Dexit: Almanya ‘yeni Britanya’ mı oluyor?

Almanya için Alternatif Partisi: Aşırılığın yükselişi Avrupa Birliği'nin ekonomik geleceğini tehdit ediyor

2022 yılında Avrupa Birliği'nin (AB) gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 24,9'unu oluşturan Almanya, AB'nin en büyük tüketici pazarı konumunda bulunuyor. (Reuters)
2022 yılında Avrupa Birliği'nin (AB) gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 24,9'unu oluşturan Almanya, AB'nin en büyük tüketici pazarı konumunda bulunuyor. (Reuters)
TT

Dexit: Almanya ‘yeni Britanya’ mı oluyor?

2022 yılında Avrupa Birliği'nin (AB) gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 24,9'unu oluşturan Almanya, AB'nin en büyük tüketici pazarı konumunda bulunuyor. (Reuters)
2022 yılında Avrupa Birliği'nin (AB) gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 24,9'unu oluşturan Almanya, AB'nin en büyük tüketici pazarı konumunda bulunuyor. (Reuters)

1990'ların başında tanık olunan hızlı uluslararası dönüşümlerin ortasında, Avrupa milliyetçiliğini güçlendirmek ve 1993'te Avrupa Birliği'ni (AB) doğuran ekonomik entegrasyonu sağlamak için güçlü çağrılar ortaya çıktı. Bu, entegre bir finansal ve ekonomik model oluşturmak için onlarca yıldır süren çabaların sonucuydu. Euronun 1999 yılında ortak para birimi olarak benimsenmesi bu modeli tamamladı ve euro AB’nin sembolü haline geldi.

Ancak bundan yıllar sonra AB’nin önünde zorluklar birikmeye başladı. Bunlardan en dikkate değer olanı Britanya'nın Ocak 2020'de AB’den resmi olarak ayrılmasıydı.

Bugün AB'den çıkış çağrısı yapan Almanya için Alternatif Partisi (AfD) gibi aşırı sağcı partilerin yükselişiyle temsil edilen bu büyük meydan okuma, Dexit (Birleşik Krallık'ın AB’den çıkışı için kullanılan Brexit teriminin uyarlaması) adı verilen hamleyle yeniden canlanabilir. Bu, özellikle Avrupa'nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin tanık olduğu protesto ve grevlerin ardından bu çağrının geniş yankı bulması nedeniyle Almanya'yı ön plana çıkardı.

Ekonomi ‘bulanık sularda’ yüzüyor

Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck'in açıklamasına göre, Alman ekonomisi ‘bulanık sularda’ yüzüyor. Alman hükümetinin 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 1,3'ten yüzde 0,2'ye revize edildi.

Alman ekonomisi, devam eden enflasyon, yüksek enerji fiyatları ve zayıf dış talep nedeniyle 2023 yılı sonunda yüzde 0,3 daralırken, G7 ülkeleri arasında geçtiğimiz yıl ekonomik daralma yaşayan tek ülke Almanya oldu.

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), dış talebin zayıfladığını, tüketicilerin harcamalarında temkinli olduğunu ve artan finansman maliyetlerinin yatırımları sınırlamaya devam edebileceğini belirterek, Almanya ekonomisinin geçen yılın son çeyreğinin ardından bu yılın ilk çeyreğinde de daralma göstererek teknik resesyona girebileceğini bildirdi.

Habeck, enerji yoğun sanayileri Rus gazına bağımlı olan ülkesindeki duruma ilişkin açıklamasında oldukça açık sözlüydü. Habeck, Putin'in Ukrayna'ya karşı topyekûn savaşı ve Rus gazı ithalatına getirilen yasağın ardından Almanya'nın ‘çok özel bir durumla’ karşı karşıya kaldığını söyledi.

Almanya, gazının yüzde 55'ini Rusya'dan ithal ediyordu, ancak Moskova'nın doğu Ukrayna'daki Rusya yanlısı iki ayrılıkçı bölgenin bağımsızlığını tanıması, Berlin'in Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattını askıya almasına yol açtı. Bu, Almanya için olduğu kadar Rusya için de hayati bir proje. Söz konusu projenin, yıllar içinde ABD ile Almanya arasında ve ayrıca Rusya ile Ukrayna arasında anlaşmazlıklara yol açtığı da unutulmamalı. Bu proje, son yıllarda tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye başlayan Almanya'ya Rus gaz arzını iki katına çıkaracaktı.

Habeck ayrıca, Almanya'nın ihracata bağımlılığının, onu küresel ticaret kalıplarındaki değişikliklere karşı savunmasız hale getirdiğini ve Alman ekonomisinin daha genel yapısal sorununun işçi eksikliği olduğunu açıkladı. Habeck, “Göçmen işçiler olmazsa Alman ekonomisi çökecek” uyarısında bulundu.

Almanya, 2020 ve 2021'de Kovid-19 salgınının yıkıcı ekonomik etkilerine AB'deki tüm komşularından daha iyi dayandı. Bunun nedeni büyük ölçüde kendisine sunulan mali alan ve büyük cari işlemler fazlasıydı (2020'de 232 milyar euro ve 2021'de 266 milyar euro). Cömert ekonomik teşvik paketleri ve kısa vadeli esnek çalışma programları, işsizlik oranını 2021 yazında sadece yüzde 5,7 seviyesinde tuttu.

Pandemi kısıtlamalarının hafifletilmesi ve hizmet sektörünün toparlanması, Almanya’nın 2021'de reel gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 2,8 büyümesine yol açtı. Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının etkileri, 2022'de GSYİH büyümesinin yüzde 1,9 ile beklenenden düşük olmasına sebep oldu.

Almanya için Alternatif Partisi (AfD) nedir?

Aşırı sağ, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Alman siyasi sistemine benzeri görülmemiş bir meydan okuma oluşturan AfD’yi doğurdu. Geleneksel partileri kaygılandıran, iç istihbarat kaygılarını gündeme getiren, Almanya'nın ve AB'nin geleceğini tehdit eden bu parti nedir?

Alman siyaset sahnesinde son zamanlarda göçmen karşıtı AfD’nin popülaritesinde gözle görülür bir artış görüldü. Parti, kamuoyu yoklamalarında Olaf Scholz liderliğindeki üç partili koalisyonun önünde ikinci sırada yer aldı. Kamuoyu yoklamaları, partinin Alman kamuoyunda yüzde 18 ila 23 arasında destek aldığını gösteriyor. Bu da partinin nüfuzunda gözle görülür bir artışı yansıtıyor.

dfev
Almanya için Alternatif Partisi (AfD), Brexit teriminden esinlenerek Dexit olarak bilinen ve AB’nin geleceğini tehdit eden bir hamleyle Almanya’nın AB'den çıkmasını talep ediyor. (Reuters)

Bu gelişmeler, partinin AB'ye yönelik gelecek stratejisine ilişkin iç tartışmalarının ışığında ortaya çıkıyor. AfD, Alman toplumunun bazı kesimlerinde göçle ilgili artan memnuniyetsizlik hissinden ve Almanya'nın savaşın Ukrayna'daki yansımalarına ilişkin korkularından yararlandı. Kendisini ülkeyi dış tehlikelerden koruyabilecek bir parti olarak sundu. Küresel ekonomik krizin sonuçlarından, özellikle de yüksek enflasyon oranından ve artan enerji maliyetlerinden de yararlanan AfD, bunları mevcut hükümetin politikalarına bağladı. AfD’nin Almanya'nın iç ve dış politikasında köklü değişikliklere yol açabilecek yaklaşan seçimlerde önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Sert saldırı: Avrupa Birliği ‘başarısız bir proje’

AfD, Almanya'nın doğusundaki Magdeburg şehrinde düzenlediği konferansta AB'ye sert bir saldırı başlattı ve AB’yi reform yapılamayan ‘başarısız bir proje’ olarak nitelendirdi. Yüzlerce parti delegesi, AB'nin iklim değişikliği ve göç gibi temel sorunları ele alma konusundaki başarısızlığını doğrulayan ve ortak para birimini (euro) kategorik olarak reddettiğini ifade eden açık bir metni kabul etti. Ayrıca, Avrupa'nın geleceğine ilişkin vizyonunu da sundu ve ‘AB’ye üye devletlerin egemenliğini koruyan yeni bir Avrupa ekonomik topluluğu’ kurulması çağrısında bulundu.

AfD Eş Başkanı Alice Weidel, partisinin 2021 Almanya federal seçimlerinde oyların yüzde 10,3'ünü aldığını belirterek, gelecek seçimleri kazanması halinde AB'den ayrılma konusunda referandum talep edeceğini söyledi.

Ekonomik felakete karşı güçlü uyarı

AfD’nin çağrıları, Alman hükümeti ile ekonomi uzmanları tarafından kategorik olarak reddedildi ve bunun ülke için feci sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıda bulunuldu.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, AfD’nin planlarına şiddetli bir saldırı başlattı ve AB’den ayrılmaya yönelik herhangi bir hareketi Avrupa ve Almanya'da olabilecek ‘en büyük servet yok edici’ olarak nitelendirdi. Scholz ayrıca, İngiltere'nin dört yıl önce AB’en ayrılmasının İngiltere'yi ekonomik bir felakete sürüklediğine dikkat çekti.

Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner da Almanya'nın AB’den ayrılmasının feci sonuçlara yol açacağı konusunda uyardı. AB ortak pazarının, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya için büyük önem taşıdığını vurguladı.

AB’den ayrılığı, ağırlıklı olarak ihracata dayalı bir ekonomi için mümkün olan en kötü senaryo olarak nitelendiren Lindner, Alman halkını, hükümetin tüm politikalarıyla aynı fikirde olmasalar da AB'den ayrılmanın risklerini anlamaya çağırdı. Lindner ayıca, AB’nin Almanya'nın zenginliğinin temeli olduğunu ve ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Almanya'nın en büyük iş dünyası lobi grubu olan Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Başkanı Siegfried Russwurm ise “Birleşik Krallık'taki meslektaşlarımla konuştuğumda hiçbir zaman Brexit'ten yana olmadıklarını ve halen karşı olduklarını söylüyorlar” dedi. Russwurm, Almanya'nın, Avrupa ortak pazarı ve ortak para biriminden en fazla yararlanan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti.

Avrupa Ekonomi Enstitüsü ise AB’den olası bir çıkıştan kaynaklanacak ekonomik kayıplar konusunda uyarıda bulundu. Enstitünün Berlin'deki ofisinin müdürü Kont Bergmann, Almanya'nın AB'den ve euro bölgesinden ayrılması halinde GSYİH’nin yaklaşık yüzde 10'unu kaybedeceğini söyledi. Bergmann, İngiltere'nin AB'den çıkışının fiili sonuçlarına ilişkin bir araştırmaya göre, bunun aynı zamanda Alman ekonomisinin yılda 400 ila 500 milyar euro arasında maddi kaybı olacağı anlamına geldiğini söyledi.

dfv
AfD, AB'ye sert bir saldırı başlattı ve AB’yi reform yapılamayan ‘başarısız bir proje’ olarak nitelendirdi. (Reuters)

Ancak Weidel bu endişeleri reddetti ve İngiltere'nin AB’den çıkışını ‘Almanya için bir model’ olarak nitelendirdi. AfD’nin AB'de reform yapmaya ve ‘demokratik açığı’ ortadan kaldırmaya çalışacağını belirten Weidel, “Eğer bu işe yaramazsa tıpkı Britanya'nın yaptığı gibi karar verme işini halka bırakmalıyız” ifadesini kullandı.

Almanya Japonya'yı geçti!

Bundesbank'ın, Almanya'nın zayıf dış talep, devam eden tüketici ihtiyatı ve yurt içi yatırımlardaki düşüş nedeniyle resesyona girebileceği yönündeki uyarısına rağmen, Almanya yakın zamanda Japonya'yı geride bırakarak dünyanın üçüncü büyük ekonomisi haline geldi. Bunun temel nedeni Japon yeni değerindeki keskin düşüş. Japonya'nın nominal GSYİH'si geçen yıl 4,2 trilyon dolara ulaştı. Bu da yaklaşık 591 trilyon Japon yenine tekabül ediyor. Almanya'nın GSYİH'si ise 4,4 trilyon dolara, yani 4,5 trilyon euroya ulaştı.

AB anlamını yitirecek

Alman ekonomisi 2022'de AB'nin GSYİH'sinin yüzde 24,9'unu oluşturuyordu. Almanya aynı zamanda AB'nin en büyük tüketici pazarı, ABD'nin Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı ve altıncı en büyük ihracat pazarıdır. Ticaret hacmi, tüketici sayısı ve AB'nin merkezindeki coğrafi konumu, onu birçok Amerikan şirketinin Avrupa ve küresel genişleme stratejilerini oluşturmaya çalıştığı temel taşı haline getiriyor. Almanya ayrıca 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım için Avrupa'nın en çok aranan destinasyonu oldu. Avrupa istatistik verilerine göre, Almanya, AB’nin toplam bütçesinin yüzde 21,2'sini oluşturan 30,3 milyar eurodan fazla yatırım yapıyor.

Medya, Weidel'in, Almanya'nın AB'den ayrılacağına ilişkin tehditlerinin gerçekleşmesi halinde, bunun AB'nin ölümü anlamına geleceğini yazdı.

Konrad-Adenauer-Stiftung tarafından yapılan kamuoyu yoklaması, AB'ye güçlü destekleriyle tanınan Almanların birlik fikrini güçlü bir şekilde desteklediğini gösterdi.

Siyasi analist Jarko Bohovski, Almanya'nın AB'den olası çıkışının gerçekçi olmayan bir senaryo olduğunu, ancak bu gerçekleşirse AB'nin Almanya olmadan yola devam etmesinin zor olacağını söyledi. Bohovski, “Almanya’nın AB’den çıkışı, Slovakya, Macaristan ve belki de Polonya gibi ülkelerde bu tür eğilimleri güçlendirecek. Genel olarak AB bir biçim olarak kalabilir ama anlamını yitirecektir” ifadelerini kullandı.

Uzun zamandır AB'nin omurgası görevi gören Almanya, ekonomik istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynuyor. Bu, Aralık 2023'te 54,3 milyar euro değerinde mal ithal ederken, 67,5 milyar euro değerinde mal ihraç etmesi nedeniyle AB ülkeleriyle olan büyük ticaret fazlasında açıkça görülmektedir. 13,2 milyar euroya ulaşan bu fazla, Almanya'nın güçlü ihracatı yoluyla AB içindeki ekonomik büyümeyi teşvik etme yeteneğini yansıtıyor.

Almanya'nın AB'den çıkmasının hem Almanya'ya hem de AB'ye ciddi zararlar vereceğine şüphe yok. AB’den çıkış, Almanya’nın ortak pazara erişimini kaybetmesine sebep olacak. Ayrıca ihracatını engelleyecek ve istihdamı tehdit edecek. Aynı zamanda bir yatırım hedefi olarak çekiciliğini kaybedecek. Tedarik zincirlerinde aksamalar, siyasi nüfuzunun aşınması ve çok daha fazlasıyla karşı karşıya kalacak. AB ise en büyük ekonomisini kaybedecek. Bu da GSYİH’nin düşmesine, Almanya'nın bütçeye katkısının azalmasına, ekonomik ve mali istikrarın istikrarsızlaşmasına yol açacak.

Acaba Almanya ve AB'nin bu sonuçlara katlanma kapasitesi var mı?



İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee, İsrail güçlerinin bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta altı militanı hedef aldığını açıkladı. Militanların bölgedeki bir yeraltı tünelinden çıktıklarına inanılıyor.

Adraee, güçlerin bölgedeki arama operasyonlarını sürdürdüğünü de ifade etti.

cfg
İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)

Şarku’l Avsat’ın çeşitli medya kuruluşlarından aktardığına göre İsrail güçlerinin 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşması kapsamında yeniden konuşlandırıldığı Filistin topraklarının bir bölümü olan Refah'ta bulunan tünellerde 200 kadar Hamas savaşçısı mahsur kalmış olabilir.


Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Hong Kong’daki bir yüksek katlı konut kompleksinde bugün (Çarşamba) çıkan büyük yangında dört kişi hayatını kaybetti. Kentin İtfaiye Hizmetleri Dairesi, olayda dört kişinin öldüğünü ve üç kişinin yaralandığını açıkladı. Polis ise daha önce sekiz kişinin etkilendiğini bildirmişti; sayılardaki farkın nedeni henüz netlik kazanmadı.

Hong Kong medyası, yaşamını yitirenler arasında bir itfaiyecinin de bulunduğunu öne sürdü, ancak bu bilgi resmi olarak doğrulanmadı.

g
Fotoğraf:  AP

Yangın, kentin Tai Po bölgesindeki binanın dış cephesine kurulan bambu iskelesi boyunca hızla yayılarak gökyüzüne yoğun duman yükseldi. Olay yerinden aktarılan canlı görüntülerde, itfaiye ekiplerinin merdivenli araçlardan yüksekten su sıkarak alevlere müdahale ettiği görüldü.

Yetkililer, yangının ardından Hong Kong’daki ikinci en yüksek alarm seviyesi olan dört numaralı yangın alarmını devreye aldı.

s
Fotoğraf:  AP

Polis, olayın yaşandığı binalarda mahsur kalan kişiler olduğuna dair birçok ihbar aldıklarını açıkladı.

sdf
Fotoğraf:  AP

Tai Po, Hong Kong’un Yeni Topraklar olarak bilinen kuzey bölgesinde, Çin anakarasındaki Shenzhen kentine yakın bir yerleşim alanı olarak biliniyor.


Tayvan Devlet Başkanı savunma harcamalarına 40 milyar dolarlık ek bütçe önerisinde bulunacak

Hsinchu'daki Hokou Askeri Üssü'nde Tayvan'ın ilk Abrams tank taburunun açılış töreninde yer alan Brave Tiger ve Abrams M1A2T tankları (Reuters)
Hsinchu'daki Hokou Askeri Üssü'nde Tayvan'ın ilk Abrams tank taburunun açılış töreninde yer alan Brave Tiger ve Abrams M1A2T tankları (Reuters)
TT

Tayvan Devlet Başkanı savunma harcamalarına 40 milyar dolarlık ek bütçe önerisinde bulunacak

Hsinchu'daki Hokou Askeri Üssü'nde Tayvan'ın ilk Abrams tank taburunun açılış töreninde yer alan Brave Tiger ve Abrams M1A2T tankları (Reuters)
Hsinchu'daki Hokou Askeri Üssü'nde Tayvan'ın ilk Abrams tank taburunun açılış töreninde yer alan Brave Tiger ve Abrams M1A2T tankları (Reuters)

Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te, adayı olası bir Çin işgalinden korumak için hükümetinin birkaç yıl boyunca savunma harcamalarına 40 milyar dolarlık ek bütçe önerisinde bulunacağını duyurdu.

Lai, dün Washington Post’ta yayınlanan makalesinde, “Pekin'in güç kullanımıyla ilgili karar alma sürecine daha yüksek maliyetler ve belirsizlikler ekleyerek caydırıcılığı artırmayı amaçlıyoruz” dedi. Pekin, Tayvan üzerinde egemenlik iddia ediyor ve adayı kontrol altına almak için askeri seçeneği de göz ardı etmiyor; bu da Tayvan'ı güçlü askeri, ekonomik ve diplomatik baskıya maruz bırakıyor.

Bu hamle, Tayvan'ı kendi toprağı olarak gören Çin'in, Taipei'nin şiddetle reddettiği iddialarını savunmak için beş yıldır askeri ve siyasi baskıyı artırmasıyla birlikte geldi.

Lai daha önce ABD'nin bu konudaki taleplerine yanıt olarak, savunma harcamalarını 2026'da gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 3'ünden fazlasına ve 2030'da yüzde 5'e çıkarma planlarından bahsetmişti. Lai makalesinde, “Bu büyük paket sadece ABD'den yeni silah alımlarına önemli ölçüde finansman sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Tayvan'ın yeteneklerini önemli ölçüde geliştirmeye de katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı.

Tayvan hükümeti, savunma harcamalarının 2026 yılında 949,5 milyar Taylan dolarına (30,25 milyar dolar) ulaşmasını öneriyor. Hükümet rakamlarına göre GSYİH'nin yüzde 3,32'sini temsil eden bu rakam, 2009'dan bu yana ilk kez yüzde 3'lük eşiği aşıyor.

Ancak Pekin ile daha yakın ilişkiler kurmak isteyen muhalefet partisi Kuomintang Partisi, müttefiki Halk Partisi ile birlikte finansmanı kontrol ettiği için, hükümetin parlamentodan onay alması zor olabilir. Yeni seçilen Kuomintang lideri Cheng Li-wun, Tayvan'ın ‘bu paraya sahip olmadığını’ söyleyerek Lai'nin savunma harcamaları planlarına karşı çıktı.