Endonezya'nın yeni Cumhurbaşkanı Prabovo Subianto kimdir?

Eski general, kendisini sevilen bir figür olarak yeniden şekillendirerek seçimi kazanmış gibi görünüyor

Endonezya'nın yeni Cumhurbaşkanı Prabovo Subianto kimdir?
TT

Endonezya'nın yeni Cumhurbaşkanı Prabovo Subianto kimdir?

Endonezya'nın yeni Cumhurbaşkanı Prabovo Subianto kimdir?

Prabovo Subianto, internette popüler kişiliği ile milyonlarca beğeni aldığı TikTok hesabında kedisi Poppy'yi seven ve harika dans eden sevimli bir dede olarak tanındı. İşte o popüler kişiliği şimdi seçimlerde ona on milyonlarca oy kazandırdı. Rakipleri Endonezya halkını resmî sonuçları beklemeye çağırırken sonuç neredeyse kaçınılmaz. Prabovo, 14 Şubat'ta gerçekleşen Endonezya başkanlık seçimlerinde zaferini ilan etmeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Londra merkezli Al Majalla dergisinden aktardığı habere göre resmî sonuçların 20 Mart'a kadar yayınlanmayacağı Endonezya'daki seçimlere yönelik dört kamuoyu yoklama merkezi tarafından gerçekleştirilen resmi olmayan hızlı sayıma göre, oyların yüzde 58'ini alarak ikinci tura çıkmak için gereken yüzde 50 barajını aştı.

Ancak dünyanın üçüncü büyük demokrasisine liderlik etmek üzere aday gösterilen sosyal medya fenomeni, pek çok genç Endonezyalının bilmediği ya da -belki de- umursamadığı çalkantılı bir geçmişe sahip. Endonezya'nın seçildiği varsayılan başkanı kim ve toplumu bu noktaya getiren yol neydi?

Bay Prabovo zengin bir ailede doğdu ama gençlik yıllarını sürgünde geçirdi. Babası Endonezya'nın en ünlü ekonomistlerindendi, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Sukarno'ya muhalefeti nedeniyle kaçtı ve ailesi, 1970 yılında geri dönüp Endonezya'ya yerleşinceye kadar İngiltere, Singapur ve İsviçre’de yaşadılar. Bay Prabovo, orduya katıldı ve kısaltılmış adıyla COPASS olarak bilinen Endonezya Özel Kuvvetleri’nin komutasını devralana kadar yükseldi.

Prabovo’nun 1983 yılında Endonezya diktatörü Suharto'nun kızıyla evlenmesi, servetini ve bağlantılarını sağlamlaştırmasına yardımcı oldu.

Vefat eden Endonezya diktatörü Suharto'nun kızıyla 1983’te evlenmesi, servetini ve ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı oldu. Prabovo'nun Endonezya'nın eski eyaleti Doğu Timor'da işlenen insan hakları ihlalleri ile bağlantılı olduğuna dair iddialar var. Aynı zamanda 1998'de 13’ünün hala kayıp olduğu 20'den fazla demokrasi aktivistinin kaçırılması emrini vermekle de suçlanıyor. Fakat muhalefet suçlamaları yalanlıyor. Protestolar Suharto rejimini tehdit ettiğinde Bay Prabovo askerleriyle birlikte Endonezya'nın başkentine geldi, ancak diktatörlük yine de düştü. Ordu tarafından hızla sınır dışı edildi, eşinden ayrıldı ve tekrar Endonezya'dan kaçtı.

Kendisini Suharto rejimi sonrası demokratik reform döneminin kurbanı olarak tanımlayan Prabovo, ülkesine geri döndü ve 2008'de kendi siyasi partisini kurdu; üç kez Cumhurbaşkanlığına aday oldu. Endonezya'nın şu anki oldukça popüler lideri Jokowi lakaplı Joko Widodo'ya karşı iki kez seçim kaybetti. 2014 ve 2019'da Prabovo, seçimin kendisinden çalındığını iddia etti ve taraftarları sonuçları protesto etmek için sokaklara döküldü, gösterilerde 8 kişi hayatını kaybetti.

Bu durumda eski generalin askeri üniformasını terk ederek ve çoğu zaman öfkeli konuşmalarını yumuşatarak imajını yenilemeye çalışması şaşılacak bir şey değil. Prabovo'nun yeni imajı, nüfusunun beşte dördünü oluşturan büyük bir kısmının akıllı telefona sahip olduğu Endonezya’da sosyal medyada büyük bir başarı elde etti ve halkın desteğini kazanmasına yardımcı oldu.

Mevcut Cumhurbaşkanının oğlunu başkan yardımcısı olarak düşünen Prabovo aynı zamanda Endonezya'nın devasa nikel kaynaklarına dayanan altyapı merkezli bir kalkınma ve sanayi politikası olan “Jokowi ekonomisini” de benimsedi ve Jokowi, kendisinin popülaritesini zafere taşıyan Prabowo aracılığıyla etkisini sürdürmeyi umuyor.

Rakiplerinden 30 kat daha fazla servete sahip olduğu tahmin edilen ve büyük bir seçim fonundan da yardım alan seçilmiş Başkan Prabovo’nun sorunlu geçmişi göz önüne alındığında, Başkan Jokowi'ye razı olması pek mümkün görünmüyor.

Peki ya kendi politikaları? Prabovo, daha önce Endonezyalıları "pirinç ambarındaki aç tavuklara" benzeterek ülkesinin ithal gıdaya daha az bağımlı olmasını istiyor.

DSVDS
Endonezya cumhurbaşkanı adayı Prabovo Subianto oyunu sandıkta kullanıyor

Yetersiz beslenmeyi azaltmak amacıyla okuldaki her öğrenciye ücretsiz süt ve öğle yemeği sağlama sözü verdi. Yıllık ekonomik büyümeyi yaklaşık yüzde 5'ten yüzde 6'ya ve ardından yüzde 7'ye çıkarma taahhüdünde bulundu, ancak bunu gerçekleştirme planları hakkında yalnızca birkaç ayrıntı verdi.

Bazıları eski generalin Jokowi döneminde gerileyen Endonezya demokrasisine daha fazla zarar verebileceğinden endişe ediyor. Prabowo, Endonezya'nın otoriter bir lidere ihtiyacı olduğunu söylemişti. Geçen seçim döneminde rakipleri, genç seçmenlerin siyasetten çok sosyal medyadaki dikkat çekici hilelerle ilgilendiklerinden şikayetçiydi. “Nazik dede”nin takipçilerinin politikayla ilgilenmek yerine cihazlarının ekranlarını karıştırmakla meşgul oldukları ortaya çıktı.

*Bu makale Şarku' Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Trump, Hindistan Başbakanı’nı taklit etti ve ona şakayla ‘katil’ dedi

ABD Başkanı Donald Trump ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçtiğimiz şubat ayında Beyaz Saray'da düzenlenen ortak basın toplantısında el sıkıştı. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçtiğimiz şubat ayında Beyaz Saray'da düzenlenen ortak basın toplantısında el sıkıştı. (Reuters)
TT

Trump, Hindistan Başbakanı’nı taklit etti ve ona şakayla ‘katil’ dedi

ABD Başkanı Donald Trump ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçtiğimiz şubat ayında Beyaz Saray'da düzenlenen ortak basın toplantısında el sıkıştı. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçtiğimiz şubat ayında Beyaz Saray'da düzenlenen ortak basın toplantısında el sıkıştı. (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Güney Kore'de düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesinde yaptığı konuşmada, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi esprili bir şekilde ‘katil’ ve ‘çok sert’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığına göre dün konuşan Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Hindistan ve Pakistan arasında çatışmaların patlak verdiği ve her iki ülkede de onlarca kişinin öldüğü, ancak birkaç gün sonra gerginliğin azaldığı dönemde Hindistan Başbakanı’yla yaptığı konuşmayı taklit etti.

Trump, Beyaz Saray'ın YouTube kanalında yayınlanan videonun 36’ncı dakikasında şu ifadeleri kullandı: “Başbakan Modi'ye büyük saygı ve sevgi duyuyorum, aramızda harika bir ilişki var. Aynı şekilde Pakistan Başbakanı da harika bir adam, o bir saha komutanı, neden saha komutanı olduğunu biliyor musunuz? O büyük bir savaşçı. Aynı zamanda büyük bir adam.”

Trump şöyle devam etti: “Yedi uçağın düşürüldüğünü okudum. Savaşıyorlar ve bu tehlikeli bir durum. Bu iki nükleer güç şiddetli bir savaşa girmiş durumda. Başbakan Modi'yi aradım ve ona şöyle dedim: Sizinle iş yapamayız. Hayır, sizinle iş yapmamalıyız. Pakistan'la savaş başlatıyorsunuz. Biz bunu yapmayacağız.”

Trump sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonra Pakistan'ı aradım ve dedim ki: Hindistan'la savaştığınız için sizinle iş yapmayacağız. Bildiğiniz gibi, ikisi de nükleer güçler. Onlar dediler ki: Savaşmamıza izin vermelisiniz. İkisi de savaştıklarını söylediler. İkisi de güçlü uluslar.”

Hindistan Başbakanı hakkında esprili bir dille konuşmaya devam eden Trump, “Modi çok yakışıklı, ama bana bir katil gibi cevap verdi ve şöyle dedi: Hayır, savaşacağız. O çok katıdır. Ben de merak ettim: Aman Tanrım, bu benim tanıdığım adam mı? Ama kısa bir süre sonra ikisi de nazik davrandılar ve sadece iki gün sonra beni aradılar ve şöyle dediler: Anlıyoruz ve savaşmayı bırakacağız... Bu inanılmaz değil mi?”

ABD Başkanı Donald Trump'ın, yaklaşık otuz yıldır iki nükleer güç arasında yaşanan en kötü askeri gerginliğin ardından Hindistan ve Pakistan'ın ateşkes kabul ettiğini duyuran kişi olduğunu belirtmek gerekir.

Trump, her iki tarafın gösterdiği ‘sağduyuyu’ övdü ve dünyanın birçok ülkesi iki komşu ülke arasındaki gerginliğin azalmasını memnuniyetle karşıladı.


Şi, Trump ile ticaret anlaşmasının ötesine bakıyor: Tayvan

 Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD’li mevkidaşı Donald Trump (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD’li mevkidaşı Donald Trump (AFP)
TT

Şi, Trump ile ticaret anlaşmasının ötesine bakıyor: Tayvan

 Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD’li mevkidaşı Donald Trump (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD’li mevkidaşı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yarın 2019'dan bu yana ilk zirve toplantısını gerçekleştirecek. Toplantının, iki ekonomik dev arasındaki gerginliği azaltabilecek bir ticaret anlaşmasına varılmasına odaklanması bekleniyor. Pekin, Washington'un Tayvan'a verdiği desteği hafifletmeyi de içeren başka bir hedef peşinde. Tayvan ise Başkan Trump'ın kendisini ‘terk etmesinden’ korkmadığını açıkladı.

Güney Kore'de düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi kapsamında yapılacak toplantı öncesinde Trump, Şi'nin Çin anakarasından yaklaşık 160 kilometre uzaklıkta bulunan ve Çin'in kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu iddia ettiği ada konusunda kendisine baskı yapsa bile ticaret konusuna odaklanmak istediğini söyledi.

Trump, seçim kampanyası sırasında ‘1,4 milyar insanı demir yumrukla yöneten, zeki ve harika bir adam’ olarak tanımladığı Şi ile olan iyi ilişkilerine büyük ölçüde güveniyor.

Trump, kısa süre önce Çin lideriyle olan güçlü ilişkisine olan güvenini yineledi ve özerk bir yönetimle idare edilen Tayvan'ın Çin tarafından işgal edilme ihtimalini reddetti. Bununla birlikte gözlemciler, Trump'ın diplomatik manevrasının ABD'nin Tayvan'a desteğinin boyutunu da kapsayıp kapsamadığını ve Şi'nin zirve sırasında Tayvan konusunda Trump'ı ikna etmeye çalışıp çalışmayacağını merakla bekliyor.

Trump bu yılın başlarında göreve geldiğinden beri, ABD yönetimi Tayvan ile bazı ilişkilerini azalttı. Financial Times, Washington'un Tayvanlı ve Amerikalı savunma yetkilileri arasındaki görüşmelerin temsil seviyesini düşürdüğünü ve toplantıyı Washington'dan Alaska'ya taşıdığını bildirdi.

‘Tayvan'ın bağımsızlığı’

 Tayvan'ın Kinmen bölgesi… Arka planda Çin'in Xiamen kenti gözüküyor. (Reuters)Tayvan'ın Kinmen bölgesi… Arka planda Çin'in Xiamen kenti gözüküyor. (Reuters)

New York Times uzmanların, Şi Cinping’in muhtemelen Trump’ın, ABD’nin Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemediğini açıkça söylemesini isteyebileceğini belirtti. Gazete, böyle bir açıklamanın geçmiş Amerikan yönetimlerinin ifade ettiklerini yinelemiş olacağını, ancak ‘Washington’u yıllardır Tayvan’ın bağımsızlığını teşvik etmekle suçlayan Pekin tarafından memnuniyetle karşılanacağını’ yazdı. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yıl Tayvan ile ilgili bir internet sayfasını güncelleyerek “Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemiyoruz” ifadesini kaldırdı ve bu hareket Çin'den sert eleştiriler aldı. Trump, ABD'nin Tayvan'ın bağımsızlığına ‘karşı’ olduğunu söylerse, bu Pekin için daha da büyük bir zafer olacak.

New York'taki Dış İlişkiler Konseyi'nde araştırmacı olan David Sachs, “Çin’in tutumunu destekleyen bir şey söylendiği anda, Çin bunu Tayvan meselesinde ABD’nin yeni resmi tutumu olarak kabul ediyor… Çinliler bunu bir zaman çizelgesi olarak görüyor olabilirler: Önce ticaret savaşında bir tür ateşkes ve tansiyonun düşürülmesini istiyorlar, ardından daha geniş jeostratejik konuların ele alınmasını arzuluyorlar. Ancak bu sürecin merkezinde Tayvan yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Henrietta Levin, “Başkan Şi kaçınılmaz olarak Tayvan ile ilgili bu talepleri sunduğunda Başkan Trump'ın nasıl tepki vereceği konusunda belirsizlik var” dedi.

Avrasya Grubu’nun Çin İşleri Direktörü Amanda Hsiao, Çin'in ABD'nin Tayvan politikasının kendi lehine gelişeceğine inandığını söyledi. Hsiao, Çinli yetkililerin, ‘güç dengesinin giderek Çin'in lehine değiştiğine inandıkları için, ABD'nin Tayvan'a olan taahhütlerinin zamanla zayıflama olasılığını gördüklerini’ belirtti.

Tayvan'dan şikâyet

Tayvan'ın Kaohsiung Limanı’nda tırlar konteynerleri taşıyor. (EPA)Tayvan'ın Kaohsiung Limanı’nda tırlar konteynerleri taşıyor. (EPA)

Trump, Tayvan'ın askeri harcamalarının çok az olduğunu ve yarı iletken üretiminde haksız bir hakimiyet kurmasını uzun süredir eleştiriyor. Tayvan'ın Çin'in tehditlerine karşı koyma kabiliyetini sorgulayan Trump, Çin'i caydırmak için ABD'nin gücünü övüyor. Trump, geçtiğimiz günlerde “ABD, tartışmasız dünyanın en güçlü askeri gücü” dedi.

Ancak Trump, eski Başkan Bill Clinton'ın 1998'deki Çin ziyaretinde kullandığına benzer bir dil kullanarak, ABD'nin Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemediğini söyleyebilir ve bunun Pekin'i ticaret müzakerelerine daha açık hale getireceğini umabilir.

Diğer taraftan Tayvan Dışişleri Bakanı Lin Chia-lung, Trump'ın Şi ile yapacağı zirvede Tayvan hakkında ne söyleyeceği konusundaki endişeleri hafife aldı. Chia-lung, Tayvanlı milletvekillerine hitaben şöyle dedi: “ABD tarafıyla yakın temas halindeyiz. Onların Çin ile olan ilişkileri Tayvan'a zarar vermeyecek.”

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Trump'ın ticaret konularında Çin'den ‘ayrıcalıklı muamele’ karşılığında Tayvan konusunda taviz vereceği fikrini reddetti. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre eski Başkan Barack Obama'nın Çin danışmanı olan Ryan Hass, anlaşma arayışında olan Trump ile Pekin'e karşı durmaya odaklanan ABD bürokrasisi arasında ‘bölünme’ olduğunu söyledi. Hass, “Çin, ABD ve Çin'in birlikte merkezde olmasını değil, ABD'yi kenara iterek tek başına merkezde olmayı istiyor” değerlendirmesinde bulundu.


Erdoğan'dan 29 Ekim mesajı: Bölgesinde lider, dünyada muteber, büyük ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
TT

Erdoğan'dan 29 Ekim mesajı: Bölgesinde lider, dünyada muteber, büyük ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

Zaferlerle dolu tarihimizin doruk noktalarından biri olan bu önemli günde; sınırlarımız içindeki 86 milyon vatandaşımızın, Kıbrıs Türk halkının ve yurt dışındaki kardeşlerimizin her birinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Aynı şekilde, medeniyet bahçemizi birlikte ekip biçtiğimiz; müşterek bir mazi ve kültür mirasını tevarüs ettiğimiz, sevincimize ortak olan tüm dostlarımıza da şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

“Asırlardır kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları bizlere vatan kılan kahramanları rahmetle yâd ediyorum”

Bugün, Cumhuriyetimizin 102’nci kuruluş yıl dönümünü milletçe iftiharla idrak ediyoruz. İstiklal ve istikbal mefkuremizin, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğinde tecessüm ettiği bu önemli günün; ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Millî Mücadele’yi sevk ve idare ederek Cumhuriyete giden yolu açan Gazi Meclisimizin tüm mensuplarını, bugün bir kez daha şükranla anıyorum. Ahlat ve Malazgirt’teki ilk akınlardan Çanakkale Destanı’na, Kurtuluş Savaşı’ndan 15 Temmuz Direnişine kadar asırlardır kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları bizlere vatan kılan kahramanları rahmetle yâd ediyorum.

Tüm dünyanın bildiği şu hakikati bugün bir kez daha ilan etmek isterim: Biz hem güçlü bir millet hem de köklü bir devletiz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki güneş ve etrafındaki 16 yıldız, bizim binlerce yıllık devlet geleneğimizi temsil ediyor. ‘Ebet-müddet’ ülküsüyle kurduğumuz bu devletlerin her biri, millî kimliğimizin şan ve şeref payesi; cihana yön veren aziz milletimizin kudret ve merhamet nişanesidir.

“Türkiye yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda her alanda ezber bozan atılımlar içindeyiz”

Türkiye Cumhuriyeti ise, tarihinin en sancılı günlerinde, onca zorluğa, yokluğa, sıkıntıya rağmen hürriyet ve istiklaline dört elle sarılan fedakâr milletimizin son çatısı; devletler zincirimizin son halkasıdır. Bu yüksek şuurla şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıkmak; cesur ve cefakâr ellerde yükselen Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Asra mührümüzü vuracağımız Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda; savunma sanayiinden ekonomiye, eğitimden tarıma, turizme, enerjiye ve dış politikaya kadar her alanda ezber bozan atılımlar içindeyiz.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız deprem felaketinin yaralarını sarıyor, afetzede kardeşlerimizi hızla güvenli yuvalarına kavuşturuyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar, söz verdiğimiz şekilde, 453 bin konutun anahtar teslimini gerçekleştirmiş olacağız.

“86 milyon insanımızın barış içinde yaşayacağı Terörsüz Türkiye menziline emin adımlarla ilerliyoruz”

Aynı zamanda 86 milyon insanımızın huzur, güven, barış ve refah içinde yaşayacağı terörsüz Türkiye menziline doğru da emin adımlarla ilerliyoruz. Millî birlik ve dayanışmamızı hedef alan kaos tüccarlarına prim vermeden; engelleri aşmaya, oyunları bozmaya, yayılmacı emeller peşinde koşanların heveslerini kursaklarında bırakmaya inşallah devam edeceğiz.

Diğer taraftan, savaş, çatışma ve krizlerin evrensel değerleri aşındırdığı bir dönemde Türkiye olarak, hak ve hakikatin savunucusu kimliğimizle ‘daha adil bir dünya’ için var gücümüzle çalışıyoruz. Gazze ve Filistin başta olmak üzere, pek çok kriz bölgesinde; arabuluculuk faaliyetlerimizle, diplomatik girişimlerimizle, insanî yardımlarımızla akan kanı durdurmanın, yaraları sarmanın, kalıcı barışa giden yolu ardına kadar açmanın gayretindeyiz.

İlhamını çift başlı Selçuklu Kartalı’ndan alan 360 derecelik dış politika vizyonumuzla, tarihimize ve kimliğimize yaraşır şekilde, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu büyük bir titizlikle yerine getirmeyi sürdüreceğiz.

Bölgesinde lider, dünyada muteber; büyük, güçlü ve müreffeh Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyor, aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, gazilerimizi ise şükranla yad ediyorum. Tüm vatandaşlarımızın, sevincimize ortak olan tüm dost ve misafirlerimizin Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin 102’nci yıl dönümü kutlu olsun!