Yerel seçimler dünya basınında nasıl yankılandı?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye genelinde Adalet ve Kalkınma Partisi'ni geride bırakması gündem oldu

Ekrem İmamoğlu, seçim gecesi yaptığı açıklamada "16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok" dedi (AA)
Ekrem İmamoğlu, seçim gecesi yaptığı açıklamada "16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok" dedi (AA)
TT

Yerel seçimler dünya basınında nasıl yankılandı?

Ekrem İmamoğlu, seçim gecesi yaptığı açıklamada "16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok" dedi (AA)
Ekrem İmamoğlu, seçim gecesi yaptığı açıklamada "16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok" dedi (AA)

Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) geride bırakarak Türkiye genelinde seçimleri önde bitirmesi dünya basınında geniş yankı buldu.

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kesin olmayan sonuçlarına göre CHP 35, AK Parti 24, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 10, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 8, Yeniden Refah Partisi (YRP) 2, Büyük Birlik Partisi (BBP) 1 ve İYİ Parti 1 belediye başkanlığı kazandı. 

CHP'li İstanbul Büyükşehir Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, oyların yüzde 51,09'unu alarak, yüzde 39,60 oy kazanan AK Partili rakibi Murat Kurum'u geride bıraktı. Ankara'da da CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş oyların yüzde 60,35'ini alırken, AK Partili rakibi Turgut Altınok yüzde 31,69'da kaldı. 

Dünya medyasındaki analizlerde, özellikle İstanbul'daki mücadeleye ve ekonomik sıkıntılara odaklanıldı.

NYT: "İmamoğlu yıldız statüsünü sağlamlaştırdı"

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), İmamoğlu'nun kazandığı galibiyetle "muhalefetin yıldızı statüsünü sağlamlaştırdığını ve birçok kişinin onu cumhurbaşkanlığı için potansiyel bir aday olarak gördüğünü" yazdı. 

Haberde, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen'in "Bu seçim, önümüzdeki yıllarda Türkiye'deki siyasi yarışın niteliğini belirleyecek" yorumuna da yer verildi. 

WSJ: "Ekonomiden duyulan memnuniyetsizlik sandığa yansıdı"

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), analizinde yüksek enflasyon ve geçim sıkıntılarına dikkat çekerek seçim sonuçlarının "çalkantılı ekonomiden duyulan hoşnutsuzluğu yansıttığını" yazdı. 

Haberde, yerel seçimlerin hem Türkiye hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için çok daha geniş kapsamlı sonuçları olduğuna işaret edilerek, Özyeğin Üniversitesi'nden Evren Balta'nın şu yorumları paylaşıldı: 

Oy pusulasında olmamasına rağmen bu, Erdoğan'a bir uyarı işaretidir. Bu sembolik olarak büyük bir darbe. Siyasi açıdan da büyük bir darbe.

Analizde, muhalefetin arkasına aldığı destekle Erdoğan'ın iktidarını zayıflatmaya çalışacağı yazıldı. Ayrıca Ankara'daki danışmanlık firması Sanda Global'den Selim Sazak'ın "Muhalefetin son çeyrek yüzyılda kazandığı en belirleyici zaferle karşı karşıyayız" değerlendirmesine yer verildi. 

WP: "YRP, hayal kırıklığına uğramış AK Partilileri kazandı"

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post (WP), CHP'nin İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirlerde iktidara geldiğine dikkat çekerek "Oylama, 5 yıl önceki yerel seçimlerde muhalefete kaptırdığı kilit kentlerin kontrolünü geri kazanmaya çalışan Erdoğan'ın popülaritesinin bir barometresi olarak görülüyordu" diye yazdı. 

Haberde, YRP'nin "ekonomi yönetiminden hayal kırıklığına uğramış AK Parti destekçilerinden oy aldığına" da işaret edildi. 

FT: "Seçmenler enflasyona isyan etti"

Birleşik Krallık'ın (BK) köklü gazetelerinden Financial Times (FT), "seçmenler market ürünlerinden araçlara kadar her şeyin fiyatının yükselmesine neden olan ve tasarrufları yok eden yüksek enflasyona isyan etti" ifadelerini kullandı. 

Analizde, yerel seçim sonuçlarının, geçen yılki genel seçimlerde muhalefet koalisyonuna karşı yarışı kazanan Erdoğan için "keskin bir dönüşe işaret ettiği" yazıldı.

Haberde, TEPAV'dan Selim Koru'nun "Özellikle İstanbul'da ve diğer pek çok yerde Erdoğan'a 'Hayır' oyu çıktı" yorumu paylaşıldı. 

Ayrıca Sabancı Üniversitesi'nden Berk Esen'in "Türkiye'nin ana muhalefet partisi, iktidar ittifakını yenmeyi başararak Erdoğan'a kariyerindeki en büyük seçim yenilgisini yaşattı" değerlendirmesine de yer verildi. 

BBC: "Muhalefet, Erdoğan'ı şoke etti"

BK'nin kamu yayıncısı BBC ise seçim analizini "Muhalefet, Erdoğan'ı tarihi bir zaferle şoke etti" başlığıyla verdi.

Haberde, özellikle İstanbul'daki seçimlerin başbaşa geçeceğine dair bir çok yorum yapıldığına dikkat çekilirken, "İktidar, ekonomik krizin etkilerini üzerinden atmayı başaramadı" dendi.

Analizde, İmamoğlu'nun yanı sıra Mansur Yavaş'ın da 2028'de yapılması planlanan genel seçimlerde muhtemel cumhurbaşkanı adayları olarak görüldüğü aktarıldı. 

Guardian: "İmamoğlu ve CHP, Türk siyasetinin merkezine taşındı"

Britanya'nın sol eğilimli gazetesi Guardian, "İmamoğlu'nun beklenmedik şekilde ikinci kez İBB başkanı olması, CHP'yi ulusal siyasetin merkezine taşıdı" ifadelerini kullandı.

Yerel seçimlerdeki tablonun iktidarın güç kaybına işaret ettiğinin savunulduğu analizde şu yorumlara yer verildi: 

Erdoğan'ın adı oy pusulasında yer almamasına rağmen, ülkenin dört bir yanındaki seçmenler onun politikalarından duyduğu memnuniyetsizliği gösterme fırsatı buldu. Birçok seçmen, ülkenin zor durumdaki ekonomisini gerekçe göstererek muhalefete ya da AK Parti'den daha sağda yer alan küçük partilere oy verdi.

Haberde, Washington merkezli Woodrow Wilson Uluslararası Akademisyenler Merkezi'nden Yusuf Can'ın "Bu sonuçlar İmamoğlu ve CHP'yi Türk siyasetinin merkezine yerleştirecektir" değerlendirmesi de aktarıldı.

AFP: "Erdoğan yenilgiyi kabul etti"

Fransız haber ajansı AFP, Erdoğan'ın seçim sonrası açıklamalarında "yenilgiyi kabul ettiğini" savunarak, sonuçları partisi ve kendisi için "dönüm noktası" diye nitelediğini yazdı.

Analizde, Erdoğan'ın AK Parti'nin yerel seçim kampanyalarını "domine ettiği" fakat bu rolün ekonomiye dair endişelerin üstesinden gelinmesine yetmediği belirtildi.

DW: "Erdoğan'a darbe"

Alman medya kuruluşu Deutsche Welle (DW), yerel seçimlerde muhalefetin "Erdoğan'a darbe indirdiğini" yazdı. 

Haberde, yüksek enflasyon ve TL'deki büyük devalüasyonun seçimleri etkilediği belirtilirken, Galatasaray Üniversitesi'nden Ali Faik Demir'in "Türk halkı oy kullanırken, mutfağındaki durum oy verme eğilimini şekillendiriyor" yorumu paylaşıldı. 

Ülkenin tanınmış haber dergilerinden Der Spiegel ise yerel seçim yazısını "Erdoğan, İstanbul'u yeniden ele geçirmek istedi ama başarısız oldu" başlığıyla paylaştı. Haberde "Seçmenler, Eroğan'a çok net bir mesaj gönderdi" dendi. 

Ta Nea: "Erdoğan ağır yenilgi aldı"

Yunan gazetelerinden Ta Nea, analizinde "Erdoğan ağır bir yenilgi aldı, İmamoğlu ve muhalefet seçimden güçlenerek çıktı" ifadelerini kullandı.

Haberde "İstanbul'un dümenine ikinci kez geçmeyi başaran İmamoğlu, muhalefet için çok zor bir dönemde bile Erdoğan'a karşı durabileceğini kanıtladı" dendi. 

Öte yandan ekonomik sıkıntı yaşayan seçmenlerin ekonomik iklimi değiştirmesi için Erdoğan'a mesaj gönderdiği, Cumhurbaşkanı'nın da "bu değişimi yapmak için hem tecrübeye hem de zamana sahip olduğu" belirtildi. 

Haberde, London School of Economics'ten Selin Nasi'nin "Muhafazakar seçmenler AK Parti'yi hayat pahalılığı nedeniyle sandıkta cezalandırdı" yorumu paylaşıldı. 

Times of Israel: "İsrail'e yüklenmek artık işe yaramıyor"

Times of Israel, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın seçim sonrasında attığı tweeti ön plana çıkararak, Erdoğan'ın Gazze savaşı üzerinden İsrail'e yönelttiği eleştirilerin seçim kampanyalarında artık işe yaramadığını savundu. 

Katz, mesajında seçim sonuçlarına ilişkin "Bu, Erdoğan'a İsrail'e saldırmanın artık işe yaramadığına dair açık bir mesajdır" demişti. 

RT: "YRP yeni bir siyasi güç"

Rus devletine bağlı RT'nin analizinde, AK Parti'nin yerel seçimlerde aldığı mağlubiyetin büyük ölçüde ekonomik sıkıntılara tepkinin bir sonucu olduğu değerlendirmesi paylaşıldı. 

Haberde ayrıca YRP'nin "AK Parti'nin dindar ve muhafazakar duruşunu paylaşan yeni bir siyasi güç olduğu" yorumu yapıldı.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, BBC, Guardian, Washington Post, AFP, Deutsche Welle, Der Spiegel, Times of Israel, RT, Ta Nea

 



BM, İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden kararı kabul etti

Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
TT

BM, İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden kararı kabul etti

Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu dün akşam, İsrail'in 1967'de işgal ettiği ve 1981'de ilhak ettiği Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden bir karar aldı.

Karar, 123 lehte, İsrail ve ABD dahil 7 aleyhte ve 41 çekimser oyla kabul edildi.

Golan Tepeleri, yaklaşık 60 kilometre uzunluğunda ve 25 kilometre genişliğinde stratejik bir kayalık platodur. İsrail, 1967'de burayı ele geçirdi ve 1981'de ilhak etti; ancak bu adım uluslararası alanda tanınmadı.

Genel Kurul kararı, İsrail'in 1981 yılında ‘işgal altındaki Suriye Golan'ına kendi kanunlarını, otoritesini ve yönetimini dayatma’ kararının ‘geçersiz ve hükümsüz’ olduğunu belirtti ve bu kararın iptalini talep etti.

rg
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçiş noktasında bir İsrail askeri (Arşiv – Reuters)

Kararda, BM Genel Kurulu'nun İsrail'e Suriye ve Lübnan ile müzakereleri yeniden başlatması ve önceki taahhüt ve vaatlerine uyması çağrısında bulunduğu da belirtildi. Ayrıca İsrail'in işgal altındaki Suriye Golanı'ndan 4 Haziran 1967 sınırlarına çekilmesi talep edildi.

193 üyeli BM Genel Kurulu tarafından çıkarılan kararlar yasal olarak bağlayıcı olmasa da, sembolik bir ağırlığa sahip ve küresel kamuoyunu yansıtıyor.

X platformunda oylama hakkında yorum yapan İsrail'in BM Daimî Temsilcisi Danny Danon şunları söyledi: “Genel Kurul, gerçeklikten ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha kanıtladı. İran ekseninin suçları ve Suriye'deki milislerin tehlikeli faaliyetleriyle ilgilenmek yerine, İsrail'in vatandaşlarını koruyan hayati savunma hattı olan Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep ediyor. İsrail 1967 sınırlarına geri dönmeyecek ve Golan'ı asla terk etmeyecek.”


Rubio: Amerika ile Rusya arasında Ukrayna konusunda yapılan görüşmelerde bazı ilerlemeler kaydedildi

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
TT

Rubio: Amerika ile Rusya arasında Ukrayna konusunda yapılan görüşmelerde bazı ilerlemeler kaydedildi

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün yayınlanan bir röportajında, Ukrayna ile savaşı sona erdirmek için Rusya ile yapılan görüşmelerde "bazı ilerlemeler" sağlandığını söyledi.

Rubio, Fox News’te yaptığı açıklamada, "Yapmaya çalıştığımız şey, bu konuda bir miktar ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum, Ukraynalıların gelecekte güvenlik garantisi sağlayacak şekilde yaşayabilecekleri şeyleri bulmaktır" dedi. ABD'nin, anlaşmanın onlara "sadece ekonomilerini yeniden inşa etmelerine değil, aynı zamanda bir ulus olarak refaha kavuşmalarına da olanak sağlayacağını" umduğunu belirtti.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.