BM Raportörü Rajagopal, Gazze'de yaşananların "soykırıma dönüştüğünü" belirtti

"Ne yazık ki bazı rutin savaş hukuku ihlallerinin işlendiği silahlı çatışma olarak başlayan olayın giderek insanlığa karşı suçlar ve şimdi de soykırım eylemlerine dönüştüğüne şüphe yok"

Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan/AA
Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan/AA
TT

BM Raportörü Rajagopal, Gazze'de yaşananların "soykırıma dönüştüğünü" belirtti

Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan/AA
Fotoğraf: Muhammet İkbal Arslan/AA

Birleşmiş Milletler (BM) Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze'de yıkımın emsalsiz olduğunu ve burada yaşananların soykırım eylemlerine dönüştüğünü belirtti.

BM İnsan Hakları Konseyinin 55. oturumuna katılmak üzere Cenevre'de bulunan Rajagopal, Gazze'de yaşanan yıkım ve İsrail'in Filistin halkı üzerindeki uygulamalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Rajagopal, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 26 Ocak'ta İsrail'e yönelik aldığı ihtiyati tedbir kararlarının ardından İsrail'in yaptıklarını "her anlamda düzene karşı gelmek" olarak niteleyerek, UAD'nin, İsrail'in özellikle soykırım suçu teşkil edebilecek eylemlerde bulunmamasına hükmettiğini söyledi.

"İsrail bunu (UAD'nin emirlerine uymak) yapmaktan çok uzak. Daha fazla öldürme, yıkım ve özellikle uluslararası hukukun ihlali anlamına gelen, belirli hedefleri olan saldırılar gerçekleştiriyor." diyen Rajagopal, diğer BM özel raportörleriyle ortak, İsrail'in yaptıklarının "soykırım anlamına geldiğini" belirten açıklamalar yaptıklarının altını çizdi.

Bu sonuca varmalarının kolay olmadığını da vurgulayan Rajagopal, Ekim 2023'te yaptıkları açıklamada "soykırım riskinin var olduğunu" söylediklerini anımsattı.

Rajagopal, ilerleyen aylarda İsrail'in neden olduğu ölüm ve yıkımın yanı sıra yetkililerden gelen açıklamaların, İsrail'in niyetini açıkça ortaya koyduğunu dile getirdi.

BM Raportörü Rajagopal, "Ne yazık ki bazı rutin savaş hukuku ihlallerinin işlendiği silahlı çatışma olarak başlayan olayın giderek insanlığa karşı suçlar ve şimdi de soykırım eylemlerine dönüştüğüne şüphe yok." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze'deki yıkımın, yakın zamandaki diğer çatışmalarla kıyaslandığında "emsalsiz" olduğunu vurgulayan Rajagopal, buna Suriye'nin Halep, Ukrayna'nın Mariupol ve tarihteki diğer örneklerde yıkılan şehirlerin de dahil olduğunun altını çizdi.

- "Tüm sivil altyapı yok edildi"

Rajagopal, "Gazze genelindeki evlerin yüzde 70'inden fazlası, Gazze'nin kuzeyindekilerin ise 80'inden fazlası imha edildi. Tüm sivil altyapı yok edildi." dedi.

Okul, hastane ve yollar dahil tüm altyapının yeniden inşasının çok büyük bir bedeli ve zahmeti olacağına işaret eden Rajagopal, bunun için milyarlarca dolar kaynağın harcanması gerektiğini kaydetti.

Rajagopal, "Yeniden inşa sürecinin başlaması için barışçıl bir siyasi atmosfer olması gerekiyor. Bu olmadan yeniden inşa mümkün olmayacak. Ateşkesin ardından kalıcı barışa geçiş tesis edilmedikçe böyle bir durumun hakim olmasını bekleyemeyiz." diye konuştu.

Geçen haftadan bu yana ülkelerin Gazze'ye yönelik havadan yardım indirmesini de değerlendiren Rajagopal, "İnsani yardım kuruluşları ve sahada BM tarafından yönlendirilen diğer yardım kuruluşlarından edindiğim bilgiye göre, bu yardımlar çok az ve etkisiz. Bunlar, Gazze halkının gerçek ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor." ifadesini kullandı.

Rajagopal, Gazze'ye gerekli yardımların ulaştırılmamasını "insanlığın ciddi başarısızlığı" olarak niteledi.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.