BM Genel Kurul Başkanı Francis: "Gazze'deki nüfusun yüzde 90'ından fazlası yerinden edildi"

Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul Başkanı Dennis Francis, Gazze'deki nüfusun yüzde 90'ından fazlasının yerinden edildiğini söyledi

(AA)
(AA)
TT

BM Genel Kurul Başkanı Francis: "Gazze'deki nüfusun yüzde 90'ından fazlası yerinden edildi"

(AA)
(AA)

BM İnsan Hakları Konseyinin (İHK) 55. Oturumu, 2024 Dönem Başkanı Fas'ın BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Omar Zniber'in başkanlığında BM Cenevre Ofisi'nde gerçekleştiriliyor.

İHK'nin açılış programına Francis'in yanı sıra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Güven Begeç ile BM üyesi ülkelerin temsilcileri katıldı.

Francis, yaptığı konuşmada, çatışmalar ve iklim etkilerinin 300 milyon kişiyi insani yardıma muhtaç hale getirdiğini, bunlardan yaklaşık 114 milyonunun mülteciler ve yerlerinden edilmişler olduğunu söyledi.

İsrail'in saldırıları altında bulunan Gazze Şeridi'ndeki masum sivillerin acısının dayanılmaz noktaya ulaştığına dikkati çeken Francis, "Gazze'deki nüfusun yüzde 90'ından fazlası yerinden edildi. İnsanlar, açlıktan ölmenin eşiğine geldi ve yaklaşan ancak önlenebilir bir halk sağlığı felaketinin derinliklerinde sıkışıp kaldı." dedi.

Francis, Gazze'de en çok acı çekenlerin savunmasız kişiler olduğuna işaret ederek, kadınlar ile çocukların umutsuz ve belirsiz gelecekle karşı karşıya bulunduğunu, masum sivillerin haksız yere hayati tehlike oluşturan ateşin ortasında kaldığını söyledi.

Gazze Şeridi'nde derhal insani ateşkesin ve acil ihtiyaç duyulan yardımların sağlanması için koridorların açılması talebini yüksek sesle dile getirmeleri gerektiğini vurgulayan Francis, bağışçı ülkelere Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) Filistinlilere yönelik zorunlu sorumluluklarını yerine getirmesi için gereken kritik finansman desteklerini sürdürmeleri çağrısında bulundu.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın üçüncü yılına girdiğini hatırlatan Francis, kısa vadede sonlanacağına ilişkin bir belirtinin olmadığını dile getirdi.

Yemen, Sudan ve Myanmar gibi ülkelerde süren şiddet ve ihlal edilen insan haklarının kötüye gittiğine dikkati çeken Francis, dünya genelinde demokrasiye yönelik tehditler ve otoriterliğin yükselişinin, ifade özgürlüğü de dahil pek çok durumu etkilediğini söyledi.

Francis, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne bağlılığın, herkes için haklara dayalı ve daha parlak geleceğe ulaşma yolunda ebedi rehber olarak kalması gerektiğini vurguladı.

"BM ve diğer kurumların meşruiyetini baltalamaya yönelik girişimlerden rahatsızım"

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk de İHK'nin yeni oturumunun küresel anlamda şokların yaşandığı dönemde başladığını, çatışmaların milyonlarca sivile zarar verdiğini ve ülkeler arasındaki ilişkileri zedelediğini söyledi.

Türk, Orta Doğu, Ukrayna, Sudan, Myanmar, Haiti ve dünyanın birçok bölgesinde yaşanan acı ve katliamların dayanılmaz hale geldiğini, bunların İHK kapsamında ilerleyen günlerde ele alınacağını belirtti.

Salgın ve siber suçların önlenmesine yönelik anlaşmalara dair müzakerelerin yanı sıra yapay zeka düzenlemesine ilişkin küresel tartışmaların sürdüğünü anlatan Türk, bu konularda insan hakları yükümlülüklerinin ve oluşabilecek hak ihlallerinin yeterince dikkate alınmadığına işaret etti.

Türk, "BM ve diğer kurumların meşruiyetini ve çalışmalarını baltalamaya yönelik girişimlerden rahatsızım. Bunlar, BM insani kuruluşlarını, BM barış güçlerini ve BM İnsan Hakları Ofisini hedef alan dezenformasyonları da içeriyor. BM, manipülatif propaganda için bir paratoner ve politika başarısızlıkları için bir günah keçisi haline geldi. Bu, kamu yararına derinden zarar verir ve hayatları ona bağlı birçok insana duyarsızca ihanet eder." dedi.

BM'nin insani yardım kuruluşlarının yüz milyonlarca kişinin hayatta kalmasına yardımcı olduğuna dikkati çeken Türk, BM'nin kalkınma ve barış çalışmalarının tüm uluslar için hayati önem taşıdığını vurguladı.

İHK'nin 55. Oturumu, 5 Nisan'da sona erecek.



Roma döneminde barbarların uyarıcı madde kullandığı ortaya çıktı

Uyarıcı alan Cermen savaşçı (Praehistorische Zeitschrift için Stanislav Kontny)
Uyarıcı alan Cermen savaşçı (Praehistorische Zeitschrift için Stanislav Kontny)
TT

Roma döneminde barbarların uyarıcı madde kullandığı ortaya çıktı

Uyarıcı alan Cermen savaşçı (Praehistorische Zeitschrift için Stanislav Kontny)
Uyarıcı alan Cermen savaşçı (Praehistorische Zeitschrift için Stanislav Kontny)

Cermenlerin savaştaki davranışlarına dair daha fazla bilgi sunan yeni bir araştırma, Roma dönemindeki barbar savaşçıların büyük ihtimalle burundan uyarıcı madde çektiğini ortaya koydu.

Araştırmacılar, İskandinavya, Almanya ve Polonya'daki Roma dönemi kazı alanlarında farklı yıllardan kalma yüzlerce küçük, kaşık şeklinde nesne buldu.

Arkeologlar, Kuzey Avrupa'daki savaşçıların bu nesneleri kemerlerinin ucuna taktığını ve savaş sırasında uyarıcı taşımak ve hazırlamak için kullandığını tahmin ediyor.

Antik Yunan'da ve Roma'da afyon gibi uyuşturucuların kullanıldığına dair çokça kanıt var ama Roma İmparatorluğu'nun dışında yaşayan barbarların genellikle alkol dışında uyarıcı maddeler kullanmadığı varsayılıyordu.

Praehistorische Zeitschrift adlı akademik dergide yayımlanan son çalışmada, araştırmacılar Roma döneminden kalma 116 bataklık ve mezar alanında keşfedilen kaşık şeklindeki 241 nesneyi kategorilere ayırdı. Çoğunlukla 40 ila 70 milimetre uzunluğundaki nesnelerin bir ucunda içbükey bir kase veya genişliği 10 ila 20 milimetre olan düz bir disk bulunuyordu.

Nesnelerin çoğu savaş eşyalarının yanında keşfedildi ve bunların erkeklerin kemerine takıldığı tahmin ediliyor. Araştırmacılar "Hepsinin savaş teçhizatıyla birlikte keşfedildiği ortaya çıktı" dedi.

Artık arkeologlar, bu kaşıkların muhtemelen savaşta istenen etkileri yaratmak ve aşırı doz riskini azaltmak için doğru uyarıcı dozunu hızlı bir şekilde ölçmek üzere kullanıldığına inanıyor.

Araştırmacılar "Bu dozların aşılması kullanıcı için trajik sonuçlara yol açabilirdi" diye belirtti.

Tarihi kayıtlar, çeşitli uyarıcıların askerleri motive etmek, stres ve savaş korkularını azaltmak amacıyla tarih boyunca kullanıldığını gösteriyor.

Araştırmacılar, Roma dönemindeki Cermen topluluklarının uyarıcı özelliklere sahip yerel bitkileri kullandığından veya bildikleri bitkileri kuru veya toz halinde Avrupa'daki antik savaş alanlarına taşıdığından şüpheleniyor.

Bu maddeler haşhaş, güzelavrat otu, kenevir, banotu veya bazı mantar türlerinden elde edilmiş ve alkolde çözünmüş sıvı formda veya toz halinde tüketilmiş olabilir.

Araştırmacılar "Kuzey Avrupa'daki Cermen halkları arasında, Roma dönemindeki askeri çatışmalar sırasında bu tür uyarıcıların kullanımı büyük ihtimalle yaygındı" dedi.

Kışkırtan uyarıcıların kullanımı tahmin edilenden çok daha yaygın olabilir. Vücudun etkinliğini artıran maddeleri kullanıma hazırlama araçlarının sayısı bile uyarıcıların yaygınlığını kanıtlayabilir.

Independent Türkçe