İsrail Refah'a ‘takviye kuvvet’ göndermeyi planlıyor

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının yol açtığı yıkım (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının yol açtığı yıkım (AFP)
TT

İsrail Refah'a ‘takviye kuvvet’ göndermeyi planlıyor

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının yol açtığı yıkım (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının yol açtığı yıkım (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki kalabalık şehre büyük bir saldırı düzenlenmemesi yönündeki uluslararası uyarılara rağmen, ordunun Hamas'ın ortadan kaldırılması amacıyla Refah'a ‘takviye kuvvetler’ göndereceğini ve buradaki ‘askeri faaliyetleri yoğunlaştıracağını’ duyurdu.

Bu gelişme, Güney Afrika'nın Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) verdiği ifade sırasında İsrail'in Refah'a saldırmasının Gazze Şeridi'nin yıkımında ‘son adım’ olacağı yönündeki iddiasıyla aynı zamana denk geldi.

Konuyla ilgili olarak ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün, Gazze Şeridi'ne deniz yoluyla yardım girişine hazırlık amacıyla Gazze Şeridi kıyısındaki geçici iskelenin kurulduğunu duyurdu. CENTCOM’dan yapılan açıklamada, tırların önümüzdeki günlerde insani yardım taşımak üzere iskeleye doğru hareket etmeye başlamasının beklendiği belirtilirken, Birleşmiş Milletler'in (BM) iskeleden gelen yardımları teslim alacağı ve dağıtımını koordine edeceği kaydedildi. CENTCOM, iskelenin kurulması sürecinde Gazze Şeridi'ne hiçbir ABD kuvvetinin girmediğini ifade etti.

Diğer taraftan Fetih Hareketi Merkez Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed, geçici iskelenin Filistin Yönetimi ile koordinasyon sağlanmadan kurulmasını eleştirdi ve iskelenin Gazzelileri yerlerinden etmek için kullanılmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. El-Ahmed Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) yaptığı açıklamada, “iskelenin kurulmasının yaralı ve açlık çeken Gazze halkının sorununu çözmeyeceğini ve ABD'nin bu iskelenin inşa edilip edilmemesi konusunda Filistin yönetimiyle koordinasyon kurmama hakkı olmadığını” söyledi.



Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
TT

Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)

Mezhepsel şiddete sahne olan Pakistan'ın kuzeybatısında Şii ailelerden oluşan iki konvoyun dün hedef alındığı iki saldırıda ölenlerin sayısı 7'si kadın, 3'ü çocuk olmak üzere 43 kişiye yükseldi.

Saldırıların gerçekleştiği Kurram'da yerel yetkili Javedullah Mehsud, ölenlerin yanı sıra “11'i ağır olmak üzere 16 kişinin de yaralandığını” söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre olay yerindeki bir polis memuru kimliğinin açıklanmaması kaydı ile AFP'ye bu rakamı doğruladı.

Şiilerin kalesi Kurram'da bulunan Paraçinar'daki bir başka yerel yetkili ise "Vatandaşlar gece boyunca merkez çarşıda oturma eylemi düzenledi ve bu eylem şu ana kadar devam ediyor" dedi.

Buna karşılık, "cep telefonu şebekesi kesildi, ana yolda sokağa çıkma yasağı konuldu ve trafik askıya alındı."

Mehsud ise "barış ve düzeni yeniden tesis etmek için bir kabile konseyinin toplandığını" belirtti.

Ülkede özgürlükleri savunan bir sivil toplum kuruluşu olan Pakistan İnsan Hakları Komisyonu'na (HRCP) göre, temmuz ayından beri bu dağlık bölgede, Şii ve Sünni aşiretler arasında yaşanan şiddet olaylarında 70'ten fazla kişi hayatını kaybetti.

Periyodik olarak aşiret ve mezhep çatışmaları patlak veriyor, ardından bir aşiret konseyi (Jirga) tarafından ateşkese varıldığında şiddet sona eriyor. Haftalar ya da aylar sonra yeniden başlıyor.

Temmuz, eylül ve ekim aylarında Kurram ölümcül olaylara tanık oldu. O tarihten bu yana polis, diğer din mensuplarının yaşadığı bölgelere taşınan aileleri takip ediyor.

Bölgede farklı inançlara sahip kabileler arasındaki çatışmalar, özellikle toprak meselesiyle ilgilidir. Kabilelerin namus kurallarının güçlü olduğu yerlerde, genellikle güvenlik güçlerinin sürdürmekte zorlandığı düzene üstün gelirler.