ABD, İsrail'e 18 milyar dolarlık F-15 satışını onayladı

İsrail, "Rehineler kurtarılmadan savaşı bitiremeyiz" dedi.

İsrail'de protestocular, Netanyahu'nun konutunun yakınında dün düzenledikleri protestoda erken seçim çağrısı yaptı (AFP)
İsrail'de protestocular, Netanyahu'nun konutunun yakınında dün düzenledikleri protestoda erken seçim çağrısı yaptı (AFP)
TT

ABD, İsrail'e 18 milyar dolarlık F-15 satışını onayladı

İsrail'de protestocular, Netanyahu'nun konutunun yakınında dün düzenledikleri protestoda erken seçim çağrısı yaptı (AFP)
İsrail'de protestocular, Netanyahu'nun konutunun yakınında dün düzenledikleri protestoda erken seçim çağrısı yaptı (AFP)

ABD Kongresi'ndeki iki Demokrat siyasetçi, uzun süredir karşı çıktıkları İsrail'e savaş jeti satışına onay verdi.

Amerikan gazetesi Washington Post'a (WP) konuşan ve kimliklerinin açıklanmasını istemeyen üç ABD'li yetkili, Temsilciler Meclisi Üyesi Gregory Meeks ve Senatör Ben Cardin'in 18 milyar dolarlık 50 adet F-15 satışını onayladığını söyledi.

Haberde Meeks ve Cardin'in ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve İsrail yanlısı politikacılardan bir süredir baskı gördüğü yazıldı.

Uluslararası İlişkiler Komitesi'nde görev yapan Meeks ve Cardin, yabancı ülkelere silah satışını veto etme yetkisine sahip 4 kişi arasında yer alıyor. Cumhuriyetçi Senatör James Risch ve Temsilciler Meclisi Üyesi Michael McCaul, savaş jetlerinin satışına aylar önce onay vermişti. Meeks ve Cardin'in imza atmamasıysa jetlerin satışına dair süreci tıkamıştı.

Bir sonraki adımda ABD Dışişleri Bakanlığı, satışın onaylandığına dair Kongre'ye resmi bildirimde bulunacak. Haberde, bu bildirimin henüz yapılmadığına işaret edilirken, Dışişleri Bakanlığı'nın satışın durumu hakkında yorum yapmayı reddettiği de aktarıldı. 

WP, onaylanması durumunda bunun, Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana ABD'nin İsrail'e yaptığı en büyük silah satışlarından biri olacağına dikkat çekti.

Meeks, pakete verdiği onayla ilgili şunları söyledi: 

İsrail'e yönelik bu ve diğer silah tedariki süreçlerine dair Beyaz Saray ve Ulusal Güvenlik Konseyi'yle yakın temastayım. Yönetimi, insani yardım çalışmalarının artırılmasına ve sivil kayıpların sınırlandırılmasına yönelik somut iyileştirmeler yapması için İsrail'e baskı uygulamaya çağırdım.

Sentör Cardin'in sözcüsüyse, paketle ilgili kararın "rutin değerlendirmeler sonucu" alındığını belirtti.

Meeks, Amerikan medya kuruluşu CNN'e nisanda verdiği söyleşide, savaş jetlerinin gönderilmesine müsaade etmeyeceğini belirterek "İsrail'in sahip olduğu türden silahların daha fazla ölüme yol açacak şekilde kullanılmasını istemiyorum" demişti. 

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın, geçen hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla yaptığı görüşmede, Washington'ın İsrail'e uyguladığı silah satışı sınırlandırmasını kaldıracağını söylediği savunuldu.

İsrailli televizyon kuruluşu Kanal 12'nin pazartesi yayımladığı haberde kimliği açıklanmayan kaynaklar, Netanyahu'nun ABD'den silah tedariki sıklığını tekrar savaşın başındaki seviyeye getirmesini talep ettiğini aktardı.

Blinken'ın da yakın zamanda ABD'nin tüm sınırlandırmaları kaldırarak silah satışını sürdüreceğini söylediği savunuldu.

Bunun ardından Netanyahu'nun, Savunma Bakanı Yoav Gallant, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi'yle görüşerek, ABD'den yapılacak silah transferlerini bizzat takip etmelerini istediği belirtildi. 

Biden, mayısta yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de nüfusun yoğun olduğu bölgelere kapsamlı askeri operasyon düzenlemesi halinde silah satışına sınırlandırma getireceğini söylemişti. Netanyahu da geri adım atmayacaklarını belirterek "Tek başımıza da devam ederiz" demişti. Bunun ardından Washington, bazı bombaların ve mühimmatın tedarikini askıya almıştı.
İsrail ordusunun Refah'taki kara harekatı sürerken, ateşkes ve rehine takası görüşmelerinde henüz somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Görüşmelerde yer alan ve kimliğinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli bir yetkili, "Onlarca rehinenin halen hayatta olduğundan eminiz" dedi.

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan yetkili, "Onları uzun süre orada bırakamayız. Ölecekler" ifadelerini kullandı. 

Yetkili, İsrail'in Hamas'la rehine takası anlaşması yapmadan savaşı bitiremeyeceğini belirterek, örgütle mutabakat sağlanmazsa İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarını sürdüreceğini de sözlerine ekledi.

Tel Aviv yönetimine göre Hamas'ın elinde yaklaşık 120 rehine var ve bunların 41'inin öldüğü tahmin ediliyor. 

Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan, geçen hafta CNN'e verdiği söyleşide "Kaç canlı rehine kaldığını biz de bilmiyoruz" demişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Washington Post, New York Times



Mali’de isyancılar ülkeyi yakıt ablukasına aldı

Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
TT

Mali’de isyancılar ülkeyi yakıt ablukasına aldı

Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)
Mali'de vatandaşlar yakıt alabilmek için uzun kuyruklarda günlerce beklemek zorunda kalıyor (AFP)

El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el-İslam vel-Müsliminin (CNIM) örgütünün saldırıları nedeniyle Mali'deki yakıt kıtlığı sürüyor. 

BBC'nin analizinde, CNIM'nin yıllardır süren isyanını ekonomik savaşa çevirecek şekilde genişlettiğine dikkat çekiliyor. 

Militanların başkent Bamako'ya giden 100'den fazla kamyonu ateşe verdiği ve sürücüleri kaçırdığı aktarılıyor. 

Saldırılar nedeniyle milyonlarca Malilinin günlük hayatı altüst oldu. Okulların ve üniversitelerin kapandığı, gıda fiyatlarının yükseldiği, hastanelerin elektrik kesintileriyle boğuştuğu belirtiliyor. 

Bamako'daki bir benzin istasyonunda bekleyen taksi şoförü Sidi Djiré, "4 gündür buradayım, hâlâ yakıt alamadım" diyor. 

Haberde, birçok taksici ve otobüs şoförünün yakıt almak için benzin istasyonlarında uyumaya başladığı belirtiliyor. Çoğu vatandaşın araç bulamadığı için uzun mesafeleri yürüyerek işe gitmek zorunda kaldığı aktarılıyor. 

Bamako'daki Baco Djicoroni pazarında alışveriş yapan Assitan Diarra gıda fiyatlarının üç katına çıktığını söylüyor:

Şu anda gerçekten zor zamanlar yaşıyoruz. Ama ne yapabiliriz ki? Savaştayız. Allah ülkemize huzur ve barış getirsin.

Esnaflar da nakliye maliyetlerinin artması nedeniyle fiyatların yükseldiğini ifade ediyor.

Diğer yandan analizde, ülkedeki kaosun CNIM ve cunta arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandığına dikkat çekiliyor. 

Ordu yönetimi, ayrılıkçı grupların yarattığı güvenlik krizini çözeceğine söz vermesine rağmen CNIM gibi örgütlerle anlaşmaya varamadı. 

Ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde nüfuzunu artıran El Kaide bağlantılı örgüt, vur kaç saldırılarına ek olarak ülkeye yakıt ablukası uygulamaya da başladı. 

Denize kıyısı olmayan Afrika ülkesi, yakıt tedarikini Senegal ve Fildişi Sahili gibi komşu ülkelerden karayoluyla sağlamak durumunda. Ancak CNIM'nin ulaşım, elektrik ve lojistiğin can damarı olan yakıtı keserek "hükümeti savunma pozisyonuna zorladığı" belirtiliyor. 

Bölgede bir süredir nüfuzunu artıran Rusya ise Mali'ye hem askeri hem de lojistik destek sözü vermişti. 

Rusya'dan bir heyet, geçen ay Bamako'da Mali Devlet Başkanı Assimi Goita'yla görüşmüştü. Toplantıların ardından Moskova, ülkeye ayda 200 bin ton yakıt ve tahıl göndermeyi taahhüt etmişti. 

Independent Türkçe, BBC, Reuters


Çin’in nükleer silah biriminde yolsuzluklar: Kapsamlı temizlik yapılıyor

Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
TT

Çin’in nükleer silah biriminde yolsuzluklar: Kapsamlı temizlik yapılıyor

Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)
Çin'in gemisavar DF-21D füzesi yaklaşık 4 bin kilometre menzile sahip (Reuters)

Çin'in nükleer silahlarından sorumlu Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) Roket Kuvvetleri'nde yolsuzluk gerekçesiyle üst düzey isimler görevden alındı.

Çin Savunma Bakanlığı, 9 üst düzey askeri yetkilinin ve ülkenin ikinci en üst rütbeli generali He Weidong'un Çin Komünist Partisi'nden (ÇKP) ve ordudan ihraç edildiğini geçen ay duyurmuştu. 

Savunma Bakanlığı Sözcüsü Zhang Şiaogang, askeri yetkililerin "ciddi yolsuzluğa" karıştığını bildirmişti. 

He Weidong, Politbüro'nun 24 üyesinden biri olduğu gibi, Tayvan'a yönelik operasyonlardan sorumlu Doğu Cephesi Komutanlığı'nın eski direktörüydü.

New York Times'ın (NYT) analizinde, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne 2023'ten beri yolsuzluk suçlamaları yöneltildiğine dikkat çekiliyor. 

Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

Bazı uzmanlar, ordudaki en büyük bütçelerden birinin Roket Kuvvetleri'ne ayrıldığını, bu yüzden birimin yolsuzluğa açık olduğunu söylüyor. 

Analizde, Çin'in nükleer gücünü hızla artırmayı hedeflediği ancak Roket Kuvvetleri'ndeki "kapsamlı temizliğin" bu süreçle ilgili sorunları ortaya koyduğu yazılıyor. 

ÇHKO'nun resmi gazetesinde salı günü yayımlanan makalede, "Yolsuzlukla mücadele ordumuzun kaybetmemesi gereken bir siyasi süreçtir" denmişti.

Şi Cinping'in 2049'a kadar "dünya standartlarında bir ordu" kurma hedefinde önemli rol oynayan Roket Kuvvetleri, Tayvan'ın olası işgalinde de merkezi konumda.  

Amerikan istihbaratına göre Şi, 2027'ye kadar ordunun Tayvan'ı ele geçirecek seviyeye gelmesini planlıyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda. 

Independent Türkçe, New York Times, The Diplomat


Venezuela, ABD’ye karşı “gerilla savaşına” hazırlanıyor

USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
TT

Venezuela, ABD’ye karşı “gerilla savaşına” hazırlanıyor

USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)
USS Gerald R. Ford, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in talimatıyla geçen ay yola çıkmıştı (ABD Donanması)

ABD'nin "uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele" gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un Venezuela açıklarına ulaşmasıyla iki ülke arasındaki gerginlik iyice tırmandı. 

CNN'in aktardığına göre savaş gemisine 9 hava filosu, güdümlü füze destroyerleri USS Bainbridge ve USS Mahan'ın yanı sıra füze savunma komuta gemisi USS Winston S. Churchill ve 4 binden fazla piyade eşlik ediyor.  

Venezuela Savunma Bakan Vladimir Padrino Lopez, ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağını "emperyalist tehdit" diye niteleyerek ülkede 200 bin askerin seferber edildiğini duyurdu. 

Seferberliğin iki gün sürmesi, daha sonra duruma göre yeni bir plana geçilmesi öngörülüyor. 

Reuters'ın aktardığına göre Karakas yönetimi, olası ABD işgaline karşı "gerilla savaşına" hazırlanıyor. Britanyalı haber ajansının incelediği belgelerde, 280'den fazla noktada oluşturulacak küçük askeri birimlerin koordineli sabotaj eylemleri düzenleyeceği belirtiliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan bir kaynak, Venezuela yönetiminin "sokaklarda anarşi yaratarak ülkeyi yabancı güçler için yönetilemez hale getirmeyi" planladığını savunuyor. Bu kapsamda silahlı milislerin ve istihbarat servislerinin sahaya sürüleceği aktarılıyor. 

Diğer yandan Venezuela ordusunun, ABD birlikleri karşısında dezavantajlı kalacağına dikkat çekiliyor. Hükümete yakın yetkililerden biri "Konvansiyonel savaşta iki saat bile dayanamayız" diyor. Başka bir kaynak da resmi açıklamaların aksine ülkenin böyle bir savaşa hazır olmadığını söylüyor.

Analizde, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun selefi Hugo Chavez'in izinden giderek subayları bakan veya devlete ait şirketlere yönetici olarak atadığına dikkat çekiliyor. 

Ordunun sadakatine sahip olsa bile Maduro yönetiminin askerlere düşük maaş ödediğine, Venezuela ordusunun cephaneliğinin çoğunun Rus yapımı eski silahlardan oluştuğuna işaret ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir sıcak çatışmada askerlerin firar edebileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

Maduro, Venezuela'yı savunmak için 8 milyon sivile silah eğitimi verildiğini açıklamıştı. Ancak kaynaklar, sokaklarda anarşi yaratma senaryosunda tahminen 5 bin ila 7 bin kişinin görevlendirilebileceğini savunuyor. 

Gerilla tarzı "direniş savaşı" içinse yaklaşık 60 bin kişilik ordu ve ulusal muhafız birliğinin görevlendireceği aktarılıyor. 

Rus menşeli "Igla-S" tipi kısa menzilli uçaksavar füzelerinin stratejik hava savunma sahalarına konuşlandırıldığı belirtiliyor. Venezuela ordusunun elinde bu füzelerden yaklaşık 5 bin tane var.  

Kremlin, Washington ve Karakas yönetimlerine itidal çağrısı yapmış ancak ABD'nin saldırıya geçmesi halinde Venezuela'ya destek vereceklerini duyurmuştu. 

Güvenlik analisti Andrey Serbin Pont, Venezuela'nın "kaos yoluyla caydırıcılık" mesajı vermek istediğini söylüyor. Maduro rejiminin yıkılması ve olası geçiş sürecinde bu silahların gerilla ve paramiliterlerin eline geçebileceğini, bunun da ülkede şiddet ve istikrarsızlığı körükleyebileceğini belirtiyor. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. 

Eylülün başından bu yana bölgede en az 19 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 76'dan fazla kişiyi öldürdü. 

Beyaz Saray, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunurken, Venezuela iddiaları reddediyor ve ABD'nin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. Trump, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini de geçen ay duyurmuştu.

Independent Türkçe, Reuters, CNN, Wall Street Journal