Reisi sonrası döneme ilişkin mesajlar

Kenani, Tahran'ın ‘bölgesel ve uluslararası etkileşim sürecini durdurmayacağını’ söyledi.

Reisi'nin Meşhed'deki cenaze töreninden (AFP)
Reisi'nin Meşhed'deki cenaze töreninden (AFP)
TT

Reisi sonrası döneme ilişkin mesajlar

Reisi'nin Meşhed'deki cenaze töreninden (AFP)
Reisi'nin Meşhed'deki cenaze töreninden (AFP)

İran, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın vefatından sonra ‘bölgesel ve uluslararası etkileşimini durdurmayacağı’ konusunda bölgeye ve dünyaya güvence vermeye çalıştı. Ancak bir Rus diplomat, İran'daki değişikliklerin ‘bölgedeki durumu daha da alevlendirebileceğini’ söyledi.

İranlı yetkililer, Reisi'nin defnedilmesinden bir gün sonra dün(Cuma), dış politikada beklenen değişikliklerle ilgili eşzamanlı mesajlar yayınladı.

Reisi, Abdullahiyan ve diğer yetkilileri taşıyan helikopterin ülkenin kuzeybatısındaki dağlık bir bölgeye düşmesi sonucu içindekilerin hayatını kaybetmesinden beş gün sonra, İran'ın kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde binlerce kişi Reisi'nin cenaze törenine katıldı.

Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani dün yaptığı açıklamada, “İran bölgesel ve uluslararası etkileşiminde herhangi bir duraklama yapmayacaktır” dedi.

Kenani X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İran yetkin bir cumhurbaşkanı ve aktif bir dışişleri bakanı kaybetti. Ancak süreçte herhangi bir duraklama olmayacak” ifadelerini kullandı.

Kenani'nin açıklamaları, İran Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan ve Reisi'nin helikopterinin düşmesinin sadece hava koşullarından kaynaklandığını ve bir dağ yamacına çarptıktan sonra alev aldığını iddia eden bir raporla birlikte geldi.

Diğer yandan İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) eski Komutanı Muhsin Rızai, Reisi ve Abdullahiyan'ın ‘İran'ın bölge ve dünya ülkeleriyle açıklığını teşvik etmek’ olarak tanımladığı rolünden bahsetti. Racha Today sitesinin aktardığına göre Rızai, “Reisi'nin diplomasi kapılarını herkese açmayı içeren yaklaşımı devam edecek” dedi.

Rızai, “Önemli şahsiyetleri kaybettik. İran için büyük bir kayıp ama bu krizin üstesinden geleceğiz” şeklinde konuştu.

Ancak şu anda iktidarda olan muhafazakâr kampı temsil eden hiç kimse henüz öne çıkmadığı için İran'da siyasi belirsizlik hâkim. Seçimler için adayların 30 Mayıs'ta resmen açıklanması bekleniyor. Görsel kaldırıldı.

Sana'da miting düzenleyen Husiler, helikopter kazasında ölen İran Cumhurbaşkanı'nın fotoğraflarını taşıdı. (AFP)

Rus endişesi

Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Birinci Yardımcısı Dmitry Polyanski dün yaptığı açıklamada, Reisi, Abdullahiyan ve beraberindekilerin ölümlerinin Ortadoğu'da zaten gergin olan durumu daha da alevlendirebileceğini söyledi.

Alman haber ajansı DPA'nın haberine göre Polyanski, “Ortadoğu'daki durum şu anda o kadar gergin ki, durumun nasıl istismar edildiğine ve ne gibi sonuçlar doğuracağına bağlı olarak her şey onu etkileyebilir. İranlı dostlarımız soruşturmalarını tamamlayana kadar,

 sonuçlara varmak ya da spekülasyon yapmak için acele etmeyelim. Bence şu ana kadar tüm taraflar yeterince itidalli davranmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İran, akıl hocası Hamaney'in din adamlarının gücünü pekiştirmeye yönelik sert politikalarını uygulayan, muhalefeti bastıran ve 2015 İran nükleer anlaşmasını canlandırmak için Washington ile nükleer görüşmeler gibi dış politika konularında sert bir tutum benimseyen Reisi için beş günlük yas ilan etti.

Yas günlerinin sona ermesinin ardından yetkililer, özellikle de cumhurbaşkanlığına vekaleten atanan cumhurbaşkanı yardımcısı 68 yaşındaki Muhammed Muhbir, 28 Haziran'da yapılması planlanan ve Reisi'nin halefini seçecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmesine odaklanacak.



ABD’den vize almak isteyenlerin iletişim hesaplarında Gazze denetimi

Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
TT

ABD’den vize almak isteyenlerin iletişim hesaplarında Gazze denetimi

Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)

ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait bir iç yazışmaya göre, Başkan Donald Trump yönetimi dün 1 Ocak 2007 ve sonrasında Gazze Şeridi'ni ziyaret eden tüm vize başvuru sahiplerinin sosyal medya denetimine tabi tutulmasını emretti.

Reuters tarafından görülen mesajda, tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için sosyal medya denetimi yapılması emrinin, sivil toplum kuruluşu çalışanlarının yanı sıra Gazze Şeridi'nde resmi ya da diplomatik bir sıfatla uzun süre bulunmuş kişileri de kapsaması gerektiği belirtildi.

Mesajda, “Sosyal medya hesaplarının incelenmesi sonucunda güvenlik konularıyla ilgili potansiyel aşağılayıcı ifadeler ortaya çıkarsa, vize başvurusunda bulunan kişinin ABD ulusal güvenliği için bir risk oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi için kurumlar arası bir soruşturma olan güvenlik danışma görüşüne ihtiyaç duyulacağı belirtildi. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre mesaj, ABD’nin tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi.

Trump yönetiminin ülke genelinde yüzlerce vizeyi iptal ettiği ve bazı yasal daimî mukimlerin statülerini de iptal ettiği bir dönemde gelen bu hamle, Dışişleri Bakanı'nın ülkede bulunmasının ABD dış politikasına zarar verdiğine onayladığı göçmenlerin sınır dışı edilmesine olanak tanıyan 1952 tarihli bir yasa kapsamında gerçekleşti.

Söz konusu iç yazışma 17 Nisan tarihli olup, mart ayı sonunda 300'den fazla vizeyi iptal etmiş olabileceğini söyleyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından imzalandı. Dışişleri Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Trump yönetimi yetkilileri, öğrenci vizesi sahiplerinin Filistinlilere verdikleri destek ve İsrail'in Gazze savaşındaki tutumunu eleştirmeleri nedeniyle sınır dışı edilme riski altında olduklarını söylüyor ve bu kişilerin eylemlerini ABD'nin dış politika çıkarlarını tehdit ettiğini belirtiyor. Trump'ın muhalifleri bu çabaları ABD Anayasasının Birinci Değişikliği uyarınca ifade özgürlüğü haklarına bir saldırı olarak nitelendiriyor.