Üç soruda Çin'in karanlık donanması: Deniz milisleri

Deniz milislerinin, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalıştığı düşünülüyor (Reuters)
Deniz milislerinin, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalıştığı düşünülüyor (Reuters)
TT

Üç soruda Çin'in karanlık donanması: Deniz milisleri

Deniz milislerinin, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalıştığı düşünülüyor (Reuters)
Deniz milislerinin, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalıştığı düşünülüyor (Reuters)

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, Çin'in varlığını "nadiren kabul ettiği" deniz milisilerini inceledi.

Gazete, Pekin'in Güney Çin Denizi'ndeki olaylara müdahale amacıyla kullandığı deniz milisleri "Çin donanmasının karanlık bir birimi" diye niteledi.

1 - Deniz milisleri nedir?

Haberde, milislerin iki ana gruptan oluştuğu yazıldı. Birinci grup, yabancı gemilere müdahale amacıyla inşa edilmiş olan fakat balıkçı teknesi görünümü verilen 100 tekneden meydana geliyor.

Spratly Destek Balıkçı Gemileri (SBFV) diye anılan diğer grupsa Çin'in Hainan ve Guangdong eyaletlerindeki limanlarda faaliyet gösteren ve ihtiyaca göre operasyonlara dahil edilen daha büyük bir filodan oluşuyor.

Bu grupta ilkine kıyasla askeri düzeyde ekipmana sahip güçlü tekneler yer alıyor.

Haberde, her iki filodaki mürettebatın da sivil balıkçılar ve denizcilerin yanı sıra Pekin'in özel bir eğitim programıyla görevlendirdiği eski ordu personelinden oluştuğu savunuldu.

2 - Nasıl fonlanıyor?

Deniz milisleri, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in göreve başladığı 2012'den bu yana daha profesyonel ve donanımlı hale geldi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Asya Denizcilik Şeffaflık Girişimi'nin (AMTI) paylaştığı bilgilere göre milisler çeşitli devlet sübvansiyonlarıyla finanse ediliyor. Bazı personele devlete ait şirketlerden tam zamanlı maaş bağlanıyor. 

Ayrıca SBFV mürettebatına milis görevlerine katılmaları için yakıt harcamalarında indirim imkanı sunulduğu da savunuluyor.

AMTI'ın 2021'de yayımladığı raporda, "milislerin Çin hükümeti tarafından örgütlendiği, finanse edildiği ve yönetildiği konusunda artık hiçbir soru işareti kalmadığı" ileri sürülmüştü. 

Haberde, Pekin'in milislerin Güney Çin Denizi'ndeki operasyonlarda kullanıldığını nadiren kabul ettiğine dikkat çekildi. 

3 - Milisler nasıl faaliyet gösteriyor?

Milisler, Sarı Deniz'in yanı sıra Endonezya, Vietnam ve Malezya'nın münhasır ekonomik bölgeleri de dahil geniş bir alanda yapılan operasyonlarda kullanılıyor. 

Ancak Pekin, son dönemde milisleri özellikle Filipinler'le gerginliğin tırmandığı Güney Çin Denizi'ndeki görevlere gönderiyor. 

Su toplarına sahip bu tekneler, operasyonlarda bölgeden uzaklaştırılması gereken gemilere tazyikli suyla müdahale edebiliyor. 

Ayrıca milisler, ihtilaflı bölgelerdeki kayalıkları ve adaları abluka altına aldığı gibi, bölgede istenmeyen gemilere çarparak onları uzaklaştırıyor.

Filipinli protestocular, ihtilaflı Scarborough Sığı'na doğru mayısta yola çıktığında Pekin müdahale için donanma ve sahil güvenlik ekiplerine ek olarak deniz milislerini de göndermişti. 

ABD yönetimi, Pekin'in operasyonlarda deniz milislerini kullanmasını eleştirerek, bunların uluslararası yasaları ihlal ettiğini bildirmişti.

Independent Türkçe, Guardian, Military Review



Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
TT

Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)

Financial Times, Tony Blair Enstitüsü'nün (TBI) Gazze Şeridi'nde savaş sonrası yeniden yapılanma planlarının hazırlanmasında tartışmalı bir rol oynadığını ve bu planlar arasında ABD Başkanı Donald Trump'ın daha önce bir tanıtım videosunda bahsettiği gibi bölgeyi ‘Gazze Rivierası’ adı altında lüks bir turizm ve ticaret bölgesine dönüştürme vizyonunun da yer aldığını ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığına göre, Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair'in enstitüsü, Amerikalı milyarder Elon Musk'ın adını taşıyan bir sanayi bölgesinin kurulmasının yanı sıra dijital projeler ve düşük vergili özel ekonomik bölgeler kurma planlarını içeren bir proje üzerinde bir grup İsrailli iş adamıyla birlikte çalıştı.

ABD Başkanı Donald Trump bu yılın başlarında, savaş sonrası Gazze'yi lüks gökdelenler ve kendisinin altın heykelleriyle tamamlanmış bir yatırım ve turizm destinasyonu olarak tasvir eden ve burayı ‘Ortadoğu'nun Rivierası’ olarak tanımlayan bir video yayınlayarak tartışmalara yol açtı.

Raporlar, TBI çalışanlarının, eski Boston Consulting Group (BCG) yetkilileriyle birlikte Büyük Güven projesi (The Great Trust) olarak bilinen projeye dahil olduklarını gösteriyor. Önerilen belgelerden biri, Trump'ın tartışmalı videosuyla açık paralellikler taşıyan, Gazze Şeridi kıyılarında yapay adalar inşa edilmesini öngörüyordu.

Bir TBI çalışanı tarafından hazırlanan belgede, Gazze Şeridi'ndeki savaş, Gazze Şeridi'nin sıfırdan yeniden inşası için yüzyılda bir kez ele geçecek bir fırsat olarak görülüyor ve Gazze Şeridi'nin modern, güvenli ve müreffeh bir topluma dönüştürülebileceği belirtiliyordu.

Enstitü personeli Gazze için kapsamlı bir ekonomik plan hazırlamak üzere 12 üyeli bir koordinasyon komitesine katıldı. Ancak enstitü yaptığı resmî açıklamada, Trump yönetimine sunulan ve yüz binlerce Filistinlinin Gazze Şeridi'nden çıkarılmasına yönelik dramatik bir öneri içeren son versiyonu hazırladığını ya da onayladığını reddetti.

Blair'in sözcüsü, eski Başbakan’ın planlara kişisel olarak dahil olmadığını ve planlar hakkında yorum yapmadığını vurguladı. Açıklamada, “TBI ekibi savaş sonrası vizyonerlerle irtibat halinde, ancak TBI bu özel planın hazırlanmasında yer almadı” denildi.

Açıklamada, TBI tarafından hazırlanan belgenin tamamen kurum içi bir çalışma olduğu, farklı taraflardan gelen fikirleri değerlendirmeyi amaçladığı ve BCG ile yapılan bir iş birliğinin parçası ya da öncüsü olmadığı ifade edildi.

Konuyla ilgili olarak BCG de bir açıklama yayınlayarak planla ya da tanıtım videosuyla herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BCG tarafından yapılan açıklamada, “Medyada dolaşan haberler bizim rolümüzü yansıtmamaktadır. İki eski ortağımız, firmamızdan herhangi bir yetki almadan kendi inisiyatifleriyle bu projeyi başlatmışlardır. Bunu kategorik olarak reddediyoruz. Bunun için herhangi bir ücret almadık” ifadeleri yer aldı.

Daha önceki raporlar BCG'nin Gazze İnsani Yardım Vakfı olarak bilinen ve İsrail ile ABD'nin desteğini aldığı söylenen projenin bir parçası olarak Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden göç ettirilmesinin maliyetine ilişkin finansal modeller hazırladığını ortaya koymuş, ancak şirket daha sonra bu projeden uzaklaşmıştı.