İran, Arap rolünün ötesine geçerek Gazze savaşına kendi rengini katıyor

İran, İsrail’in askeri operasyonu ile üç bölgesel hedefe ulaşmaya çalıştı

İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye 26 Mart 2024’te görüştü (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye 26 Mart 2024’te görüştü (AFP)
TT

İran, Arap rolünün ötesine geçerek Gazze savaşına kendi rengini katıyor

İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye 26 Mart 2024’te görüştü (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye 26 Mart 2024’te görüştü (AFP)

Hüda Rauf

Özet

Hami-vekil ilişkisi, İran'ın devam eden Gazze savaşı ve Ortadoğu'daki en karmaşık bölgesel çatışmaların çoğundaki tutumunu en doğru şekilde tanımlıyor.

Aksa Tufanı eylemi gerçekleştiğinde İran hemen kendisi ile ilişkisini inkâr etti, ancak Tahran bölgesel koşulları kendi stratejik çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya alışkın olduğundan, İsrail'in Gazze'deki askeri harekatının gelişmesiyle birlikte, aynı anda üç bölgesel hedefe ulaşmaya çalıştı. Birincisi, olası herhangi bir doğrudan Amerikan-İsrail saldırısına karşı caydırıcı gücü korumak. İkincisi, İran'ın içine çekileceği bölgesel bir çatışmadan kaçınırken, İsrail'in Gazze'deki askeri harekâtının ABD ve İsrail'e maliyetini büyütmek. Üçüncüsü ise Amerikan ve İsrail saldırıları karşısında direniş ekseninin bütünlüğünü korumak.

Bu nedenle İran, Kızıldeniz'de Husilerle bağlantılı cephede ve Hizbullah aracılığıyla Lübnan cephesinde gerilimi artırma yoluyla ABD ve uluslararası topluma baskı uygulayarak, İsrail'in Gazze'deki askerî harekâtının maliyetini hem ABD hem de İsrail açısından büyütmeye çalıştı.

Arap ülkelerinin ateşkes ve insani yardım sağlamak için mekik diplomasisi yürüttükleri, aynı zamanda Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk çabalarına giriştiği bir dönemde İran'ın rolü, bölgesel çatışmaların sıcak noktalarını tırmandırmaya ve ardından Tahran sanki Filistin-İsrail çatışmasının çözümünde rol oynamış gibi, sürece kendi rengini katacağı bir zamanda müdahale etmeye odaklanıyor.

Tahran'a bu fırsatı verenin, İran'ın bölgesel rolüyle bağlantılı olan Filistinli taraf olduğuna şüphe yok. ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze'de ateşkes kararı almasına izin vermesinin ardından İsmail Heniyye'nin Tahran'a yaptığı ziyaret de bunu kanıtlıyor.

İran da Hamas'a desteğini vurguladı ve Tahran'da toplantılar düzenledi. İranlı yetkililer Hamas’ın zafer anını kutladılar ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doha'da bulunan Hamas Siyasi Ofisi’nin Başkanı İsmail Heniyye'yi kabul etti.

Dini Lider Ali Hamaney, İsmail Heniyye ile yaptığı görüşmede İran'ın Filistinlilere destek vermekten çekinmeyeceğini açıklayarak “direniş” adı verilen ekseni övdü.

Tahran’daki toplantı, Güvenlik Konseyi'nin Gazze'de derhal ateşkes çağrısı yapan karar taslağını onaylamasından bir gün sonra yapıldı. Karar tasarısı ancak ABD'nin önceki rotasını değiştirmesi ve bu adımı engellemek için veto kullanmamaya karar vermesinin ardından kabul edildi.

İran, kararı diplomatik bir zafer olarak değerlendirerek kutladı ve İran Dışişleri Bakanlığı, "İsrail'in karara duyduğu öfke, savaş alanında, uluslararası ve siyasi alanda uğradığı onarılamaz yenilgiyi gösteriyor" açıklamasında bulundu.

İsmail Heniyye de İran Dışişleri Bakanı ile düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Tahran'ın Filistin meselesini ve Filistin halkını desteklemede ön safta yer aldığını söyleyerek, İran'ın propagandacı rolünü destekledi.

Hami-vekil ilişkisi, İran'ın devam eden Gazze savaşı ve Ortadoğu'daki en karmaşık bölgesel çatışmaların çoğundaki tutumunu en doğru şekilde tanımlıyor. İran, bölgesel stratejisinin temel dayanağı olan bölgesel vekillerine verdiği destekten vazgeçmeyecek. Bu vekiller de direniş ekseni adı verilen İran kuluçka merkezi ile çalışmaya devam edecek.

Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından İndependent Arabia’dan çevrilmiştir.



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC