Putin'in Ukrayna'yla barış görüşmelerine yeşil ışık yakması ne anlama geliyor?

Putin'in Batı'ya "Ukrayna için bu kadar para harcamanıza gerek yok" mesajı verdiği de CNN'in analizinde savunuldu (AFP)
Putin'in Batı'ya "Ukrayna için bu kadar para harcamanıza gerek yok" mesajı verdiği de CNN'in analizinde savunuldu (AFP)
TT

Putin'in Ukrayna'yla barış görüşmelerine yeşil ışık yakması ne anlama geliyor?

Putin'in Batı'ya "Ukrayna için bu kadar para harcamanıza gerek yok" mesajı verdiği de CNN'in analizinde savunuldu (AFP)
Putin'in Batı'ya "Ukrayna için bu kadar para harcamanıza gerek yok" mesajı verdiği de CNN'in analizinde savunuldu (AFP)

Vladimir Putin'in cuma yaptığı açıklamalar Ukrayna'da barışa yönelik umutları yeşertirken CNN konuyla ilgili bir analizi cumartesi yayımladı.

CNN'in uluslararası güvenlik muhabiri Nick Paton Walsh, iki yılı aşkın süredir devam eden Rus istilasının ardından Kiev'in temkinli yaklaşmakta haklı olduğunu savundu. Geçmişte Rus diplomasisiyle yaşanan tecrübelerin Batı'yı da şüpheye sevk ettiği bildirildi. 

Reuters haber ajansının dört kaynağa dayandırdığı haberine göre, Moskova'nın Ukrayna'nın beşte biriyle yetinecek şekilde istilayı durdurabileceği aktarıldı. Putin'in de açıklamasında 2022'de İstanbul'da müzakere edilen anlaşmayı işaret ettiği belirtildi. 

Rus liderin Minsk ziyareti sırasında Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun yanında bu açıklamayı yaptığına dikkat çekildi.

Belarus'un Ukrayna'ya yönelik askeri manevralarda kendi topraklarının kullanılmasına izin verdiği ve cuma günü iki liderin ortak nükleer silah tatbikatını görüştüğü vurgulandı. 

Putin'in Ukraynalı lider Volodimir Zelenski'nin meşruiyetini sorgulaması da analizde zikredilen unsurlar arasında. Savaş yüzünden Ukrayna Devlet Başkanlığı seçimi yapılamıyor.

Diğer yandan 2014'te kendisine karşı yapılan gösteriler sonucunda ülkesinden kaçmak zorunda kalan eski Ukrayna lideri Viktor Yanukoviç'in de Putin-Lukaşenko görüşmesi sırasında Belarus'ta olduğu bildiriliyor. 

CNN muhabiri bu haberi doğrulayamasa da Moskova'nın Yanukoviç gibi bir Rus kuklasını Ukrayna'ya gönderebileceğini savunuyor. Bu sayede Kiev'in AB ve NATO'ya üyelikten vazgeçebileceği tahmin ediliyor. 

Nick Paton Walsh, Rusya'nın cephede en iyi zamanlarını geçirirken ateşkes açıklaması yapmasını da Kremlin'in genel tutumuyla açıklıyor. 2015'te Suriye ve Ukrayna'da barış hakkında müzakere yürüten Moskova'nın diğer yandan da saldırılarını sürdürdüğünü hatırlatıyor. Moskova'nın askeri hedefler için diplomasiyi kullandığını öne sürüyor. 

Analizde Batı'da seçimlerin düzenlendiği dönemde Kremlin'in bu adamı atmasının "Ukrayna için bu kadar para harcamanıza gerek yok" mesajı verdiği de bildirildi. 

CNN muhabirine göre, Moskova, Ukrayna ve müttefiklerinin haziranda İsviçre'de düzenlemeleri beklenen barış zirvesinde Rusya aleyhinde çıkacak kararların önünü bu yolla kesmek istiyor da olabilir.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba da cuma günü yaptığı açıklamada Putin'in barışa dair açıklamalarının zirveyi sabote etme amacı taşıdığını savunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Lukaşenko'yla görüştükten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında Ukrayna'yla barış müzakerelerine ilişkin, "Müzakerelere dönebilirler ancak bunu tek bir ülkenin isteklerine göre değil, Belarus ve Türkiye'de yapılan müzakerelerde varılan temel nitelikteki anlaşmalar ve sahadaki gerçeklerden yola çıkarak yapabilirler. Biz buna hazırız" demişti.

Zelenski'nin görev süresinin dolduğunu hatırlatan Putin, "İş müzakere noktasına gelirse elbette yasal olarak bağlayıcı belgelerin imzalanması için kiminle anlaşabileceğimizi anlamamız gerekiyor. Meşru yönetimle iş yaptığımızdan emin olmalıyız" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.