdü.

Salı günü Blaze TV'ye bir röportaj veren Carlson, eski Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson'ın Putin röportajını eleştirmesiyle ilgili konuştu.

Johnson, Rusya lideriyle röportaj yapan Carlson'ı "Kremlin'in aparatı" olmakla suçlamıştı.

ABD'li gazeteci, "Röportajı yaptığımız duyulur duyulmaz, Boris Johnson denen adam tarafından kınandım. Beni düzenli olarak kınadığı için ondan röportaj talep ettim" dedi.

Röportajda Johnson'ın Ukrayna konusundaki pozisyonunu açıklamasını umduğunu belirten Carlson, röportaj talebinin tek bir şartla kabul edileceği yönünde yanıt aldığını aktardı.

Carlson, "Bir danışman bana geri döndü ve 'Seninle konuşur ama bu sana bir milyon dolara patlar' dedi. Dolar, altın veya Bitcoin olarak bir milyon istedi. Bu daha bir iki gün önce yaşandı" ifadelerini kullandı.

Putin'in röportaj için kendisinden bir milyon dolar istemediğini vurgulayan ABD'li gazeteci, "Şimdi bana Boris Johnson'ın Vladimir Putin'den daha kalitesiz, çok daha aşağıda olduğunu mu söylüyorsunuz? Bu olay tamamen bir para koparma çabası" dedi.

Eski Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, Carlson'ın Putin'le yaptığı iki saatlik röportajı en sert eleştiren isimlerden biri olmuştu.

Johnson, Daily Mail'de konuyla ilgili yazdığı köşe yazısında, "Kremlin'e gittiğinde Tucker Carlson'ın iyi bilinen bir işlevi vardı. Bir tiranın yardakçısı, bir diktatörün yazıcısı ve hain bir gazeteci oldu" ifadelerini kullanmıştı.

Carlson'ın röportajı Johnson dışında birçok Batılı siyasetçi ve gazeteci tarafından da eleştirilmiş, ABD'li gazeteci Putin'e yumuşak sorular sormak ve uzun yanıtlarına müdahale etmemekle suçlanmıştı.

Carlson ise ABD medyası yalan söylediği ve Amerikan kamuoyu Ukrayna konusunda yanlış bilgilendirildiği için Putin'le konuşmak istediğini savunmuştu.

Independent Türkçe



Amerikan firmaları, Çin'le ticarete artık daha temkinli yaklaşıyor

Trump'ın vergi politikaları nedeniyle ABD-Çin hattında yeni bir ticaret savaşı başlayabilir (Reuters)
Trump'ın vergi politikaları nedeniyle ABD-Çin hattında yeni bir ticaret savaşı başlayabilir (Reuters)
TT

Amerikan firmaları, Çin'le ticarete artık daha temkinli yaklaşıyor

Trump'ın vergi politikaları nedeniyle ABD-Çin hattında yeni bir ticaret savaşı başlayabilir (Reuters)
Trump'ın vergi politikaları nedeniyle ABD-Çin hattında yeni bir ticaret savaşı başlayabilir (Reuters)

Donald Trump'ın ilk döneminde Çin'le ticari ilişkilerin geliştirilmesini isteyen dev firmalar artık bu konuda sessiz kalıyor.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Apple ve Nike gibi büyük şirketlerin yöneticilerinin, Çin'le ticaret politikalarına "daha karamsar yaklaştığını" yazıyor. 

Bunda bir dönem hızla büyüyen ekonomisi sorunlarla boğuşan Çin'in pazar vaatlerinin azalmasının yanı sıra Washington-Pekin hattında ticareti güçleştiren politikaların da payı olduğuna dikkat çekiliyor. 

Aspen Güvenlik Forumu'nun direktörlüğünü yapan ve yurtdışında yatırımlar gerçekleştiren Amerikan firmalarına danışmanlık hizmeti veren Anja Manuel, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

ABD şirketleri, Çin'de iş yapmaya daha temkinli yaklaşıyor. Bunu tüm sektörlerde görebilirsiniz.

Çin'deki Amerikan Ticaret Odası, ülkede iş yapan 800'den fazla ABD şirketini temsil ediyor. Yetkililer, üyelerinin yeni yatırımlar için başka ülkelere yöneldiğini bildiriyor. 

WSJ, ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in onlarca yıl boyunca yıllık yaklaşık yüzde 10 büyüme oranı yakalayabildiğine dikkat çekiyor. 2024 için yüzde 5 büyüme hedefi konmuştu ancak ekonomistler, bu hedefin bu yıl tutturulmasının daha zor olacağını savunuyor.

Bir diğer unsur da Amerikan şirketlerinin Çin pazarında karşılaştığı rekabetçi ortam. 2016'da dönemin Starbucks CEO'su Howard Schultz, Çin'in kendileri için en büyük pazar haline gelebileceğini söylemişti. Ancak o zamandan bu yana Starbucks, Çinli Luckin Coffee şirketinin yatırımları karşısında geride kaldı. 

Yeni Starbucks CEO'su Brian Niccol, durumu şöyle özetliyor: 

Çin'deki rekabet ortamı son derece zorlu.

Donald Trump'ın 20 Ocak'ta göreve gelmesiyle ABD'nin, özellikle Çin'den satın alınan ürünlere uygulanan gümrük vergilerini artırması bekleniyor.

Cumhuriyetçi lider, seçim kampanyasında küresel çapta ithalata yüzde 10, Çin'den ithalataysa yüzde 60 gümrük vergisi uygulamayı planladığını söylemişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Nikkei Asia