Dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı mevcut

Nükleer silahlar konusunda anlaşmazlıklar sürse de dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı bulunuyor. Ülkelerin bu alanda yaptıkları yatırım ise son yıllarda 82 milyar doları geçti.

AA
AA
TT

Dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı mevcut

AA
AA

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2023 raporuna göre, dünyada 12 bin 512 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya, 5 bin 889 nükleer savaş başlığıyla, nükleer güce sahip ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Rusya'yı 5 bin 244 başlıkla ABD ve 410 nükleer başlıkla Çin takip ediyor.

Fransa'nın 290, İngiltere'nin 225, Pakistan'ın 170, Hindistan'ın 164, İsrail'in 90, Kuzey Kore'nin ise tahminlere göre 30 nükleer savaş başlığı var.

Rapora göre, dünyadaki nükleer savaş başlığı sayısı azalmaya devam etse de bu durum özellikle ABD ve Rusya'nın kullanılmayan savaş başlıklarını tasfiye etmesinden kaynaklanıyor.

Aktif savaş başlıklarının sayısının küresel ölçekte azaltılmasının geciktirildiği görülüyor ve sayıları tekrar artıyor.

ABD ve Rusya'nın, nükleer savaş başlıklarını füze, uçak ve denizaltı fırlatma sistemlerini ve nükleer silah üretim tesislerini yenilemek ve modernize etmek için kapsamlı programlara sahip olduğu biliniyor.

Çin'in Ocak 2022'de 350 olduğu düşünülen nükleer savaş başlıklarının sayısı, Ocak 2023'te 410'a yükseldi. Çin'in nükleer gücü tam olarak bilinmezken, rapordaki değerlendirmelerin önemli kısmı ABD Savunma Bakanlığının verilerine dayanıyor.

Nükleer silahlanmaya yapılan yatırım artıyor

Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişiminin (ICAN) hazırladığı raporlarda ise nükleer silaha sahip 9 ülkenin, 2019-2022 döneminde nükleer silah geliştirmek için yaptığı yatırımlar yayımlandı.

Verilere göre, dünya genelinde nükleer silah yatırımları 2019'da 72,9 milyar, 2020'de 72,6 milyar, 2021'de 82,4 milyar, 2022'de 82,9 milyar doları buldu. 4 yılda yatırımların 10 milyar dolar artması dikkati çekti.

Nükleer silahlara en çok yatırım yapan ABD'yi sırasıyla Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore takip etti.

ABD, nükleer silahlara 2019'da 35,4 milyar dolar yatırım yaparken, 2020'de 37,4 milyar, 2021'de 44,2 milyar, 2022'de 43,7 milyar dolar harcadı.

Çin'in harcamaları 2019'da 10,4 milyar dolar olurken, bu 2020'de 10,1 milyar dolar, 2021 ve 2022'de 11,7 milyar dolara yükseldi.

Rusya, bu silahlar için 2019'da 8,5 milyar, 2020'de 8 milyar, 2021'de 8,6 milyar, 2022'de 9,6 milyar dolar harcama yaptı.

İngiltere’nin nükleer silahlar için 2019'da 8,9 milyar, 2020'de 6,2 milyar, 2021 ve 2022'de 6,8 milyar dolar harcadığı görülüyor.

Fransa, nükleer silahlar için 2019'da 4,8 milyar, 2020'de 5,7 milyar, 2021'de 5,9 milyar, 2022'de 5,6 milyar dolar yatırım yaptı.

Hindistan'ın bu silahlar için kasasından 2019'da 2,3 milyar dolar çıkarken, bu miktarın 2020'de 2,48 milyar, 2021'de 2,3 milyar, 2022'de 2,7 milyar dolar olduğu saptandı.

İsrail, nükleer silah geliştirme için 2019'da 1 milyar dolar, 2020'de 1,1 milyar dolar, 2021 ve 2022'de 1,2 milyar dolar harcama yaptı.

Pakistan'ın nükleer silah yatırımları 2019 ve 2020'de 1 milyar dolar olarak tespit edilirken, bu sayı 2021'de artış göstererek 1,1 milyar dolar oldu, 2022'de tekrar 1 milyar dolar seviyesine düştü.

Nükleer silah tartışmalarının odağındaki Kuzey Kore'nin nükleer silah yatırımlarının 2019'da 600 milyon, 2020'de 667 milyon, 2021'de 642 milyon, 2022'de ise 589 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.



Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
TT

Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024

İsrail gazetesi Haaretz dün, çoğu Yahudi yaklaşık bin İsrail vatandaşının para karşılığı İran adına casusluk yapmayı kabul ettiğini ortaya çıkardı.

Şimdiye kadar tutuklanan casusların çoğunun güvenlik sırlarına erişimi olmamasına ve verdikleri zararın nispeten sınırlı olmasına rağmen, İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet (Şabak) halen endişeli.

İsrailli güvenlik uzmanı Yossi Melman'a göre istihbarat servislerinin yetkilileri başlangıçta ‘düşmanla iş birliği yapanların’ toplumun uç kesimlerinden olduğunu düşünüyordu, ancak son zamanlarda ‘sıradan ve ana akımdan’ olarak tanımlanabilecek çok sayıda İsraillinin İran'la savaş sırasında bile İranlılarla temas kurmaya başladığı anlaşıldı.

Şabak ve Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece geçtiğimiz yıl, İran adına casusluk yapmayı kabul eden İsraillilerin karıştığı 25'ten fazla olay ortaya çıkarıldı ve 35'ten fazla ciddi iddianame hazırlandı.

Pratikte casusluk vakalarının sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana iki katına çıkarken yaklaşık bin İsrailli, çoğunlukla sosyal ağlar aracılığıyla İran’ın casusluk servisleri tarafından temasa geçirildi.

Şimdiye kadar İran adına casusluk yaptığı suçlamasıyla sadece bir kişi hüküm giydi. Aşkelonlu eski bir iş adamı olan 72 yaşındaki Moti Mamman 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaya karışanların geri kalanları ise halen yargılanmayı bekliyor. Bazıları ya İran tarafından gelen iletişim girişimlerini görmezden geldi ya da reddetti, bazıları ise yanıt verdi. Buna karşın Şabak müfettişleri bu kişileri erkenden tespit edip devam etmemeleri konusunda uyardı.

Öte yandan Haaretz’e göre bu kişilerin çok azı para ile kandırıldıktan sonra kendilerine verilen görevleri yerine getirdi.

Haaretz'in haberine göre Şabak, yaklaşık iki yıldır İranlı istihbarat servisleriyle irtibata geçmeyi kabul eden yüzlerce İsraillinin yanı sıra onlarla iş birliği yapmayı ve devlete ihanet etmeyi kabul edenleri de engellemek için mücadele ediyor. Şabak, şüphelileri engelleme ve tutuklama konusunda başarılı olsa da İsraillileri İran adına casusluk yapmaktan caydırma konusunda başarısız oldu. İşte bu nedenle Şabak ve Başbakanlık Ulusal Enformasyon Servisi, ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı daha önce eşi ve benzeri görülmemiş ve istisnai bir ulusal propaganda kampanyası başlatmaya karar verdi.

Kampanya, bir asker hakkında başka bir ülkenin ajanıyla irtibat kurma ve düşmana bilgi sağlama suçlarından dava açılmasından bir gün sonra başlatıldı. Söz konusu asker, önceden bilgi sahibi olarak savaş sırasında İranlı kuruluşlarla bağlantı kurmuş ve bir miktar para karşılığında roketleri engelleme, Demir Kubbe bataryaları ve İran roketlerinin iniş yerleri hakkında bilgi aktarmıştı.

Melman'a göre İran'ın İsrail vatandaşlarını kendi adına casusluk yapmak üzere işe alması, son yıllarda endişe verici bir şekilde genişlemiş, muvazzaf ve yedek askerler de dahil olmak üzere çeşitli dini, etnik ve yaş gruplarından İsrail toplumunun geniş kesimlerini kapsar hale geldi.

Melman, İsrail tarihinde Sovyetler Birliği lehine ideolojik olarak motive edilen önceki casusluk vakalarından farklı olarak, olaya karışanların çoğunun ortak paydasının işin maddi karşılığı olduğunu söyledi. Bu değişimin İsrail toplumundaki değerler krizini ve toplumsal dayanışmadaki çöküşü yansıttığını belirten Melman, bu durumun yetkilileri ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı bir medya farkındalık kampanyası başlatmaya ittiğini söyledi.

Devlete ve kurumlarına karşı artan güvensizlik duygusunun ve caydırıcılık eksikliğinin bu olgunun daha da şiddetlenmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Melman, bu durumu temel toplumsal değerlere bağlılığın azaldığının tehlikeli bir göstergesi olarak nitelendirdi.