Türkiye yerel yöneticilerini seçiyor

Fotoğraf: Ali Rıza Akkır - AA
Fotoğraf: Ali Rıza Akkır - AA
TT

Türkiye yerel yöneticilerini seçiyor

Fotoğraf: Ali Rıza Akkır - AA
Fotoğraf: Ali Rıza Akkır - AA

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri için 32 ilde seçmenler, saat 07.00'den itibaren sandık başına gitti, diğer illerde de oy verme saat 08.00'de başladı.
Türkiye, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçmek için sandık başında.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına göre,Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis'te ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumlarında oy verme işlemi başladı. Bu illerde oy verme işlemleri saat 16.00'da tamamlanacak. Diğer illerde oy verme saatleri 08.00-17.00 olacak.

frgtbgt
Fotoğraf: AA

Kayıtlı 61 milyon 441 bin 882 seçmenin bulunduğu seçimde, 1 milyon 32 bin 610 genç ilk kez oy verecek. 34 siyasi partinin adayının yarışacağı seçimlerde, ülke genelinde, 206 bin 845 sandık kuruldu, yaklaşık bin de seyyar sandık oluşturuldu.
81 il, 973 ilçe ve 390 belde belediye başkanı ile 50 bin 336 muhtarın belirleneceği seçimlerde, il genel meclisi üyeliği, belediye meclis üyeliği seçimleri de yapılacak.

dfvb
Fotoğraf: AA

Seçimlere 34 siyasi parti katılıyor. Partilerin oy pusulasındaki sıralaması şöyle:

AK Parti 1, İYİ Parti 2, Sol Parti 3, Büyük Birlik Partisi 4, Memleket Partisi 5, Anavatan Partisi 6, Demokratik Sol Parti 7, Yeniden Refah Partisi 8, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 9, Türkiye Komünist Partisi 10, Anadolu Birliği Partisi 11, Zafer Partisi 12, Halkın Kurtuluş Partisi 13, Türkiye Komünist Hareketi 14, Bağımsız Türkiye Partisi 15, Gelecek Partisi 16, Yeni Türkiye Partisi 17, CHP 18, Emek Partisi 19, HÜDA PAR 20, Hak ve Özgürlükler Partisi 21, Ocak Partisi 22, Adalet Birlik Partisi 23, Demokrat Parti 24, Güç Birliği Partisi 25, Millet Partisi 26, Milli Yol Partisi 27, Adalet Partisi 28, Aydınlık Demokrasi Partisi 29, MHP 30, Türkiye İşçi Partisi 31, Demokrasi ve Atılım Partisi 32, Saadet Partisi 33, Vatan Partisi 34.

Pusulalar tek zarfa
Bir seçmen, hangi seçim çevresinin seçmeni ise ancak o seçim çevresinde yapılan seçimler için oy kullanabilecek.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van'daki seçmenler, "büyükşehir belediye başkanı", "belediye başkanı", "belediye meclis üyeliği" ile "muhtarlık ve ihtiyar heyeti" için oy verecek.

edfvr
Fotoğraf: AA

Büyükşehir olmayan illerde ise "il genel meclisi üyeliği", "belediye başkanı", "belediye meclis üyeliği" ve "muhtarlık ve ihtiyar heyeti" için oy verilecek. Köylerde ise "il genel meclisi üyeliği" ile "muhtarlık ve ihtiyar meclisi" için oy atılacak.

fvbfr
Fotoğraf: AA

Büyükşehir belediye başkanlığına ilişkin oy pusulası "beyaz", il genel meclisi üyeliklerine ilişkin pusula "turuncu", belediye başkanlığına ilişkin oy pusulası "mavi", belediye meclisi üyeliğine ilişkin oy pusulası ise "sarı" renkli olacak. Oy pusulaları tek zarfa konulacak.

Hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı seçmenler için bu seçimde de seyyar sandıklar oluşturuldu. Bu seçmenler, seyyar sandıklarda oylarını kullanabilecek.

Oy verme bitim saatinden önce sandıklar açılamayacak
Oy verme saatlerinin 07.00-16.00 olduğu illerde saat 16.00, diğer illerde saat 17.00'den önce oylar sayılmaya başlanamayacak. Sandık seçmen listesindeki bütün seçmenler oylarını kullanmış olsalar bile oy vermenin bitim saatinden önce sandıklar kesinlikle açılamayacak.

fdvr
Fotoğraf:AA

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri için 32 ilde seçmenler, saat 07.00'den itibaren sandık başına gitti, diğer illerde de oy verme saat 08.00 itibarıyla başladı.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van'daki seçmenler, "büyükşehir belediye başkanı", "belediye başkanı", "belediye meclis üyeliği" ile "muhtarlık ve ihtiyar heyeti" için oy kullanacak.

def
Fotoğraf: AA

Büyükşehir olmayan illerde ise "il genel meclisi üyeliği", "belediye başkanı", "belediye meclis üyeliği" ve "muhtarlık ve ihtiyar heyeti" için oy verilecek. Köylerde ise "il genel meclisi üyeliği" ile "muhtarlık ve ihtiyar meclisi" için oy atılacak.

efvfr
Fotoğraf: AA

Büyükşehir belediye başkanlığına ilişkin oy pusulası "beyaz", il genel meclisi üyeliklerine ilişkin pusula "turuncu", belediye başkanlığına ilişkin oy pusulası "mavi", belediye meclisi üyeliğine ilişkin oy pusulası ise "sarı" renkli olacak. Oy pusulaları tek zarfa konulacak.Hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı seçmenler için bu seçimde de seyyar sandıklar oluşturuldu. Bu seçmenler, seyyar sandıklarda oylarını kullanabilecek.

fvr
Fotoğraf: AA

Önce belediye başkanlığı pusulaları sayılacak
Büyükşehirlerde, sırasıyla büyükşehir belediye başkanlığı, belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği ve muhtarlık, diğer illerde sırasıyla belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, il genel meclisi üyeliği ve muhtarlık seçimlerine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılacak.

Hamileler, hastalar ve engelliler sıra ile bekletilmeden oylarını kullanacak, yaşlıların da sıra bekletilmeden oy kullanmalarına izin verilecek, ayrıca bu seçmenlere yardım eden seçmenlere de oy kullanmada öncelikle tanınacak. Cep telefonu, fotoğraf ve film makinesi gibi görüntü kaydedici veya haberleşme sağlayıcı cihazlarla oy verme yerine girilmesi yasak olacak.

dfvefr
Fotoğraf: AA

Sandık başında seçmene vereceği oy hakkında hiç kimse müdahale, telkin ve tavsiyede bulunamayacak. Seçmenler oylarını kullandıktan sonra sandık başından ayrılacak.

Okuma-yazma bilmeyen seçmene, yardım istemesi durumunda, sandık kurulu başkanı parti işaretlerinin hangisinin hangi partiye ait olduğunu açıklayacak.

Seçim günü yasakları başladı
Bugün saat 06.00'dan gece saat 00.00'a kadar, her ne suretle olursa olsun alkollü içki satılması, içkili yerlerde ve umumi mahallerde her çeşit alkollü içki verilmesi ve içilmesi yasak olacak.

dce
Fotoğraf: AA

Oy verme süresince bütün kahvehane, kıraathane ve internet kafeler gibi bütün umumi eğlence yerleri kapalı olacak, eğlence yeri niteliğindeki lokantalarda yalnız yemek verilebilecek.
Emniyet ve asayişi korumakla görevli olanlardan başka hiç kimse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 6. maddesinde belirtilen silahları köy, kasaba ve şehirlerde taşıyamayacak.

dfevf
Fotoğraf: AA

Oy verme günü radyolar ve her türlü yayın organlarınca saat 18.00'e kadar seçim ve seçim sonuçlarıyla ilgili haber, tahmin ve yorum yapılamayacak.

Radyolarda ve her türlü yayın organlarında 18.00-21.00 saatleri arasında ancak YSK tarafından seçim ile ilgili verilecek haber ve tebliğler yayımlanabilecek.

frtb
Fotoğraf: AA

Bütün yayınlar, saat 21.00'den sonra serbest olacak, ancak YSK tarafından gerek görülmesi halinde saat 21.00'den önce de yayınların serbest bırakılmasına karar verilebilecek.

İstanbul
Mahalli İdareler Genel Seçimleri için 11 milyon 314 bin 516 kişinin sandık başına gideceği İstanbul'da, yerel yöneticilerini seçecek olan vatandaşlar okulların önünde yoğunluk oluşturuyor.

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olabilmek için Cumhur İttifakı'nın adayı Murat Kurum, CHP'nin adayı mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti'nin adayı Buğra Kavuncu, Yeniden Refah Partisinin adayı Mehmet Altınöz, Saadet Partisinin adayı Birol Aydın ve DEM Parti'nin adayı Meral Danış Beştaş'ın da aralarında bulunduğu partili 22 aday ile 27 bağımsız aday yarışıyor.

Türkiye genelindeki 1094 ilçe seçim kurulundan 80'inin yer aldığı kentte, 33 bin 228 sandık kuruldu. İstanbul'da en az seçmenin bulunduğu Adalar'da 13 bin 682 kişi oy kullanacak, en çok seçmenin yer aldığı Esenyurt'ta ise 642 bin 455 kişi sandığa gidecek.

Kentin en doğusunda yer alan ve 208 bin 675 seçmenin yaşadığı Tuzla'da, 38 okulda kurulan 606 sandıkta vatandaşlar demokratik haklarını kullanıyor.

İstanbul'un en batı ilçesi olan ve 149 bin 563 seçmenin bulunduğu Silivri'de ise 35 mahallede kurulan 482 sandıkta oy veriliyor.

Kentte, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçecek İstanbullular, sabah saatlerinde sandıkların kurulduğu okullara gelmeye başladı. Oy verme işlemi başladığında okula alınan vatandaşlar, sandıkların bulunduğu sınıfların önünde yoğunluk oluşturdu. Görevlilerin sırayla içeri aldığı vatandaşlar, kabinlerde tercihlerini yaparak oy pusulalarının bulunduğu zarfları sandığa bıraktı. 4 tercih yapılacak olması ve pusulaların zarfa katlanarak koyulması seçmenlerin kabinlerde uzun kalmasına neden oluyor.
Polis ekipleri de okullarda güvenlik önlemi aldı.

Türkiye'de en fazla seçmen sayısı bulanan okullardan Avcılar Leyla Bayram İlkokuluna gelen seçmenler, sabah 07.00'den itibaren bahçede oy kullanma saatini beklemeye başladı. 55 sandığın bulunduğu ve 19 bin 249 kişinin oy kullanacağı okulda, yaklaşık 500 personel görev yapıyor.

Beykoz ve Ümraniye'de bazı okulların önüne erken saatlerde gelen vatandaşlar, yoğunluk oluşturdu.

Türkiye'nin en kalabalık ilçesi Esenyurt'ta oy kullanma işlemi sürüyor
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, 2023 yılında 978 bin 7 nüfuslu Esenyurt'ta çok sayıda vatandaş sabah saatlerinde 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçmek için sandık başına gitti.

fetrgb
Fotoğraf: AA

Seçmenler, ikamet adreslerinden çıkıp okullara yönelince birçok bölgede yoğunluk oluştu.

Talatpaşa Mahallesi'nde oy kullanmaya araçla gelen vatandaşlar uzun süre park yeri aradı.

Bazı sürücüler çift sıra park edilen araçlar nedeniyle sokak ve caddelerde hareket etmekte zorlandı.

Van
Van'da saat 07.00'de başlayan oy verme işlemi öncesinde okullara gelen sandık kurulu başkan ve üyeleri, sınıflarda hazırlıklarını yaptı.

Görevlilerin oy pusulası ile zarflara mühür işlemi yapması ve sandıkları da mühürlemesinin ardından seçmenler oy kullanmaya başladı.

edver
Fotoğraf: AA

Kentte 712 bin 235 seçmen, 2 bin 462 sandıkta oy kullanarak vatandaşlık görevini yerine getirecek.

Hakkari
Hakkari'de de 195 bin 582 seçmen 662 sandıkta oy kullanmaya başladı.

Okullardaki hazırlıkların tamamlanmasının ardından kent sakinleri, isimlerinin bulunduğu sandıklarda oy kullanarak vatandaşlık görevlerini yerine getirdi.
Muş
Muşlular sabah erken saatlerde okullara giderek isimlerinin bulunduğu sandıklarda oy kullanmaya başladı.

brb

Kentte 248 bin 349 seçmen 981 sandıkta oy kullanıyor.

Bitlis
Bitlis'te vatandaşlar, kentte 5 yıl görev yapacak belediye başkanını ve diğer yerel yöneticileri belirlemek için saat 07.00'den itibaren sandık başına gitti.

frvbfr
Fotoğraf: AA

Sandık başkanları ve görevlilerince hazırlıkların tamamlanmasının ardından seçmenler, vatandaşlık görevlerini yerine getirmek için isimlerinin bulunduğu sandıklarda oylarını kullandı.

Adana
Adana'da vatandaşlar seçimlerde oy kullanmak için sandık kurulan okullara gitti.

Merkez Seyhan ilçesi Kurtuluş Mahallesi'ndeki Cebesoy İlkokuluna gelen seçmenler sınıflardaki sandıklara giderek oylarını kullandı.

fde
Fotoğraf: AA

Mersin
Mersin'de, kent genelinde 1 milyon 387 bin 345 seçmen için 4 bin 455 sandık kuruldu.

Seçimlerde oylarını kullanacakları okullarda kendileri için belirlenen sandıkların bulunduğu sınıflara giden vatandaşlar oylarını kullandı.

fbr
Fotoğraf: AA

Hatay
1 milyon 78 bin 130 seçmenin bulunduğu Hatay'da ise vatandaşlar, saat 08.00 itibarıyla sandık başına gitti.

Kent genelinde kurulan 3 bin 424 sandıktan 96'sı, 6 Şubat 2023 depremlerinde hasar gören veya yıkılan okul binalarının yerine bahçelerinde ve muhtarlık yanlarında belirlenen alanlara konuşlandırılan konteynerlere kuruldu.
Bazı vatandaşlar buralara gelerek oylarını kullandı.

Osmaniye
Osmaniye'de 392 bin 447 seçmenin oy vermesi için kurulan 1271 sandıkta oy verme işlemi saat 08.00'de başladı.

Oy verme işleminin başlayacağı saatte okullara gelen vatandaşlar, kendileri için belirlenen sandıklarda oylarını kullandı.

Diyarbakır'da oy pusulaları bazı yerleşim yerlerine askeri helikopterle taşındı
Seçim görevlileri ve oy pusulalarının bulunduğu torbalar, Diyarbakır Jandarma Hava Grup Komutanlığından havalanan askeri helikopterle Kulp ilçe merkezinden alınarak İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk sahasındaki Aygün, Koçkar, Saltuk, Akbulak ve Bayır mahallelerine taşındı.

Görevlilerin, oy kullanma işlemi sonrası yeniden helikopterle alınıp ilçe merkezindeki İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına bırakılacakları öğrenildi.

Sakarya
Sakarya'da vatandaşlar, oy kullanmak için sandık kurulan okullara gitti.

Serdivan ilçesindeki Bahçelievler Gazi İlkokulu ile Hacı Emine Oba İlkokulunda seçmenler, sınıflardaki sandıklara giderek oylarını kullandı.

Kentte kurulan 2 bin 639 sandıkta 796 bin 924 seçmen oy kullanacak.

Zonguldak
Zonguldak'ta kent genelinde 462 bin 958 seçmen için 1650 sandık kuruldu.

Prof. Dr. İlhan Varank Kız Anadolu İmam Hatip Lisesine gidenler, kendileri için belirlenen sandıkların bulunduğu sınıflarda oylarını kullandı.

Bolu
239 bin 169 seçmenin bulunduğu Bolu'da vatandaşlar, saat 08.00 itibarıyla sandık başına gitti.

Sakarya İlkokuluna gelen seçmenler, kendileri için belirlenen sandıklarda oylarını kullandı.

Kent genelinde kurulan 1061 sandıkta oy verme işlemi saat 17.00'a kadar devam edecek.

Kocaeli
Kocaeli'de 1 milyon 534 bin 684 seçmenin oy vermesi için 4 bin 317 sandık kuruldu.

İzmit Ortaokulu ve Derince Nenehatun İlkokuluna gelen vatandaşlar, kendileri için belirlenen sandıklarda oylarını kullandı.

Düzce
298 bin 438 seçmenin bulunduğu Düzce'de 1065 sandıkta oy verme işlemi saat 08.00 itibarıyla başladı.

Azmimilli İlkokuluna giden seçmenler, oy kullanarak vatandaşlık görevini yerine getirdi.

Bartın
Bartın'da vatandaşlar, kentte 5 yıl görev yapacak yerel yöneticileri belirlemek için saat 08.00'dan itibaren sandık başına gitti.

Kentte 605 sandıkta 158 bin 729 seçmen oy kullanacak.

Karabük
Karabük'te seçmenler, vatandaşlık görevlerini yerine getirmek için gittikleri okullarda isimlerinin bulunduğu sandıklarda saat 08.00 itibarıyla oylarını kullandı.

Kentte 184 bin 230 seçmen için 754 sandık kuruldu.

Edirne
Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, oylarını Kırkpınar Ağası Alper Yazoğlu Ortaokulu'nda 1164 nolu sandıkta kullandı.

Okuldan ayrılırken gazetecilere açıklama yapan Sezer, il genelinde oy verme işleminin sorunsuz bir şekilde devam ettiğini söyledi.

Türkiye'de seçimlerin bir demokrasi şöleni şeklinde geçtiğini belirten Sezer, "Öncesinde adaylar arasında yoğun bir propaganda dönemi oluyor sonrasında da yoğun bir katılımla seçimler gerçekleşiyor. Belki dünyada seçimlere en fazla katılımın olduğu ülkelerden biri Türkiye. Bu manada da demokrasinin gerçekten bir şölen şeklinde gerçekleştirildiğini görüyoruz." diye konuştu.

Sezer, seçimle ilgili güvenlik tedbirlerinin aylar öncesinden alındığını dile getirdi.

Seçim kurullarından gelen talepler doğrultusunda gerekli personel ve araç görevlendirmelerinin yapıldığını ifade eden Sezer, şunları kaydetti:

"İlimizde 322 bin 5 seçmenimiz var, 1099 sandıkta şu anda oy verme işlemleri devam ediyor. Elektrik kesintisi ve diğer konularda olabilecek muhtemel sıkıntılara maruz kalmamak için gerekli tedbirler alındı. 2 bin 195 polis ve jandarmamız şu anda görev yapıyor ve 311 kolluk araç şu anda görev başında.

Toplamda da 4 bin 671 kamu personeli görev almış durumda seçimlerde. Umarım kazasız belasız güzel bir şekilde seçimler sona erer. Seçilen arkadaşlarımıza da şimdiden başarılar diliyoruz. Hem ülkemize hem de Edirne'mize güzel hizmet yapmalarını temenni ediyoruz. Hayırlı uğurlu olsun."

Edirne'de sabah saatlerinde seçimlere yoğun katılım olduğu özellikle yaşlı, engelli pek çok seçmenin demokrasi görevini yerine getirmek için sandık başına geldiği gözlendi.

Sivas
Oy kullanma saati saat 07.00'de başlayan iller arasında yer alan Sivas'ta, 2 bin 431 sandıkta, 475 bin 608 seçmen oy kullanacak.

İl genelinde seçim güvenliğinde 1448 polis ve 1635 jandarma olmak üzere 3 bin 83 güvenlik görevlisi görev yapıyor.

Sivas'ta oy kullanma işlemi saat 16.00'da sona erecek.

Nevşehir
Nevşehir'de 229 bin 201 seçmenin 813 sandıkta oy kullanacağı seçimde, 23 belediye başkanı, 153 köy ve 118 mahalle muhtarı ile il genel meclisi, belediye meclisi ve muhtarlık ihtiyar heyeti seçilecek.

Kentte seçim güvenliği kapsamında 1561 polis ile 995 jandarma personeli görev alıyor.

Kayseri
Kayseri'de vatandaşlar saat 08.00 itibariyle oy kullanmak için sandık başına gitti.

Sandık görevlilerinden zarf ve pusulalarını alan vatandaşlar, oylarını kullandıktan sonra imza attı.

Kentte kurulan 3 bin 409 sandıkta 1 milyon 396 bin 84 seçmenin oy kullanması bekleniyor.

Seçim güvenliği için il merkezinde 3 bin 574, ilçelerde 532 olmak üzere toplam 4 bin 106 polis ile 1454 jandarma personeli görev yapıyor.

Kırıkkale
Kırıkkale'de sabah saat 08.00'de sandık başına giden vatandaşlar, saat 17.00'ye kadar oy verme işlemlerini yapabilecek.

Toplam 254 okul ve 758 sandıkta 209 bin 16 seçmenin oy kullanacağı Kırıkkale'de, 1714 polis ve jandarma personeli görevde bulunuyor.

Kırşehir
Kırşehir'de 177 bin 668 seçmenin 733 sandıkta oy kullanma işlemi saat 08.00'de başladı.

İl genelinde seçim güvenliğinde 957 polis ve 625 jandarma personeli görev yapıyor.

Niğde
Niğde'de 706 sandıkta 266 bin 279 seçmen vatandaşlık görevini yerine getirecek.

Sabah saat 08.00'de oy kullanma işlemine başlanılan kentte, 1002 emniyet ve 645 jandarma personeli görev alıyor.

Yozgat
Yozgat'ta saat 08.00 itibariyle vatandaşlar yerel yöneticileri seçmek için oylarını kullanmaya başladı.

İl genelinde 300 bin 472 seçmen 1310 sandıkta oy kullanacak.

Samsun
Samsun geneli 17 ilçede 2 bin 176'sı emniyet 1476'sı ise jandarma bölgesi ile 4'ü cezaevinde olmak üzere 3 bin 656 sandıkta 1 milyon 38 bin 91 seçmen oy kullanacak. Saat 08.00 itibarıyla oy vermek için seçim merkezlerine gelen seçmenler tercihlerini yapmaya başladı.

Samsun'un İlkadım ilçesi 23 Nisan Ortaokulu'nda da vatandaşlar sabah saatlerinden itibaren oy kullanmaya başladı.

Kastamonu
Kastamonu merkez ve 19 ilçesinde oy verme işlemi sabah 08.00 itibarıyla başladı. Kastamonu kent merkezinde 29 okulda 268 sandıkta 87 bin 917 seçmen oy kullanacak.

Kastamonu'da oy kullanma işlemlerinin yapıldığı okullardan biri de Anadolu'nun ilk lisesi olan Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi oldu.

Oy verme işlemi başladığı andan itibaren, 1885 yılında kurulan tarihi okula gelen vatandaşlar oylarını kullanıyor.

Amasya
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri için Amasya'da seçmenler, saat 08.00'den itibaren sandık başına gitti.

Seçmenler, ikamet adreslerinden çıkıp okullara yönelince birçok bölgede yoğunluk oluştu. Amasya il genelinde 1034 sandıkta 266 bin 410 seçmen oy kullanacak.

Ayrıca seçim güvenliği için, 2 bin 256 emniyet ve jandarma personeli görev alıyor.

Çankırı
Çankırı merkez ve 11 ilçesinde oy verme işlemi sabah 08.00 itibarıyla başladı.

İl genelinde 736 sandıkta toplam 151 bin 75 seçmen oy kullanacak.

Seçmenler bazı okulların önlerinde yoğunluk oluştururken, ilçe merkezlerinde toplam 64 seçmen için 8 seyyar sandık kurulduğu belirtildi.

Çorum
Çorum merkez ve 13 ilçesinde oy verme işlemi sabah 08.00 itibarıyla başladı. Kent merkezinde 217 bin 572 seçmen 799 sandıkta oy kullanacak.

Vatandaşlar sabah saatlerinde sandıklarının bulunduğu okullara giderek oylarını kullanmaya başladı.

Bu kapsamda Albayrak İlkokulu ve Atatürk Anadolu Lisesi'nde de vatandaşlar oylarını kullanıyor.

Sinop
Sinop'ta merkez ve 8 ilçede oy verme işlemi sabah 08.00 itibarıyla başladı.

Kentte 171 bin 700 seçmen, kurulan 792 sandıkta oy kullanacak.

Sabah saatlerinden itibaren okullara gelen seçmenler sandık başlarında zaman zaman yoğunluk oluşturdu.

Bazı seçmenlerin oy kullanmaya çocukları ve evcil hayvanlarıyla geldikleri görüldü.



Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
TT

Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)

Avustralya Yayın Kurumu (ABC), Avustralya istihbarat biriminin altı yıl önce Bondi Plajı saldırganlarından birinin DEAŞ ile bağlantıları olduğunu araştırdığını bildirdi.

Avustralya polisi, 50 yaşındaki bir adam ile 24 yaşındaki oğlunun pazar günü Sidney’de ünlü bir plajda Hanuka Bayramı kutlaması yapanlara ateş açtığını, saldırıda 15 kişinin hayatını kaybettiğini ve 40’tan fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Avustralya medyası, saldırganların Sajid Akram ile oğlu Naveed Akram olduğunu ve Sajid Akram’ın polisle çıkan çatışmada öldüğünü, Naveed Akram’ın ise polis gözetiminde hastanede tedavi gördüğünü bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın ABC’den aktardığına göre, Bondi Plajı saldırısını soruşturan ortak terörle mücadele ekibindeki üst düzey bir yetkili, Avustralya Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’nın (ASIO) 2019 yılında Naveed Akram ile ilgili bazı şüpheleri araştırdığını belirtti.

Haberde, Naveed Akram’ın, Temmuz 2019’da yakalanan ve Avustralya’da bir terör eylemi planlamakla suçlanan DEAŞ üyesiyle yakın bağlantısı olduğunun düşünüldüğü ifade edildi.

ABC, terörle mücadele soruşturmacılarının, Bondi Plajı saldırısını gerçekleştiren silahlı kişilerin DEAŞ mensubu olabileceğine inandığını bildirdi.

ABC’ye konuşan yetkililer, silahlı kişilerin araçlarında iki DEAŞ bayrağı bulunduğunu da açıkladı.

ASIO Genel Direktörü Mike Burgess dün gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırganlardan birinin kendileri tarafından bilindiğini ancak ‘acil tehdit’ olarak görülmediğini belirterek, “Dolayısıyla burada yaşanan olayın şartlarını yeniden gözden geçirmemiz gerektiği açık” dedi.

Yeni Güney Galler polisi ise ABC’nin haberini doğrulayamayacaklarını belirtirken, ASIO da ‘bireyler veya devam eden soruşturmalar hakkında yorum yapmadığını’ açıkladı.


Cezaevindeki 4 bin 200 PKK-KCK’lı için kademeli düzenleme: Suça karışmamış 950-1.050 PKK’lı eve dönüş yolunda mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Cezaevindeki 4 bin 200 PKK-KCK’lı için kademeli düzenleme: Suça karışmamış 950-1.050 PKK’lı eve dönüş yolunda mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Türkiye’de “Terörsüz Türkiye” süreci, kimilerine göre 2. çözüm süreci olarak değerlendiriliyor; bu konuda çok şey yazılıp çiziliyor. Sürecin toplumsallaşması adına tartışılması doğru; ancak bu tartışmanın gündelik siyasi çekişmeler, öne çıkma çabaları ya da kısır hesaplar üzerinden yapılması, sürece yarardan çok zarar veriyor. Burada herkesin dikkatli olması gerektiğinin altını bir defa daha çizmek gerekiyor.

Siyasetin bu süreçte daha cesur olması, daha fazla adım atması ve daha fazla inisiyatif alması gerekiyor. Çünkü artık top, güvenlik bürokrasisinin sahasından siyasetin sahasına geçmiş durumda.

Elbette süreçte daralmalar olacaktır. İşin doğası gereği bu daralmaların olması son derece doğaldır; ancak siyasi aktörlük meselesi üzerinden herkesin kendisini tekrardan sorgulaması gerekiyor. “Her meseleyi Öcalan’a soralım” yaklaşımı, bana göre doğru değil. Siyasetin inisiyatif alması bir bütün olarak gerçekleşmeli ve inisiyatifler alınabilmelidir. Her meselede Öcalan’ı öne çıkarma, aktör yapma isteğinin toplumsal güvende yara açtığı da görülmelidir. Belki artık örgütün partiyi kurma paradigması tersine dönmeli ve parti, örgütü dönüştürebilmelidir.

Pedal çevirme teorisi işlemeye devam ediyor. Örgütün el yükseltme sebebi ya da farklı seslerin çıkma sebebi, bence devlette ciddiyetin ilk defa bu kadar net görülmesidir. Artık herkes yeni bir paradigmaya dönüleceğini görmeye başladı ve doğal olarak bir bocalama süreci yaşanıyor. Süreç tamamlanırsa siyasetin de paradigmasının değiştiği görülmelidir.

Çünkü şu ana kadar siyaseten “zaten masa devrilecek, güvenmiyoruz, gel gel yapıyorlar, sonra yine bizi hapishanelere atacaklar” anlayışı çok hakimdi. Ama atılan adımlar neticesinde işin ciddiyeti anlaşılıyor ve bu da ezber bozuyor. Bu bakımdan şu ana kadar yaşananların, ben sürecin özüne bir tahribat verdiğini düşünmüyorum. Bu düşüncemi görüştüğüm farklı kaynaklarım da doğruluyor.

Sürecin geldiği yerde iki mesele, en çok sorulan ve merak edilen konuların başında geliyor: Yasal düzenlemeler ve SDG meselesi.

İmralı Adası’ndan Meclis’e: Fırsat yasası ve sürecin kritik eşiği

Komisyon üyelerinin İmralı Adası’na gitmesi, bir eşiğin daha aşılmasını kolaylaştırdı. MHP Genel Başkanı Feti Yıldız Bey’in okuduğu özet, kendi tuttuğu notların özetiydi. Dolayısıyla 16 sayfalık raporun özeti değildi. Beklenti, hem AK Parti adına Hüseyin Yayman’ın hem de DEM adına Gülistan Koçyiğit’in de notlarını okumasıydı; ama bu gerçekleşmedi. Keşke onlar da komisyon üyelerine notlarını aktarsaydı ve sorulacak olan sorulara da cevap verseydi.

Komisyon üyelerinin tuttuğu 16 sayfalık raporun aslında komisyon üyelerine dağıtılması gerekiyordu. Sürecin şeffaflığı, toplumsal rıza üretme konusunda bunun yapılmasının hâlâ geç olduğunu düşünmüyorum. Görüştüğüm ve raporu bilen kaynaklarım, burada anlatılamayacak bir şeyin olmadığını, Öcalan’ın bugüne kadar söylediği görüşlerin benzerlerinin yer aldığını ifade ediyorlar.

Şimdi top Meclis’te. Nasıl bir yasa çıkarılacak? Toplumda cezasızlık algısına da yol açmadan, süreci de sahiplenerek nasıl bir yol bulunacak?

Görev, öncelikli olarak Komisyon’da bulunan partilere düşüyor. Onlar tekliflerini yavaş yavaş Meclis Başkanlığı’na verecekler. Meclis hukukçuları ve güvenlik bürokrasisi de sürece destek verecek.

Kesinleşen bir şey olmamakla beraber, anladığım kadarıyla çıkarılacak olan “Fırsat Yasası” iki ayağa cevap verecek:

A- Eve dönüş durumu
B- Mevcut tutuklu ve hükümlülerin durumu

KCK-PKK örgüt üyeliğinden şu an Türkiye’de cezaevlerinde bulunanların sayısının 4 bin 200 kişi civarında olduğu belirtiliyor. Bunlar içerisinde müebbet hapis cezası alanlar olduğu gibi, cezası bitmeye yakın insanlar da var.

Bunlar için kademeli bir anlayış ve bakış açısı geliştiriliyor. Kişi bazında durumlar incelenecek, toptancı bir anlayışla düzenleme yapılmayacak. Cezaevindekiler için düzenleme yapılırken, aynı zamanda eldeki bazı uygulamalardan da yararlanılacak. Denetimli serbestlik meselesi, yararlanılacak uygulamaların başında geliyor.

PKK’lıların Türkiye’ye dönüşü: Suça karışmamış 950-1.050 kişi için yasal çerçeve nasıl şekillenecek?

Eve dönüş olarak adlandırılan PKK’lıların Türkiye’ye dönme meselesine gelince…

Öncelikle Ankara, Bağdat ve Erbil arasındaki mekanizmanın hâlâ çalıştığını ifade etmek lazım. Bu mekanizma hem silahların hem mağaraların teslimi hem de Irak’ta kalmak isteyen örgüt mensupları için son derece hayati.

Benim gerek Irak makamları, gerek Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi yetkilileri, gerek PKK ve gerekse de Ankara’dan aldığım bilgiye göre PKK içerisinde suça karışmamış militan sayısı 950-1050 arasında. Bu kişilerin gelmesinin önünde şu an herhangi bir engel bulunmuyor. Diyarbakır annelerinin çocukları başta olmak üzere ilk etapta suça karışmamış kişilerin gelmesi, “Fırsat Yasası” ya da “Çerçeve Yasası”nın şekillenmesiyle birlikte gerçekleşebilir.

Burada yapılacak olan yasal düzenleme netleştiğinde, atılacak olan adımların daha da hızlanacağını göreceğiz. Meclis’ten çıkacak olan yasa büyük bir ihtimalle özel bir yasa olacak. Hukukçular bu yasayı çalıştırırken bir taraftan Anayasa’nın eşitlik ilkesinin çiğnenmemesine, diğer taraftan da FETÖ başta olmak üzere diğer örgütlerin yararlanmasının önünü kapatacak. Burada kendisini fesheden bir örgüt olduğu için yeni bir yasa zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Hem eve dönüş hem de mevcut cezaevindekilerle ilgili düzenleme yapılırken iki ayrımın altını çizmek gerekiyor. Yapılacak olan düzenleme ile birlikte “örgüt” ortadan kalkarsa örgüt üyeliği ya da örgüte üye olmamakla birlikte oluşan suç ortadan kalkacak; ancak işlenen suçlar ortada duracağı için yapılacak olan düzenlemede kademeli olarak buna cevap verilecek.

Örneğin, örgütte yıllarca kuryelik yapan ama silahlı eylemlere katılmayan kişiler örneğinde olduğu gibi belirli ayrımların yapılması gerekiyor. Benim kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre, kişinin durumu üzerinden bir değerlendirme yapılacak, toptan bir değerlendirme yapılmayacak.

Çıkarılacak olan yasada bir süre sınırı konulması, denetimli serbestlik vb. uygulamaların işletilmesi de karşımıza çıkacak gibi duruyor. Burada belki tekrar altını çizeceğim, bireylerin durumunun tek tek ele alınacağı.

Örgüt üst düzey yönetici dediğiniz 232 kişi civarında. Bunlardan 30-40’ı en önemli üst düzey yönetici olarak karşımıza çıkıyor. Bunların büyük bir kısmının Irak’ta kalması ya da seyahat özgürlüğü kapsamında Avrupa ve Irak arasında olması bekleniyor. Burada da Bağdat-Erbil ve Ankara arasındaki mekanizmanın devreye girmesi öngörülüyor.

SDG meselesinde kilit güç ABD: Mazlum Abdi ve YPG’nin silahlı sayısı gerçekçi rakamlarla değerlendiriliyor

SDG meselesine gelince:
Öncelikle Mazlum Abdi’nin verdiği 100 bin rakamı çok abartılı bulunuyor. Hem Suriye’deki kaynaklar hem Ankara’da görüştüğüm kaynaklar, SDG ve onun silahlı kanadını oluşturan YPG’nin silahlı sayısının 45 bin civarında olduğunu belirtiyor.

Suriye’de muhatabın esas olarak ne Şara ne Abdi olduğu, muhatabın ABD olduğu ve SDG meselesinin çözümünde sürecin ABD ile yürütüldüğünün altı çiziliyor. Yani esas patron kimse, müzakereler de onlarla yürütülüyor.

Bu noktada özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la olan kişisel ilişkisinin, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın temaslarının ve zamanın ruhunun Türkiye’nin işini kolaylaştırdığı belirtiliyor. Erdoğan-Trump görüşmesi, ardından Şara-Trump görüşmesi, CENTCOM’un Trump politikalarıyla paralel hareket etmesi ve Tom Barrack’ın Mazlum Abdi’ye ABD politikaları konusunda net mesajları, aslında Suriye’de önümüzdeki haftalarda bazı olumlu adımların SDG tarafından atılacağını gösteriyor.

Bu aşamada süreci bozma noktasında Fransa, İran ve İsrail gibi ülkelerin SDG’nin kulağına fısıldadığı da gözlerden kaçmıyor.

Sınır kapılarının devri, enerji sahalarının devri ve silahlı unsurların Savunma Bakanlığı’na entegrasyonu sağlanırsa, SDG Türkiye açısından tehdit olmaktan çıkacak.

SDG içerisinde iki anlayış hâkim.

1- Anlayış, “Ankara’nın hem SDG’nin tamamen tasfiyesini hem de 10 Mart mutabakatının uygulanmasını aynı anda talep etmesi, Suriye’de siyasi çözümü engellemeye yönelik politikasını açıkça ortaya koyuyor” derken,

2- Anlayış, “Türkiye Şam Hükümeti ile aramızda garantör ülke olsun. Kolaylaştırıcı olursa süreç daha çabuk ilerler” anlayışında.

Peki SDG bu adımı atar mı?

Bana göre zaman içerisinde SDG bu adımı beş sebepten dolayı atmak durumunda kalacak.

1- Amerika Birleşik Devletleri’nin bunu istemesi
2- SDG’yi oluşturan en büyük güçlerden Arap aşiretlerinin tavrı
3- YPG içerisindeki silahlı dağılım
4- Türkiye ve ABD’nin arabuluculuğu ve garantörlüğü meselesi
5- Zamanın ruhu

Şam yönetimi SDG’den ne istiyor?

Şara yönetimi, SDG’den askerlerinin %75’ini kendilerine vermesini ve Savunma Bakanlığı’na dâhil olmasını istiyor. Geri kalanların ise yerel yönetimlerde asayiş gücü olarak kullanılabileceği belirtiliyor.
SDG, Şam’a üç tümen vereceğini ve komutanların isimlerini Şam’a bildirdiğini ifade ediyor.

Önce saha gerçekliği adına şunu görmemiz gerekiyor:
SDG’nin sahip olduğu 45 bin kişilik gücün %75–%80’inin Arap aşiretlerden oluştuğu, geri kalanının ise farklı Kürt yapılardan oluştuğunun altı çiziliyor.

Saha kaynakları YPG içerisindeki formülasyonu şöyle yapıyorlar:

Irak’tan gelen Irak Kürtlerinin sayısı yaklaşık olarak 1350 civarında.

PKK’dan YPG’ye gelen militan sayısı 1500 civarında.

Suriye Kürtlerinin ise 6 bin civarında olduğu belirtiliyor.

Şam ve SDG anlaşırsa kalan silahlı güç nasıl entegre edilecek: Savunma Bakanlığı mı, polis gücü mü?

Peki diyelim ki Şam Hükümeti ve SDG arasında bir anlaşma oldu; kalan %25 silahlı güç ne olacak sorusuna cevap, silahlı unsurların Savunma Bakanlığı’na bağlanması gibi Suriye Hükümeti’nin karar vereceği bir konu, ancak asayiş ya da polis gücü olarak kullanılmaları güçlü bir olasılık.

Burada özellikle polis gücü olmak istedikleriyle ilgili olarak, merkezi hükümetin denetiminde bir yapı oluştuğunda; Dürzi bölgelerinde Dürzilerden, Arapların yoğun olduğu yerlerde Araplardan, Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde ise Kürtlerin alınması son derece doğal. Burada anlaşmazlık, bunların kimin kontrolünde olacağı. Merkezi hükümet, bu polis gücünün Suriye Devleti’nin polis gücü olacağını söylüyor ve Kamışlı’da görev alan bir polisin Süveyda’ya, Lazkiye’de görev alan bir polisin de Kamışlı’ya tayinle gönderilebileceğini ifade ediyor. Aynı şekilde Savunma Bakanlığı bünyesine katılacak olan yapıların da komuta merkezinin Suriye Hükümeti’nde olacağı belirtiliyor.

Suriye’de tamamlanmamış devlet tamamlanırsa, hem anayasal güvence hem de diğer haklar garanti altına alınmış olacak ve Dürzilerin de, Nusayrilerin de olduğu gibi Kürtlerin de devlette karar alma süreçlerinde yer alacağını görmemiz gerekiyor.

Bu geçiş sürecinde SDG yasal garanti istiyor. Bu garanti büyük ihtimalle ABD tarafından verilecek. Türkiye’nin istediği adımlar atılmaya başlanırsa, Türkiye de bu noktada süreci kolaylaştıracak her adımı atacak. Bu adımlardan en önemlisi Nusaybin Sınır Kapısı’nın açılması ve Kamışlı ile ticaretin Türkiye üzerinden devam etmesi olacak.

Amerikalılar Esad döneminde Arap aşiretlerini SDG bünyesine dahil ettiler ve hâlen maaşlarını ödemeye devam ediyor. ABD Kongresi’nden geçen bütçenin büyük bir kısmı bu maaşlara gidiyor.
PKK, Türkiye’de sürecin ciddileştiğini görüyor; SDG de Suriye’de ABD’nin entegrasyonu istediğini ve bu konuda ısrarcı olduğunu biliyor.

Nitekim yakın zaman içerisinde Şammar Aşireti’nin lideri el-Cerba, Şam’a gidip Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya gelmiş, daha sonra da Mazlum Abdi ile görüşmüştü. Saha kaynakları, Cerba’nın SDG’yi de 10 Mart Anlaşması çerçevesinde Şam ile anlaşmaya ikna etmek için arabuluculuğa başladığını ifade ediyor.

Toparlayacak olursam, Arap aşiretlerini SDG’ye entegre eden ABD’nin kendisi ve şu ana kadar maaşlarını da ödemeye devam ediyor. ABD’nin tavrı burada çok net: Şam’a entegrasyon, Türkiye’nin güvenlik kaygılarının giderilmesi, bununla birlikte toprak bütünlüğü ve politik birliğin sağlanması noktasında Şara’nın güçlendirilmesi. Nitekim CENTCOM Komutanı Brad Cooper, ABD’nin Suriye’deki üç önceliğini, “IŞİD’e karşı mücadele, SDG’yi Suriye devlet yapısına entegre etmek ve Suriye hükümetiyle koordinasyon sağlamak” olarak açıkladı.

10 Mart Mutabakatı ile Suriye’de Kürt, Dürzi ve diğer grupların güvenliği sağlanıyor

Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’nin garantörlüğünde 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesi, Kürtlerin, Dürzilerin ve diğer grupların Suriye’de güvenceye kavuşmaları ve Suriye’nin geleceğine Suriyelilerin karar vermesi herkesin faydasına olacaktır.

Ankara’da görüştüğüm kaynaklar, “Bugün Türkiye çatışma ortamının oluşmamasını istiyorsa, İsrail’in Suriye’de nüfuzunu genişletmemesi için yapıyor. Bu yapamadığımızdan değil, İsrail’e alan açmama isteğimizden kaynaklanıyor” diyorlar.

SDG konusunda 10 Mart mutabakatının bana göre iyi niyet adımı Deyrizor’da görülecek.
Suriye’de 10 Mart mutabakatıyla ilgili önümüzdeki hafta birkaç adımın atılma ihtimali, aynı adımların Kuzey Irak’ta da (IKBY) gelme ihtimali çok yüksek. Güven artırıcı adımların atılmasına devam edilecek.

Başta ifade ettiğimi tekrar söyleyeyim. Devlet iradesi devam ediyor, ABD’nin Türkiye ve Şara’yı destek politikası devam ediyor, uluslararası konjonktür uygun, Öcalan paradigmada ısrar ediyor ve sürece katkı vermekten geri durmuyor.

Sürecin ciddiyeti noktasında iki hafta içerisinde güzel şeyler görmeye devam edeceğiz. Partiler taleplerini dillendirecekler; bu, hepsinin kabul edildiği ya da edileceği anlamına gelmez. Herkes kendi tabanına sesleniyor ama bu işin siyaset üstü olduğunu da artık görmek gerekiyor.


Zelenskiy, Ukrayna’nın NATO üyesi olması hedefinden vazgeçti

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün Berlin'de ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner'ı karşıladı (EPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün Berlin'de ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner'ı karşıladı (EPA)
TT

Zelenskiy, Ukrayna’nın NATO üyesi olması hedefinden vazgeçti

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün Berlin'de ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner'ı karşıladı (EPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün Berlin'de ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner'ı karşıladı (EPA)

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy dün, ülkesinin Rusya ile savaşı sona erdirecek bir uzlaşı olarak Batı'nın güvenlik garantileri karşılığında NATO üyesi olma hedefinden vazgeçtiğini açıkladı. Bu adım, Rusya'nın saldırılarına karşı bir koruma olarak Batılı ülkelerin askeri ittifakına katılmak için mücadele eden Ukrayna için önemli bir dönüşüm anlamına geliyor.

Zelenskiy bu açıklamayı, Berlin'de ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner'ın Avrupalı yetkililerle yapacakları üst düzey görüşmeler önce yaptı.

Ukrayna Devlet Başkanı, ülkesi ile Rusya arasındaki savaşı sona erdirecek bir uzlaşı sağlamayı amaçlayan görüşmelerde ‘diyaloga’ hazır olduğunu vurguladı. Zelenskiy ayrıca, ABD'yi Ukrayna'daki cephe hatlarını dondurma fikrini desteklemeye ikna etmeyi umduğunu ifade etti.