Tahran ve Tel Aviv arasındaki “gölge savaşı” yeni bir aşamaya girdi

Analistler: İsrail'in İran saldırısı, sınırlı olmasına rağmen, İran'a önemli bir mesaj verirken gerilimi tırmandırmakla tehdit ediyor

İsrail’in İsfahan saldırısından bir gün sonra Tahran'da İran yapımı füzelerin görüldüğü bir reklam panosu, 20 Nisan 2024 (AFP)
İsrail’in İsfahan saldırısından bir gün sonra Tahran'da İran yapımı füzelerin görüldüğü bir reklam panosu, 20 Nisan 2024 (AFP)
TT

Tahran ve Tel Aviv arasındaki “gölge savaşı” yeni bir aşamaya girdi

İsrail’in İsfahan saldırısından bir gün sonra Tahran'da İran yapımı füzelerin görüldüğü bir reklam panosu, 20 Nisan 2024 (AFP)
İsrail’in İsfahan saldırısından bir gün sonra Tahran'da İran yapımı füzelerin görüldüğü bir reklam panosu, 20 Nisan 2024 (AFP)

Saldırının kaynağı tam olarak belli olmamakla birlikte basında yer alan haberlere göre saldırı, İran hava sahasını ihlal etmeyen bir savaş uçağından ateşlenen en az bir füze ve İran içinden fırlatılan ve hava savunma sistemini şaşırtmayı amaçlamış olmasından şüphelenilen ‘quadcopter’ olarak bilinen küçük saldırı dronlarıyla gerçekleşti.

İsrail'in İran'a saldırısı, her ne kadar kasıtlı olarak sınırlı gerçekleşmiş görünse de Tahran'daki İran liderlerine İsrail’in İran’daki hassas noktaları hedef alabileceğine dair açık bir uyarıydı.

İki ezeli düşman olan İran ve İsrail, Ortadoğu'da onlarca yıldır gölge savaşı yürütüyorlar. İsrail bu savaş çerçevesinde İran içinde gizli operasyonlar gerçekleştirirken, İran, başta Gazze Şeridi’ndeki Hamas Hareketi ve Lübnan'daki Hizbullah olmak üzere İsrail karşıtı silahlı grupları destekledi.

Ancak analistlere göre son haftalarda yükselen tansiyon şimdilik düşmüş gibi görünse de gölge savaşı, her zamankinden daha çok açıktan bir savaşa dönüşme riski taşıyan yeni bir aşamaya girdi.

Baskılara yanıt

İsrail ve İran arasındaki son gerginlik, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nun ve İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam eden savaşının ardından patlak verdi.

Tahran, 1 Nisan'da İran’ın Şam’daki konsolosluk binasını yerle bir eden ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) aralarında üst düzey komutanlarının da olduğu 7 subayının ölümüne neden olan hava saldırısından İsrail’i sorumlu tuttu.

İran, İsrail’e yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzeler kullandığı, tarihindeki ilk doğrudan saldırıyı düzenleyerek karşılık verdi. İsrail ve müttefikleri, İran’ın gönderdiği İHA’ların ve füzelerin çoğunu imha etti.

İsrail’in bu saldırıya büyük bir misillemede bulunması halinde İran'ın yeni bir karşılık vermesi ve böylece bölgesel bir savaşın çıkmasından korkan ABD, İsrail’e yanıtının sınırlı olması için baskı yaptı ve İsrail, sınırlı bir yanıt vermekle yetindi.

New York Times (NYT) gazetesinin, İsrailli ve İranlı kaynaklara dayandırdığı haberine göre İran’ın Natanz uranyum zenginleştirme tesisinin bulunduğu İsfahan yakınlarındaki bir hava üssünde yer alan ve İran'ın Rusya'dan satın aldığı S-300 savunma füze sisteminin bir parçası olan radar sistemi hedef alındı.

Saldırının kaynağı tam olarak belli olmamakla birlikte basında yer alan haberlere göre saldırı, İran hava sahasını ihlal etmeyen bir savaş uçağından ateşlenen en az bir füze ve İran içinden fırlatılan ve hava savunma sistemini şaşırtmayı amaçlamış olmasından şüphelenilen ‘quadcopter’ olarak bilinen küçük saldırı dronlarıyla gerçekleşti.

Hedefte neden İsfahan vardı?

İsrail, her zamanki politikasına uygun olarak, İsfahan’a düzenlenen saldırının ve 1 Nisan'da Suriye'de düzenlenen hava saldırısının sorumluluğunu ne üstlendi ne de inkâr etti.

ABD'deki Clemson Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Arash Azizi, saldırının amacının İran'a İsrail'in neler yapabileceğini hatırlatmak olduğu değerlendirmesinde bulundu. Azizi, hedef olarak İsfahan yakınlarındaki askeri üssün seçilmesinin nedeninin ise söz konusu hava üssünün, bu bölgedeki tüm nükleer tesislere hava savunma desteği vermesi olduğunu belirtti.

İran yıllardır İsrail'i dış istihbarat servisi Mossad aracılığıyla kendi topraklarında sabotaj saldırıları düzenlemekle suçluyor.

ABD basınının aktardığına göre bu sabotaj saldırılarının belki de en çok ses getireni, 2020 yılında İran’ın önde gelen nükleer bilimcilerinden Muhsin Fahrizade'nin, İsrail istihbaratından ajanların İran içinde belli bir noktaya sabitledikleri makineli tüfeği uzaktan kullanarak açtıkları ateş sonucu öldürülmesiydi.

İran rejimine muhalif olan Iran International adlı televizyon kanalı da dahil olmak üzere bazı medya kuruluşlarına göre İsrailli ajanlar, bazı istihbarat bilgileri elde etmek için DMO üyelerini İran’da yakalayıp alıkoyarak sorguladılar.

Ayrıca hassas bölgelerin yakınlarında meydana gelen gizemli patlamalar nedeniyle, İsrail'in İran topraklarında daha önce de çeşitli saldırılar düzenlediğine dair şüpheler var. Fakat bu şüpheler hiçbir zaman doğrulanmadı.

Çocuk oyuncağı gibi

Öte yandan İranlı yetkililerin İsrail’in saldırısıyla alay etme girişimleri oldu. Hatta İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ABD merkezli NBC News kanalına yaptığı açıklamada saldırıda kullanılan silahların ‘çocuk oyuncağı gibi’ olduğunu söyledi.

Bununla birlikte İran’ın Dini Lideri (rehber) Ayetullah Ali Hamaney, İran silahlı kuvvetlerinin İsrail'e yönelik saldırıda başarılı olduğunu belirterek övgüde bulundu.

Ancak Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü'nde İran uzmanı olan Alexander Greenberg, İsrail'in seçtiği hedefin, Mossad'ın İran içinde faaliyet gösterdiğinin bir kanıtı olduğunu belirtti.

İsrail'in, ‘İran'da her yeri vurabiliriz’ mesajı verdiğini söyleyen Greenberg, İsfahan'ın İran'ın merkezinde ve nispeten uzakta olması nedeniyle İsrail'in tam olarak nereyi vurabileceğini bildiğini de sözlerine ekledi. Şarku’l Avsat’ın Independet Arabia’dan aktardığına göre İsrail’in İran'daki hava üssünü vuranın kendisi olduğunu açıklamamasının mantıklı bir davranış olduğunu düşünen Greenberg, “Hasarın gerçek boyutunu anladığınız anda düşmanın gücünü de kabul etmiş olursunuz” dedi.

Atlantic Council’den Holly Dagres, eğer İsrail saldırıda gerçekten quadcopterlar kullandıysa, bu küçük dronların büyük olasılıkla İran içinden fırlatılmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Dagres, bu olayın ‘Mossad'ın İran içindeki varlığının bir başka işareti ve İran’da faaliyet gösterdiğine dair bir başka örnek’ olduğunu kaydetti.

Son gerilimde tansiyon düşmüş gibi görünürken, İsrail İran'a karşı yeni misilleme saldırıları düzenleyebilir ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin en güneyinde bulunan Refah’a uzun süredir gündemde olan olası kara harekâtını başlatması halinde, tansiyon yeniden yükselebilir.

Bir şekilde, gri bölge ve sorumluluğu alınmayan operasyonlar ve sabotajlar gibi, oyunun 1 Nisan öncesindeki kurallarına geri dönüldüğünü söyleyen Azizi, “Bu durum hem İran'ın hem de İsrail'in işine geliyor ama 1 Nisan'da aşılan eşik halen önem taşırken, riskleri de arttırıyor” diye konuştu.



Trump, Ortadoğu İşleri Dışişleri Bakan Yardımcılığı adaylığını geri çekti

Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Suriye elçisi olan Joel Rayburn (Arşiv- Reuters)
Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Suriye elçisi olan Joel Rayburn (Arşiv- Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu İşleri Dışişleri Bakan Yardımcılığı adaylığını geri çekti

Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Suriye elçisi olan Joel Rayburn (Arşiv- Reuters)
Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Suriye elçisi olan Joel Rayburn (Arşiv- Reuters)

Konuya yakın bir kaynak dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Beyaz Saray'daki ilk döneminde Suriye elçisi olarak görev yapan Joel Rayburn'ün Yakın Doğu işlerinden sorumlu dışişleri bakan yardımcısı adaylığını geri çektiğini söyledi.

Cumhuriyetçi başkan, Rayburn'ü şubat ayında Ortadoğu politikasını denetleyecek pozisyon için aday göstermişti. Senato Dış İlişkiler Komitesi, mayıs ayında bir onay oturumu düzenledi. Ancak Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul ve komitedeki Demokratlar, Trump'ın seçimiyle ilgili endişelerini dile getirdi ve komite geçen hafta yalnızca adaylığı ilerletmek için alışılmadık bir oylama yaptı, Rayburn'ü Senato'ya önermedi.

Senatörler, Rayburn'ün Trump'ın ilk döneminde Suriye'deki ABD askerlerinin sayısı konusunda ABD yetkililerini yanıltıp yanıltmadığını sorgulamıştı. Rayburn, duruşmada böyle bir aldatmacada hiçbir rolü olmadığını söyledi. Beyaz Saray, ilk olarak Axios tarafından bildirilen adaylığın geri çekilmesiyle ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Rayburn, Trump'ın ilk yönetimi sırasında Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nde görev yaptı.


Rusya: Altın Kubbe projesi uzay silahlanma yarışını başlatacak

Trump, Washington'da "Altın Kubbe" füze savunma kalkanını duyururken (Reuters)
Trump, Washington'da "Altın Kubbe" füze savunma kalkanını duyururken (Reuters)
TT

Rusya: Altın Kubbe projesi uzay silahlanma yarışını başlatacak

Trump, Washington'da "Altın Kubbe" füze savunma kalkanını duyururken (Reuters)
Trump, Washington'da "Altın Kubbe" füze savunma kalkanını duyururken (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanlığı dün, "Altın Kubbe" olarak bilinen ABD füze savunma projesine karşı uyarıda bulunarak, projenin uzayda bir silahlanma yarışını ateşleyeceğini söyledi.

Bakanlık açıklamasında, ABD füze savunma projesinin uzaya silah konuşlandırma ve bunları askeri amaçlarla kullanma politikasının açık bir örneği olduğunu belirtti.

Açıklamada, ABD füze savunma sistemi içinde yörüngesel önleme kabiliyetlerinin geliştirilmesinin "önemli istikrarsızlaştırıcı risklerle dolu" olduğunu ifade edildi.

Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Yuri Ushakov, Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD'li mevkidaşı Donald Trump arasında bir zirveye hazır olduğunu, ancak bu toplantı için henüz belirli bir zaman dilimi olmadığını söyledi.


Japonya Başbakanı Trump'ı Nobel Ödülü'ne aday göstermeyi düşünüyor

Sanae Takaichi, (Arşiv- AP)
Sanae Takaichi, (Arşiv- AP)
TT

Japonya Başbakanı Trump'ı Nobel Ödülü'ne aday göstermeyi düşünüyor

Sanae Takaichi, (Arşiv- AP)
Sanae Takaichi, (Arşiv- AP)

NTV televizyonunun hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre Japonya Başbakanı Sanae Takaichi, ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermeye hazırlanıyor ve Trump'a bu konudaki niyetini bildirmek için gerekli düzenlemeleri yapıyor.

ABD Başkanı, dün Japonya'da sıcak bir şekilde karşılandı. Trump, iki ülke arasındaki ticaret savaşında ateşkes sağlanmasını umduğu beş günlük Asya turunun son durağı olan Japonya'da, turun sonunda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir anlaşmaya varılmasını umuyor.

Ocak ayında göreve gelmesinden bu yana en uzun yurtdışı seyahatini gerçekleştiren Trump, ilk durağı olan Malezya'da dört Güneydoğu Asya ülkesiyle anlaşmalar yaptığını duyurdu ve perşembe günü Şi ile görüşeceği Güney Kore'de gezisini tamamlayacak.