Papa Franciscus, Vatikan'da kendisinin ölmesini umanlar olduğunu belirtti

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, tedavi için hastaneye gittiğinde ölmesini ya da istifa etmesini umanlar olduğunu ifade ederek, ciddi bir fiziki engeli olmadığı sürece görevinden ayrılmayı düşünmediğini bildirdi.

AA
AA
TT

Papa Franciscus, Vatikan'da kendisinin ölmesini umanlar olduğunu belirtti

AA
AA

İtalyan Corriere della Sera gazetesi, Katolik Kilisesi'nin liderliğinde 11. yılı geride bırakan Papa Franciscus'un hayatını anlattığı bu ay yayınlanacak "Hayat: Tarih boyunca hikayem" isimli kitabından bazı öne çıkan detayları paylaştı.

Gazetenin "Vatikan'da ölmemi umanlar var" başlığıyla duyurduğu kitap haberinde, son yıllarda sıkça hastaneye gitmesine atıfta bulunan Papa'nın şu sözlerine yer verildi:

"Bazıları siyasetle kampanya yapmakla çok ilgileniyordu. Neredeyse yeni bir Konklav (Papalık Seçimi) düşünüyorlardı. Sakin olun, bu insani bir durum. Şok olmaya gerek yok. Zor anlara rağmen istifa etmeyi hiç düşünmedim."

Haberde, Papa Franciscus'un şu değerlendirmeleri de yer aldı:

"Görevden feragat için herhangi bir koşul göremiyorum. Ciddi fiziki bir engel meydana gelirse işler değişir. Bu durumda, Papalığımın başlangıcında Devlet Sekreterliğine (Başbakanlık) verdiğim istifa mektubum hazır. Ancak bu bir fikir, çünkü pes etmeyi düşündürecek ciddi nedenlerim yok. Bazıları hastaneye kaldırıldıktan sonra böyle bir duyuru yapmamı ümit etmiş olabilir ancak böyle bir risk yok. Sağlığım iyi, daha gerçekleştirilecek birçok projem var."

Asıl adı Jorge Mario Bergoglio olan Arjantinli Papa, 13 Mart 2013'te yapılan Konklav (Papalık Seçimi) sonucu Katolik Kilisesi'nin 266'ncı ruhani lideri seçilmiş ve kendisine "Papa Franciscus" adını almıştı.

Farklı sağlık sorunları nedeniyle geçen yıl sık sık hastaneye başvurmak durumunda kalan 87 yaşındaki Papa Franciscus, dizindeki problem sebebiyle son yıllarda ayinlere katılırken tekerlekli sandalye ve baston kullanırken, son birkaç haftadır da bronşit ve soğuk algınlığı rahatsızlıkları nedeniyle konuşmalarını yardımcılarına yaptırıyordu.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”