İran ile İsrail arasında sırada ne var?

John Bolton, Tahran ile Tel Aviv arasındaki çatışmanın sonuçlarını Independent Arabia için yazdı ve önümüzdeki altı aya ilişkin çok önemli bir uyarıda bulundu.

İran ve vekilleri büyük bir askeri harekâta mı girişecekleri yoksa yeni bir başkan göreve başlayana kadar mı bekleyecekleri konusunda kendi kararlarını vermek zorunda kalacaklar (Independent Arabia)
İran ve vekilleri büyük bir askeri harekâta mı girişecekleri yoksa yeni bir başkan göreve başlayana kadar mı bekleyecekleri konusunda kendi kararlarını vermek zorunda kalacaklar (Independent Arabia)
TT

İran ile İsrail arasında sırada ne var?

İran ve vekilleri büyük bir askeri harekâta mı girişecekleri yoksa yeni bir başkan göreve başlayana kadar mı bekleyecekleri konusunda kendi kararlarını vermek zorunda kalacaklar (Independent Arabia)
İran ve vekilleri büyük bir askeri harekâta mı girişecekleri yoksa yeni bir başkan göreve başlayana kadar mı bekleyecekleri konusunda kendi kararlarını vermek zorunda kalacaklar (Independent Arabia)

John Bolton

İran'ın tercihi ne olursa olsun, İsrail'in Hamas'a karşı kazanacağı kesin zaferin Tahran'ın bölgesel konumunu onarılamaz biçimde zayıflatacağını göz ardı edemez.

İran'ın İsrail topraklarına yönelik ilk açık saldırı devresi, İran topraklarına yönelik ilk açık saldırıyı oluşturan İsrail'in verdiği yanıt ile birlikte artık sona erdi. Ancak tüm bunlara rağmen, Tahran Mollalarının Ortadoğu'da ve Müslümanlar arasında hegemonya kurma yönündeki büyük stratejisinden vazgeçtiğini, İsrail'e karşı uzun süredir devam eden gizli savaşında yatışıp geri çekileceğini kimse düşünmesin. Ancak şimdilik odak noktamız İsrail'in Hamas'ı askeri ve siyasi olarak ortadan kaldırmaya yönelik yakın çabaları ve İran'ın "ateş çemberi" savaş planının geleceği olmalıdır.

İran'ın, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki barbar saldırısı sırasında tam bir "ateş çemberi" stratejisi başlatmayı isteyip istemediği henüz belli değil ve belki de bu konu bir süre daha bilinmez olarak kalacak. İran'ın hedefleri ne olursa olsun, İsrail'in sert tepkisi Hamas'ın konvansiyonel savaş yeteneklerini felce uğrattı. Buna ek olarak, Gazze halkı, Hamas’ın aleyhine dönmeye başladı ki bu hem İsrail hem de Arap dünyası için büyük önem taşıyor. Tahran'ın, 7 Ekim 2023 olaylarıyla ilgili olarak İsrail'in iç siyasi istikrarını ve küresel tepkiyi yanlış değerlendirdiğine şüphe yok. Aynı zamanda İslam Devrimi'nin Dini Lideri Hamaney, Hamas'ın her halükarda kaderine terk edilebileceğine inanıyordu. Ancak İran'ın kendisi ve diğer terörist vekilleri (Husiler, Hizbullah ile Iraklı ve Suriyeli Şii milisler) çok az zarar görmüş olsa da, Hamaney Hamas'ın uğradığı yıkım konusunda endişelenmeli.

Şu anda İran bu yatırımlarından daha fazlasını kaybetme riskini göze almak istemiyor gibi görünüyor. Çoğu Amerikalının kaçınılmaz olarak bildiği gibi Mollaların da Biden yönetiminin iç siyasi zayıflığının boyutunun zaten farkında olmaları muhtemel. Biden'ın ikinci dönem için yeniden seçilmesi konusunda şüpheler hakimken, İran Ayetullahı’nın, Biden'ın İsrail'e destek göstermeye çalıştığı bir dönemde, İsrail'e doğrudan veya müttefik terörist gruplar aracılığıyla yapılacak herhangi bir saldırının ABD'nin güçlü bir tepkisine yol açabileceğinden endişelenmesi haklı ve mantıklı olabilir. ABD seçim kampanyasının beklenmedik sonucu ve Trump'ın ikinci dönem başkanlığının neler getirebileceği, belki de İran tarafında görülen kısa vadeli, geçici duraklamanın açıklaması olabilir. Ayrıca Binyamin Netanyahu hükümetinin düşmesini beklemek de İran için bir hediye olabilir. Zira başka hiçbir İsrailli lider, İran tehdidini bu kadar net bir şekilde anlayamıyor ya da hiçbiri Netanyahu'nun, İsrail'in selefi Ariel Şaron'un "nükleer soykırım" olarak adlandırdığı şeyin kurbanı olmaması konusundaki kararlılığına sahip değil.

Ancak İran'ın tercihi ne olursa olsun, İsrail'in Hamas'a karşı kazanacağı kesin zaferin Tahran'ın bölgesel konumunu onarılamaz biçimde zayıflatacağını göz ardı edemez. Biden yönetimindeki Beyaz Saray bu yaklaşımı izlese bile İsrail kesinlikle sadece saldırılara karşı koyan veya bu bağlamda yanıt verme ile yetinen bir oyuncu değil. Gerçekten de İsrail bundan sonra Hizbullah'ın devasa füze stokunu ve onun oluşturduğu neredeyse varoluşsal tehdidi hedef alabilir. İsrail, İran'ın doğrudan Amerikan müdahalesinden yeterince korktuğuna inanıyorsa, İran'ın büyük karşı saldırılarından korkmadan Hizbullah'ın cephaneliğine karşı kararlı eylemlerde bulunabilir.

Daha da önemlisi, 5 Kasım'da yapılması planlanan ABD seçimleriyle ilgili belirsizlik durumu Tahran'a (gidişat hakkında) net bir yön vermiyor. Trump'ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye suikast emri vermesine rağmen Emmanuel Macron, Biarritz'deki G7 zirvesinde Trump'ı dönemin İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile görüşmeye neredeyse ikna etmişti. Dolayısıyla, Biden yönetimine hakim olan görünürdeki zayıflık ve tereddütlere rağmen İran Mollaları, ABD'nin temel ulusal güvenlik çıkarlarına ilişkin sınırlı anlayışı ile Trump'ın yeniden başkanlığa dönüşünü beklemeye karar verebilirler. İran’ın 5 Kasım'dan önce büyük yeni askeri girişimlerde bulunmayı reddetmesi, Husilerin, Hizbullah'ın, Şii milislerin ve hatta bizzat İran'ın İsrail veya ABD’nin ceza niteliğindeki saldırılarına maruz kalmasını önleyecektir.

Bu bağlamda İran, hızla büyüyen Çin-Rusya ekseniyle artan uyumunu ve yakınlaşmasını da dikkate alıyor. Söz konusu eksen, Soğuk Savaş sırasındaki Çin-Sovyet ittifakının çağdaş bir versiyonu ve Pekin büyük ortağı, Moskova ise ona bağlı tarafı oluşturuyor. İran, Ukrayna'ya karşı kullanılmak üzere Rusya'ya insansız hava araçları satıyor. Çin ise Rusya'dan petrol ve doğalgaz alımını artırdı. Çin, Rusya'nın uluslararası mali yaptırımlardan kaçmasını kolaylaştırıyor ve belki de ABD seçimlerinden önce Tayvan'a karşı kararlı bir adım atıp atmamayı düşünüyor. Buna karşılık Pekin'in (ve Moskova'nın) ABD seçimlerinin sonuçları belli olana kadar beklemeye veya bu tarihten önce büyük adımlar atmaya ilişkin bakış açısı, her iki durumunda olumlu ve olumsuz noktaları olduğu için hâlâ belirsiz. Bunun ABD başkanlık seçimleri kampanyaları sırasında partiler düzeyinde şiddetli ve hararetli bir tartışmanın konusu olması bile son derece tehlikeli ve belirsiz, Rusya, Çin ve İran açısından önemli bir kararsızlık faktörüdür.

Bu arada İran ile Pekin-Moskova eksenindeki Kuzey Kore gibi diğer ortaklar arasındaki aleni koordinasyon da netleşti. İran ve Kuzey Kore, nükleer silahlar ve balistik füze programları konusunda uzun süredir yakın iş birliği içindeydi, ancak bu iş birliği bariz nedenlerden dolayı gizli tutuluyordu. Dolayısıyla ilişkilerine ilişkin her türlü gizlilik iddiasından vazgeçmeleri, nükleer silahları yaymaya çalışan bu iki haydut devletin kendilerine olan güveninin arttığının bir göstergesidir. Ne yazık ki, ABD'nin düşmanlarının hepsi, Trump'ın ülkesinin düşmanlarıyla "büyük anlaşmalar" yapma arzusunun, Amerikan ulusal çıkarlarına ilişkin her türlü rasyonel hesaplara üstün gelebileceğinin ve kolaylıkla onları geçersiz kılabileceğinin farkındalar.

Önümüzdeki altı ay için en olası senaryo şu; İsrail saldırıları Hamas'ı köhne bir terör ağı olarak bırakacak ve yine İsrail, Batı Şeria ve Gazze'de terör ile bağlantılı olduğundan şüphelendiği kişilere karşı saldırılarını artıracak. Keza Lübnan sınırında İsrail ile Hizbullah arasındaki gerginlik de yükselebilir. 5 Kasım yaklaştıkça ve seçim sonuçları ve genel tablo netleştikçe, İran ve vekilleri büyük bir askeri harekâta mı girişecekleri yoksa yeni bir başkan göreve başlayana kadar mı bekleyecekleri konusunda kendi kararlarını vermek zorunda kalacaklar. Kimse önümüzdeki altı ayın sakin geçeceğini düşünmesin.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



ABD, Elon Musk'ın Amerika Partisi'ne rağbet gösterdi

Dünyanın en zengin kişisi olan Tesla CEO'su, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı"nı "çılgınlık" diye niteleyip ona tepki olarak "Amerika Partisi"ni kurabileceğini iddia etti (AP)
Dünyanın en zengin kişisi olan Tesla CEO'su, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı"nı "çılgınlık" diye niteleyip ona tepki olarak "Amerika Partisi"ni kurabileceğini iddia etti (AP)
TT

ABD, Elon Musk'ın Amerika Partisi'ne rağbet gösterdi

Dünyanın en zengin kişisi olan Tesla CEO'su, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı"nı "çılgınlık" diye niteleyip ona tepki olarak "Amerika Partisi"ni kurabileceğini iddia etti (AP)
Dünyanın en zengin kişisi olan Tesla CEO'su, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı"nı "çılgınlık" diye niteleyip ona tepki olarak "Amerika Partisi"ni kurabileceğini iddia etti (AP)

Mike Bedigan 

Yeni bir ankete göre Amerikalıların yaklaşık yüzde 40'ı, Elon Musk'ın Cumhuriyetçiler ve Demokratlara rakip olacak üçüncü bir siyasi parti kurması halinde onu destekleyeceğini söylüyor.

Quantus Insights'ın yaptığı ankete göre seçmenlerin yüzde 14'ü, Tesla patronunun kuracağı bir siyasi oluşumu destekleme ya da ona oy verme ihtimalinin "çok yüksek" olduğunu belirtirken, yüzde 26'sı "biraz yüksek" olduğunu ifade etti.

Yüzde 38'i Musk'ı destekleme ihtimalinin olmadığını söylerken, yüzde 22'si "emin olmadığını" aktardı.

Dünyanın en zengin kişisinin, Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı"na tepki göstermek için "Amerika Partisi"ni kurabileceğini açıklamasının ardından bu anket sonuçları geldi. Musk tasarıyı "çılgınca" diye nitelendirmişti. İkilinin yasa tasarısıyla ilgili anlaşmazlığı, geçen ay internette şiddetli bir atışmaya yol açmıştı.

Parlamenterlerin perşembe günü oylayarak kabul ettiği yasa tasarısı cuma günü ABD Başkanı tarafından imzalandı.

Musk pazartesi günü bir dizi X gönderisinde "Ülkemizin Demokrat-Cumhuriyetçi tek partisi karşısında bir alternatife ihtiyacı var, böylece halkın gerçekten bir SESİ olur" diye yazmıştı. Cuma günüyse "Havai fişekler için harika bir gün" diyerek iki alev emojisi eklemişti.

Quantus Insights'ın 30 Haziran-2 Temmuz'da bin kayıtlı seçmenle yaptığı anketin hata payı yüzde 3.

Anketör, katılımcıların yüzde 40'ının Musk'ın farazi üçüncü partisini desteklemesine rağmen sonucun şaşırtıcı olmadığını vurguladı. Gallup'un 2023'te yaptığı bir ankete göre Amerikalıların yüzde 63'ü alternatif bir üçüncü siyasi partinin kurulmasını destekliyor.

Anket ayrıca parti çizgileri ve demografik özellikler arasında net ayrımlar olduğunu ortaya koyarken, Musk'ın kuracağı bir partiye en çok ilgi gösterenlerin erkek Cumhuriyetçiler olduğu görülüyor.

Cumhuriyetçi erkeklerin yaklaşık yüzde 23'ü Amerika Partisi'ni destekleme ihtimallerinin "çok yüksek", yüzde 34'ü de "biraz yüksek" olduğunu söylerken, yarısından fazlası (yüzde 57) Musk'ın kuracağı siyasi bir oluşum fikrine açık olduklarını ifade etti.

Bağımsız erkeklerin neredeyse yarısı (yüzde 47) Amerika Partisi'ni destekleyebileceklerini belirtti.

Quantus, "Yaşlı ve Demokrat seçmenlerde şüphecilik hâlâ yüksek ancak mesaj net: Seçmenlerin büyük bir kısmı yeni ve yıkıcı bir şeye açık" ifadelerini kullandı.

Anketör "Bu Musk'la ilgili değil. Bu, mevcut düzenin ülkeyi gerçekte olduğu ya da olmak istediği gibi temsil etmeyi başaramadığı hissinin artmasıyla ilgili" dedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news