Tahran, İran’ın 6’ya bölünmesi çağrısında bulunan İsrailli araştırmacıya ne yanıt verdi?

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani basın toplantısında (IRNA-Arşiv)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani basın toplantısında (IRNA-Arşiv)
TT

Tahran, İran’ın 6’ya bölünmesi çağrısında bulunan İsrailli araştırmacıya ne yanıt verdi?

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani basın toplantısında (IRNA-Arşiv)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani basın toplantısında (IRNA-Arşiv)

İsrailli araştırmacı Mordechai Kedar’ın, özellikle İranlı olmayan milletlerin yaşadığı bölgelerde, ülkenin altıya bölünmesi çağrısında bulunması İran’ı kızdırdı.

Kedar, Jerusalem Post gazetesinde yer alan, ‘İran rejimini devirmenin sırrı: İran’ın etnik azınlıkları’ başlıklı makalesinde “İran’daki etnik azınlıkların isyan etmek için akla gelebilecek her türlü nedeni var” ifadelerini kullandı.

İsrailli araştırmacı makalesine şöyle devam etti;

Kürt Mahsa Amini’nin İran’ın baskıcı başörtüsü yasalarını protesto ettiği için vahşice öldürülmesinin ardından, İran’ın etnik grupları, Tahran’daki merkezi hükümetten daha fazla özerklik ve özgürlük arayışında birleşti. Bu gruplar, İran rejiminin, etnik azınlıklarının yaşadığı bölgelerde Azerice, Kürtçe, Beluci ve Arapça dillerine baskı yapmasından öfkeli.

Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani, Kedar’ın İran’ın bölünmesine ilişkin açıklamalarını, Tahran’ın düşmanlarının kötü niyetlerini açıkça gösterdiğini vurguladı.

Kenani, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi üyesi Kedar’ın, İran’ın çeşitli etnik gruplarını kışkırtarak, ülkeyi altıya bölme önerisini ‘kaba ifadeler’ olarak nitelendirdi.

dfvfde
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani basın toplantısında (Jamaran)

Bakanlık Sözcüsü, İranlı etnik grupların her zaman birlik ve güçlü bir şekilde safları sıkılaştırması nedeniyle İran’ın 40 yılı aşkın süredir bütünlüğünü koruduğunu vurguladı.

İran’ı oluşturan çeşitli etnik gruplardan yaklaşık 250 bin kişinin, ülke topraklarının güçlü ve birlik içinde kalması için son 45 yılda hayatını feda ettiğini hatırlatan Kenani, “İran için fedakarlık yapanlar kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan, merkezden ve farklı milletlerden bir araya gelen kadın ve erkeklerdir” dedi.

Kedar makalesinde ne önerdi?

İsrailli araştırmacı makalesinde, ABD’de yaşayan Azerbaycanlı insan hakları savunucusu Dr. Sarang Zeynizadeh’in şu ifadelerine yer verdi;

İran’ın petrol fakiri kuzeybatısında (Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan sınırı boyunca) yoğunlaşan Azerbaycan Türkleri tahminen, İran’ın 70 milyonluk nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Azerbaycanlılar sıklıkla yüzde 40’a yakın bir nüfus payına sahip olduklarını iddia ediyor. Bu sayıya Türkmenler, Kaşkaylar ve Türkçe konuşan diğer gruplar gibi etnik kardeşler de dahil.

Güney Azerbaycanlıların tek başına Tahran’daki rejime isyan etmesinin mollalara ölümcül bir darbe olacağının altını çizen Kedar, makalesine şu ifadelerle devam etti;

Öte yandan Kürtler, Beluclar, Ahvazlar ve diğer etnik azınlıklarla birleşip rejim değişikliği için mücadele ederlerse mollaların sonu gelecek ve nükleer programları tarihin çöplüğüne atılacaktır. Bu nedenle, eğer uluslararası toplum İran’ın nükleer programını hızlı bir şekilde durdurmayı önemsiyorsa, İran rejiminden ayrılıp, şu anda bölgede bağımsız etnik devletler yaratmaya çalışan tüm etnik azınlıkları desteklemek için gereken her şeyi yapmalıdır.

Kedar makalesinde, “Soru şu: İran’ın nükleer programını en iyi şekilde nasıl devirebiliriz? Cevap: İran’daki etnik azınlıkların kışkırttığı rejim değişikliğidir” yazarak, şöyle devam etti;

Bu gerçekleştiğinde, Hizbullah, Hamas ve Irak, Suriye ve Yemen’deki düzinelerce İran yanlısı milis tehdidi hızla azalacak, İsrail ile tüm Ortadoğu’nun barış ve güvenlik içinde yaşama şansı büyük ölçüde artacak. Bağımsız etnik devletler Batı ile daha yakın ilişkilere sahip olacak, Rusya silah tedarikçisini kaybedecek. Çin, İran’ın doğalgaz ve petrol kaynağı olan ‘Arap devleti’ Ahvaz ile iyi ilişkiler kuracak olan Batı’ya karşı politikalarını değiştirmek zorunda kalacak.

İsrailli araştırmacı, İran’ın geçen yıl 834 kişiyi idam ettiğine vurgu yaparak, “Bu rakam 2015’ten bu yana en yüksek rakam. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 43’lük bir artışı temsil ediyor” diye yazdı.

Kedar makalesinde, Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü (IHR) Direktörü Mahmud Amiri Mukaddem’in şu ifadelerine de yer verdi;

Topluma korku salmak, rejimin iktidarı elinde tutmasının tek yoludur ve idam cezası da rejimin en önemli aracıdır.

Makalede görüşü yer alan İran İnsan Hakları Merkezi (CHRI) genel müdürü Hadi Ghaemi ise, “Hükümetin ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ protestolarına yönelik acımasız baskısı, aralarında yargısız infaz, işkence ve tecavüzün de bulunduğu çok sayıda zulme sahne oldu. Bu ihlaller orantısız bir şekilde toplumdaki en savunmasız kişileri, yani çocukları, kadınları ve azınlık gruplarını etkiliyor” diye konuştu.



Kosta Rika’nın mega hapishane projesi: Bukele’den esinlendiler

El Salvador'daki mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
El Salvador'daki mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
TT

Kosta Rika’nın mega hapishane projesi: Bukele’den esinlendiler

El Salvador'daki mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
El Salvador'daki mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)

Kosta Rika, El Salvador'daki mega hapishaneden esinlenen maksimum güvenlikli bir cezaevi inşa edecek.

Kosta Rika Adalet Bakanı Gerald Campos, çarşamba günü yaptığı açıklamada cezaevinin inşaatına bu yıl başlanacağını söyledi.

Uzun zamandır Orta Amerika'nın en güvenli ülkesi kabul edilen Kosta Rika, uyuşturucu çeteleri arasındaki çatışmalarla sarsılıyor.

2023'te rekor seviyede cinayet oranına ulaşılan ülkede, kamuoyu yoklamalarına göre halkın en büyük endişesi can güvenliği.

Reuters'ın analizinde, Kosta Rika'da gelecek yıl düzenlenmesi planlanan genel seçimlerde bu meselenin belirleyici olacağına dikkat çekiliyor.

Campos, El Salvador yönetiminin hapishane projesi için teknik destek sağladığını söyledi. Adalet Bakanı, yeni cezaevinin gerekli olduğunu çünkü mevcut hapishanelerin kapasitesinin yüzde 30 üzerinde çalıştığını belirtti.

Bakan, Organize Suçlarla Mücadele Merkezi (CACCO) adı verilen yeni cezaevi projesini şöyle gerekçelendirdi:

Bunu yapmazsak sistem çökecek ve iç çatışmalar, rehin alma ve isyan riskiyle karşı karşıya kalacağız.

CACCO'nun tamamlandığında yaklaşık 5 bin 100 mahkumu barındırması öngörülüyor. Bu da ülkedeki hapishane kapasitesini yüzde 40 artıracak. Projeye 35 milyon dolar bütçe ayrıldı.  

El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin, başkent San Salvador'a 75 kilometre mesafedeki Tecoluca kasabasında inşa ettirdiği Terör Muhafaza Merkezi (CECOT), 40 bin kişilik kapasiteye sahip.

ABD'nin, "Bukele'nin Alcatraz'ı" diye adlandırılan cezaevine çete üyeliğiyle suçladığı birçok göçmeni göndermesi de gündem olmuştu.

Independent Türkçe, Reuters, US News