Mısır, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'yle uluslararası nükleer enerji haritasında yerini aldı

Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Mısır’a elektrik üretmek ve ekonomiyi petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan korumak için enerji kaynaklarını çeşitlendirme fırsatı sunuyor

Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
TT

Mısır, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'yle uluslararası nükleer enerji haritasında yerini aldı

Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)
Mısır'ın ilk nükleer enerji santrali Dabaa (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)

Marcelle Nasr

Dünya şu sıralar İran destekli Husilerin Kızıldeniz'de seyrüsefer güvenliğini hedef alan tehditleri nedeniyle enerji tedarik piyasasında yaşanan çalkantılara tanık oluyor. Ortadoğu'dan ithal edilen doğalgaz fiyatları, bölgeden doğalgaz ihraç eden ülkelerin sevkiyatlarını Ümit Burnu üzerinden yapmaya yönelmesinin ardından yükseldi. Buna iklim değişikliğinin etkilerinin artmasının yanında Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’nın doğalgaz ihracatının durması ve Moskova'ya uygulanan yaptırımlar eşlik ediyor.

Dabaa’yı canlandırmak

Yerel açıdan enerji, Mısır ekonomisini küresel enerji piyasasındaki dalgalanmalardan korumaya yönelik yatırımlar için cazip bir ortam sağlayan önemli alanlardan biridir. Mısır, 1956 yılından beri kurduğu bir hayali gerçekleştirmek için 2014 yılından bu yana ülkenin en önemli ulusal projelerinden biri olarak kabul edilen Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'ni tamamlamak için gerekli çalışmaları yaparak enerji alanındaki egemenliğini güçlendirmek üzere harekete geçti. Dabaa’da inşa edilen nükleer enerji reaktörleri, dünyada kullanılan nükleer teknolojinin en üst seviyesi olarak kabul edilen üçüncü nesil gelişmiş modellerden oluşuyor.

Rusya-Mısır ortak projesi olan Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Akdeniz kıyısındaki Mersa Matruh şehrinde yer alıyor. Buradaki tesis, 4,8 gigawatt kapasiteli dört nükleer reaktörden oluşuyor.

Rusya-Mısır ortak projesi olan Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, Akdeniz kıyısındaki Mersa Matruh şehrinde yer alıyor. Buradaki tesis, 4,8 gigawatt kapasiteli dört nükleer reaktörden oluşuyorken işletme ömrü 60 yıl olan reaktörlerin ömrü 80 yıla kadar uzatılabiliyor. Proje, Mısır’ın enerji kaynaklarını çeşitlendirmesinin yanında temiz ve güvenli enerjiye geçişin kolaylaştırılması ve düşük karbonlu kaynaklara bağımlılığın artırılması gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunuyor. Nükleer enerji santralleri, karbon oksit, kükürt ve nitrojen gibi çevreye zarar veren gazlar üretmediklerinden geleneksel santrallere göre çevre dostu olarak sınıflandırılıyor.

Geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ev sahipliğinde düzenlenen 28. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP28) sırasında 20'den fazla ülkeye ortak bir bildiriyle dünyanın nükleer enerji kaynaklarını 2020 yılındakine kıyasla üç katına çıkarma çağrısı yapıldı. Böylece 2050 yılına kadar karbon nötrlüğünü sağlamak ve küresel ısınmayı 1,5 santigrat derecede tutmak amacıyla kömür ve gaza olan bağımlılığın azaltılması amaçlandı.

dsevfde
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Akdeniz kıyısındaki Dabaa Nükleer Enerji Santrali’nin dördüncü güç ünitesinin temel atma törenine Moskova'dan video konferans yöntemiyle katıldı, 23 Ocak 2024 (AFP)

Mısır'ın elektrik enerjisi üretimi alanında temiz ve güvenli nükleer enerji geliştirme programının yeniden canlandırılması amacıyla aldığı bu stratejik kararın önemi, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltması nedeniyle güvenli, ucuz ve uzun vadeli enerji arzının sağlanmasına katkıda bulundu.

Mısır, enerji üretim kaynaklarını çeşitlendirmek ve temiz enerji kaynaklarına yönelmek için gerekli çalışmalara başlarken elektrik üretiminin yüzde 85'ini halen fosil yakıtlardan (doğal gaz ve dizel) elde ettiğinden elektrik üretimine yönelik nükleer enerji projelerine özel önem verdi.

Mısır Elektrik ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı geçtiğimiz yılın ortalarında, devlet tarafından sübvanse edilen ve bu yüzden devletin bütçesine büyük bir maliyet getiren elektrik santrallerinde doğal gaz ve dizel yakıt tüketimini azaltmak amacıyla planlı elektrik kesintilerine başvurarak bu maliyetleri azaltma planını devreye soktu.

Dabaa Nükleer Enerji Santrali ile ilgili anlaşmalar Rusya ile yapılan mali anlaşmaya göre finanse edilecek ve 25 milyar dolarlık kredi, ticari faaliyetin ardından 22 yıllık kârla geri ödenecek.

Mısır'ın elektrik üretim kaynaklarından biri olarak nükleer enerjiyi de sistemine dahil etmek üzere attığı bu adımın arkasında bir kilowatt nükleer enerji üretmenin diğer kaynaklara göre düşük maliyetinin yanı sıra ekonomisini küresel petrol fiyatlarından dalgalanmalardan korumayı istemesi yatıyor.

Enerji üretimi kaynaklarının çeşitlendirilmesi

Mısır Bakanlar Kurulu'nun hazırladığı raporda, nükleer enerjinin doğalgaz piyasası gibi fiyat dalgalanmalarından etkilenmediği, doğalgaz piyasasında fiyatların yüzde 100 artması durumunda elektrik enerjisi üretim maliyetinin de artacağı ve doğalgazla çalışan bir elektrik enerjisi üretim tesisinde maliyetlerin yüzde 60-70 civarında yükseleceği, buna karşın doğal uranyumun piyasa fiyatı iki katına çıksa bile nükleer enerji üretimi maliyetinin en fazla yüzde 10’a yakın olacağı belirtildi. Öte yandan Dabaa Nükleer Enerji Santrali ile ilgili anlaşmalar Rusya ile yapılan mali anlaşmaya göre finanse edilecek ve 25 milyar dolarlık kredi, ticari faaliyetin ardından 22 yıllık kârla geri ödenecek. Bununla birlikte projedeki ana yüklenici Rus nükleer enerji şirketi Rosatom olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi son zamanlarda, temiz ve güvenli nükleer enerji üreten reaktörlerin elektrik üretmek amacıyla dördüncü güç ünitesinin temelinin atılması gibi birçok ilerlemeye tanık oldu. Elektrik üretimine yönelik proje hızlı adımlarla ilerlerken Mısır, dünyanın yeşil enerjiye olan mevcut ilgisi bağlamında başka yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları olmasına rağmen nükleer enerji üretim projesini başlattı ve bu projede ilerlemeye devam ediyor.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı Samir Gattas, konuyla ilgili olarak Al-Majalla’ya yaptığı değerlendirmede, elektrik enerjisi üretmek amacıyla temiz ve güvenli nükleer enerji geliştirme programını yeniden canlandırmak için inisiyatif alan Mısır’ın bu alanda aldığı stratejik kararın önemini vurguladı.

Gattas, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mısır, içinde bulunduğu zor ekonomik duruma rağmen Dabaa Nükleer Enerji Santrali’ndeki reaktörlerin üçünün inşasını tamamlarken, dördüncü reaktörün temelini attı. Bunun yanında reaktörlerin güvenlik koşullarını da dikkate alıyor."

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı Samir Gattas: Doğalgazın Ümit Burnu üzerinden sevkiyatı, sadece tanker yakıtı maliyetini dahi 1 milyon dolar artırırken buna yüksek meblağlardaki sigorta ve işçilik maliyetleri eşlik ediyor. Böylece doğalgaz, Avrupa'ya yüksek fiyatlarla ulaşıyor.

Dünyanın sera gazı emisyonlarını azaltmayı istediğini, fakat çoğu ülkenin temiz ve güvenli nükleer enerji santrallerinin kurulmasına karşı çıktığını belirten Gattas, “Örneğin Almanya, kısa bir süre önce tüm nükleer projelerini rafa kaldırdı. Ancak herkes ya nükleer enerjiye yönelmek ya da kömür gibi fosil enerji kaynaklarına dayanarak çevreyi kirleten alternatiflere dönmek zorunda” ifadelerini kullandı.

En büyük doğalgaz ihracatçısı ülke olarak kabul edilen Katar'ın, doğalgaz sevkiyatını Ümit Burnu üzerinden yapmaya başladığına ve artan enerji krizi ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğini tehdit eden çalkantılarla birlikte Rusya’nın ihraç ettiği doğalgaza alternatif olarak Ortadoğu'dan ithal edilen doğalgazın fiyatının önemli ölçüde arttığına dikkati çeken Gattas, “Doğalgazın Ümit Burnu üzerinden sevkiyatı, sadece tanker yakıtı maliyetini dahi 1 milyon dolar artırırken buna yüksek meblağlardaki sigorta ve işçilik maliyetleri eşlik ediyor. Dolayısıyla krizin devam etmesi ve bir çözüm bulunamaması halinde doğalgaz Avrupa'ya çok yüksek fiyatlarla ulaşmaya devam edecek. Kriz sadece Gazze'deki savaşla değil, aynı zamanda Husiler ve İran-ABD ilişkileriyle de bağlantılı” yorumunda bulundu.

Mısır'ın daha ucuz ve daha etkin temiz enerji üretmek için birden fazla kaynağı olması ve bunlardan Mısır'a yetecek kadar alternatif enerji üretip ihracat yapılabilmesi nedeniyle tek bir enerji kaynağına odaklanmaması gerektiğini vurgulayan Gattas, “Mısır, enerji kaynaklarına ihtiyaç duyan Akdeniz ülkelerine yakın coğrafyada yer alıyor. Bu yüzden Fas gibi enerji ihraç eden bir ülke haline gelebilir” dedi.

Tarımsal yatırım için en iyi proje

Ekonomist Alaa en-Nehri, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi’nin yakın zamana kadar Mısır ve Avrupa'nın tahıl ambarı olan kuzeybatı kıyısını nispeten de olsa geliştirmesini umduğunu ifade etti. Bunun nedeninin bölgenin tarımın ağırlıklı olarak yağmura bağlı olması ve buğday ile arpa yetiştirilmesi için iki kez ek sulamaya ihtiyaç duyulması olduğunu söyleyen Nehri, “Bu yüzden nükleer enerji reaktörlerinden elde edilebilecek enerjiye ihtiyaç duyan ve bölge geneline yayılan çok sayıda deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi inşa etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Nehri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde, bölge yağış aldığı için rahatlıkla yapılan incir ve zeytin yetiştiriciliğinin geliştirilmesinin yanında bölgedeki verimli toprağın ve uygun iklimsel koşullar nedeniyle tahılda tarımsal yatırım ve kendine yeterliliğin sağlanması amacıyla bölgede nükleer reaktör kurulmasını Mısır'ın acilen ihtiyaç duyduğu en iyi yatırım projesi olarak görüyorum. Böylece tarımsal ürünler çok yüksek kalitede olacağı için yetiştiricilik yaygınlaştırılıp ürünler Avrupa'ya ihraç edilebilir. Bu sayede proje, Mısır'ın döviz sıkıntısı çektiği bir dönemde niteliksel bir sıçrama yaptırarak ülkeye yetecek stratejik öneme sahip ürünlerde kendi kendine yeterliliğe ulaştıracak ve bu ürünlerin dışarıdan ithalatını durduracak dev projelerden biri olarak değerlendirilecek.”

BM Çevre Programı’nın (UNEP) küresel sıcaklıklardaki ortalama artışı 2 santigrat derecenin altında tutmak için dünyanın sera gazı emisyonlarını yüzde 28 oranında, artışı 1,5 santigrat derecenin altında tutmak içinse yüzde 42 oranında azaltması gerektiğine ilişkin son tahminlerinin 2015 yılında Paris'te düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP15) onaylandığına dikkati çeken Nehri, “Her iki hedefe de ulaşmak için, nükleer enerjinin verimli ve temiz bir kaynak olarak rolü vurgulanmadan iklim değişikliğiyle mücadele zor bir görev olmaya devam edecek” dedi.

COP28 öncesi nükleer santrallerin kurulmasının, çeşitli tehlikeleri olması ve Çernobil, Three Mile Island, Fukushima gibi kazalara yol açması nedeniyle hoş karşılanmaması dikkat çekici.

Nükleer yakıt yenilenemeyen bir enerji kaynağı olsa da nükleer santraller, fosil yakıtlarla çalışan enerji üretim tesislerinden farklı olarak çalıştıkları sırada karbondioksit ya da metan gibi sera gazları üretmez. Bu yüzden iklim değişikliğinin yansımalarının üstesinden gelmek için yenilenebilir enerjinin yanı sıra nükleer enerji santrallerine de güvenilebilir.

İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele

Al-Majalla’ya konuşan enerji uzmanı Muhammed es-Subki, Dabaa Nükleer Enerji Santrali’nin Mısır’a iklim değişikliğiyle mücadelede temel bir odak noktası olarak kabul edilen temiz ve güvenli enerji üretimi alanında sıçrama yaptıracağını söyledi. COP28'de karbondioksit salınımına yol açan enerji kaynaklarının çevre dostu olmayan teknolojiler olduğu sonucuna varıldığını belirten Subki, “Sonuç olarak nükleer enerji gelecekte güvenilebilecek enerji kaynaklarından biri olarak kabul edildi ve bu da Mısır'ın yönelimiyle paralel bir karar. COP28 öncesi nükleer santrallerin kurulmasının, çeşitli tehlikeleri olması ve Çernobil, Three Mile Island, Fukushima gibi kazalara yol açması nedeniyle hoş karşılanmaması dikkat çekici” ifadelerini kullandı.

Nükleer enerjinin tek karbonlu bir enerji kaynağı olduğuna ve yeni nesil nükleer santrallerin tehlikelerinin oldukça azaltıldığına işaret eden Subki, “Mısır, nükleer sızıntı, radyasyon ve benzer kaza, sorun ya da deprem gibi bazı tehlikelerin hiçbirinin söz konusu olmadığını teyit etti” diye konuştu.

Orta ve uzun vadede nükleer enerjinin maliyetinin, halihazırda dalgalanan yakıt ve enerji fiyatlarıyla rekabet edebilecek seviyede olacağını söyleyen Subki, Mısır'ın Dabaa Nükleer Enerji Santrali için yaklaşık 25 milyar dolarlık kredi aldığını, ancak bu tür projelerin maliyetinin yüksek olmasına rağmen nükleer santrallerin kapasitesi Mısır'ın elektrik ihtiyacının yüzde 15 ila 29'u karşılayabileceğinden bu borcu 10 yıldan kısa sürede absorbe edeceğini vurguladı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.

hyjuıo
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.

Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.

Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.

gtyu7ı8
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)

Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.

Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.

Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.

Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.

Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.

Askeri düzey

Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.

LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.

Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.