Muhabirin telefon numarasını ifşa eden Meksika lideri, kendisini savundu

YouTube, Obrador'un basın toplantısının videosunu taciz ve siber zorbalıkla ilgili politikalarını ihlal ettiği gerekçesiyle kaldırdı

(AP)
(AP)
TT

Muhabirin telefon numarasını ifşa eden Meksika lideri, kendisini savundu

(AP)
(AP)

Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador, New York Times muhabirinin özel telefon numarasını ifşaladığı basın toplantısının videosunu düzenleyen YouTube'u "otoriter" diye eleştirdi.

YouTube, taciz ve siber zorbalıkla ilgili politikalarını ihlal ettiğini belirterek videoyu kaldırdı ancak daha sonra muhabirin özel bilgilerini içermeyen düzenlenmiş halini yeniden yayımladı.

Lopez Obrador basın toplantısında, 2018'deki başkanlık döneminde müttefiklerinin uyuşturucu kartelleriyle görüştüğü ve onlardan milyonlarca dolar aldığı iddialarını inceleyen soruşturmayla ilgili bir haber hakkında yorum isteyen New York Times'dan gelen bir mektubu okumuştu. Bu soruşturma, ABD hükümeti tarafından rafa kaldırılmıştı. 

Aynı basın toplantısında New York Times'ın Meksika bürosunun şefi Natalie Kitroeff'in özel telefon numarasını okuyarak özel bilgilerini ifşa ettiği için tepki çekmişti.

Videonun yayımlanmasının ardından Obrador, "başkanın itibarının kişisel verilerin korunması kanunundan üstün olduğunu" iddia etti.

Meksika'nın bilgi edinme özgürlüğü kurumu INAI, olayla ilgili bir soruşturma başlattığını açıkladı.

Ancak Lopez Obrador, Youtube'u sansür yapmakla suçlayarak sert bir şekilde karşılık verdi; platformun zorba ve otoriter bir tavırla hareket ettiğini söyledi.

Obrador, "YouTube, 22 Şubat Perşembe günü basın toplantısı videomuzu sansür nedeniyle kaldırdı çünkü onlara göre 'topluluk kurallarını ihlal ediyor'. Bu kibirli ve otoriter bir tutum. Tam bir çöküş içindeler" iddiasında bulundu.

Günlük basın toplantılarında rutin olarak medyayı yerden yere vuran Başkan, Amerika'nın Özgürlük Heykeli'nin "boş bir sembol haline geldiğini" de söylemişti.

Obrador, "Neyse ki ülkenin dönüşümü için mücadelemize sadece desteksiz değil, oligarşinin manipülatif medyasına karşı da bildiriler dağıtarak başladık. Ne iktidar mafyası ne de gazeteciliğin yeraltı dünyası bizi susturamayacak" diye belirtmişti.

Ancak, muhabirin telefon numarasını açıklamasının hemen ardından yayımlanan söz konusu New York Times haberi hakkında konuşmadı. Haberde ABD'nin iddialarla ilgili hiçbir zaman resmi bir soruşturma açmadığı ve yetkililerin nihayetinde tahkikatın rafa kaldırdığı belirtiliyor.

Başkan tüm suçlamaları reddetmiş ve bunun "tamamen yanlış" olduğunu söylemişti.

New York Times, Lopez Obrador'un bu hareketini "bir dünya liderinin yaptığı rahatsız edici ve kabul edilemez bir taktik" diye kınadı.

Lopez Obrador geri adım atmadı ve şöyle dedi:

Bize iftira atıyor. Eğer çok endişeleniyorsa telefon numarasını değiştirmeli.

Meksika, savaş bölgeleri dışında gazeteciler için dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak biliniyor ve bir gazetecinin kamuya açık herhangi bir özel bilgiye sahip olması ters tepebiliyor. Ülke özellikle suç çetelerini ve yaygın yolsuzlukları araştıran Meksikalı gazeteciler için tehlikeli kabul ediliyor.

Independent Türkçe



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.