Irak-İran Savaşı'nın 30 yıl ardından on binlerce askerin akıbeti hala bilinmiyor

8 yıl süren Irak-İran Savaşı'nda 1 milyondan fazla kişi öldü. On binlerce kişi ise kayıp

Bu savaştaki kayıp kişiler dosyası, sayfaları 2014 yılında kapatılmış olmasına rağmen hala muallakta / Fotoğraf: Wikipedia
Bu savaştaki kayıp kişiler dosyası, sayfaları 2014 yılında kapatılmış olmasına rağmen hala muallakta / Fotoğraf: Wikipedia
TT

Irak-İran Savaşı'nın 30 yıl ardından on binlerce askerin akıbeti hala bilinmiyor

Bu savaştaki kayıp kişiler dosyası, sayfaları 2014 yılında kapatılmış olmasına rağmen hala muallakta / Fotoğraf: Wikipedia
Bu savaştaki kayıp kişiler dosyası, sayfaları 2014 yılında kapatılmış olmasına rağmen hala muallakta / Fotoğraf: Wikipedia

Irak-İran Savaşı'nın (1980-1988) üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu savaştaki kayıp kişiler dosyası halen muallakta.

2014'te bu sayfa devlet kurumları tarafından kapatılmış olsa da on binlerce aile hala, eğer hayattalarsa fertlerinden bir haber almayı, yahut sekiz yıl süren bu uzun savaşta öldülerse cenazelerini almayı bekliyor. 

Bir umut ışığı

Eşini 1987 yılında Nehr Casim Muharebesi'nde kaybeden ve akıbeti henüz bilinmeyen Fevziye Ali, eşinin savaş alanında kaybedildiğinin kendisine söylendiği günü acı bir şekilde anlatıyor.

Kaderi hakkında bildiğini tek şey ise savaş alanındaki yoldaşlarının onu kaybetmeden önce anlattığı bazı hikayeler. 

Fevziye Ali, "Savaş arkadaşlarından çalmadık kapı bırakmadım. Eşimin izini bulmak amacıyla gerek hükümet gerek sivil toplum düzeyinde, mahkumlar ve kayıp kişilerle ilgili departmanlara ziyaretlerim aralıksız devam etti. 1988'de savaşın bitiminden ve esir takasının başlamasından bu yana, eşimin esir kamplarında mı bulunduğu yoksa savaş alanında şehit mi olduğuna dair kanıt bulmak için bir yerden diğerine başvuruyorum" ifadelerini kullandı.

Babama bir mezar

Mustafa Tarık ise kendisini beş yaşındayken bırakan, yalnızca duvarlara asılan fotoğraflardan, ailesinin ve akrabalarının hikayelerinden tanıdığı babasıyla tanışmayı umuyor.

1982 yılında babasını kaybeden Tarık, "Babamın birçok yoldaşı onun İran güçlerinin elinde esir olduğundan bahsediyor. Ancak adını Kızılhaç listelerinde bulamadık, hikayelerini doğrulayan herhangi bir resmi emre de rastlamadık. Babamın hayatta olduğuna dair umudumu yitirdim. Ancak hala onun kalıntılarını bulmayı ve onu zaman zaman mezarında ziyaret edebilmeyi umuyorum" dedi. 

Aramaya devam

Kayıplar dosyası 2014 yılında Irak ve İran tarafından kapatılmış olsa da bu kişilerin kalıntılarının aranması sürüyor.

Irak-İran sınırında veya çatışmalara sahne olan bölgelerde bulunan Iraklı ve İranlı askerlerin kalıntılarının takası süreci devam ediyor.

En son geçen hafta İran tarafı, Basra Operasyon Bölgesi'ndeki ortak arama operasyonları sırasında Irak topraklarında bulunan 35 İranlının kalıntılarını teslim aldı.

10 Irak askerinin naaşı ise resmi kararnameler ve tüm güvenlik kurumlarının, ayrıca Basra Valilik Konseyi'nin resmi varlığıyla teslim edildi. 

Yalnızca 2022 yılında İran tarafının bulduğu 108 kalıntı ele geçirildi. İran Kayıp Şahıslar Komitesi yetkilisi Muhammed Bakırzade'nin Temmuz 2023'te yaptığı basın açıklamalarına göre, 2003'ten 2023'ün ortalarına dek 47 bin İran askerinin kalıntıları teslim alındı.

Irak'ta sadece 2 bin 500 askerin kalıntıları kalırken Irak tarafı ise yalnızca 20 bin askere ulaşabildi. Geri kalan 50 bin askerin ise İran'da olduğu biliniyor. 

Askerlerin kalıntılarının takası

Basra Valiliği İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Mehdi et-Temim, Irak ile İran arasındaki tutuklu ve kayıp kişiler dosyasının kapatıldığını, şu an kalıntı takasının olduğunu belirtti.

Aynı zamanda, "Irak ile İran arasındaki kayıplar dosyası, bilhassa mahkumlar meselesi, Irak İnsan Hakları Bakanlığı döneminde 2014 yılında kapatılmış, dosya Irak ve İran tarafları arasında Cenevre'de imzalanmıştı. Anlaşma, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin gözetimi ve takibi altında 2004-2014 yılları arasında gerçekleştirilen bir dizi toplantıyla sağlandı. İran-Irak savaşı ve Körfez Savaşı sonucunda 50 binden fazla kayıp insan var. Hala süren cenaze takası, Irak Savunma Bakanlığı tarafından yürütülüyor" açıklamalarında bulundu. 

Bulunan kalıntıları, Körfez Savaşı'nda yaşanan savaş sonucunda gerek İran, gerek ise Kuveyt veSuudi tarafıyla takas ettiklerini, tutuklu dosyasının ise 2014 yılında sonuçlandırıldığını ifade etti.

8 yıl süren Irak-İran Savaşı'nda 1 milyondan fazla kişi öldü. On binlerce kişi ise kayıp.

Independent Arabia, Independent Türkçe

 



Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.


Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.