Çin'den Tayvan'a ölüm tehdidi

"Bağımsızlık yanlıları hedefte"

Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan'ın etrafını sardığı tatbikat görüntülerini başkent Pekin'deki ekranlardan yayımlamıştı (Reuters)
Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan'ın etrafını sardığı tatbikat görüntülerini başkent Pekin'deki ekranlardan yayımlamıştı (Reuters)
TT

Çin'den Tayvan'a ölüm tehdidi

Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan'ın etrafını sardığı tatbikat görüntülerini başkent Pekin'deki ekranlardan yayımlamıştı (Reuters)
Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan'ın etrafını sardığı tatbikat görüntülerini başkent Pekin'deki ekranlardan yayımlamıştı (Reuters)

Çin, Tayvan'ın bağımsızlığını savunan yetkilileri idam cezasıyla tehdit etti.

Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'nın aktardığına göre, Pekin yönetiminin cuma günü paylaştığı yönergede "Tayvan'da bağımsızlık yanlısı radikallerin ağır şekilde cezalandırılması" talep edildi.

Bildiride, bağımsızlık faaliyetlerinde "başı çeken liderlerin, devlete ve halka zarar verdiği" savunularak, bu kişilere en ağır cezanın uygulanması istendi. 

Çin Kamu Güvenlik Bakanlığı'ndan Sun Ping, Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, ayrılıkçılık faaliyetlerine verilecek en yüksek cezanın idam kararı olduğunu belirtti.

Buna ek olarak, bağımsızlık yanlısı faaliyet yürüten diğer kişilerin 10 yıla kadar hapis cezası alabileceği ifade edildi. 

Yeni yönergenin, Tayvan'ın bağımsızlık arayışına karşı 2005'te yürürlüğe koyduğu "Ayrılmayı Önleme Yasası" dahilinde çıkarıldığı belirtildi. 

Çin Komünist Partisi (ÇKP), bunu Tayvan'ın Çin'den ayrılması durumunda adaya askeri hareket düzenlemek için yasal dayanak olarak kullanıyor. 

Tayvan'ın Çin'le ilişkilerinden sorumlu Anakara İşleri Konseyi'nden aynı gün yapılan açıklamadaysa Pekin'in hamlesi kınandı.

"Pekin makamlarının Tayvan üzerinde kesinlikle hiçbir yargı yetkisi yoktur" denen açıklamada, Tayvan halkının ÇKP tarafından tehdit edilemeyeceği belirtildi. 

Tayvan'da iktidardaki Demokrat İlerici Parti'nin (DPP) adayı Lai Ching-te'nin 13 Ocak'taki başkanlık seçimini kazanmasıyla iki ülke arasındaki gerginlik tekrar tırmanmıştı. 

Lai, 20 Mayıs'taki yemin töreninde yaptığı konuşmada, Çin'den Tayvan'a yönelik tehditlerini sonlandırmasını istemiş ve diyalog çağrısı yapmıştı. Lai, Tayvan ve Çin'in "birbirinin boyunduruğu altında olmadığını" söylemişti.

Tayvan liderini "ayrılıkçı" olarak gören Pekin yönetimiyse açıklamalara tepki göstermişti. Çin'in Tayvan İlişkiler Ofisi Sözcüsü Çın Binhua, Lai'nin "bağımsızlık için dış güçlere bel bağladığını ve kutuplaşma yarattığını" öne sürmüştü. 

Bu gelişmelerin ardından Çin, 23 Mayıs'ta ada etrafında geniş kapsamlı askeri tatbikat başlatmıştı. Pekin, "Müşterek Kılıç-2024A" operasyonunun 25 Mayıs'ta sonlandırıldığını duyurmuştu.

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian



Guterres doğayı kurtarmak için “büyük yatırımlar” çağrısında bulundu

Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ne üye devletlerin temsilcileri, BM Genel Sekreteri António Guterres'in konuşmasını dinliyor (AP)
Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ne üye devletlerin temsilcileri, BM Genel Sekreteri António Guterres'in konuşmasını dinliyor (AP)
TT

Guterres doğayı kurtarmak için “büyük yatırımlar” çağrısında bulundu

Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ne üye devletlerin temsilcileri, BM Genel Sekreteri António Guterres'in konuşmasını dinliyor (AP)
Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ne üye devletlerin temsilcileri, BM Genel Sekreteri António Guterres'in konuşmasını dinliyor (AP)

BM Genel Sekreteri António Guterres dün, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine (CBD) üye devletleri doğayı korumak için uluslararası fonlara “önemli yatırımlar” yapmaya çağırdı.

Bu yıl 16'ncısı düzenlenen BM Biyolojik Çeşitlilik Konferansı'nın (CBD) açılış töreni dün Cali'de yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Guterres, 1 Kasım'a kadar sürecek müzakerelerin açılışı öncesinde yayınladığı video mesajında, “Cali'den Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi fonlarına önemli yatırımlar yaparak ve tam olarak uygulanması için diğer kamu ve özel finansman kaynaklarını harekete geçirme taahhütleriyle ayrılmalıyız” dedi.

Guterres, “Doğanın tahrip edilmesi çatışmaları, açlığı ve hastalıkları körüklüyor, yoksulluğu, eşitsizliği ve iklim krizini besliyor ve sürdürülebilir kalkınmaya, yeşil işlere, kültürel mirasa ve GSYH'ye zarar veriyor” dedi. Guterres, “finansman konusunda verilen sözlerin yerine getirilmesi ve gelişmekte olan ülkelere desteğin hızlandırılması gerektiğini” çünkü “tozlaşma ve içme suyu gibi doğa tarafından sağlanan hizmetlerin çöküşünün, küresel ekonomide yıllık trilyonlarca dolarlık bir kayba yol açacağını ve bundan en çok yoksul ülkelerin en çok etkileneceğini” vurguladı.

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın (COP16) on altıncı oturumu, konferansın 2022'deki bir önceki toplantısında doğanın korunmasına yönelik benzeri görülmemiş bir yol haritasını kabul etmesinden bu yana uluslararası topluluğun ilk toplantısını oluşturuyor. Ancak Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi olarak bilinen ve 2030 yılına kadar iddialı hedefler içeren bu anlaşmanın uygulanması yeterince hızlı ilerlemiyor.