Arap asıllı seçmenler, Biden'ı "savaş suçlusu" olarak görüyor

ABD'de 2024 Başkanlık Seçimi yaklaşırken, ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze politikasının sonuçları ülkede tepkilere yol açıyor

ABD Başkanı Joe Biden (AA)
ABD Başkanı Joe Biden (AA)
TT

Arap asıllı seçmenler, Biden'ı "savaş suçlusu" olarak görüyor

ABD Başkanı Joe Biden (AA)
ABD Başkanı Joe Biden (AA)

Seçim kampanyasına şubat başında Michigan eyaletinde başlayan Biden, otomotiv işçilerini temsil eden sendikanın üyeleriyle bir araya geldi, sahibi siyahi olan bir restorana konuk oldu.

Başkan Biden, İsrail’in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarına sözlü desteğini dile getirdiği için Arap asıllı seçmenler tarafından eleştirildi. Biden bu nedenle Arap asıllı Amerikalı topluluğuyla etkileşimden bilinçli olarak kaçındı.

Seçim kampanyası dolayısıyla düzenlenen ziyaretler de olaysız geçmedi. Biden Warren şehrindeki restoranda durakladığında protestocular bir araya geldi ve "Yazıklar olsun", "Soykırım Joe" ve "Bugün kaç çocuk öldürdün?" sloganları attı.

Eyaletteki bazı Arap asıllı Amerikan liderler de seçim kampanyasını yöneten Julie Chavez Rodriguez ile konuşma davetini reddetti.

Gazeteci Osama Siblani, Arap asıllı Amerikalıların Biden’ın Gazze’ye ilişkin politikası nedeniyle nasıl hayal kırıklığına uğradığını ifade etmek için Rodriguez ile görüştü.

Siblani, "Topluluğumuzun (üyelerinin) beni aradığını ve kendisiyle görüşmememi istediğini söyledim. Onunla buluşmamam mümkün değil çünkü ben bu gazetenin yayıncısıyım.” ifadesini kullandı.

The Arab American News gazetesinde çalışan Siblani, şunları aktardı:

Ona baktım ve şöyle söyledim: Dinle, ben ve topluluğum Biden'ı Başkan olarak görmüyor. Onu savaş suçlusu olarak görüyoruz ve bu yüzden biz (ona) oy vermeyeceğiz. Ona açık açık bu topluluğun fikrini değiştirmesinin çok zaman alacağını söyledim. Başkan'ın, toplumun değişmesi için kasım ayına kadar tüm bu adımları atabileceğine inanmıyorum.

Siblani, görüşme sırasında, Rodriguez'e, Biden'ı şu anda iki şey yapmaya teşvik ettiklerini söylediğini belirterek, bunların ilkinin ateşkes çağrısında bulunmak ve aktif olarak uygulamaya geçirmek, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin refahı için şiddetin durdurulması ihtiyacını vurgulamak olduğunu kaydetti.

İkinci olarak da soğukta, çamurda uyuyan, kıtlık ve açlıkla zor koşullara göğüs geren Gazze halkına verilen zararın giderilmesi gerektiğini belirten Siblani, bunların gerçekleşmesi halinde, İsrail devletinin yanında bir Filistin devletinin kurulmasını da içeren, önerilen gelecekteki çözüm üzerinde diyalog başlatabileceklerine dikkati çekerek, "Bence bu tartışabileceğimiz bir konu." dedi.

Gazeteci Siblani, "Arap asıllı Amerikalılar ve Müslüman toplumu Michigan'da önemli ölçüde büyüdü ve şu anda oylar üzerinde yaklaşık yüzde 5 etkiye sahipler." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'de "İsrail'e büyük bir destek ve güçlü bir Yahudi lobisi" olduğunu söyleyen Siblani, "Aynı zamanda ABD'de özgür dünyanın başkanı var. Özgür dünyanın lideri olarak buna göre hareket etmeli." diye konuştu.

ABD'nin İsrail'e verdiği destekler Amerikalı Müslümanlarda "hayal kırıklığı" ve "inançsızlık" yaratıyor

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Ulusal Direktör Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell ise şunları kaydetti:

Ülkemizde kayıtlı en az 1 milyon Amerikalı Müslüman seçmen var. Bu da onları, özellikle Michigan, Pensilvanya, Georgia, Florida, Arizona gibi kilit eyaletlerde ve başkanlığın belirlenmesine yardımcı olan diğer eyaletlerde seçimlerin sonucunun çok önemli bir parçası haline getiriyor. Her seçim döneminde Amerikalı Müslümanlar seçimlerimizde önemli bir rol oynuyor ve önümüzdeki başkanlık seçiminin sonuçlarında da önemli bir rol oynayabilirler.

İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve ABD'nin İsrail'e verdiği desteklerin birçok Amerikalı Müslüman'da "hayal kırıklığı" ve "inançsızlık" yarattığını dile getiren Mitchell, şunları aktardı:

Açıkçası her gün Amerikalı Müslümanlar uyanıyor ve birçoğu telefonlarına baktığında enkazdan çıkarılan çocukların, saldırıya uğrayan hastanelerin, ölen ve öldürülen insanların ve Gazze sokaklarında yatan cesetlerin görüntülerini görüyor. Tüm bunların Amerikan hükümetinin desteğiyle Amerikan vergi mükelleflerinin dolarlarıyla gerçekleştiğini görüyoruz.

ABD'deki Arap ve Müslüman seçmenler, özellikle İsrail'e verilen destek nedeniyle son seçimlerde oy verdikleri başkanı sorguluyor.

Biden'ın İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin politikası, gördüğü desteğin azalmasına yol açarak 2020'de 150 bin oy gibi az bir farkla kazandığı ve tahminen 240 bin Müslüman'a ev sahipliği yapan bir eyalette seçimi tekrar kazanmasını tehlikeye atabilir.

NBC News tarafından yayımlanan ankete göre, Michigan'daki muhtemel Demokrat seçmenlerin yüzde 16'sı seçim bugün yapılsa Biden'a oy vereceklerini belirtti.

Arap ve Müslüman Demokratların yaklaşık üçte ikisi şu anda Biden'ın yerine bir başka adaya oy vermeyi düşündüklerini söylerken, dörtte üçü de üçüncü bir adaya oy vermeye istekli olduklarını ifade etti.

"İki kötü seçeneğimiz var"

ABD'deki 2024 seçimi Müslüman ve Arap asıllı Amerikalılar için bir ikilem oluşturuyor.

Eski Başkan Donald Trump'ın Biden'a karşı Cumhuriyetçilerden aday olma ihtimali, Müslüman ve Arap asıllı Amerikalılar için seçimleri daha da karmaşık hale getirebilir.

Ancak Trump'ın oy pusulasından çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin mahkeme kararları beklenirken, yeni başkanlık dönemi pek çok Arap asıllı Amerikalı ve dünyanın geri kalanı için belirsizliklerle dolu.

Gazeteci Osama Siblani, Trump'ın aday olma ihtimaline ilişkin, ABD için "tehlikeli" olduğunu çünkü ülkenin büyüklüğüne katkıda bulunan kurumları "yok etmek" istediğini vurguladı.

"(Trump) Amerika'yı kendi şirketlerinden biri haline getirmek istiyor." diyen Siblani, şöyle devam etti:

Biden da dünya ve Amerika için aynı derecede tehlikeli çünkü her yerde savaş başlatıyor. Dört yıl daha ABD'yi yönetecek ve özgür dünyanın lideri olacak kapasitede değil. İki kötü seçeneğimiz var.



Washington: Yaptırım listesine 17 İranlı kuruluş, kişi ve gemiyi ekledik

Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
TT

Washington: Yaptırım listesine 17 İranlı kuruluş, kişi ve gemiyi ekledik

Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programını desteklemek için kullandığı gelir akışlarını kesmek amacıyla yaptırım listesine 17 kuruluş, kişi ve gemiyi eklediğini duyurdu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, İran rejiminin istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini finanse etmek için Ortadoğu'daki çatışmaları körüklemeye devam ettiği belirtildi.

Açıklamada, "İran petrolünün taşınmasında yer alan denizcilik hizmeti sağlayıcıları ve petrol ürünleri tüccarlarından oluşan ağa karşı çalışmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması, Hazine Bakanlığı'nın orduyu destekleyen İran petrol ağına yönelik yaptırımların sıkılaştırılacağını açıklamasından birkaç saat sonra geldi.

Hazine Bakanlığı yaptığı açıklamada, "İran ordusunu ham petrol satışı yoluyla finanse eden bir dizi paravan şirket ve nakliye komisyoncusuna yaptırım uyguladık" denildi ve İran ordusunun yıllık bütçesini desteklemek ve güçlerinin yeniden inşasını finanse etmek için ham petrol satışlarına giderek daha fazla bağımlı hale geldiği belirtildi.

Bakanlık, Trump yönetiminin İran petrolü ve petrol ürünlerini taşıyan 170'ten fazla gemiye yaptırım uyguladığını ifade etti.

ABD Hazine Bakanlığı, İranlı havayolu şirketi Mahan Air'e karşı ek önlemler aldığını duyurdu ve şirketin Ortadoğu'daki İran destekli grupları silahlandırmak için İslam Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü ile iş birliği yaptığını belirtti.


Beyaz Saray: ABD'nin barış planı hem Rusya hem de Ukrayna için iyi

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
TT

Beyaz Saray: ABD'nin barış planı hem Rusya hem de Ukrayna için iyi

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)

Beyaz Saray, dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump tarafından desteklenen ve şu anda Rusya ve Ukrayna ile müzakereleri devam eden ABD barış planının her iki taraf için de "iyi" olduğunu vurgulayarak, Moskova'nın taleplerini fazlasıyla karşıladığı yönündeki endişeleri reddetti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt gazetecilere yaptığı açıklamada, "Devam ediyor ve gelişiyor, ancak başkan bu planı destekliyor. Hem Rusya hem de Ukrayna için iyi bir plan ve her iki tarafça da kabul edilebilir olacağına inanıyoruz" dedi.

Beyaz Saray, Kara Kuvvetleri Sekreteri Daniel Driscoll'un dün Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüştüğünü ve ABD'li yetkililerin Zelenskiy ile görüşmesinin ardından barış planı konusunda iyimser olduklarını belirtti.

 Beyaz Saray ayrıca, Özel Temsilci Steve Wittkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Ukrayna ve Rusya ile görüşmeleri eşit şekilde yürüttüğünü vurguladı.

CBS News, üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisine dayandırdığı haberinde, dün Başkan Donald Trump'ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşı sona erdirmek için 28 maddelik bir planı onayladığını bildirdi.

Ukrayna ve ABD daha önce müzakerelerin başlangıç ​​noktası olarak cephe hatlarını dondurma konusunda anlaşmışlardı ve ayrıca Washington ve Batılı ortaklarından güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdi.


Uluslararası Atom Enerji Ajansı İran'ı uranyum stoklarının akıbetini açıklamaya zorluyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
TT

Uluslararası Atom Enerji Ajansı İran'ı uranyum stoklarının akıbetini açıklamaya zorluyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu, İran'ın, İsrail ve ABD tarafından geçen haziran ayında bombalanan zenginleştirilmiş uranyum stokları ve nükleer tesislerinin durumu hakkında kuruma "gecikmeden" bilgi vermesini zorunlu kılan bir karar aldı.

ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan karar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın nükleer programı hakkında rapor verme yetkisini yeniliyor ve İran'ın derhal yanıt ve UAEA'nın talep ettiği bilgilere erişmesine izin vermesi gerektiğini vurguluyor. Karar, 35 üyeden 19'unun kabulüyle, 12 çekimser ve 3 üyenin de karşı oyuyla kabul edildi.

Dört ülke, "Mesajımız açık: İran, güvenlik sorunlarını gecikmeden çözmeli. Erişim izni vererek, yanıtlarla ve izlemeyi yeniden sağlayarak pratik iş birliği gerçekleşmelidir" ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, kararı "yasadışı ve haksız" olarak nitelendirerek eleştirdi ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA) ile "Kahire Anlaşması"nın resmen sona erdiğini ilan etti. Çarşamba günü verdiği bir röportajda Arakçi, Tahran'ın müfettişlerin bombalamada hasar gören tesislerine girmesine izin vermeyeceğini duyurdu.