Yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası karar

Kişisel verileri korumak ve riskleri izlemek

BM kararı, çeşitli hükümet girişimlerinin yapay zekanın gelişimini etkilemeye yönelik en son çabalarını yansıtıyor (AP)
BM kararı, çeşitli hükümet girişimlerinin yapay zekanın gelişimini etkilemeye yönelik en son çabalarını yansıtıyor (AP)
TT

Yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası karar

BM kararı, çeşitli hükümet girişimlerinin yapay zekanın gelişimini etkilemeye yönelik en son çabalarını yansıtıyor (AP)
BM kararı, çeşitli hükümet girişimlerinin yapay zekanın gelişimini etkilemeye yönelik en son çabalarını yansıtıyor (AP)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kişisel verilerin korunmasını, insan haklarını ve risk izlemeyi teşvik etmeyi amaçlayan yapay zekaya ilişkin bir kararı oybirliğiyle onayladı.

Karar, yapay zekanın demokratik uygulamaları baltalamak, dolandırıcılığı artırmak veya yaygın iş kaybına yol açmak için kullanılma olasılığı da dahil olmak üzere çeşitli endişeler çerçevesinde, dünya çapındaki hükümetler tarafından yapay zekanın gelişimini düzenlemek için başlatılan bir dizi girişimin sonuncusu olarak ortaya çıktı.

Bu kararın oylama yapılmadan kabul edilmesi, yapay zekanın dönüştürücü potansiyelinin küresel düzeyde tanındığını ve yapay zekanın hızlandırılmış gelişimine rehberlik edecek bir dizi temel ilkenin oluşturulmasına yönelik acil ihtiyacı doğruluyor. Karar, zengin ülkeleri gelişmekte olan ülkelerden ayıran dijital uçurumun kapatılmasını ve yapay zekâ tartışmalarına adil katılımın ve teknolojiye erişimin sağlanmasını amaçlıyor.

Karar ayrıca gelişmekte olan ülkeleri sağlık, tarım ve eğitimden afet yönetimine kadar çok sayıda uygulamada güçlendirmenin ve genel teknolojik ilerlemeyi teşvik etmenin kritik öneminin de altını çiziyor.

Yapay zekâ alanında doktora derecesi alan ilk Suudi kadın olan Dr. Fatima Behman, Riyad'da Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şu görüşleri dile getirdi: Değer, şeffaflık ve açıklanabilirliğe güçlü bir şekilde odaklanarak, yapay zekâ ürün geliştirmenin her aşamasında, yapay zekâ geliştiricilerinin ve şirketlerinin sorumluluklarını tanımlamanın ve netleştirmenin önemini vurguladı. Yapay zekâ geliştirme yaşam döngüsü boyunca adaleti, şeffaflığı, hesap verebilirliği ve açıklanabilirliği desteklemek için sorumlu, açık ve etik yapay zekâ uygulamalarına öncelik verilmesini önerdi.



Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
TT

Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)

Batı Şeria'daki Hıristiyan Filistinliler, İsrail'in katı politikaları nedeniyle Paskalya yortusunu buruk kutlayacak.

Hıristiyan inancına göre İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dirilişinin kutlandığı Paskalya, bu yıl 20 Nisan’a denk geliyor. Paskalya öncesinde Hıristiyanlar belirli günlerde çeşitli törenler düzenleyerek bayrama hazırlanıyor.

Bu törenlerden biri olan Kutsal Perşembe için Hıristiyanlar, Kutsal Kabir Kilisesi’nde dün ayin düzenledi. Kilise, İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te yer alıyor.

Ancak Guardian, Hıristiyanlığın en kutsal mekanlarından biri kabul edilen kilise önünde az sayıda kişinin toplandığını ve grubun çoğunlukla “sessiz” kaldığını yazıyor. Ayrıca törende Filistinli Hıristiyanların neredeyse görülmediği aktarılıyor.

İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın Ramallah, Beytüllahim ve Taybe gibi şehir ve köylerinde yaşayan onbinlerce Filistinli Hıristiyan, nesiller boyunca Paskalya'da ibadet etmek için Kudüs’teki Eski Şehir’e giderdi.

Ancak yüzyıllardır süregelen bu gelenek, İsrail'in Filistinlilerin üzerinde giderek daha da sertleşen kontrolü nedeniyle bozuldu. Batı Şeria’da yaşayan herhangi bir Filistinlinin Doğu Kudüs’e girmesi için İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) izin alması gerekiyor.

Filistin topraklarındaki Hıristiyanlara, Paskalya döneminde Kudüs'ü ziyaret etmeleri için izin veriliyordu. Fakat Guardian, 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze savaşının ardından izin almanın neredeyse imkansız hale geldiğini yazıyor.

Hükümetin resmi rakamlarına göre, Batı Şeria'da yaşayan 50 bin Hıristiyan’dan sadece 6 binine izin verildi. Hıristiyan liderlerse sayının 4 bin olduğunu söylüyor. Bu izinler sadece bir hafta geçerli ve Filistinli hacıların Kudüs'te gecelemelerine müsaade edilmiyor. Bu yüzden çeşitli törenlere katılmak isteyen Filistinli Hıristiyanlar, akşam otobüs ya da taksiyle Batı Şeria'ya geri dönmek ve çok sayıda askeri kontrol noktasından geçmek zorunda kalıyor.

Taybe köyünden bir grup Filistinli, izin belgeleri olmasına rağmen İsrail ordusunun Kudüs’e girişlerini engellediğini belirtiyor.

Kudüs merkezli Hıristiyan kuruluşu olan Sabeel'in yöneticisi Ömer Harami de şunları söylüyor:

İnsanlar çok korkuyor ve birçoğu artık Paskalya törenlerine katılma riskini göze almayacak.

Haberde “Gazze’nin hayaletinin de bu yılki Paskalya kutlamalarının üzerinde dolaştığı” yazılıyor. İsrail ordusu, Gazze’de Hıristiyanlar tarafından işletilen tek hastane olan El Ehli Baptist Hastanesi’ni 13 Nisan’da bombalamıştı. Gazze'de çalışır durumda olan son hastane de böylelikle Paskalya törenlerinden Dallar Bayramı sırasında işlevsiz hale gelmiş, saldırıda bir çocuk hayatını kaybetmişti. Kudüs Anglikan Piskoposluğu’nun yönettiği tesis, 1 milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunuyordu.

Independent Türkçe, Guardian, BBC