İngiltere Başbakanı Sunak, "Müslüman karşıtlığına" yönelik sessizliğini bozdu

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Londra Belediye Başkanı Sadık Khan hakkında Müslüman karşıtı (İslamofobik) ifadeler kullanan iktidar partisi Milletvekili Lee Anderson'la ilgili, "İfadeleri kabul edilemezdi ve yanlıştı" değerlendirmesinde bulundu

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)
TT

İngiltere Başbakanı Sunak, "Müslüman karşıtlığına" yönelik sessizliğini bozdu

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)

Sunak, BBC Radio York'a yaptığı açıklamada, son dönemde ülkede dini ve etnik temelli ayrımcılıktan kaynaklanan tansiyonun, kimsenin istemeyeceği seviyede yüksek olduğunu söyledi.

Bu nedenle herkesin önceliğinin gerilimi düşürmek olması gerektiğini kaydeden Sunak, "Herkesin görmek istediği budur. Bu nedenle sözler çok önemli. (Anderson'ın) İfadeleri kabul edilemezdi ve yanlıştı. Bu nedenle parti üyeliğini askıya aldık." dedi.

Sunak, Anderson'ın açıklamalarının iktidardaki Muhafazakar Partinin seçim kampanyasına etkisine yönelik soru üzerine, "Sorun bu değil. Bu tarz durumlarda standartları korumamız gerek." diye konuştu.

Anderson, 24 Şubat'ta verdiği röportajda Londra Belediye Başkanı Khan'la ilgili, "İslamistlerin ülkemizi kontrol altına aldığını düşünmüyorum ama Khan'ı ve Londra'yı kontrol altına aldığını düşünüyorum. (Khan) Başkentimizi arkadaşlarına verdi." ifadelerini kullanmıştı.

Khan, "ırkçılık ve İslamofobi" olarak değerlendirdiği bu ifadelerin, artan Müslüman karşıtlığının (İslamofobi) üzerine benzin döktüğünü kaydetmişti.

Başbakan Sunak'ı konuya ilişkin açıklama yapmamakla eleştiren Khan, "Sunak ve kabinenin sağır edici sessizliği, bu ırkçılığa göz yumuyor." ifadesini kullanmıştı.

Khan, "Bu tür ırkçılığın suç ortağı gibiler." diyerek, bu durumun Müslümanlara karşı söylemlerin rahatlıkla kullanılıp nefret suçlarının rahatlıkla işlenebileceği mesajını verdiğini belirtmişti.

Ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer da dün, The Observer için kaleme aldığı makalede Sunak'ın Muhafazakar Partiyi aşırılık yanlıları için "güvenli liman" haline getirdiğini kaydetmişti.

Sunak, bu tepkilere rağmen dün, ülkede antisemitizmin arttığına işaret eden açıklama yapmıştı.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.