Moskova Kırım'a düzenlenen füze saldırısından Washington'u sorumlu tutuyor

Washington'un Kiev'e teslim ettiği ATACMS füzeleri kullanılarak gerçekleştirildi

Washington nisan ayında Ukrayna'ya ATACMS füzeleri gönderdiğini açıklamıştı (Reuters)
Washington nisan ayında Ukrayna'ya ATACMS füzeleri gönderdiğini açıklamıştı (Reuters)
TT

Moskova Kırım'a düzenlenen füze saldırısından Washington'u sorumlu tutuyor

Washington nisan ayında Ukrayna'ya ATACMS füzeleri gönderdiğini açıklamıştı (Reuters)
Washington nisan ayında Ukrayna'ya ATACMS füzeleri gönderdiğini açıklamıştı (Reuters)

Rusya Savunma Bakanlığı, bugün (Pazar) yaptığı açıklamada, Moskova tarafından ilhak edilen Kırım'a Washington tarafından Kiev'e teslim edilen ATACMS füzeleriyle gerçekleştirilen saldırıdan ABD'yi sorumlu tuttu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı açıklamaya göre "Sivastopol'de sivillere yönelik kasıtlı füze saldırısının sorumluluğu, Kiev makamlarının yanı sıra öncelikle Ukrayna'ya silah sağlayan Washington'a aittir" diyen bakanlık, "bu tür eylemlerin cevapsız kalmayacağını" vurguladı.

Moskova tarafından atanan yerel Vali Mihail Razvojayev'e göre Sivastopol'a yönelik füze saldırısı, ikisi çocuk üç kişinin ölümüne ve yaklaşık 100 kişinin yaralanmasına yol açtı.

Rusya 2014 yılında Kırım'ı ilhak etti.

Washington nisan ayında, Ukrayna'nın cephe hattından uzaktaki hedefleri vurabilmesi için uzun süredir talep ettiği ATACMS füzelerini gönderdiğini açıkladı.

Kiev bu füzeleri ilk kez ekim ayında Moskova'ya karşı kullandı, ancak Washington'un yakın zamanda gönderdiği füzelerin menzili 300 kilometreye kadar ulaşabiliyor.

Ukrayna, Sivastopol'un bombalanması konusunda henüz bir yorumda bulunmadı.



Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
TT

Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı düzenleme ihtimali Ortadoğu'da topyekun savaş endişelerini artırıyor. 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in İran'daki nükleer tesislere saldırmasını desteklemeyeceklerini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Tel Aviv'in tesisleri vurmayacağına dair herhangi bir güvence vermediğini belirtiyor. 

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen yetkili, Amerikan medya kuruluşu CNN'e şunları söylüyor: 

Güç gösterisinin yanı sıra biraz da akıllıca davranılmasını bekliyoruz fakat buna dair herhangi bir garanti yok.

Yetkili, ayrıca İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü misilleme için kullanıp kullanmayacağını kestirmenin "gerçekten zor" olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: 

Sanırım 7 Ekim gününü kullanmaktan kaçınacaklar, tahminime göre misilleme olacaksa muhtemelen bu tarihten önce veya sonra gerçekleşecek.

Biden, cuma günkü açıklamasında Washington'ın Tel Aviv'le günde 12 saat iletişim halinde olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylemişti. Başkan, İsrail'in nükleer tesislere saldırmak yerine başka bir misilleme planı yapması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gerginliğin tırmandığı Ortadoğu'da Biden yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybettiğini yazıyor. 

Beyaz Saray yetkilileri, misilleme planlarında İran'daki muhtemel hedeflere karşı Tel Aviv'le koordinasyon halinde olduklarını fakat Netanyahu yönetimi tarafından "gafil avlandıklarını" söylüyor.

Donald Trump yönetiminde Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenke, Aksa Tufanı'nın her şeyi değiştirdiğini belirtiyor: 

7 Ekim her şeyi değiştirdi. ABD'nin hassasiyetlerini daha az dikkate alan ve kendi güvenlik hedeflerini ısrarla kovalayan yeni bir İsrail'le karşı karşıyayız.

Diğer yandan sadece ABD değil Avrupa Birliği (AB) de İsrail üzerindeki etkisinin zayıfladığından endişeleniyor. 

Britanya gazetesi Financial Times'a konuşan Avrupalı bir diplomat, Tel Aviv yönetiminden İran'daki nükleer tesislere saldırı düzenlememesini istediklerini fakat net bir yanıt alamadıklarını belirtiyor. Bir başka Avrupa diplomat da şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olaylar üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu görmek iç karartıcı. Tartışmalarımızı daha karamsar, daha kaderci bir hale getiriyor.

Independent Türkçe, CNN, Wall Street Journal, Financial Times, Times of Israel