Türkiye İdlib'deki askeri mevzilerini güçlendiriyor

 Suriye'nin kuzeyinde SDG kontrolündeki bölgelere bakan Türk tankları (arşiv - Milli Savunma Bakanlığı)
Suriye'nin kuzeyinde SDG kontrolündeki bölgelere bakan Türk tankları (arşiv - Milli Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye İdlib'deki askeri mevzilerini güçlendiriyor

 Suriye'nin kuzeyinde SDG kontrolündeki bölgelere bakan Türk tankları (arşiv - Milli Savunma Bakanlığı)
Suriye'nin kuzeyinde SDG kontrolündeki bölgelere bakan Türk tankları (arşiv - Milli Savunma Bakanlığı)

Türk ordusu, İdlib'de ‘Putin-Erdoğan mutabakatı’ olarak bilinen Türk-Rus anlaşması alanları içinde yer alan ‘çatışmasızlık bölgesindeki’ noktalarına, askeri ve lojistik takviye göndermeyi yoğunlaştırdı.

Takviyelerin büyük kısmı, Suriye ordusunun faaliyetlerini artırdığı İdlib'in güneyindeki Cebel ez-Zaviye ekseninde yoğunlaşıyor. Türk güçleri, İdlib'in doğusundaki noktalarında, bölgedeki yaklaşık 20 kasaba ve köyü kapsayan bir ‘güvenlik hattı’ oluşturmayı tamamlarken, takviyeler İdlib'in batısında konuşlanan noktaları da içeriyor.

Yoğun Türk takviyesi

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türk güçlerinin Suriye güçleriyle temas hatlarındaki noktalarına takviye göndermeye üçüncü gün de devam ettiğini ve İdlib'in güney kırsalında bulunan Cebel ez-Zaviye bölgesindeki Şenan, Ferkiya, Serce, İhsim ve el-Bare eksenlerinde konuşlu noktalara 12 Haziran'da gönderilen takviyelerden sonra ikinci kez dün (Cuma) takviye geldiğini bildirdi.

Bu gelişme, Suriye ordusunun Rakka kırsalındaki Tabka ve Halep kırsalındaki Sarrin havaalanlarından bir grup Buk ve Tochka füze sistemini Heyetu Tahriru'ş Şam ve diğer grupların kontrolündeki bölgelerin karşısındaki noktalara nakletmesiyle aynı zamanda gerçekleşti.

SOHR’un Suriye güçleri ile İdlib'i kontrol eden muhalif gruplar arasında çatışmaların yaşanabileceğini öne sürdüğü İdlib'in batı kırsalına dün, aralarında zırhlı araçların da bulunduğu askeri araçlar ve takviye birlikleri ulaştı.

SOHR, Türk güçlerinin, Putin-Erdoğan anlaşması bölgesindeki sivil ve askeri hareketliliği hedef alan ve şubat ayından bu yana artan intihar saldırılarına karşı çarşamba günü, İdlib'deki mevzilerine gelişmiş elektronik sinyal bozucu sistemleri gönderdiğini kaydetti.

Rusya’nın rolü

İlginçtir ki Türk takviyesi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 11 Haziran'da Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin ardından başladı. Suriye hükümetine yakın kaynakların Şam'daki iktidar çevrelerine yakın Vatan Partisi'nin sözcüsü olan Aydınlık gazetesine, Lazkiye'nin güneydoğusunda Rusya tarafından işletilen Hmeymim Hava Üssü’nde Rus, Türk ve Suriyeli askeri personel arasında bir toplantı yapıldığını açıklamasıyla aynı zamanda yapıldı.

Gazete, toplantıda İdlib ve çevresindeki son gelişmelerin ele alındığını ve bunun Suriye topraklarında yapılan ilk güvenlik toplantısı olduğuna dikkat çekti.

Şarku’l Avsat'ın ulaştığı Türk kaynaklar, bu toplantının yapıldığını doğrulamadı ama yalanlamadı da. Ancak 2021'de başlayan ve Moskova'nın desteklediği görüşmelerin yeniden başlatılması konusunun Fidan-Putin görüşmesinde gündeme geldiğini ve 3-4 Temmuz'da Astana'da yapılacak uluslararası zirve sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin arasında yapılacak görüşmede yeniden ele alınacağını belirttiler.

Türkiye'nin SDG seçimlerini reddetmesi

Kaynaklar, Suriye dosyasının, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen özerk bölgelerde yerel seçimlerin yapılmasını, Suriye'nin bütünlüğüne ve Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu gerekçesiyle reddeden tutumu çerçevesinde ele alındığını belirtti. Ayrıca Şam'ın 11 Haziran'dan Ağustos ayına ertelenen bu seçimlerin yapılmasını engellemek için gerekli tutumu göstermesi de önemli.

Fidan ile Putin arasındaki görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye hükümetinin seçimlerin yapılmasına izin vermeyeceğinden emin olduğunu ifade ederek, “Şüphesiz Suriye yönetimi seçimlerin yapılmasına izin vermeyecek, bu yönde adım atmayacaktır” dedi.

Ankara, uygun koşulların olmaması nedeniyle Haziran ayında seçimlerin yapılmasına karşı çıkmasına rağmen, ABD'nin tutumundan endişe duyuyor ve Washington'un Türkiye'nin güney sınırında bir ‘Kürt devleti’ kurulmasına verdiği destekten vazgeçmeyeceğini düşünüyor.

Gizli toplantı

Aynı bağlamda SOHR, Türk güçleri ve Ankara'ya sadık Suriye Millî Ordusu grupları tarafından kontrol edilen Barış Pınarı bölgesinde yer alan Tel Abyad kentinde çarşamba akşamı Rus ve Türk askeri personeli arasında ‘gizli bir toplantı’ yapıldığını açıkladı. Gruplar arasında kafa karışıklığı yaşanırken, bölgenin, Rusya ile Türkiye arasında varılan anlaşma uyarınca Suriye ordusunun kontrolüne geçmesinden endişe ediliyor.

Diğer yandan Ekim 2019'da Ankara ile Moskova arasında imzalanan Soçi Mutabakatı kapsamında yapılan Türk-Rus askeri devriyeleri aylardır durmuş durumda.

Türk güçleri ile Suriye Millî Ordusu’nun kontrolündeki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerindeki El-Bab, Azez, Mare ve Afrin'de, Rus askerlerinin Türk mevkidaşları ve Birleşmiş Milletler (BM) temsilcileri eşliğinde 12 Haziran'da Suriye Ordusu ve muhalif bölgeleri ayıran Ebu Zindeyn geçiş bölgesini yeniden açmak üzere bölgeye girmesini protesto eden halk gösterileri düzenlendi.

SOHR, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde Suriye ordusunun kontrolünü yeniden sağlamak ve SDG'yi zayıflatmak için Rus ve Türk tarafları arasında zımni anlaşmalar varmış gibi görünürken, İdlib ve kırsalının, askeri bir gerilim veya olası çatışmalar beklentisiyle, Suriye güçleriyle temas hatlarının karşı tarafında Türk askeri takviyelerine tanık olduğunu belirtti.

Ankara, İdlib üzerinden kendi topraklarına yeni bir göç dalgasına izin vermeyeceğini defalarca vurgularken, Suriyeli mültecilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmelerini teşvik ediyor.



Trump yönetimi binlerce Afgan'ın bir hafta içinde Amerika'yı terk etmesini istedi

İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
TT

Trump yönetimi binlerce Afgan'ın bir hafta içinde Amerika'yı terk etmesini istedi

İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)
İç Güvenlik Bakanlığı tarafından sağlanan bu fotoğrafta, Afgan mültecileri taşıyan son otobüs 19 Şubat 2022 tarihinde New Jersey'deki McGuire-Dix-Lakehurst Ortak Üssünden ayrılıyor (AP)

Trump yönetimi, Taliban'ın 2021'de iktidarı ele geçirmesinin ardından yasal yollardan ABD'ye giren Afgan mültecilere bir hafta içinde ülkeyi terk etmeleri talimatını verdi, aksi takdirde gözaltına alınma ve sınır dışı edilme işlemleriyle karşı karşıya kalacaklar.

Alman programlarında çalışan ve orada risk altında olarak sınıflandırılan Afganistanlıları taşıyan SmartWings Çek Havayollarına ait bir uçak, 16 Nisan 2025 tarihinde Pakistan'ın İslamabad kentinden Almanya'nın doğusundaki Leipzig havaalanına iniş yaptı (AFP)Alman programlarında çalışan ve orada risk altında olarak sınıflandırılan Afganistanlıları taşıyan SmartWings Çek Havayollarına ait bir uçak, 16 Nisan 2025 tarihinde Pakistan'ın İslamabad kentinden Almanya'nın doğusundaki Leipzig havaalanına iniş yaptı (AFP)

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, insani şartlı tahliye programları veya diğer yasal yollarla ABD'ye girmelerine izin verilen Afgan vatandaşlarına “şartlı tahliye fesih bildirimleri” göndererek, yedi gün içinde gönüllü olarak ayrılmalarını ya da artık geçerli yasal statüleri olmayanlar tarafından alınan e-postalara göre, tutuklama ve sınır dışı işlemleriyle karşı karşıya kalacaklarını bildirdi.

Bir Taliban güvenlik mensubu Kabil'deki Rus Büyükelçiliği'nin girişinde bir aracı inceliyor, 17 Nisan 2025.Bir Taliban güvenlik mensubu Kabil'deki Rus Büyükelçiliği'nin girişinde bir aracı inceliyor, 17 Nisan 2025.

Bu hamle, Trump'ın “Amerika tarihindeki en büyük toplu sınır dışı etme” olacağını vaat ettiği daha geniş kapsamlı göçmen karşıtı kampanyasının bir parçasıdır. Bu yılın başlarında göreve geldiğinden beri yönetim, 11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından terörle savaşın bir parçası olarak başlayan 20 yıllık askeri varlığa son vererek, Ağustos 2021'de ABD güçlerinin Kabil'den çekilmesinin ardından iktidarı ele geçiren Taliban'ın zulmünden korktukları için ülkelerinden kaçan Afganlar da dahil olmak üzere Trump'ın vaadini uygulamak için önlemleri artırdı.

Newsweek, ABD'nin çekilmesiyle birlikte Taliban'ın Afganistan'da kontrolü nasıl hızla yeniden ele geçirdiğini ve on binlerce Afgan'ın, özellikle de ABD ordusuyla birlikte çalışanların yanı sıra anavatanlarındaki dini ve etnik zulümden kaçan diğer Afganların kaçmasına neden olduğunu hatırlattı. Kaçanların birçoğu, kendilerini ABD'den sınır dışı edilmekten koruyan özel göçmen vizeleri, sığınma ya da Geçici Koruma Statüsü için başvuruda bulundu. Trump yönetimi şimdi binlerce Afgan vatandaşı için TPS korumalarını sona erdirmek üzere harekete geçiyor ve bu da Afganistan'a sınır dışı edilmelerine yol açabilir” dedi.

Geçtiğimiz haftalarda İç Güvenlik Bakanlığı, insani şartlı tahliye gibi yasal programlarla gelenler de dahil olmak üzere çeşitli kişilere yedi günlük sınır dışı bildirimleri gönderdi.

Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt, "X" platformunda askeri uçağa binenlerin fotoğrafını paylaşarak, "Sınır dışı uçuşları başladı" yazdı (sosyal paylaşım siteleri)Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt, "X" platformunda askeri uçağa binenlerin fotoğrafını paylaşarak, "Sınır dışı uçuşları başladı" yazdı (sosyal paylaşım siteleri)

7 günlük süre

Kuzey Karolina'nın Raleigh kentindeki bazı yerel medya kuruluşları, Afgan bireylerin İç Güvenlik Bakanlığı'ndan yedi gün içinde ülkeyi terk etmelerini ya da yasal işlemle karşılaşmalarını isteyen bir e-posta aldıklarını bildirdi. Misyoner olarak çalışan ve sığınma talebinde bulunmasına izin veren vizeye sahip olan bir Afgan göçmen, aldığı e-postada “şartlı tahliyesinin bu bildirimden yedi gün sonra sona ereceğinin” belirtildiğini ve “ABD'yi derhal terk etmezseniz, olası yasal işlemlere tabi tutulacaksınız” uyarısında bulunulduğunu bildirdi. “Afganistan'a geri dönersek güvende olmayacağız. Bu kendimiz için bir intihar görevi imzalamak gibi bir şey” dedi.

Newsweek, ABD'li göçmenlik avukatı Nicole Mescheroni'nin İç Güvenlik Bakanlığı'nın kendisine “ABD'den ayrılma zamanınız geldi” dediğini aktardı. Ancak üst düzey bir DHS yetkilisi, postaların şartlı tahliye davalarına dahil olanlara gönderildiğini ve Mecheroni'nin şartlı tahliye edilmediğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Kongre belgelerinden elde ettiği verilere göre, Ağustos 2021 ile Ağustos 2024 arasında yaklaşık 150 bin Afgan Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleştirildi.

İç Güvenlik Bakanlığı bugün, belgesiz göçmenlerin 30 gün içinde hükümete kayıt yaptırmaları veya cezalarla karşı karşıya kalmaları anlamına gelen yabancı kayıt şartını uygulamaya başladı.

Amerikan mülteci yerleştirme kuruluşu Global Refugee Resettlement'ın direktörü Krish O'Meara Vignaraja geçen hafta New York Times'a verdiği demeçte “Afgan kadınları ve kızları için bu insani korumanın sona ermesi, fırsatlara, özgürlüğe ve güvenliğe erişimlerinin sona ermesi anlamına geliyor” diyerek “onları sistematik baskı ve cinsiyete dayalı şiddetle karşı karşıya kaldıkları Taliban yönetimine geri dönmeye zorlamak, ulusumuzun itibarı için affedilemez bir leke olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

AfghansEvac CEO'su Sean Vandiver birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “TPS kapsamında burada bulunan her kişi, ABD ile olan ilişkileri nedeniyle ülkelerine dönmeleri halinde risk altında olan kişilerdir” dedi. Sean Vandiver, “TPS'yi sona erdirmek sadece korkakça bir hareket değildir. Çoğu durumda, bu insanlar savaş sırasında ihtiyaç duyduğumuz anda yanımızda durdular” diyerek, ”Afganlar için TPS'yi sona erdirmek sadece korkakça değil, aynı zamanda sorumsuzca. Onlara güvenlik sözü vermiştik. Şimdi yanımızda duran bu 10 binden fazla insanın ayaklarının altındaki halıyı çekiyoruz ve onlar dehşete düşmüş durumdalar. Korkuyorlar” ifadelerini kullandı.