John Bolton Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail İsfahan saldırısında son derece sınırlı bir performans gösterdi

İsrail’in daha fazla saldırı düzenlemesinden yana olduğunu açıklayan eski Başkan Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, Biden yönetiminin İsrail’e baskı yapmasını eleştirdi

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Londra’da gazetecilere açıklama yaparken (Reuters)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Londra’da gazetecilere açıklama yaparken (Reuters)
TT

John Bolton Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail İsfahan saldırısında son derece sınırlı bir performans gösterdi

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Londra’da gazetecilere açıklama yaparken (Reuters)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Londra’da gazetecilere açıklama yaparken (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, İsrail’in İran’ın İsfahan şehrine gerçekleştirdiği hava saldırısında son derece sınırlı bir performans gösterdiğini düşünüyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Bolton, İsrail’in İran’a verdiği karşılığın sınırlı olmasının ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İsrail’e uyguladığı yoğun baskıdan kaynaklandığını söyledi. İsrail'in yeni saldırılar düzenleyebileceğini göz ardı etmeyen ABD'li eski yetkili, İran’a yumuşak bir karşılık verilmesinin İsrail'i daha büyük bir risk altına sokabileceğini, çünkü İran rejiminin, İsraillilerin İran konusunda ciddi olmadıkları sonucuna varabileceğini vurguladı.

ABD'nin Ortadoğu'da herhangi bir stratejisinin olmamasını eleştiren Bolton, Tahran'la ve bölgedeki vekilleriyle birlikte kurduğu ‘ateş çemberiyle’ yüzleşilmesi gerektiğinin altını çizdi. Eski Başkan Donald Trump'ın eğer halen başkan olsaydı İran’ın bu tür saldırılar gerçekleştiremeyeceğini söylediği açıklamalarını da eleştiren Bolton, İranlıların kendisini ‘konuşan, ancak eyleme geçmeyen bir adam’ olarak gördüğünü belirtti.

İşte eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile röportajın tamamı:

Öncelikle İsfahan saldırısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence İsrail, çok sınırlı bir performans gösterdi. Bu İsrail tarafından bir hata olarak görülebilir. Biden yönetimi tarafından misillemesini yumuşatması için İsrail’e büyük bir baskı yapıldığını düşünüyorum. Bununla, yaptıklarının önemini azaltıp azaltmadıklarından emin değilim. Fakat göreceğiz, belki de bu iş bitmemiştir. Ama eğer amaç İsrail'in gücünü göstererek İran'ın gelecekteki saldırılarını caydırmaksa, bunu başarabildiklerini kesin olarak söyleyemiyorum.

İsrail'in İran'ın savunma sistemlerini bozması gerektiğini söylediniz. Yaşananların bunu başarmanın ilk adımı olduğunu düşünüyor musunuz?

İsrail saldırının arkasında olduğunu kabul etmediğinden İsraillilerin akıllarından ne geçtiğini bilmek zor. Bu konuyla ilgili kafa karıştırıcı noktalardan biri de bu. Ancak sessizlik, daha fazla saldırının geleceği anlamına da gelebilir. İran saldırıları sonrasında İsrail'in karar almakta ve karşılık vermekte geç kalmasında Beyaz Saray’ın baskısı önemli bir faktör oldu. Hatta belki de ana faktör olduğuna inanıyorum. Hizbullah’la birlikte Gazze'deki durumu dikkate aldıkları açık. Ancak benim endişelendiğim nokta saldırının sadece insansız hava araçları (İHA) kullanılarak gerçekleştirilmiş gibi görünmesi. İsrail daha önce de İran'a karşı İHA kullanmış ve saldırının arkasında olduğunu açıklamaktan kaçınmıştı. Ama bu, Tahran'daki molla rejiminin hafta sonu 320'den fazla balistik füze, kruz (seyir) füzesi ve İHA ile gerçekleştirdiği saldırının bir değişikliğe yol açtığı anlamına gelmiyor. Dolayısıyla bu sert tepkinin İsrail'i daha büyük bir risk altına sokabileceğini düşünüyorum. Çünkü mollalar (İranlı yetkililer) İsraillilerin İran konusunda ciddi olmadığı sonucuna varabilir.

ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'e yaptığı İran’a karşılık vermemesi çağrısını ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiniz. Bölgede gerilimin daha da tırmanmasından korkmuyor musunuz?

Biden'ın İran saldırıları sonrasında yaşananların, sırf hayatta kaldığı için İsrail adına bir zafer olduğunu söylemesi utanç verici. Hayatta kalmak doğal bir durumdur, kendisine yöneltilmiş 320 silahla yüzleşmek ise değil. İran saldırısının başarısız olması, İsrail'e ya da Biden’ın Beyaz Sarayı’na rahat bir nefes aldırmamalı.

Wall Street Journal (WSJ) ve CBS gibi ABD basınından kaynakların aktardığına göre İran’ın İsrail’e karşı kullandığı 120 balistik füzenin neredeyse yarısı, yani 60 tanesi ya fırlatma rampasında ateşlendiği sırada başarısız oldu ya da İsrail'i vuracak kadar yaklaşamadan düşürüldü. Bu da İran'ın beceriksizliği ve füze sistemlerindeki başarısızlığın, İsrail'e çok fazla zarar verebilecek 60 balistik füzenin gönderilmesiyle sonuçlanmadığı anlamına geliyor. ABD, İsrail ve diğerlerinin sahip olduğu füze savunma teknolojisi ne kadar iyi olursa olsun İran tarafının başarısızlığı işlerine yaradı. Bu da iyi bir şey değil.

Sizce İsrail, İran'ın saldırılarına nasıl karşılık vermeliydi?

Daha geniş kapsamlı bir saldırı olmalıydı. Daha önce de dediğim gibi saldırıların bitip bitmediğini bilmiyorum ama İran topraklarından fırlatılan füzelerin ve İHA’ların hepsinin İsraillilerin saldırdığı İsfahan yakınlarındaki hava üssünden gelmediği neredeyse kesin. Bu yüzden bence füzelerin ateşlendiği, İHA’ların havalandığı tüm üsler ve çevrelerindeki tüm hava savunma sistemleri vurulmalıydı. İran’ın saldırısına verilecek en asgari karşılık bu olurdu. Fakat İsrail bunu yapmadı. Bana kalırsa İranlı karar vericilerin İsrail'e tekrar saldırmaları halinde, İsrail'e vermeyi umdukları zarardan çok daha fazlasına mal olacak bir yanıtla karşılaşacaklarını anlamaları için daha da ileri gidilmeliydi. Caydırıcılık ancak bu şekilde tesis edilir.

Biden yönetiminin Ortadoğu’daki çatışmaya stratejik bir bakış açısıyla bakmayı reddettiğini söylediniz. Bunu biraz daha açar mısınız?

Beyaz Saray ve Avrupa'dakilerin çoğu, meseleyi birbirinden ayrı, ilgisiz çatışmalar olarak görüyorlar. Olaylar, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasıyla başladı. Ancak Hamas, Hizbullah, Husiler ve Irak ile Suriye'deki Şii milisler, İran'ın İsrail'e ve ateş çemberinde yer aldığına inandığım bazı Körfez ülkelerine karşı yürüttüğü genel ateş çemberi kampanyasının vekilleridir. Dolayısıyla bu terörist gruplar İran tarafından onun emirlerini yerine getirmek üzere silahlandırılmış, donatılmış, eğitilmiş ve finanse edilmiştir. Ancak komuta ve yürütme kademeleri arasında NATO'da (var olan) ilişkiye benzer bir ilişki yok.

Tüm bunlar İran tarafından organize edildi. İran'ın geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdiği saldırıyı Hamas'tan ya da Hizbullah'tan ayrı düşünmek bence stratejik bir hatadır. Eğer karşı karşıya olduğunuz tehdidin doğasını anlamazsanız, bu tehditle etkili bir şekilde mücadele etmeniz imkansız değilse de zordur.

Trump’ın başkanlık döneminden bazı eski yetkililer, bugün Ortadoğu'da yaşananların ABD yönetiminin bölgeye ilişkin stratejisinin net olmamasından kaynaklandığını söylüyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Bölgeye dair net bir stratejinin olmaması, ABD'nin İsrail'e yardım etme çabalarının yanı sıra İran destekli bu grupların terör eylemlerinin tehdit ettiği Körfez ülkeleri, Ürdün ve Mısır’ın güvenlik istikrarını koruma çabalarını da engelliyor.

Örneğin Hamas Hareketi, Mısır'ın iç sorunlar yaşadığı Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Teşkilatı’nın bir uzantısıdır. Bu, İsrail ile birçok Arap ülkesi arasında ortak bir meseledir. ABD, 2015 yılında İran ve dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmaya geri dönmeye ve sanki İran bölgede barış ve güvenlik için şimdi olduğu kadar büyük bir tehdit değilmiş gibi davranmaya çalışırken, İran'a yaranmaya çalışaral aslında bölge ülkelerinin ABD ile yakın iş birliği yapma çabalarını baltalıyor.

Eski Başkan Donald Trump, eğer başkan olsaydı bu tür saldırıların gerçekleşmeyeceğini söyledi. Bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?

Böyle açıklamaların bir dayanağı yoktur. İranlılar Trump'ı, ‘konuşan, ancak eyleme geçmeyen bir adam’ olarak görüyorlar. Bu yüzden gerçek performansının Biden yönetiminden çok da farklı olmayabileceğini düşünüyorlar. Bunu önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinin sonuçlandığında öğrenebiliriz. Seçimler yaklaştı, ancak şu an kimse sonucun ne olacağını gerçekten bilmiyor.

Biden yönetimi İran'a karşı yaptırım uygulama politikasına geri dönmüş gibi görünüyor. Sizce yaptırımlar Tahran üzerinde baskı oluşturmaya yeterli mi?

Hayır, yeterli değil. Yaptırım uygulama politikasına dönülmesinin nedeni Biden yönetiminin, Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından yeniden uygulanan yaptırımları etkili bir şekilde uygulayamamasından kaynaklanıyor.

Financial Times'a göre İran'ın geçtiğimiz yılki petrol satışları, ağırlıklı olarak Çin'den elde ettiği 35 milyar dolarlık gelirle altı yıl önceki seviyesine geri döndü. Bu aynı zamanda yaptırımların uygulanmaması halinde İran'ın terör eylemleri ya da nükleer silah programı için kullanabileceği bir gelir elde edebileceğini de gösteriyor.

Yani mevcut yaptırımlar doğru şekilde uygulanmadan yeni yaptırımların duyurulması, İran üzerindeki baskıyı arttırmayacağı gibi, İran'ın eylemlerini de hiçbir şekilde kısıtlamayacaktır.



Afrika kıyılarındaki “Kan Emirliği” sınırlarını altın ve nüfuz ile genişletiyor

Afrika kıyıları radikal hareketlerin ve sınır ötesi silahlı çetelerin yayılması için verimli bir zemin sağlıyor (Şarku’l Avsat)
Afrika kıyıları radikal hareketlerin ve sınır ötesi silahlı çetelerin yayılması için verimli bir zemin sağlıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Afrika kıyılarındaki “Kan Emirliği” sınırlarını altın ve nüfuz ile genişletiyor

Afrika kıyıları radikal hareketlerin ve sınır ötesi silahlı çetelerin yayılması için verimli bir zemin sağlıyor (Şarku’l Avsat)
Afrika kıyıları radikal hareketlerin ve sınır ötesi silahlı çetelerin yayılması için verimli bir zemin sağlıyor (Şarku’l Avsat)

Sahra altı Afrika'yı boydan boya geçen ve 2 bin 300 kilometrelik bir hat boyunca uzanan ülkeleri kapsayan kıyı şeridinde faaliyet gösteren terör örgütleri, altın ve uranyum gibi doğal kaynaklar ve nüfuz için rekabet ederek, yeni üyeler edinerek ve gangster taktikleri uygulayarak kurmak istedikleri ‘Kan Emirliği’nin sınırlarını genişletiyor.

Afrika kıyılarının coğrafi alanı, batıda Moritanya ve Senegal'deki Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Sudan ve Eritre'deki Kızıldeniz'e kadar uzanıyor. Terör örgütleri bu geniş alanlarda yayıldıkça, kan dökülmesinde ve servet biriktirilmesinde giderek daha fazla rol oynuyor.

Şarku’l Avsat, bu örgütler, liderleri ve yerel uzantıları ile El Kaide veya DEAŞ’a olan farklı bağlılıkları hakkında bir araştırma yayınladı. Araştırma, çeşitli üye kazanma mekanizmalarını ve modern teknolojilerin kullanımını, ayrıca kırsal alanlardan şehirlere doğru yayılmalarını gözlemliyor.

Uzun süredir yoksul toplulukları sömüren terör örgütleri, artık mali harcamaları için yapay zeka, ucuz insansız hava araçları ve kripto para birimlerine yöneliyor ve geleneksel silahlara güvenen düzenli orduların sahip oldukları imkanları geride bırakıyor.


Trump, Elon Musk'ın yakın bir arkadaşını NASA'nın başına yeniden atayacağını duyurdu

Elon Musk'ın yakın arkadaşı milyarder Jared Isaacman (Arşiv- Reuters)
Elon Musk'ın yakın arkadaşı milyarder Jared Isaacman (Arşiv- Reuters)
TT

Trump, Elon Musk'ın yakın bir arkadaşını NASA'nın başına yeniden atayacağını duyurdu

Elon Musk'ın yakın arkadaşı milyarder Jared Isaacman (Arşiv- Reuters)
Elon Musk'ın yakın arkadaşı milyarder Jared Isaacman (Arşiv- Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dün TruthSocial platformunda, Elon Musk'ın yakın arkadaşı milyarder Jared Isaacman'ı, geçen mayıs ayındaki adaylığından geri çekmesine rağmen, ABD Uzay Ajansı'nın (NASA) başına yeniden atayacağını duyurdu.

Cumhuriyetçi başkan, paylaşımında Isaacman'ın "NASA'yı cesur bir yeni döneme taşıyacak ideal kişi" olduğunu açıkladı. Donald Trump mayıs ayında, Isaacman'ın adaylığını geri çekmiş ve onu önde gelen Demokratlara bağış yapmakla suçlamıştı.


Demokratlar Trump yönetimindeki ilk seçimleri süpürdü... Mamdani New York belediye başkanı seçildi

Zahran Mamdani, New York belediye başkanlığı seçimlerindeki zaferini destekçileriyle kutluyor (AFP)
Zahran Mamdani, New York belediye başkanlığı seçimlerindeki zaferini destekçileriyle kutluyor (AFP)
TT

Demokratlar Trump yönetimindeki ilk seçimleri süpürdü... Mamdani New York belediye başkanı seçildi

Zahran Mamdani, New York belediye başkanlığı seçimlerindeki zaferini destekçileriyle kutluyor (AFP)
Zahran Mamdani, New York belediye başkanlığı seçimlerindeki zaferini destekçileriyle kutluyor (AFP)

Demokratlar, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana yapılan ilk büyük ABD seçimlerinde üç yarışı da kazanarak zor durumdaki partiye, gelecek yıl yapılacak ara seçimlere giderken büyük bir ivme kazandırdı.

New York'ta, 34 yaşındaki demokratik sosyalist Zohran Mamdani belediye başkanlığı seçimini kazandı. Tanınmayan bir eyalet temsilcisinden ülkenin en önde gelen Demokratlarından birine dönüşen Mamdani, çarpıcı bir yükselişin zirvesine ulaştı. Virginia ve New Jersey'de Demokratlar Abigail Spanberger ve Miki Sherrill, eyalet valiliği seçimlerini büyük farkla kazandılar.

Salı günkü seçimler, Amerikan seçmenlerin Trump'ın dokuz aylık görev süresine tepkisinin bir barometresi oldu. Bu üç eyaletteki seçimler, Demokrat Parti'ye, Kongre'nin kontrolünün söz konusu olacağı 2026 ara seçimleri öncesinde farklı kampanya taktikleri deneme fırsatı da verdi. Parti, Washington'da iktidardan uzak kalmaya devam ederken, siyasi çıkmazdan bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor.

f
Demokrat aday Zohran Mamdani'nin destekçileri New York'ta zaferi kutluyor (Reuters)

Ancak, ara seçimlere hala bir yıl var ve bu, Trump'ın liderliğinde uzun bir süre. Salı günkü seçimler, geçen yılki başkanlık seçimlerinde Trump'ı desteklemeyen, Demokrat eğilimli bölgelerde yapıldı.

Üç aday da ekonomik konulara, özellikle de satın alınabilirliğe odaklandı. Ancak Spenberger ve Cherrill partinin ılımlı kanadına mensupken, Mamdani kampanyasını açık sözlü bir reformcu ve yeni neslin sesi olarak yürüttü. Mamdani, Amerika'nın büyük şehirlerinden birinin ilk Müslüman belediye başkanı olacak. Mamdani, ön seçimlerde Mamdani'ye adaylık yarışını kaybettikten sonra bağımsız aday olarak yarışan 67 yaşındaki eski Demokrat Vali Andrew Cuomo'yu yendi.

Cuomo, reddettiği cinsel taciz iddialarının ardından dört yıl önce valilik görevinden istifa etmiş ve Mamdani'yi, önerileri uygulanamaz ve tehlikeli olan radikal bir solcu olarak tanımlamıştı. De Blasio'nun kampanyasının birçok seçmeni harekete geçirdiğinin bir göstergesi olarak, Seçim Kurulu, şehir genelinde erken oylama da dahil olmak üzere 2 milyondan fazla oy kullanıldığını bildirdi. Bu, en azından 1969'dan bu yana belediye başkanlığı seçimlerinde kullanılan en yüksek oy sayısıdır.

Mamdani, kira dondurma, ücretsiz çocuk bakımı ve ücretsiz otobüs gibi iddialı sol politikaların finansmanı için şirketlere ve zenginlere vergi uygulanmasını istiyor. Wall Street yöneticileri, dünya finans başkentinin başında demokratik bir sosyalistin bulunmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Trump, Mammadani'yi “komünist” olarak nitelendirmiş ve onun yükselişine tepki olarak şehre sağlanan fonları kesme sözü vermişti. Salı akşamı sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda Trump, yenilgisini oy pusulasında adının yer almamasına ve devam eden hükümetin kapanmasına bağladı. Cumhuriyetçi Vali Yardımcısı Wensom Earl Sears'ı yenen Spenberger, Cumhuriyetçi Glenn Youngkin'in yerine Virginia valisi olarak göreve başlayacak. New Jersey'de Cheryl, Cumhuriyetçi Jack Chattarelli'yi yendi ve Demokrat Vali Phil Murphy'nin yerine geçecek.

Kaliforniya'da seçmenler, Demokrat milletvekillerine eyaletin kongre haritasını yeniden çizme yetkisi verilmesini onaylayarak, gelecek yıl yapılacak ara seçimlerden sonra ABD Temsilciler Meclisi'ni hangi partinin kontrol edeceğini belirleyebilecek olan ülke çapındaki seçim bölgesi yeniden belirleme savaşını genişletti. Trump, 2020 seçimleriyle ilgili iddialarını yineleyerek, sosyal medyada Kaliforniya'daki oylamanın hileli olduğunu iddia etti, ancak bununla ilgili herhangi bir kanıt sunmadı.

Cumhuriyetçiler için Salı günkü seçim, 2024'te Trump'ı destekleyen seçmenlerin, kendisi aday olmadığında da oy vermeye devam edip etmeyeceklerinin bir testi niteliğindeydi. Trump, Reuters/Ipsos anketine göre Amerikalıların yüzde 57'sinin performansını onaylamadığı için popülerliğini korumuyor, ancak Demokratlar da bu durumdan destek kazanamıyor. Ankete katılanlar, 2026'da Demokratları mı yoksa Cumhuriyetçileri mi tercih edecekleri konusunda eşit olarak ikiye bölündü.