Avrupa Rusya’yla açıktan bir savaşa girmeye mi hazırlanıyor?

Korzenio'daki Vistül Nehri üzerinde çeşitli NATO ülkelerinden askerlerle ortak askeri tatbikata katılan Fransa ve Polonya askerleri, 4 Mart 2024 (DPA)
Korzenio'daki Vistül Nehri üzerinde çeşitli NATO ülkelerinden askerlerle ortak askeri tatbikata katılan Fransa ve Polonya askerleri, 4 Mart 2024 (DPA)
TT

Avrupa Rusya’yla açıktan bir savaşa girmeye mi hazırlanıyor?

Korzenio'daki Vistül Nehri üzerinde çeşitli NATO ülkelerinden askerlerle ortak askeri tatbikata katılan Fransa ve Polonya askerleri, 4 Mart 2024 (DPA)
Korzenio'daki Vistül Nehri üzerinde çeşitli NATO ülkelerinden askerlerle ortak askeri tatbikata katılan Fransa ve Polonya askerleri, 4 Mart 2024 (DPA)

Daha fazla mühimmat ve silah üretimi, savunma alanında daha fazla yatırım ve koordinasyon... Avrupa, Rusya’yla açıktan bir savaşa girmeye mi hazırlanıyor?

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri savunma harcamalarını artırmanın yollarını arıyor. En önemli hedefi üye ülkeler arasında barışı korumak olan AB, çalkantılı zamanlarda kendisini dış tehditlerden korumayı istemesi ve Avrupa'da yeni bir savaşın patlak vermesi korkusunun hakim olması nedeniyle savunma alanına yoğun bir şekilde odaklanmış durumda.

Avrupa’yı savunma alanına yönlendiren faktörler

Avrupa'nın savunma alanındaki harcamalara odaklanmaya yönelik bu değişiminin yolu birçok faktörden büyük ölçüde etkilendi. Bu faktörlerin başında Rusya'nın askeri üçüncü yılına giren Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş geliyor. İspanya’nın El Pais gazetesinin 4 Mart Pazartesi tarihli sayısında yer alan bir haberde Ukrayna ordusunun elindeki mühimmatın azalması ve Ukrayna’ya yapılan askeri yardımların durması nedeniyle Kiev zor durumdayken Moskova’nın tahmin edilenden daha rahat olduğu vurgulandı.

Aynı habere göre diğer faktörler arasında Çin'in daha iddialı görünmesi ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi ya da Washington'ın Çin'i kontrol altına alma çabalarını Avrupa'dan Asya'ya kaydırması durumunda ABD’nin Ukrayna'ya verdiği desteğin ne olacağı konusunda endişelerin artması yer alıyor. Avrupa kıtası, tüm bunlardan dolayı başka bir savaşın çıkması durumunda kırılgan bir konumda olmaktan kaçınmaya çalışıyor.

Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, Almanya'nın güneyindeki Bavyera Eyaleti’nin Schrobenhausen ilçesinde Avrupa merkezli ​​çok uluslu füze üreticisi MBDA'yı ziyareti sırasında Alman-İsveç ortak yapımı Taurus KEPD 350 havadan ateşlenen yüksek hassasiyetli stand-off güdümlü füze sistemini incelerken, 5 Mart 2024 (AFP)
Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, Almanya'nın güneyindeki Bavyera Eyaleti’nin Schrobenhausen ilçesinde Avrupa merkezli ​​çok uluslu füze üreticisi MBDA'yı ziyareti sırasında Alman-İsveç ortak yapımı Taurus KEPD 350 havadan ateşlenen yüksek hassasiyetli stand-off güdümlü füze sistemini incelerken, 5 Mart 2024 (AFP)

Rusya tarafından geçtiğimiz pazartesi günü yapılan açıklama, Rusya ile AB arasındaki gerilimin son göstergelerinden biri olarak kabul edildi. Rusya, söz konusu açıklamada, Alman subaylar arasında yapılan, ancak sızdırılan bir görüşmede, Rusya'nın ilhak ettiği Ukrayna'nın Kırım Yarımadası’na saldırı düzenlenebileceğinin tartışıldığı belirtildi. Kremlin'e göre ‘bu sızıntı, Batılı ülkelerin Ukrayna'daki savaşa dahil olduğunu kanıtlıyor.’

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, müttefiklerin üzerindeki büyük baskıya rağmen Kiev'in uzun zamandır istediği Taurus KEPD 350 havadan ateşlenen yüksek hassasiyetli stand-off güdümlü füze sistemini tedarik etmeyi reddetmeye devam ediyor. Almanya'nın Alman-İsveç ortak yapımı bu füze sisteminin yaklaşık 300 millik bir menzile sahip olması nedeniyle ‘uzun menzilli bir silah’ olduğunu söyleyerek tutumunu savunuyor. ABD merkezli The Washington Post gazetesinin 5 Mart Salı günü verdiği bir habere göre Almanya'nın Ukrayna’ya bu silahı tedarik etmesi onu doğrudan Rusya'ya karşı savaşa sürüklemekle tehdit ediyor.

Rusya’nın saldırabileceği beklentisi

Rusya ile AB arasındaki gergin atmosferde, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz hafta Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda (Rusya'nın) savaş tehdidinin yakın değilse de imkansız da olmadığını söyledi. Ursula von der Leyen ‘Avrupa'nın buna karşı hazırlık yapmasının zamanının geldiğini’ vurguladı.

Rusya'nın Rostov Bölgesi'ndeki Kadamovsky Meydanı'nda Güney Askeri Bölgesi Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen tatbikatlardan bir kare, 3 Şubat 2022. Rusya, aynı ayın 24'ünde Ukrayna'yı işgal etmeye başladı (Reuters)
Rusya'nın Rostov Bölgesi'ndeki Kadamovsky Meydanı'nda Güney Askeri Bölgesi Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen tatbikatlardan bir kare, 3 Şubat 2022. Rusya, aynı ayın 24'ünde Ukrayna'yı işgal etmeye başladı (Reuters)

El Pais gazetesinin haberine göre Von der Leyen'in sözleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bir Avrupa ülkesine ya da bir NATO müttefikine saldırması ve NATO'nun bir üyesine yapılan saldırının tüm üyelerine yapılmış sayılacağını ifade edilen ortak savunma taahhüdünü test etmeye çalışabileceği uyarısının yapıldığı açıklamaların sonuncusuydu. Öte yandan Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, birkaç hafta önce yaptığı bir açıklamada, “Uzmanlarımız, beş ila sekiz yıl içinde böyle bir saldırının mümkün olabileceğini tahmin ediyor” diyerek uyardı. Danimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen ise varsayıma dayalı böyle bir saldırının NATO'nun 2023 yılındaki değerlendirmesindeki tahmininden de önce gerçekleşebileceğini ve bunun yeni bir değerlendirme olduğunu söyledi.

AB Komisyonu dün, Rusya'nın olası saldırısı karşısında koordineli bir savunma stratejisine duyulan acil ihtiyacın karşılanması amacıyla geliştirilen Avrupa Savunma Sanayii Programı’nı (EDIP) açıkladı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa'nın doğusunda yer alan Strazburg'da bulunan Avrupa Parlamentosu'nda güvenlik ve savunma konulu konuşmasını yaparken, 28 Şubat 2024 (AP)
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa'nın doğusunda yer alan Strazburg'da bulunan Avrupa Parlamentosu'nda güvenlik ve savunma konulu konuşmasını yaparken, 28 Şubat 2024 (AP)

AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton, salı günü AB Komisyonu tarafından kabul edilen EDIP’yi ‘Avrupa'da (savunma sanayide) daha hızlı, daha iyi ve ortak üretim projesi’ olarak özetledi.

Askeri sanayideki zayıflıkların iyileştirilmesi

Ukrayna’daki savaşın ortaya çıkardığı Avrupa’nın savunma sanayisindeki zayıflıklarını gidermeyi amaçlayan EDIP, AB içinde daha verimli ve ortak üretimin öneminin altını çiziyor. Savaş, Avrupa’nın savunma sanayisindeki eksikliklerin yanı sıra özelikle üretim tesislerinin askeri teçhizata yönelik artan talebi karşılayacak kapasitede olmadığını ve AB’nin savunmasındaki zayıflıkları gözler önüne sererken silah ve mühimmat stoklarındaki tehlikeli düşüşü ortaya koydu. Tüm bunlar, Avrupa ülkelerine, 1990'lı yılların başlarında Sovyetler Birliği'nin ve onunla birlikte komünist Doğu Bloku'nun çöküşünden sonra barış süreci kazanımlarının tadını çıkardığı ‘tembel otuz yıl’ olarak adlandırılan dönemin bıraktığı mirastı.

Fransa’nın Le Figaro gazetesinin 5 Mart Salı günü yayınladığı bir habere göre Avrupa orduları, ülkelerinin savunma sanayilerinde üretim kapasitelerinin artmasına rağmen mevcut tehditlere göğüs gerebilecek düzeyde hazırlıklı değiller. AB ülkelerinin son on beş yıldır savunma alanına yeterli harcama yapmaması AB’yi olası tehditler karşısında hazırlıksız hale getirdi. AB Komisyonu, bu yüzden ortak savunma harcamaları ve teçhizat takasını teşvik ederek toplu savunma harcamalarındaki dengesizliği düzeltmeyi amaçlasa da mali kısıtlamalar halen engel teşkil ediyor.

EDIP, savunma sanayini canlandırmayı amaçlayan çeşitli yasal, düzenleyici ve mali mekanizmalarla ilgili öneriler içerirken AB Komisyonu Ukrayna'ya 1,5 milyar euroluk bütçe ayırdı. Tüm bu çabalar, savunma sanayinin aktörleri arasında üretim yeteneklerinin artırılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor ve 2030 yılına kadar ortak savunma teçhizatı satın alımlarının yüzde 40'ını gerçekleştirmek için Avrupa’nın ortak savunma tedarikini teşvik ederek üreticilerin görünürlüğünün artırılması hedefleniyor.

Donbass bölgesindeki ön cephedeki Rus mevzilerine Fransız yapımı Caesar obüs sistemiyle bombalayan top Ukraynalı askerler, Haziran 2022 (AFP)
Donbass bölgesindeki ön cephedeki Rus mevzilerine Fransız yapımı Caesar obüs sistemiyle bombalayan top Ukraynalı askerler, Haziran 2022 (AFP)

Savunma ortaklığının güçlendirilmesi

AB, üye ülkeler için verimliliği artırmayı ve maliyetleri azaltmayı amaçlayan savunma ortaklığına yönelik dönüştürücü bir yaklaşım geliştirmeyi düşünüyor. Bu yaklaşım, ortak bir savunma bütçesi oluşturmak için kaynakların ve fonların bir araya getirilmesini öngörüyor.

AB, savunma sanayine katılımı teşvik etmek ve üretim kapasitesini artırmak amacıyla sözleşmelerin maliyetinin bir kısmını karşılamayı teklif ediyor. Bunun yanında ihtiyaç duyulduğunda üretimi hızla artırmak için finansörlük sözü veren AB,, atıl durumdaki sanayi bölgelerini desteklemeyi planlıyor. AB, savaş ekonomisine doğru bir model değişimi öngörürken Avrupa savunma sanayisini kendisinin de desteğiyle daha fazla risk almaya çağırıyor.

AB ayrıca savunma sanayine talebi artırmak ve envanterleri hızla yenilemek için ABD savunma sistemini örnek alan, şeffaflık sağlayan ve silah ve mühimmat alımlarını teşvik eden ortak bir savunma kataloğu oluşturmayı öneriyor. Böylece savunma sanayi teklifleri için pahalı ekipmanların satın alınmasındaki bölünmeyi azaltmayı ve AB fonları tarafından desteklenen özel yasal çerçeveler aracılığıyla bir ortaklık kültürü geliştirmeyi amaçlıyor.

Fransa Ordusu 61’inci Topçu Alayı (61. RA) Chaumont-Semoutiers Hava Üssü’ndeki İHA okulunun açılışında sergilenen bir İHA (AFP)
Fransa Ordusu 61’inci Topçu Alayı (61. RA) Chaumont-Semoutiers Hava Üssü’ndeki İHA okulunun açılışında sergilenen bir İHA (AFP)

Ancak Avrupa’nın bu iddialı planı, AB bütçesinden 1,5 milyar euro tutarındaki mütevazı kalan bir başlangıç ​​ödemesi yapılması nedeniyle mali zorluklarla karşı karşıya olduğundan Avrupa ülkeleri 100 milyar euroluk finansman çağrısında bulundular. EDIP için AB’den yeterli finansmanın sağlanmasını talep eden Fransa, Estonya ve Polonya, yeni bir ortak kredi önerisinde bulundular. Öte yandan başta Almanya olmak üzere askeri harcamalarda tutumlu olan ülkeler temkinli davranırken, Rusya Merkez Bankası’nın dondurulan fonlarının kullanılması olasılığı da dahil olmak üzere finansman kaynaklara ilişkin tartışmalar da halen devam ediyor.

AB, Fransız savunma sanayisine güveniyor

AB, savunma alanında çabalarında, savunma sanayi açısından eşsiz bir yere sahip olan, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) tek daimi üyesi ve Brexit'ten (İngiltere’nin AB’den çıkışından) bu yana AB'deki tek nükleer güç olan Fransa'ya güveniyor. Fransa’nın Le Figaro gazetesinin Salı günü yayınladığı bir diğer habere göre Fransa’nın Avrupa ana karası dışında da çok sayıda ve geniş topraklara sahip olması, onu dünya genelinde bir aktör haline getiriyor.

Aslında Fransa altmış yılı aşkın bir süredir başka bir ülkeye ihtiyaç duymadan önde gelen bir askeri oyuncu olarak kalmaya devam etmek istediğini gösterdi. Fransa, bu eğilimiyle caydırıcılığı savunma politikasının merkezine yerleştirdi. Bu bağlamda Fransa, 2024-2030 Askeri Programlama Yasası çerçevesinde savunma bütçesini 52 milyar eurodan 413 milyar euroya çıkardı. Fransa, orduyu donatmak ve dışarıdan silah ihraç etmek için entegre bir askeri modeli sürdürme ve çeşitli silahlar tasarlama, geliştirme ve üretme kapasitesine sahip bir savunma sanayi olarak yoluna devam etme istekli görünüyor. Dışardan silah ticaretini ise genellikle dost ülkelerle stratejik iş birliği çerçevesinde gerçekleştiriyor. Uluslararası silah satışları aynı zamanda yeni nesil silahlara yatırım için de gelir sağlıyor. Bu yüzden Fransa ordusu askeri teknolojide ön sıralarda yer alıyor.

Trump'ın ABD’deki başkanlık seçimlerini kazanma ihtimaline hazırlık

EDIP aynı zamanda AB ülkelerinin, Avrupalı ​​liderlerin genel olarak ortak transatlantik savunmasına yönelik bir tehdit olarak gördüğü ve Trump'ın mevcut ABD Başkanı Joe Biden'ın aksine Avrupa'nın güçlü bir müttefiki olmayacağından korktuğu bir senaryo olarak eski ABD Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan ABD başkanlık seçimlerini kazanma ihtimaline ilişkin öngörüleri çerçevesinde hayata geçirildi. Öte yandan Rusya’nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş üçüncü yılına girerken AB, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in NATO üyesi bir (Avrupa) ülkesine saldırmasından da korkuyor.

ABD başkanlık seçimlerinde isimleri öne çıkan başkan adayları olan mevcut Başkan Joe Biden ve eski Başkan Donald Trump’ın 6 Mart 2024'te çekilmiş fotoğrafları (AFP)
ABD başkanlık seçimlerinde isimleri öne çıkan başkan adayları olan mevcut Başkan Joe Biden ve eski Başkan Donald Trump’ın 6 Mart 2024'te çekilmiş fotoğrafları (AFP)

ABD’nin mevcut Başkanı Joe Biden, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ı mağlup ettiğinde Avrupa’daki birçok başkent rahat bir nefes almıştı. Ancak ABD merkezli Foreign Policy dergisinin daha önce yayınladığı bir makaleye göre bu rahatlamanın, Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi durumunda uzun sürmeyeceği anlaşıldı.

The Irish Independent gazetesinin aktardığına göre Avrupalı üst düzey bir ​​yetkili, AB ülkelerinin liderlerinin halihazırda Trump'ın ikinci kez başkan seçilmesinin AB üzerinde ne gibi etkileri olacağını değerlendirdiklerini söyledi.

Yetkili, Avrupalı ​​siyasi liderlerin Trump'ın ABD’de kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde mevcut Başkanı Biden'ı mağlup etme olasılığına ‘zihinsel olarak’ hazırlandıklarını da sözlerine ekledi.

Bu hazırlık, Avrupa'nın savunma yeteneklerinin ve enerji kaynaklarının dikkate alınmasını da kapsarken birçok kişi Trump'ın AB’nin güçlü bir müttefiki olmayacağına inanıyor.

Avrupalı ​​liderlerin, Belçika'dan AP üyeliği için aday olan ve seçilirse görevini erken bırakacağını bildiren AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in yerine yeni bir isim seçerken karar alma sürecinde Trump'ın başkan olma ihtimalini de dikkate alması bekleniyor.

Avrupalı ​​yetkili sözlerini, “Sayın Trump'ın temel özelliği öngörülebilir olmaması. Bundan dolayı öngörülemezliğe hazırlıklı olmalısınız” diye sonlandırdı.



İran istihbarat servisinin yükselişi ve çöküşü

 İran Devrim Muhafızları’na bağlı Sepah haber kanalı tarafından 13 Haziran'da Telegram'da paylaşılan bir fotoğrafta, başkente sabahın erken saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da yanan hasarlı bir bina görülüyor
İran Devrim Muhafızları’na bağlı Sepah haber kanalı tarafından 13 Haziran'da Telegram'da paylaşılan bir fotoğrafta, başkente sabahın erken saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da yanan hasarlı bir bina görülüyor
TT

İran istihbarat servisinin yükselişi ve çöküşü

 İran Devrim Muhafızları’na bağlı Sepah haber kanalı tarafından 13 Haziran'da Telegram'da paylaşılan bir fotoğrafta, başkente sabahın erken saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da yanan hasarlı bir bina görülüyor
İran Devrim Muhafızları’na bağlı Sepah haber kanalı tarafından 13 Haziran'da Telegram'da paylaşılan bir fotoğrafta, başkente sabahın erken saatlerinde düzenlenen İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da yanan hasarlı bir bina görülüyor

Kemal Allam

Apple'ın “Tehran" dizisinin üçüncü sezonunda, yabancı bir nükleer gözetmen ile İranlı nükleer bilimciler arasında güven meselesi yüzünden yaşanan hararetli tartışmanın döndüğü bir sahne yer alıyor. Yabancı gözetmen onlara İran'ın en iyi bilim insanlarının “yabancı hükümetler tarafından öldürüldüğünü” söylüyor. Dizi sadece Batı'da popüler olmakla kalmadı, aynı zamanda İran'da da yaygın bir popülerlik kazandı ve hem siviller hem de güvenlik görevlileri olmak üzere birçok İranlı, dizinin kendi gerçekliklerini yansıttığını gördü. Kurgusal bir dizi olmasına rağmen, İran ile Batı arasında yaklaşık 50 yıldır süren istihbarat savaşını anlamak için bir giriş niteliğinde. Bu savaşta Tahran Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve hatta Afganistan gibi arenalarda ABD'yi açıkça geride bırakırken, Latin ve Orta Amerika gibi uzak yerlerde ise Batılı istihbarat servislerini aldatabildi.

İran'ın güvenlik alanındaki hakimiyetinin, ABD'nin Maşrık (Levant) ve Yemen'de kendisine karşı mücadele çabalarının sekteye uğradığı ve Afganistan'daki en uzun savaşında başarısızlığa dönüştüğü bir dönemde, 2018 ve 2019 yıllarında zirveye ulaştığı söylenebilir. Ancak bugün İran güvenlik devletinin çöküşüne tanık olduğumuz bir zamanda, temel bir soru ortaya çıkıyor; bu çöküş nasıl gerçekleşti? Cevap basit: Mossad. Donald Trump'ın emriyle gerçekleştirilen Kasım Süleymani suikastı hariç İsrail tek başına, daha önce en çok korkulan güvenlik kurumlarından biri olarak kabul edilen İran Devrim Muhafızları’na tüm bileşenleriyle birlikte nüfuz ederek, tamamen çökmesine neden olabildi. İranlıların, İngiltere'nin MI6'sı, ABD’nin CIA'sı ve Rusya’nın FSB’si gibi kurumlara karşı psikolojik ve operasyonel üstünlük sağladıklarını kesin bir şekilde söyleyebilirim. Ancak bu İran güvenlik hegemonyasını sistematik ve titiz bir şekilde dağıtma süreci tek başına Mossad'ın başarısıydı.

İnsanlar, 7 Ekim 2003'te, İranlı bir istihbarat ajanının, Kanadalı-İranlı bir kadın fotoğrafçının öldürülmesi suçundan yargılandığı mahkeme binasının dışında İran Dini Lideri Ali Hamaney'in portresinin önünde duran İranlı askerleri izliyor (AFP)İnsanlar, 7 Ekim 2003'te, İranlı bir istihbarat ajanının, Kanadalı-İranlı bir kadın fotoğrafçının öldürülmesi suçundan yargılandığı mahkeme binasının dışında İran Dini Lideri Ali Hamaney'in portresinin önünde duran İranlı askerleri izliyor (AFP)

Şam'ın düşüşü ve Tahran'daki yankıları

Tahran, Beşşar Esed'in 8 Aralık'taki devrilişini tam olarak özümseyemedi, özellikle de önceki haftalarda ve aylarda Hizbullah'ın uğradığı çöküşün etkisinden henüz kurtulamamış olduğu için. Rejimin devrilişi, “İran'ın Vietnam'ı” olarak tanımlanabilecek uzun bir yolculuğun sonunun başlangıcını işaret ediyordu. İran, Baasçı devleti kurtarma çabasında en iyi ve en zeki kadrolarını, özellikle de Kasım Süleymani'yi harcadı. Her şeyi bitiren son ve talihsiz uçuşunda uçağı Şam'dan kalkmıştı. Bu istihbarat Suriye içinden sızdırılmış veya İsrail'e ve oradan da ABD'ye ulaşmış olabilir. Süleymani, Lübnan'dan Afganistan'a kadar çeşitli alanlarda İran istihbaratının seviyesini yükseltmişti.

Süleymani önce ABD'nin Taliban'ı yenmesine yardım etti, sonra denklemi ters çevirdi ve Taliban'ın ABD'yi yenmesine yardım etti. “Gölge lider” olarak bilinen görünmez bir hayaletti

Süleymani önce ABD'nin Taliban'ı yenmesine yardım etti, sonra denklemi ters çevirdi ve Taliban'ın ABD'yi yenmesine yardım etti. “Gölge lider” olarak bilinen görünmez bir hayaletti. Sonra, tüm imparatorluklarda olduğu gibi, Tahran kibre kapıldı. Süleymani de gölgeden çıkıp açıktan görünmeye başladı, videolarda, posterlerde ve başkanlık saraylarında görüldü, ta ki Bağdat Havaalanı'nda saldırıya uğrayana kadar. Oluşturduğu ağlar sınırlarını aştı ve ifşa oldu.

Suriye'de, Devrim Muhafızları mensuplarının Suriyeli askerlerle alay ettiğini ve onlara kötü davrandığını gösteren videolar ortaya çıktı. Suriye askeri ve güvenlik yetkililerinin Devrim Muhafızları'ndan nasıl uzaklaşmaya başladıklarına, Rusya ve BAE ile iş birliği yapmayı tercih ettiklerine bizzat tanık oldum. 2016'dan itibaren Hizbullah liderlerini hedef alan gizemli suikastlar da gerçekleşti. Bunlar arasında Suriyeliler ve İranlılar arasında bir iç çatışmaya neden olduğu söylenen Mustafa Bedreddin suikastı da vardı. Yaklaşık on yıl önce, Şam'da yaşarken, Hizbullah’ın en önemli komutanlarından olan Bedreddin'in damadı İmad Muğniye, bir ilk olan girişimle, başkentin lüks bir semtinde gün ortasında suikasta uğramıştı.

Bir işçi, Halep kırsalındaki Nubl'da bir benzin istasyonundaki Beşşar Esed, Hafız Esed, Hasan Nasrallah ve Ali Hamaney'in posterlerini yırtıyor 11 Aralık 2024 (Reuters)Bir işçi, Halep kırsalındaki Nubl'da bir benzin istasyonundaki Beşşar Esed, Hafız Esed, Hasan Nasrallah ve Ali Hamaney'in posterlerini yırtıyor 11 Aralık 2024 (Reuters)

Bugün, İran'ın dağılmasıyla birlikte, gücünün ana direğini oluşturan Suriye ekseninin, İsrail açısından Tahran'ın etkisini kırmak için stratejik bir hedef olduğu açıklık kazandı. John Nixon'un “Saddam'ı Sorgulama” kitabında dikkate değer bir not bulunuyor. Amerikalı gardiyanlar ve müfettişler Suriye veya Hafız Esed’in adı geçtiğinde Saddam'ın çok öfkelendiğini fark etmişler. Onu en çok öfkelendiren Esed ailesinin Irak'ı yenmesi için İran'a verdiği destek ve Arap Maşrık bölgesine yönelik planlarını başarısızlığa uğratmasıymış. Aynı şekilde, İsrailliler de Suriye’nin dağıtılmasının İran'ı vurmanın yolu olduğunu fark ettiler. Tahran Lübnan, Irak ve Suriye ile meşgul olurken, iç cephesi korumasız bırakıldı.

İsrail saldırılarının şu anki aşamasında gerçekleşen suikastlar ve daha önce Şam ve Bağdat'ta gerçekleşen benzerleri, sızıntılar aracılığıyla düzenlendi. Bilgiler, casuslukla mücadele operasyonları ve sızdırmalar, en yüksek seviyelerdeydi.

Devrilme-kibir ve aşırı genişleme

Jerusalem Post gazetesindeki yakın tarihli bir başyazı, İsrail ve Batı'nın İran rejiminin karşılaştığı büyük zorluklarla birlikte, yarı bağımsız bölgeler oluşturmak için Beluç, Azeri, Kürt ve Arapları nasıl kullanabileceğini ele aldı. Elbette, ABD ve İsrail tarafından planlananların son biçimini belirlemek için henüz erken, ancak İsrail ve istihbarat servisleri artık potansiyel müttefikleri ortadan kaldırmak için İran'ın kendi istihbarat savaşı araçlarını kullanıyor. Şarku’l Avsat’ın al Majalladan aktardığı analize göre bu araçlar İran Devrimci Muhafız’larına sızmaya, rejimin güvenlik sistemini içeriden çökertmeye katkıda bulundular. İsrail saldırılarının mevcut aşamasında meydana gelen tüm suikastların yanı sıra daha önce Şam ve Bağdat'ta gerçekleşen suikastlar, sızıntılar aracılığıyla düzenlendi. Bilgiler, casuslukla mücadele operasyonları ve sızdırmalar, sahada ve en yüksek seviyelerdeydi. Bunların hepsi İran istihbaratının üstünlüğü efsanesinin yıkılmasına katkıda bulundu.

İran'ın geleneksel askeri gücü, Irak ile savaşın sona ermesinden ve akabinde uygulanan yaptırımlardan beri seçkin ve özgün değildi. Medyadaki propagandaya rağmen, Türkiye veya Pakistan gibi, füze veya savaş uçağı üretiminde üstünlüğü ile bilinmiyordu. Aksine, onun üstünlüğü, kendisinden daha büyük askeri güçlerin üstesinden gelmesini sağlayan zekâsında ve stratejik becerilerinde gizliydi. Bugün ise İsrail'in bir zamanlar çok sağlam olan Devrim Muhafızları kalesine nüfuz etmeyi başarmasından sonra, İran güvenlik devletinin son bölümü yazıldı.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.