Uzmanlar Meclisi üyesi Mahmud Muhammedi Iraki: Hamaney, oğullarının rehber adayları listesinden çıkarılmasını talep etti

Üçlü bir komite liderlik pozisyonunu üstlenecek potansiyel seçenekler üzerinde çalışıyor.

Ali Hamaney, oğlu Mesud ona bakarken ilk Dini Lider Humeyni'nin ölüm yıldönümünde, Haziran 2013'te bir konuşma yapıyor. (arşiv – Tabnak)
Ali Hamaney, oğlu Mesud ona bakarken ilk Dini Lider Humeyni'nin ölüm yıldönümünde, Haziran 2013'te bir konuşma yapıyor. (arşiv – Tabnak)
TT

Uzmanlar Meclisi üyesi Mahmud Muhammedi Iraki: Hamaney, oğullarının rehber adayları listesinden çıkarılmasını talep etti

Ali Hamaney, oğlu Mesud ona bakarken ilk Dini Lider Humeyni'nin ölüm yıldönümünde, Haziran 2013'te bir konuşma yapıyor. (arşiv – Tabnak)
Ali Hamaney, oğlu Mesud ona bakarken ilk Dini Lider Humeyni'nin ölüm yıldönümünde, Haziran 2013'te bir konuşma yapıyor. (arşiv – Tabnak)

Uzmanlar Meclisi seçimlerine iki gün kala, İran Dini Lideri’ni atamaktan ve performansını denetlemekten anayasal olarak sorumlu olan konseyin bir üyesi, ülkedeki en yüksek mevkiyi devralma ve mevcut lider Ali Hamaney'in oğlunu babasının halefi olarak atama olasılığını gündeme getirdi.

Uzmanlar Meclisi üyesi Mahmud Muhammedi Iraki, Hamaney'in ‘makamı devralma şüphesinden kaçınmak için oğullarının rehber pozisyonunu üstlenmeye uygunluğunu değerlendirmeye karşı çıktığını’ iddia etti.

Reformistlere yakın bir kurum olan ILNA ile yaptığı röportajda Muhammedi Iraki, İslam Cumhuriyeti'ndeki üçüncü rehber pozisyonunu üstlenecek potansiyel adayları araştıran üçlü bir komitenin varlığını belirtti.

Muhammedi Iraki'ye göre bu komite Hamaney’in yüksek akademik seviyeye sahip oğullarından birinin görevi devralma olasılığını tartıştı. Ancak Hamaney bunu duydu ve yapılan eylemin liderliğin mirası konusunda şüphe uyandırdığını, bu nedenle izin vermediğini söyleyerek konuyu engelledi.

Muhammedi Iraki, Hamaney'in ‘bu konuyu bir kenara bıraktığını’ söyledi ve ‘rehberin politikasının, ona yakın veya onunla ilişkili hiç kimsenin sorumluluğu üstlenmemesi olduğunu’ ifade etti.

88 sandalyenin yer aldığı Uzmanlar Meclisi seçimleri her sekiz yılda bir yapılıyor ve Hamaney'in 85 yaşına girmesi nedeniyle bu kez seçimler iki kat önem kazanıyor. Yeni seçilecek üyeler önümüzdeki Nisan ayında görevlerine başlayacak.

dvefd
Mücteba Hamaney, ABD saldırısında öldürülen İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlar sorumlusu Kasım Süleymani ile birlikte. (Tasnim)

İran Dini Lideri’nin görevini yerine getirememesi durumunda halefini belirlemek ve performansını denetlemek, 1982 yılında kurulan Uzmanlar Meclisi’nin tek görevidir.

Uzmanlar Meclisi politika oluşturma sürecine nadiren doğrudan müdahale ediyor, ancak İran Dini Lideri’ni destekleyen kurumlardan biri olarak görülüyor. Her altı ayda bir iki gün boyunca bir araya geliyor ve görüşmelerini İran Dini Lideri’yle yaptığı görüşmeyle sonlandırıyor.

Bu haftanın başlarında Uzmanlar Meclisi üyesi Muhammed Ali Musevi Cezayiri, Dideban İran internet sitesine verdiği röportajda şunları söyledi: “Bir sonraki rehberin adı gizli kalacak. Çünkü önerilen her türlü rehbere İsrail ve ABD, ona suikast düzenlemek için ulaşacak. Bu yüzden sır olarak kalmalı.”

Musevi Cezayiri'ye, Hamaney'in halefi olacak bir adayın olup olmadığı sorulduğunda şöyle yanıt verdi: “Hayır. Bu konu kesinlikle gizli ve kamuya açıklanamaz.”

Rehberlik görevine tek bir kişiyi atamak yerine Liderlik Şurası’na başvurulması ihtimaline ilişkin olarak, Musevi Cezayiri, İran anayasasının tek kişinin aday gösterilmesini önerdiğini ancak anayasa değişikliği yapılması halinde Liderlik Şurası’nın ortaya çıkması ihtimaline de kapıyı açık bıraktığını ifade etti.

Musevi Cezayiri, İran Dini Lideri’nin ismini verecek özel bir komitenin bulunduğunu yalanlayarak, “Böyle bir şey anayasada öngörülmüyor” dedi.

Geçtiğimiz Ağustos ayında reformist lider Mir Hüseyin Musevi, ev hapsindeyken, Hamaney'in oğullarından birine rehberlik pozisyonunu ‘miras bırakmaya yönelik bir komplo’ konusunda uyarıda bulunmuştu.

Musevi, uyarısının Mücteba Hamaney'in babasının yerine geçme ihtimaline ilişkin söylenenlere dayandığını söyledi. Ülkedeki en yüksek makamın miras bırakılması yönündeki uyarısını, bazı çevrelerin ‘Şii liderin ölümünden sonra yerine oğullarının geçmesi’ söylemine dayandırdı.

Haziran 2019'da Uzmanlar Meclisi üyesi Muhsin Araki, Hamaney'in yerini alacak çok gizli aday listesini inceleyen bir ‘soruşturma komitesinin’ varlığını ortaya çıkardı.

Ocak 2019'un sonunda, Uzmanlar Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Hatemi, Hamaney'den sonra rehber pozisyonunu üstlenecek potansiyel bir adayın varlığını reddetti ve İran Dini Lideri’nin sağlığının kötüleştiğine dair dolaşan söylentileri yalanladı.

Hatemi daha sonra potansiyel adayı araştırmak için Uzmanlar Meclisi’nde özel bir grup oluşturulduğu yönündeki raporları da yalanladı.

cfb vfd
Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve halefi İbrahim Reisi, Mart 2018'deki Uzmanlar Meclisi toplantısının oturum aralarında. (arşiv – Fars Haber Ajansı)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, son sekiz yılda üst düzey pozisyonlara aniden yükselişi göz önüne alındığında, İran Dini Lideri’nin halefi olabilecek en muhtemel aday olarak görülüyor. Hamaney, 2015 yılında Reisi'yi kendi makamına bağlı İmam Rıza Türbe ve Külliyesi Vakfı Başkanlığı’na atayan bir kararname yayınladı.

Reisi kısa süre sonra 2017'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu ancak Hasan Ruhani'ye karşı kaybetti. Reisi, muhafazakarların desteğiyle tekrar cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu ve gerçek bir rakibinin bulunmadığı İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 1979 devriminden sonra en düşük katılımın görüldüğü yarışı kazandı.

Öte yandan ılımlılar ve reformcular yıllardır Hasan Humeyni'nin üçüncü rehber pozisyonunu üstlenme şansını artırmaya çalışıyorlar.

Hasan Humeyni büyükbabasının kredisine güveniyor. Ancak bugüne kadar büyükbabasının antikaları ve mülkleriyle ilgilenen bir kurumun başkanlığı dışında önemli görevlerde bulunmadı.

Özellikle 24 yıl boyunca üç dönemdir Uzmanlar Meclisi üyesi olmasına rağmen müttefiki eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Uzmanlar Meclisi seçimlerinde aday olma talebinin reddedilmesinin ardından Humeyni'nin şansı az görünüyor. Bazı gözlemciler Ruhani'nin bizzat bu durumu izlediğini söylüyor.

dtbtr
(soldan sağa) Eski Parlamento Başkanı Ali Ekber Natık Nuri, Hasan Humeyni, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi. (Jamaran)

Humeyni ve Reisi'nin yanı sıra mevcut Dini Lider’in ortanca oğlu Mücteba Hamaney'in ismi de Dini Liderlik makamını devralma ihtimaline ilişkin raporlarda sıklıkla anılıyor.

İran Dini Lideri’nin üçüncü oğlu Mesud Hamaney de babasının makamındaki rolü göz önüne alındığında potansiyel bir aday olarak görülüyor. Mesud Hamaney, eski İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi'nin ağabeyinin kızıyla evli.

ABD'nin yaptırımlar listesinde yer alan Mücteba Hamaney'in adı, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) liderleriyle yakın ilişkilerle ve 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinejad'ın kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yolsuzluk şüpheleriyle bağlantılı. Mücteba Hamaney, İran Dini Lideri’nin kültür danışmanı ve muhafazakarların en önde gelen ismi Gulam Ali Haddad Adil'in kızıyla evli.



Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
TT

Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea, dün yaptığı açıklamada, İran'ın 12 günlük savaş sırasında Tahran'ın tesislerini bombalamasının üzerinden altı ay geçtikten sonra, İsrail'in İran'ın nükleer programını yeniden başlatmamasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Kudüs'te Mossad ajanlarını onurlandırma töreninde konuşan Barnea, "Nükleer bomba geliştirmeye devam etme fikri hala kalplerinde yaşıyor. Amerikalılarla yakın iş birliği içinde, ağır hasar görmüş nükleer projenin yeniden aktif hale getirilmemesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.

Haziran 2026'da görev süresi sona erecek olan Barnea, İsrail'in savaşta yaptığı sürpriz açılış saldırılarını övdü ve bu saldırıların İsrail ajanlarının İran hakkında topladığı istihbaratın boyutunu ortaya koyduğunu savundu.

"Molla rejimi, bir anda İran'ın tamamen açığa çıktığını ve tehlikeye düştüğünü keşfetti" dedi. Barnea, Tahran ile herhangi bir diplomatik çözüme şüpheyle yaklaştığını belirterek, "İran, dünyayı tekrar kandırabileceğini ve kötü bir nükleer anlaşma daha yapabileceğini düşünüyor. Biz kötü bir anlaşmaya izin vermedik ve vermeyeceğiz" dedi.

Batılı güçler İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor ve bunu engellemek için çalışıyor; Tahran ise bu suçlamaları sürekli olarak reddediyor. ABD Başkanı Donald Trump, ilk döneminde, İran'ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini kısıtlayan ve karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngören 2015 tarihli dönüm noktası niteliğindeki anlaşmadan çekilmişti; bu anlaşmaya İsrail karşı çıkmıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran ve Amerika Birleşik Devletleri, Umman'ın arabuluculuğuyla nisan ayında yeni bir anlaşmaya varmak için müzakerelere başladı, ancak İsrail'in 13 Haziran'da İran'a düzenlediği sürpriz saldırının ardından bu görüşmeler aniden kesildi ve 12 günlük bir çatışma başladı. Amerika Birleşik Devletleri daha sonra üç İran nükleer tesisine saldırı düzenleyerek çatışmaya katıldı.


Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
TT

Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)

ABD Savunma ve Dışişleri Bakanları dün Kongre önünde, Washington'un Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelendiği gemileri hedef alan hava saldırılarını savundular. Bu konu, özellikle Demokratlar arasında giderek artan bir endişeye yol açıyor.

AFP’nin haberine göre, kapalı kapılar ardında yapılan bir Kongre oturumunun ardından gazetecilere açıklama yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıları "önemli ve son derece başarılı" olarak nitelendirerek, Washington'un ABD'ye uyuşturucu kaçırmakla suçladığı terör örgütlerini ve kartelleri hedef aldıklarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayının başından bu yana, Karayipler ve Doğu Pasifik'te en az 26 gemiye hava saldırısı emri verdi ve bu saldırılar sonucunda en az 95 kişi öldü; ancak bu saldırıların uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir kanıt sunulmadı.

Bu konu, özellikle eylül başında gerçekleştirilen ve iki aşamalı bir operasyonla ilgili olarak Washington'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Operasyonun ikinci aşamasında, yanan bir gemiden kurtulan iki kişi hayatını kaybetti.

se
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre Binası'na geldi (Reuters)

Rubio ve Higseth, Temsilciler Meclisi ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitelerinin üyelerinin, saldırıyı emreden silahlı kuvvetler komutanı Amiral Frank Bradley'nin de hazır bulunacağı bir ortamda, saldırının videosunu bu hafta içinde izlemelerine izin vereceklerini belirttiler.

Pete Higseth, "Ancak, Savunma Bakanlığının uzun süredir devam eden politikası gereği, tam, düzenlenmemiş, çok gizli videoyu kamuoyuna açıklamayacağız" dedi.

Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, yönetimin her senatöre kayıtların tamamını, sansürsüz olarak vermesini talep etti. Schumer gizliliğin, bölgedeki ABD güçlerinin ve bir uçak gemisi saldırı grubunun varlığıyla birleştiğinde, ülkeyi sonu görünmeyen başka bir çatışmaya sürükleyebileceği konusunda uyardı.

Senatör Rand Paul da dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, bir gemi kazasından kurtulduğu düşünülen kişileri hedef almanın uluslararası hukukun ihlali olup olmadığını da sorguladı.

Uzmanlara göre, bu dava, Başkan Donald Trump'ın uyuşturucu kaçakçılığını savaş eylemi olarak ele alma yaklaşımındaki temel bir tartışma noktasını vurguluyor.

Toplantıdan ayrılırken Schumer, konuyla ilgili "yeni bir şey duymadığını" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Senato, Başkan Trump'ın Kongre onayı olmadan Venezuela'ya karşı askeri harekât başlatmasını engellemeyi amaçlayan kararlar üzerinde yakında oylama yapabilir.


Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
TT

Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün, Sidney'de bir Yahudi Hanuka festivalinde 15 kişinin vurularak öldürülmesinden günler sonra, "radikal İslamcı terörizme" karşı uluslararası savaş çağrısında bulundu.

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda, "Tüm uluslar radikal İslamcı terörizmin kötü güçlerine karşı birleşmeli ve biz de bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.