İki ayrı başarısızlığa verilen aynı ad “el-Vaat es-Sadık”

Uluslararası toplum Lübnan cephesinde Hizbullah'ın 2006 yılında İsrail karşısındaki yenilgisinin somut bir sonucu olan 1701 sayılı BMGK kararının uygulanması için baskı yapıyor

İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
TT

İki ayrı başarısızlığa verilen aynı ad “el-Vaat es-Sadık”

İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)

Emced İskender

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Hizbullah üyelerinin Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin diğer tarafında kalmalarını öngören 1701 sayılı kararıyla sona eren 2006 yılındaki Hizbullah kaynaklı Temmuz Savaşı da ‘el-Vaat es-Sadık’ olarak adlandırılmıştı.

İran tarafından finanse edilen ya da İran rejimine yakınlığıyla bilinen haber ajansları, İsrail basınından seçilmiş yüzlerce makaleyle dolu. Fakat amaç, ufuk açmak ve öğretici olmaktan ziyade, ‘direniş ekseninin’ argümanlarını güçlendirmek ve İsrail'in özellikle askeri, toplumsal ve ekonomik alanlardaki bocalamalarını ve zayıflıklarını ve genel olarak siyasi yapısının kırılganlığını vurgulamaktır. Bu, İncil’de geçen “Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle yargılayacağım” pasajında gelen bir ‘propaganda’dır.

Ancak bu aynı zamanda direniş eksenine yakın medya kuruluşlarının çoğunun sergilediği bu sistematik tutum, hitap ettikleri kitlelerin zihinlerine saygı duymadıklarının bir göstergesidir. İsrail'de birçok taraf ve bunların kullandıkları dil var. ‘Düşmanı ifşa eden’ bir makalenin alındığı aynı gazetede, o hikayenin ya da olayın diğer tarafını anlatan makaleler ve bilgiler de bulunur. Direniş eksenine yakın haber ajanslarının sayfalarını baştan sona tarasa bile İran'ın 1979 devriminden bu yana kusursuz bir şekilde yürüttüğü ‘muzaffer savaşa’ dair en ufak bir özeleştirinin olduğu tek bir makale dahi bulamayacak olan İsrail basınında yaşanan kriz hafife alınmamalı.

Öte yandan, geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece İran'ın İsrail’e insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzelerle gerçekleştirdiği saldırı sonrası medya manipülasyonunda alan daralmış olsa da direniş ekseni asla ödün vermiyor. Direniş eksenine yakın medya kuruluşları, İsrail'deki yüzlerce analiz arasında Yedioth Ahronoth'tan seçerek aktardığı haberde “İran'ın İsrail ordusunun hava savunma ve istihbarat alanlarındaki yeteneklerine stratejik olarak zarar vermeyi amaçlayan saldırısı, İran'ın İsrail'in askeri ve sivil olarak zayıflatıldığına ve doğrudan çatışmaya girebilecek kadar askeri olarak güçlendirildiğine ikna olduğunu gösteriyor” ifadeleri yer alıyordu.

Sorun şu ki, direniş ekseninin beyni yıkanmış takipçileri bu İHA’ların ve balistik füzelerin yörüngesini ve akıbetini kendi gözleriyle takip etti. İHA’lar ve füzeler, Necef’te Arap bedevilerinden küçük bir kız çocuğunun ağır yaralanması ve Nevatim Hava Üssü’de küçük çaplı hasara yol açtı. Canlı yayınlanan bu sahne, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ‘el-Vaat es-Sadık Operasyonu’ olarak adlandırılan saldırıyla İran’ın İsrail'i Gazze'de yaptıkları için cezalandırmada ‘başarılı’ olduğunu vurgulamasını engelleyemedi.

BMGK’nın, Hizbullah üyelerinin Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin diğer tarafında kalmalarını öngören 1701 sayılı kararıyla sona eren 2006 yılındaki Hizbullah kaynaklı Temmuz Savaşı da ‘el-Vaat es-Sadık’ olarak adlandırılmıştı. İran’ın bölgedeki vekillerinden biri olan Hizbullah'ın 18 yıl önce kullandığı el-Vaat es-Sadık başlığının tekrarlanmasının sebebi, İranlıların isim bulmakta zorlanmasından değil, İran karşıtlarının iki olayı da yorumlamakta ve bunları birer ‘zafer’ olduğu görüşünü çürütmekte gecikmeyecekleri mesajının verilmesinden kaynaklanıyor.

Ortaya ne kadar çok teori atılırsa atılsın, isimleri benzeyen iki operasyonun başarısızlık konusunda da birbirine benzedikleri gizlenemez. Uluslararası toplum Lübnan cephesinde Hizbullah'ın 2006 yılında İsrail karşısındaki yenilgisinin somut bir sonucu olan 1701 sayılı BMGK kararının uygulanması için baskı yapıyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Temmuz Savaşı'ndan sonra İsrail'in beş askerinin öldürülmesine bu kadar şiddetli bir tepki vermesini beklemediklerini itiraf etmişti. 2006 yılındaki sürprize, bugün İsrail'in tehditleri ve Hizbullah'ın hiçbir sonuç doğurmayan çatışmaları sürdürmede ısrar etmesi halinde ortaya çıkacak yıkıcı sonuçlarıyla ilgili uluslararası uyarılar eşlik ediyor. Eğer İsrail, tehditlerini hayat geçirirse Lübnan cephesinde üçüncü bir ‘el-Vaat es-Sadık’ başlığı mı kullanılacak yoksa yenilgi için yeni bir başlık mı bulunacak?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



İran, yangınlar devam ederken kuzey ormanlarına girişi yasakladı

İran devlet televizyonunun yayımladığı fotoğrafta, ülkenin kuzeyindeki Hazar Denizi kıyısını Zagros Dağları'ndan ayıran Hirkani ormanlarında yangın söndürme çalışmaları görülüyor 
İran devlet televizyonunun yayımladığı fotoğrafta, ülkenin kuzeyindeki Hazar Denizi kıyısını Zagros Dağları'ndan ayıran Hirkani ormanlarında yangın söndürme çalışmaları görülüyor 
TT

İran, yangınlar devam ederken kuzey ormanlarına girişi yasakladı

İran devlet televizyonunun yayımladığı fotoğrafta, ülkenin kuzeyindeki Hazar Denizi kıyısını Zagros Dağları'ndan ayıran Hirkani ormanlarında yangın söndürme çalışmaları görülüyor 
İran devlet televizyonunun yayımladığı fotoğrafta, ülkenin kuzeyindeki Hazar Denizi kıyısını Zagros Dağları'ndan ayıran Hirkani ormanlarında yangın söndürme çalışmaları görülüyor 

Yerel basında çarşamba günü yer alan habere göre, İranlı yetkililer, ülkenin orman yangınını kontrol altına almaya çalıştığı sırada ülkenin kuzeyindeki ormanlık alanların çoğuna geçici erişim yasağı getirdi.

1 Kasım'da kuzey İran'da çıkan yangın, birkaç gün sonra kontrol altına alınmıştı. Ancak yerel basına göre şiddetli rüzgarlar ve alışılmadık derecede şiddetli kuraklık nedeniyle 15 Kasım'da yangın yeniden alevlendi.

İran, bu ayın 22'sinde, Hazar Denizi kıyısında İran ve komşu Azerbaycan'da yaklaşık 1000 kilometre boyunca uzanan ormanlarda çıkan büyük yangını söndürmek için acilen dış yardım talebinde bulundu. 25 ila 50 milyon yıllık olan bu ormanlar, 3 bin 200'den fazla bitki türünü barındırarak biyolojik çeşitlilikleriyle öne çıkıyor.

frgthy
İran devlet televizyonunun yayınladığı fotoğrafta, İran'ın kuzeyindeki ormanlarda yangın söndürme çalışmaları görülüyor.

Orman korumadan sorumlu birimin komutanı Mecid Zekeriya, devlet haber ajansı Mehr'e yaptığı açıklamada, "Benzer olayların tekrarlanmasını önlemek için sonbahar yağmurlarından önce koruma bölgeleri ve kamu parkları dışındaki ormanlık alanlara girişin yasaklanması yönünde illere bilgi verdik" dedi.

Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre yangın salı günü büyük ölçüde kontrol altına alındı, ancak tamamen söndürme çalışmaları devam ediyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Tasnim haber ajansı, yangının kasıtlı olarak çıkarıldığını ve yangını, İran'ın kuzeyindeki Mazenderan eyaletine bağlı Elit'in kayalık bölgesinde balıkçıların çıkardığına inanıldığını bildirdi.

Yangın, İran'ın meteorolojik kayıtların altmış yıl önce başladığı tarihten bu yana en kötü kuraklıklarından biriyle karşı karşıya kaldığı bir dönemde çıktı.

İran'ın kuzeyindeki Gülistan eyaletinden bir yetkili, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, "Yapılan çalışmalar sayesinde eyaletteki şehirlerde yangınların kontrol altına alındığını ilan edebiliyoruz" dedi.

Ancak, Hirkani ormanlarının bir kısmını da içeren komşu Semnan eyaletinin çevre yetkilisi Ali Rıza Race, resmi İran haber ajansı IRNA'ya yangının kendi eyaletine de sıçradığını söyledi.

"Semnan ve Gülistan eyaletleri sınırında bulunan Hirkani Ormanı'nda büyük bir yangın çıktı" diyen yetkili, itfaiye ekiplerinin yangını kontrol altına almaya çalıştığını ifade etti.

Yetkililer, hasarın boyutu veya yanan alan hakkında henüz bir bilgi vermedi.

Yerel haber sitesi Fararu, Hirkani ormanlarının "barut fıçısı"na dönüştüğünü bildirdi. Yerel halk, mevcut tatil amaçlı seyahat artışının Mazandaran eyaletindeki Hirkani ormanlarının bazı kısımlarını yeniden sorumsuz doğa turizminin merkezi haline getirebileceğinden ve potansiyel olarak yeni yangınlara yol açabileceğinden endişe ediyor. 

Hazar Denizi kıyısındaki kuzey bölgeleri, başkent Tahran sakinleri için gözde bir destinasyondur.

Adını Hazar Denizi'nin güneyindeki Hirkani bölgesinden alan İran Hirkani Ormanları, 2019 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir.

BM kuruluşu, internet sitesinde bu ormanların "çok sayıda nadir ve endemik ağaç türü" barındırdığını ve "nesli tehlike altında olan birçok bitki türüne" ev sahipliği yaptığını vurguluyor.


Avustralya, İran Devrim Muhafızları'nı terörü destekleyen organizasyon listesine ekledi

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong (Arşiv- AP)
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong (Arşiv- AP)
TT

Avustralya, İran Devrim Muhafızları'nı terörü destekleyen organizasyon listesine ekledi

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong (Arşiv- AP)
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong (Arşiv- AP)

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, bugün yaptığı açıklamada, istihbarat değerlendirmesinin Avustralya'daki Yahudilere yönelik saldırıları organize ettiği sonucuna varmasının ardından, ülkesinin İran Devrim Muhafızları'nı terörü destekleyen organizasyonlar listesine eklediğini söyledi.

Avustralya, ağustos ayında İran'ı Sidney ve Melbourne'de iki anti-Semitik kundaklama saldırısı düzenlemekle suçlamış ve Tahran büyükelçisine salı günü ülkeyi terk etmesi için yedi gün süre vermişti. Bu, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk sınır dışı etmeydi.


Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.