Güney Kore, Çin ve Japonya liderleri bir araya geldi... İlişkilerde ‘yeni bir başlangıç’

Güney Kore Devlet Başkanı, Japonya ve Çin başbakanları ile Seul'deki Mavi Saray'da bir araya geldi. (AP)
Güney Kore Devlet Başkanı, Japonya ve Çin başbakanları ile Seul'deki Mavi Saray'da bir araya geldi. (AP)
TT

Güney Kore, Çin ve Japonya liderleri bir araya geldi... İlişkilerde ‘yeni bir başlangıç’

Güney Kore Devlet Başkanı, Japonya ve Çin başbakanları ile Seul'deki Mavi Saray'da bir araya geldi. (AP)
Güney Kore Devlet Başkanı, Japonya ve Çin başbakanları ile Seul'deki Mavi Saray'da bir araya geldi. (AP)

Güney Kore, Çin ve Japonya liderleri, Pyongyang'ın yeni bir casus uydu fırlatma niyetini açıklamasından saatler sonra, yaklaşık beş yılın ardından ilk üçlü zirveleri için bugün (Pazartesi) Seul'de bir araya geldi.

Üç lider, üçlü bir serbest ticaret anlaşmasına varmaya çalışacaklarını ve ‘müzakereleri hızlandıracaklarını’ belirtti. Ortak açıklamada, “Serbest, adil, kapsayıcı ve karşılıklı yarar sağlayacak üçlü serbest ticaret anlaşması müzakerelerini hızlandırmak için görüşmelere devam edeceğiz” denildi.

Liderler, ‘Kuzey Kore'nin nükleer silahlardan arındırılması ve bu konuda siyasi bir çözüme ulaşılması yönündeki çabalara bağlılıklarını yineleyerek, yarımadada barışın ortak çıkarları olduğunu’ belirttiler.

Yeni bir başlangıç

Çin Başbakanı Li Çiang, 2019 yılından bu yana durmuş olan üçlü serbest ticaret anlaşması müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarının bir parçası olarak Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol ve Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida ile Seul'de bir araya geldi.

Zirvenin başlangıcında konuşan Li, görüşmelerin ilişkiler için ‘yeni bir başlangıç’ olduğunu söyledi ve üç ülke arasındaki iş birliğinin kapsamlı bir şekilde yeniden başlatılması çağrısında bulundu. Ancak bunu yapmanın siyaseti, ekonomik ve ticari konulardan ayırmayı gerektirdiğini de sözlerine ekleyen Li, korumacı önlemlere son verilmesi ve tedarik zincirlerinin ayrıştırılması çağrısında bulundu. Li, “Çin, Güney Kore ve Japonya olarak yakın ilişkilerimiz sürecek. Krizlere müdahale sırasında sağlanan iş birliği ruhu ile bölgede barış ve istikrarı koruma misyonumuz değişmeyecek” ifadelerini kullandı.

Görüşmeler sırasında imzalanabilecek herhangi bir anlaşmanın ötesinde, üç lider arasındaki toplantı, ülkeleri arasındaki ilişkilerde şüphecilikten ziyade yapıcı iletişime dayalı bir evrim niteliği taşıyor. Üç ülke, Pekin'in, Washington ile rekabeti ve Çin'in kendi topraklarının bir parçası olarak gördüğü, demokratik olarak yönetilen bir ada olan Tayvan ve Kuzey Kore'nin nükleer programı konusundaki gerginlikler nedeniyle artan güvensizliği gidermeye çalışıyor.

Yoon ve Kişida, Washington ile bağlarını derinleştirerek, ABD ile askeri ve diğer alanlarda benzeri görülmemiş üçlü bir iş birliği başlattı.

Kuzey Kore konusunda ise Güney Koreli ve Japon liderler Pyongyang'ı, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarıyla yasaklanan balistik füze teknolojisini kullandığını söyledikleri uydu taşıyan bir füzeyi fırlatmaktan kaçınmaya çağırdı.

Li, tüm taraflara itidal göstermeleri ve Kore Yarımadası'ndaki durumun daha da karmaşık hale gelmesini önlemeleri çağrısında bulundu.

Ticari ilişkiler

Çin, Güney Kore ve Japonya arasındaki ticari ilişkiler son on yılda giderek daha rekabetçi bir hal aldı. Bu ilişkiler, ABD'nin müttefiklerine yarı iletkenler gibi kilit ürünler için tedarik zincirlerini Çin'den uzaklaştırmaları yönündeki çağrılarıyla daha da sınandı.

Yoon, ticaret ve tedarik zincirleri için şeffaf ve öngörülebilir bir iş ortamı yaratma konusunda mutabık kaldıklarını söyledi, ancak ayrıntıları açıklamadı.

Liderler ayrıca, üç ülkeden şirketlerin üst düzey yöneticilerinin katıldığı bir foruma katılarak küresel zorluklar nedeniyle iş birliğinin henüz tam potansiyeline ulaşmadığını, ancak sektörlerin ticaret ve tedarik zinciri istikrarını desteklemek için birlikte çalışacakları konusunda mutabık kaldıklarını belirttiler.

Güney Kore, Japonya ve Çin, müzakerelerin başladığı 2012 yılından bu yana üçlü serbest ticaret anlaşması için 16 tur resmi müzakere gerçekleştirdi.

Bugünkü zirve, liderlerin ikili görüşmeler için ayrı ayrı bir araya gelmelerinden bir gün sonra gerçekleşti. Söz konusu görüşmelerde Li ile Yoon diplomatik ve güvenlik diyaloğu yürütme ve serbest ticaret görüşmelerini yeniden başlatma konusunda mutabık kalırken, Kişida ile Li Tayvan'ı ele aldılar ve yeni bir üst düzey ikili ekonomik diyalog turu düzenleme konusunda anlaştılar.

Yoon ayrıca Çin'den, BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak füze cephaneliğini ve nükleer silahlarını genişleten Kuzey Kore'deki ortaklarıyla birlikte yapıcı bir rol oynamasını istedi.



Witkoff, Trump'ın planını görüşmek üzere Moskova'ya gidiyor

Putin, Witkoff’u Kremlin'de kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Reuters)
Putin, Witkoff’u Kremlin'de kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Reuters)
TT

Witkoff, Trump'ın planını görüşmek üzere Moskova'ya gidiyor

Putin, Witkoff’u Kremlin'de kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Reuters)
Putin, Witkoff’u Kremlin'de kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, önümüzdeki hafta Moskova’ya yapacağı ziyaret öncesinde Kremlin tarafından dün yapılan açıklamada ABD’nin Rusya-Ukrayna barış planına ilişkin devam eden diplomatik süreç ‘ciddi’ olarak nitelendirildi.

Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitriy Peskov, diplomatik sürecin devam ettiğini belirterek “Bu ciddi bir süreç... Şu anda belki de bundan daha önemli bir şey yok” dedi.

Moskova ve Washington arasında önerilen planın ‘kısaltılmış versiyonunu’ görüşmek üzere yapılan ilk doğrudan görüşmelerin ertesi günü, Rusya Devlet Başkanlığı beklentileri düşürdü ve tartışılan ‘birçok plan’ arasında geniş çaplı bir ikilem olduğunu belirtti. Rusya Devlet Başkanlığı, ABD içindeki ve dışındaki bazı tarafları ‘barış çabalarını baltalamaya çalışmakla’ suçladı.

Rusya Devlet Başkanı Siyasi İşler Danışmanı Yuri Ushakov, medyada barış planı ile ilgili tartışmaların etrafını ‘histeri’ sardığı eleştirisinde bulundu. Moskova'nın görüşlerini medya platformları aracılığıyla değil, resmi kanallar aracılığıyla ABD tarafıyla doğrudan iletişim kurma yönündeki tutumuna bir kez daha dikkati çeken Ushakov, medyanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemek amacıyla Rus ve ABD’li temsilciler arasında olası temaslar hakkında yanlış bilgiler yaydığını da sözlerine ekledi.


AB Büyükelçisi: Avrupa'dan Husilere karşı müsamaha yok

Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Salih el-Ganem)
Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Salih el-Ganem)
TT

AB Büyükelçisi: Avrupa'dan Husilere karşı müsamaha yok

Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Salih el-Ganem)
Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Salih el-Ganem)

Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Patrick Simonnet, Avrupa'nın Husi grubuna karşı herhangi bir hoşgörü göstermediğini vurgulayarak, AB üye ülkelerinin grubun Kızıldeniz'deki uluslararası nakliye araçlarına yönelik saldırılarını "en güçlü şekilde" kınadığını vurguladı.

Simonnet, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, Brüksel'in Husileri "terörist grup" olarak ilan etmeyi planlayıp planlamadığı sorusuna yanıt olarak, AB içinde "tüm seçenekleri" değerlendirmek üzere görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.

Büyükelçi, Avrupa Birliği'nin amacının "Yemenli tarafları müzakere masasına geri getirmek" olduğunu vurgulayarak, BM çabalarını destekleme ve BM destekli "yol haritası" üzerinde ilerleme sağlama konusunda Avrupa'nın kararlılığını dile getirdi ve özellikle Yemen hükümeti ve liderlik konseyinin ekonomik reformları hayata geçirmesini sağlamaya odaklandı.

Yemenli gözlemcilere göre, Avrupa'nın yıllardır siyasi krizin kökenlerine inmeden insani boyutlara odaklanmasının ardından, Avrupa'nın tutumunda "olumlu bir değişim" yaşandı.

Avrupalı ​​diplomat, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki rolünü, özellikle kalkınma ve insani boyutlarıyla, "çok olumlu" olarak nitelendirerek, Riyad ile Brüksel arasında Yemen ve Kızıldeniz konularında önemli görüş birliği olduğunu ve mevcut aşamaya "kolektif bir yaklaşım" gerektiğini kaydetti.


Trump, Honduras başkanlığı için bir kuşu destekliyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Honduras cumhurbaşkanı adayı Nasri Asfura, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Honduras cumhurbaşkanı adayı Nasri Asfura, (AFP)
TT

Trump, Honduras başkanlığı için bir kuşu destekliyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Honduras cumhurbaşkanı adayı Nasri Asfura, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Honduras cumhurbaşkanı adayı Nasri Asfura, (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaklaşan Honduras cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağcı aday Nasri Asfura'ya destek verdiğini açıkladı ve bölgedeki "komünist uyuşturucu kaçakçılarına" karşı birlikte çalışabileceklerini söyledi.

Trump, TruthSocial platformunda "Honduras'ta özgürlüğün tek gerçek dostu Tito Asfura'dır," diye yazdı ve politikacıya lakabıyla atıfta bulundu. Trump, "Tito ve ben uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele etmek ve Honduras halkına çok ihtiyaç duyulan yardımı sağlamak için birlikte çalışabiliriz" ifadelerini kullandı.

Honduras'ın başkenti Honduras'ın eski belediye başkanı olan 67 yaşındaki Asfoura, pazar günü yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde sol görüşlü bir avukat ve sağ görüşlü bir televizyon sunucusuyla kıyasıya bir yarışa giriyor.

Asfour ise Trump'ın desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "Demokrasimizi, özgürlüğümüzü ve ülkemizi büyük kılan değerlerimizi savunma kararlılığımıza sadığız" dedi. Trump, Honduras'ın kaderini Venezuela'nın kaderine bağlayarak, uyuşturucu karteli yönetmekle suçladığı sol görüşlü Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu devirmek için askeri müdahale olasılığını dışlamadı ve "Maduro ve uyuşturucu kaçakçısı teröristleri başka bir ülkeyi ele geçirebilecek mi?" diye yazdı.

Honduras, Latin Amerika'nın en şiddet yaşayan ülkelerinden biri. Bunun başlıca nedeni, uyuşturucu ticaretini ve organize suçu kontrol eden çeteler.