İsrail muhalefetinin Netanyahu hükümetini düşürme planı işe yarar mı?

İttifakın İsrail sağı dışında düşünmesi gerekiyor

İsrail muhalefetinin liderleri Lieberman, Lapid ve Saar Netanyahu hükümetini düşürmek için bir araya geldiler (Sosyal Medya)
İsrail muhalefetinin liderleri Lieberman, Lapid ve Saar Netanyahu hükümetini düşürmek için bir araya geldiler (Sosyal Medya)
TT

İsrail muhalefetinin Netanyahu hükümetini düşürme planı işe yarar mı?

İsrail muhalefetinin liderleri Lieberman, Lapid ve Saar Netanyahu hükümetini düşürmek için bir araya geldiler (Sosyal Medya)
İsrail muhalefetinin liderleri Lieberman, Lapid ve Saar Netanyahu hükümetini düşürmek için bir araya geldiler (Sosyal Medya)

Dün Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Liberman tarafından başlatılan ve muhalefet lideri Yair Lapid ile Yeni Umut Partisi lideri Gideon Saar'ın da katıldığı toplantıda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetini düşürmek için iddialı bir plan hazırlandı. Bunun binlerce kilometrelik yolda atılmış bir ilk adım olduğu söylenebilir. Aynı zamanda İsraillilerin çoğunluğunun isteklerine cevap veren çok önemli bir adım olsa da zor bir adım. Zira başta Netanyahu'nun planı iptal etmek için kullanabileceği zayıflıkları oluşturan muhalefet saflarındaki çelişkiler olmak üzere planı başarısızlığa uğratabilecek pek çok unsur söz konusu.

Lieberman, muhalefetteki partileri güçlü bir şekilde birleştirmeyi ve hükümet koalisyonundaki anlaşmazlıklardan koalisyon çökene kadar faydalanmayı düşünüyor. Lieberman, bu konuda etkili olabilecek olan tek şey, yani Netanyahu'nun ultra-Ortodoks (Haredi) gençlere zorunlu askerlik hizmeti dayatan bir yasa çıkarma girişimi üzerinde duyuyor. Haredi partileri böyle bir yasaya karşı çıkarken Yüksek Mahkeme hükümeti yasayı geçirmeye zorluyor. Eğer Yüksek Mahkemenin baskısı başarılı olursa tüm Haredi gençleri zorunlu askerlik için silah altına alınacak.

Ancak bu düşünce fazla iyimser. Hükümet, söz konusu yasayı önümüzdeki iki hafta içinde çıkarmak zorunda ve Netanyahu yasayı geçirmek için pek çok manevra yapıyor. Netanyahu’ya yakın kaynaklara göre Haredi partileriyle ‘kapsamlı bir askerlik hizmetinin zorunlu kılınmadığı’ yumuşak bir yasa üzerinde anlaşmaya vardı. Kaynaklar ‘bir uzlaşı formülü olduğunu’ söylediler.

Netanyahu şu an partisindeki laiklerle ve onların Smotrich ve Ben-Gvir’in partilerindeki müttefikleriyle uzlaşmaya çalışıyor. Yasayı hükümete yönelik bir parlamento güven oylamasının parçası olarak sunmayı düşünüyor. Böylece her bir milletvekili yasayı kabul etmese bile yasaya oy vermek zorunda kalacak. Netanyahu’ya yakın kaynaklardan biri, “Buna karşı çıkmaya cesaret eden tek bir milletvekili görmek istiyorum” diye tehdit etti.

rgbth
İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu pazartesi günü Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset'te Likud Partisi üyeleriyle bir araya geldi (Reuters)

Lieberman ise Likud Partisi’nde ‘patlamaya hazır bir bomba’ olduğuna inanıyor. Bu bomba, bir yandan Likud'u Knesset'te temsil eden 32 milletvekilinden 17'sinin tasfiyesine, diğer yandan da yeni bir sağcı resmi-liberal partinin kurulmasına yol açacak gibi görünüyor.

İlk aşamada böyle bir partinin Lieberman'ın partisinin yanı sıra Saar’ın partisini ve eski Başbakan Naftali Bennett'in liderliğindeki yeni bir sağcı partiyi de içermesi bekleniyor. Bahse konu partinin, Netanyahu hükümetinden hayal kırıklığına uğrayan ve Ben-Gvir ve Smotrich'in gündemi belirlediği, Başbakan ve Likud Partili bakanların davranışlarından bahsetmeye bile gerek duymayan başarısız hezeyan hükümetini kabul etmekte zorlanan yüz binlerce Likud Partili ve sağcı seçmen için yeni bir yuva olması umuluyor.

xsdcefv
Knesset'te Naftali Bennett ortada, Lapid ve Gantz sağında ve Saar solunda, Ekim 2021 (Arşiv)

Ancak böyle bir sağcı parti, öncelikle liderinin ismi konusundaki anlaşmazlık engeline takılacaktır. Lieberman kurucu olarak yeni partinin başına geçmeyi bekliyor ve anketler Lieberman’ın gücünü neredeyse iki katına çıkaracağını (6'dan 11 sandalyeye) gösteriyor. Bu durumda Lapid, yeni partinin başına geçmeye en uygun kişi olduğuna inandığı için koalisyondan derhal ayrılacaktır. Naftali Bennett ise birkaç ay içinde başbakan olarak rüştünü ispat ettiğini düşünüyor (oysa seçimlerde Netanyahu tarafından kolayca geride bırakılmıştı) ve bu yüzden en uygun kişinin kendisi olduğuna inanıyor.

Öte yandan Benny Gantz ve Gadi Eisenkot'a Netanyahu hükümetinden bir an önce çekilip yeni koalisyona katılmaları çağrısında bulunan Lieberman, şimdi ‘koltuk sevdasına düşmenin değil, tek amacı hükümeti düşürmek olan bir savaş odasında tek bir çatı altında birleşmenin zamanı olduğunu söyledi. Lieberman, “En iyi ihtimalle bir koalisyon kurmayı başarır, hükümeti düşürür ve koalisyona devam ederiz. En kötü ihtimalle de koalisyonu kurar, koordinasyon içinde çalışır, hükümeti düşürür ve sonra yollarımızı ayırırız” dedi.

Lieberman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Likud Partisi'ni lekelediği ve tarihi köklerini yolsuzluk, düzenbazlık, bencillik ve entelektüel terörizmle baltaladığı için halkın Netanyahu'dan ne kadar nefret ettiğini tahmin bile edemezsiniz.”

Saar’ın partisinin önde gelen isimlerinden Ze'ev Elkin, “Netanyahu hükümetini düşürmenin tek yolu karşısına büyük bir sağcı güç çıkarmak. Bu yüzden sol bu mücadeleden fayda sağlamayacak. Zira hiçbir sol parti (Arap partileri bile) koalisyona davet edilmedi. İsrail’in sağ görüşe kaydığı doğru. Öyle ki savaşlarda bile daha sağcı hale geliyor. Ancak sorun şu sağ, kitleleri ideolojiyi teşvik ederek değil, kaba popülist retorikle harekete geçiriyor. Bu açıdan kimse Netanyahu'nun eline su dökemez” ifadelerini kullandı.

scdfve
Itamar Ben-Gvir, Batı Şeria'daki Eli yerleşim birimini ziyaret ederken, 20 Haziran 2023 (Reuters)

Lapid'in hitabet yeteneği ne kadar önemli olsa da anketler gücünün yarısını kaybedeceğini (bugün 24 olan milletvekili sayısı 12'ye düştü) gösteriyor. Lieberman gücünü ikiye katlasa da anketlerde sadece 11 milletvekili (bugün 6 milletvekili var) olacağını gösteriyor. Bennett'in ise bir partisi yok. Gantz ise halen hükümette (Savaş Kabinesi) ve Gazze’deki savaşın başarısız yönetiminin sorumlularının başında geliyor.

sdcfve
ABD Dışişleri Bakanı, perşembe günü İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid ile görüştü (Reuters)

Daha da önemlisi, Netanyahu'yu devirmek için ittifak yapan bu partiler henüz onun politikalarına farklı bir alternatif sunmuş değiller. Lieberman ve Saar, Netanyahu'dan daha şahin bir politika istiyorlar. Uluslararası topluma ve Lahey mahkemelerine karşı açıklamalar yapıyorlar, savaşı Lübnan'ın işgalini de kapsayacak şekilde genişletme çağrısında bulunuyorlar ve Filistin Yönetimi ile herhangi bir anlaşmayı reddediyorlar.

Gantz ve Lapid daha ılımlı bir politika istiyor. Samimi müttefikler olduklarını gösterebilecek bir şey varsa o da Netanyahu'ya karşı başta ABD olmak üzere dış desteği alabilmeleridir. ABD yönetimi bu hamleyi destekliyor ve İsrail'in çıkarına olduğunu düşünüyor. Ancak Netanyahu'nun düşürülmesine dair kesin tutumlar sergilemiyor. Netanyahu’nun iktidarda kalma hedefine hizmet eden askeri operasyonlarını destekliyor.

Bu yüzden yeni bir parti kurma girişimi önemli ve hükümetin art arda gelen başarısızlıklarıyla sürekli genişleyen bir halk tabanına sahip. Bu, siyasi sunumda cesaret ve esneklik gerektiren uzun bir sürecin ilk adımı. İsrail sağı dışında fikirler ve programlar ortaya koymak da bu adıma dahil.



Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
TT

Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)

Elon Musk, Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) geçirdiği süreyi değerlendirdi.

Musk, 2017-2019'ta İç Güvenlik Bakanlığı'nda basın sözcüsü yardımcısı olarak görev yapan Katie Miller'ın podcast'ine katıldı.

Teknoloji milyarderi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller'ın eşiyle yaptığı söyleşide, DOGE'un tartışmalı federal bütçe kesintilerine dair şunları söyledi:

Biraz başarılı olduk. Bir dereceye kadar başarılı olduk. Hiç mantıklı olmayan, tamamen israfa yol açan birçok fonlamayı durdurduk.

Trump'ın seçim kampanyasına yaptığı desteklerle gündeme gelen Musk, ABD Başkanı tarafından DOGE'un başına getirilmişti.

Yönetimin ilk 5 ayında federal kurumlarda gerçekleştirdiği kesintilerle tartışma yaratan Tesla CEO'su, nisanda yaptığı açıklamada elektrikli otomobil şirketiyle ilgilenmek için DOGE'da geçirdiği süreyi azaltacağını duyurmuş, mayısta da görevden ayrılmıştı.

DOGE'un kesintileri nedeniyle binlerce federal çalışanın işine son verilmesi ABD'de tepki çekmişti. ABD'nin yanı sıra bazı Avrupa şehirlerinde de Tesla'ların kundaklandığı bildirilmişti.

Salı günü yayımlanan podcast'te Musk, bir daha DOGE gibi bir projenin başına geçmek istemediğini belirtti:

DOGE'la uğraşmak yerine, esasen şirketlerim üzerinde çalışmalıydım. Böylece ürettiğimiz arabaları kundaklamazlardı.

Space X CEO'su, DOGE'un başına geçtikten sonra katıldığı bir konferansta Nazi selamı verdiği iddiasıyla da yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.

Analistlere göre Tesla'nın net kârının bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 71 oranında düşmesinde, Musk'ın DOGE’a odaklanması büyük rol oynamıştı.

Teknoloji milyarderiyle ABD Başkanı'nın arası, Trump'ın tartışmalı vergi indirimi tasarısı nedeniyle bozulmuştu. Sosyal medya üzerinden atışmaların ardından ikili daha sonra "dostluk mesajları" paylaşmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Axios


‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
TT

‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)

İsrail Ulusal Siber Güvenlik Müdürlüğü Başkanı Yossi Karadi, nadir görülen bir uyarıda bulunarak, siber tehditlerin ülkeleri anında çökme noktasına getirebileceğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot’tan aktardığına göre Karadi, elektrik, su, trafik ışıkları ve hastane ağlarına yapılan siber saldırıların artık savaş aracı haline geldiğini ve bu saldırıların çoğunlukla saldırganın kimliğini gizlemek için vekil gruplar üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti. Karadi dün Tel Aviv Üniversitesi’nde düzenlenen Siber Güvenlik Haftası konferansında yaptığı konuşmada, son altı ayda İsrail’in yürüttüğü savunma faaliyetlerinden bir kısmını paylaştı ve ‘ilk siber savaş’ olarak nitelendirdiği durumun endişe verici bir tablosunu çizdi.

Karadi, “Giderek savaşların dijital alanda başlayıp biteceği bir çağa doğru ilerliyoruz” dedi ve ‘dijital kuşatma’ terimini tanıttı. Karadi, bu senaryoda enerji santrallerinin duracağı, trafik ışıklarının çalışmayacağı, iletişim sistemlerinin çökeceği ve su kaynaklarının kirlenebileceğini vurgulayarak, “Bu hayali bir gelecek senaryosu değil, oldukça gerçekçi bir eğilim” ifadesini kullandı.

Karadi, dijital kuşatma kavramının sadece çekici bir ifade olmadığını, 15 yıl süren bir gelişimin sonucu olduğunu belirtti. Geçmişte devletler arasındaki siber savaşların çoğunlukla sessiz casusluk veya yalnızca askeri tesisleri hedef alan operasyonlar olduğunu söyleyen Karadi, son yıllarda durumun değiştiğini ve yeni düşmanın yalnızca sır çalmayı değil, sivil yaşamı kesintiye uğratmayı amaçladığını ifade etti.

Yediot Ahronot’a göre, siber savaşların başlangıç noktası olarak kabul edilen olay, 2010 yılında Stuxnet virüsünün ortaya çıkmasıydı. Yabancı raporlara göre virüs, İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’ndeki santrifüjleri hedef almak için İsrail ve ABD tarafından kullanılmıştı ve yalnızca belirli endüstriyel kontrol birimlerini etkileyerek sivil bilgisayarlar veya alakasız altyapıya zarar vermekten kaçınıyordu.

Karadi, dönüm noktasının ise geçen on yılın ortalarında Doğu Avrupa’da yaşandığını belirtti. Rus hacker grubu Sandworm, teorik olarak mümkün görülmeyen bir adım atarak Ukrayna elektrik şebekesini hackledi ve yüz binlerce evi dondurucu soğukta karanlığa gömdü. Bu olaydan sonra siber operasyonlar, yalnızca askeri hedeflere yönelik silahlar olmaktan çıkarak, sivil nüfusu hem psikolojik hem fiziksel olarak etkileme aracına dönüştü. Ayrıca, 2017’de Kuzey Kore’ye atfedilen WannaCry fidye yazılımı saldırısının, siber silahların nasıl kontrolden çıkabileceğini gösterdiği ve dünya genelinde hastaneler ile acil servisleri rastgele etkileyerek felce uğrattığı ifade edildi.

Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)

Tehlikeli bir artış

Karadi, İran’ın siber terör doktrinini benimsemiş olmasının tehlikeli bir örneğini paylaştı: 2020 yılında İsrail su şebekesindeki klor seviyesini değiştirmeye yönelik girişim, başarılı olsaydı kitlesel zehirlenmeye yol açabilirdi.

Karadi, o tarihten bu yana İran’ın siber saldırılarının İsrail’de sivil altyapıyı hedef aldığını, hastaneler, alarm sistemleri ve elektrik şebekesine yönelik tekrar eden girişimlerin bu kapsamda olduğunu belirtti.

Hastanelere yönelik saldırıların yeni bir boyut kazandığını vurgulayan Karadi, yakın zamanda Shamir Tıp Merkezi’ne yapılan siber saldırıyı örnek gösterdi. Saldırının arkasında, sıradan bir suç örgütü gibi görünen ‘Qilin’ adlı bir grup bulunuyordu. Karadi, bu durumun devletlerin, sorumluluğu gizlemek için vekil siber gruplar aracılığıyla saldırılar düzenlemesi trendini gösterdiğini ve bunun yalnızca İsrail’e özgü olmadığını aktardı. ABD ve Avrupa istihbarat raporları da benzer eğilimleri doğruluyor.

Çin’de de ‘Volt Typhoon’ gibi grupların, kâr amacı gütmeden ABD’nin kritik altyapısına sızmalar yaparak olası bir gelecekteki saldırıya hazırlık yaptıkları tespit edilmiş durumda.

Karadi, İran saldırılarında karma bir taktik gözlendiğini söyledi: Weizmann Enstitüsü’ne bir füze atılırken, aynı zamanda güvenlik kameralarına sızılarak çarpma anı gerçek zamanlı olarak kaydedildi ve psikolojik etkisi artırıldı. Aynı zamanda çalışanlara tehdit mesajları ve sızdırılmış kişisel bilgiler gönderildi.

Bu yöntem, Ukrayna savaşında görülen siber saldırılarla benzerlik taşıyor; Rus hackerlar, internet servis sağlayıcılarını hedef alarak bilgi akışını engelliyor ve korku yayıyordu.

Konuşmasını yapay zekâ çağının getirdiği fırsatlar ve risklerle tamamlayan Karadi, “Dijital sistemlere tamamen bağımlılık ve yapay zekâdaki hızlı gelişim, büyük fırsatlar sunuyor, ancak saldırganlara da sınırsız hareket alanı sağlıyor” uyarısında bulundu.

Yediot Ahronot gazetesi, Karadi’nin mesajını özetleyerek, “Gelecek savaşta klavye, roketten daha az öldürücü olmayacak” ifadeleriyle duyurdu.


İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
TT

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez bugün yağmur yağdı ve bu durum, yüzyılı aşkın süredir en kurak sonbaharını yaşayan ülke için rahatlama getirdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardı habere göre kuraklık, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın, başkent çevresindeki barajları dolduracak kadar şiddetli yağmur yağmazsa, İran'ın aralık ayı sonuna kadar hükümetini Tahran dışına taşıması gerekebileceği uyarısında bulunmasına yol açmıştı.

Meteorologlar bu sonbaharı ülke genelinde 50 yıldan fazla süredir yaşanan en kurak sonbahar olarak tanımladı; bu durum, 1979 İslam Devrimi'nden bile öncesine denk geliyor ve tarım için büyük miktarda suyu verimsiz bir şekilde tüketen sistemi daha da zorluyor. Ajans, su krizinin ülkede siyasi bir mesele haline geldiğini, özellikle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, iki ülke arasında geçen haziran ayında 12 gün süren bir savaş yaşanmasına rağmen, İran'a bu konuda defalarca yardım teklifinde bulunmasının ardından bu durumun daha da belirginleştiğini belirtti.

20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)

Netanyahu, 2018'de yayınlanan bir tanıtım videosunda İran halkına şahsen seslenerek, "milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ciddi su kıtlığı" sorununu ele almak üzere Farsça bir internet sitesinin açılışını duyurdu. İranlıların su ihtiyaçlarına yardımcı olmayı amaçlayan yeni bir İsrail girişimi olan "İran Halkı İçin Yaşam"ı şahsen desteklemeye hazır olduğunu belirtti. Batı Kudüs'teki ofisinde çekilen video, Netanyahu'nun bir tuz arıtma tesisinden geldiğini iddia ettiği kaptan kendine bir bardak su doldurmasıyla başlıyor. Ardından İranlıların karşı karşıya olduğu vahim su krizinden bahsediyor.

Netanyahu, 12 günlük savaşın ardından geçen ağustos ayında İranlılara mesajını yineleyerek şunları söyledi: “Liderleriniz 12 günlük savaşı bize zorla dayattılar ve ezici bir yenilgiye uğradılar. Her zaman yalan söylüyorlar.” Sözlerine şöyle devam etti: “İran'da her şey çöküyor. Bu kavurucu yazda, çocuklarınız için temiz, soğuk su bile yok. Bu, İran halkına karşı gösterilen en büyük ikiyüzlülük ve saygısızlıktır. Bu durumu hak etmiyorsunuz.”